
≠2
2 dk
Kyrie Irving'in kararı sadece Cleveland Cavailers'tan Boston Celtics'e gidiş anlamına gelmiyor. 2 numaradan 11 numaraya geçişin de bir anlamı var.
Okumakta olduğunuz derginin ilerleyen sayfalarında Neymar ile karşılaşacaksınız. Hayatına ve kariyerine dair çeşitli detayların yer aldığı dosyalarla onu biraz daha yakından tanıyacaksınız. Dergiyi kapatıp bir köşeye koyduğunuzda ise aklınızda ona dair bir imge canlanacak. Ve muhtemelen bu imge, ‘büyümek’ ve kendi krallığını kurmak için ‘en iyi’nin yanından ayrılan, 25 yaşında bir yıldız olacak.
Oysa Neymar’ı kapsayan bu tanımın bir başka karşılığı daha var; zira 2017 yazında ‘büyümek’ ve kendi krallığını kurmak için ‘en iyi’nin yanından ayrılan 25 yaşındaki tek yıldız o değildi.
Kyrie Irving, 2011 yılında draft 1 numarası olarak NBA’e adım attı. Ayak bastığı yer, bir yaz önce en büyük yıldızını kaybetmiş Cleveland’dı. Cavaliers taraftarı, kendilerini ansızın yalnız bırakıp Miami’ye yol alan LeBron James’i henüz iki hafta önce NBA Finalleri’nde (neyse ki kaybeden tarafta) izlemiş ve iç geçirmişti. Irving ise onların yeni umuduydu; sarılabilecekleri yeni bir heyecan, tutunabilecekleri yeni bir dal ve en önemlisi, yeni bir gelecek...
Irving, kendine güvenenleri yarı yolda bırakmadı ve sezonu ‘yılın çaylağı’ ödülüyle tamamladı. Ancak Cavs taraftarının sevinci buruktu; zira James, Irving’in ilk iki sezonunda yine NBA Finalleri’nde, hem de bu kez kazanan taraftaydı.
Ama sonra, 2014 yazında, beklenmedik bir şey oldu...
LeBron James; Cleveland’a geri döndü, genç Kyrie’yi kanatları altına aldı ve takımını önce finallere, ertesi sezon da zirveye çıkardı. Şampiyonluğu getiren son şutu Irving sokmuştu ama başarının asıl sahibi LeBron’du. Irving, en büyük sahnede en büyük işi yapmıştı ama bir sorun vardı; o, henüz kendi takımının bile en büyüğü değildi. Tıpkı, Barcelona’nın 6-1’lik mucizevi Paris Saint-Germain maçında son üç golün ikisini atıp birinin asistini yapan ama ertesi gün manşetleri Lionel Messi’ye kaptıran Neymar gibi...
Kyrie Irving ve Neymar’ın en büyük şanssızlıkları, ‘en iyi’ ile aynı takımda yer almaktı. Bu aynı zamanda, ‘en iyi’ler sahneden çekilene kadar ‘en iyi’ olma şansları olmadığı anlamına geliyordu. Hâliyle ellerinde fazla seçenek yoktu. Ayrılmaları gerekiyordu...
Neymar, ani bir kararla herkesi şaşırttı ve ‘dünyanın en pahalı futbolcusu’ unvanıyla bir önceki sezon Şampiyonlar Ligi’nin dışına gönderdiği PSG’nin yolunu tuttu. Brezilyalı, kendisine vadedilen krallığa giderken 11 numaralı formasıyla da vedalaşmış, Barcelona’da Messi’ye ait olan 10 numarayı sırtına geçirmişti.
Neymar’la yakın zamanlarda Irving de ani bir kararla artık Cleveland’da oynamak istemediğini açıkladı ve devamında Doğu Konferansı’ndaki en büyük rakipleri Boston Celtics’e takas oldu. Yeni evine geçerken 2 numaralı formasıyla vedalaşıp 11’i sırtına geçiren Irving de muhtemelen, bu hamlesiyle ‘ikinci adam’lığı reddini ilan etmişti.
Başlarda yoğun eleştirilere maruz kalsalar da şu sıralar ikisi de hayatından memnun görünüyor; evden ayrılan her çocuk gibi kendilerini daha ‘büyük’ hissediyor ve kendi başınalıklarının keyfini çıkarıyorlar. Ancak hem Neymar hem de Irving için, ‘cicim ayları’nın çok uzun sürmeyeceğini garanti edebiliriz. Zira ‘en iyi’ olmak için, evden ayrılmak ya da konfor alanını bozmak yetmiyor; bunun henüz ilk adım olduğunu bilmek ve yolun sonunda ‘en iyi’yi yenmek gerekiyor. Tıpkı, bir zamanlar LeBron James’in yaptığı gibi..