socratesXreflect_alt

2036 Olimpiyatları’nda Altın Madalya’ya Uzanan Defne Başyolcu ile Konuştuk

5 dk

Bu röportajda yer alan tüm metinler ve görseller yapay zeka ile üretilmiştir. Verilen cevaplar gerçek sporcular değil, 2036’da altın madalya kazanacağına inandığımız sporcular adına yapay zeka vermiştir.

2036 Olimpiyatları’nda altın madalyaya uzanan Kadın Voleybol Milli Takımımız’ın yıldız isimlerinden Defne Başyolcu ile zaferi, kariyerini ve 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nı konuştuk. Keyifli okumalar…

Defne öncelikle Olimpiyat altını için tebrikler. Zorlu bir turnuvaydı ama kazanmayı başardık. Neler hissediyorsun?

Teşekkür ederim. Evet, çok zorlu bir turnuvaydı ama biz de çok çalıştık ve inandık. Neler hissettiğimi anlatmak zor ama çok gururlu ve mutluyum. Türkiye'yi temsil etmek ve olimpiyat şampiyonu olmak benim için çok büyük bir onur. Takım arkadaşlarım ve antrenörüm de harika insanlar. Onlarla birlikte bu başarıyı paylaşmak çok güzel.

Olimpiyat şampiyonluğunu nasıl kutladınız?

Önce sahada büyük bir sevinç yaşadık. Sonra soyunma odasında da hep birlikte şarkılar söyledik, dans ettik, sarıldık. Daha sonra da otelde bir parti düzenledik. Orada da çok eğlendik, hepimiz çok mutluyduk. Tabii ki ailelerimiz ve sevdiklerimiz de bize destek oldular, onlarla da görüntülü konuştuk. Ömür boyu unutmayacağım.

Daha klasik bir soruyla devam edelim. Voleybola nasıl başladın?

Voleybola başlamamın en büyük sebebi ailem. Annem ve babam da eski milli voleybolcular. Ben küçükken onların maçlarını izlerdim ve çok etkilenirdim. Onlar da beni voleybola yönlendirdiler ve bana çok destek oldular. Voleybolu çok sevdim ve yeteneğimi geliştirmeye çalıştım. İlk olarak ilkokulda okul takımına girdim, sonra da kulüp takımlarında oynamaya başladım. Sonra milli takıma seçildim ve hayalim gerçek oldu.

Annen ve baban dışında bir idolün var mı?

Evet, var. Benim idolüm Tijana Boskovic. O da pasör çaprazı pozisyonunda oynayan bir voleybolcu. Sırbistan Milli Takımı’nda ve ülkemizde oynadı. Onun oyun tarzını, teknik becerisini, hırsını ve liderliğini çok beğeniyorum. Onunla birlikte oynamak ve ondan öğrenmek benim için çok büyük bir şanstı. Ona çok saygı duyuyorum.

Peki sahada yapmayı en çok sevdiğin şey nedir?

Ben pasör çaprazı olarak takımın en önemli hücum silahlarından biriyim. Benim görevim, pasörün bana attığı topları en iyi şekilde smaçlamak ve rakip savunmayı zorlamak. Ayrıca blok yaparak da takımıma yardımcı oluyorum. Sahada yapmayı en çok sevdiğim şey, pasörle uyumlu bir şekilde oynamak ve rakip fileye güçlü vuruşlar yapmak.

Maçlardan önce motive olmak için yaptığın özel şeyler var mı? Ritüellerin neler?

Maçtan önce kulaklıklarımı takıp sevdiğim şarkıları dinliyorum. Bu bana enerji ve heyecan veriyor. Bir de maçtan önce sahaya çıkmadan annemi ve babamı arayıp onlardan destek istiyorum. Onlar benim en büyük motivasyonum.

Ne tarz şarkılar dinliyorsun? Maç playlistin var mı?

Genellikle hareketli ve ritmik şarkılar dinliyorum. Pop, rock, rap gibi türleri seviyorum. Maç playlistim de var, orada sevdiğim sanatçıların şarkıları var. Mesela Tarkan, Sezen Aksu, Sertab Erener, Duman, Ceza, Sagopa Kajmer gibi. Bu şarkılar bana motivasyon veriyor

Bu sezon belki de kariyerinin en dolu dolu başarılara sahip sezonu. Ne hissettiğini soracak olursak mutluluk mu ön plana çıkar yoksa rahatlama mı? Ya da başka bir his mi?

Bu sezon gerçekten çok güzel bir sezon geçirdim. Hem kulüp takımımda hem de milli takımda çok önemli başarılar elde ettik. Bu sezonu ömür boyu unutmayacağım. Ne hissettiğimi soracak olursan, sanırım hem mutluluk hem de rahatlama hissediyorum. Mutluluk çünkü çok çalıştığımız ve emek verdiğimiz bir işin karşılığını aldık. Rahatlama çünkü çok zorlu ve yorucu bir sezonun sonunda hedeflerimize ulaştık. Ama bunun yanında bir de gurur ve minnettarlık hissediyorum. Gurur çünkü Türkiye’yi en iyi şekilde temsil ettim. Minnettarlık çünkü buralara gelmemde çok fazla insanın katkısı var.

Bu sezonun en unutulmaz anı neydi?

Bu sezonun benim için en unutulmaz anı, şampiyonluk maçının son saniyeleriydi. Maç İtalya’da, Brezilya ile oynuyoruz. Çok çekişmeli geçiyordu ve son sette 24-24 eşitlik vardı. Brezilya servis attı, servisi karşıladık ve pasörümüz Ece bana pas verdi. Ben de tam köşeye bir smaç vurdum ve top Brezilya sahasında yere düştü. O anki hislerimi tarif edemem. Bütün kariyerim gözümünün önünde geçti.

Sana hayranlık duyan, idol olarak gören binlerce genç sporcu var. Onlara ne söylemek istersin?

Onlara tavsiyem, voleybolu sevmeleri, çok çalışmaları, kendilerine güvenmeleri ve asla pes etmemeleri. Ayrıca sakatlanmamak için iyi beslenmeleri, yeterli uyumaları, egzersiz yapmaları ve sağlıklarına dikkat etmeleri de çok önemli. Sporcu olmak sadece bedensel değil, zihinsel de bir disiplin gerektirir. Bu yüzden kendilerini başka alanlarda da geliştirmeleri, kitap okumaları, müzik dinlemeleri, sanatla ilgilenmeleri ve psikolojilerini de korumaları gerekir.

Beni bugüne getiren şeyler, ailemin desteği, spora olan sevgim, çok çalışmak, kendimi geliştirmek ve Türk halkının sevgisiydi. Ailem benim en büyük destekçim oldu. Spora olan sevgim beni her zaman motive etti.

19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı için bir mesajın var mı?

Bu bayram, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak milli mücadeleyi başlattığı günü simgeler. Aynı zamanda Türk gençliğine armağan edilmiştir ve Türk gençliğinin Atatürk’ün izinde yürümesi, vatanına bağlı kalması, bilim ve sanatla ilgilenmesi, spor yapması ve sağlıklı yaşaması gerektiğini hatırlatır. Türk gençliğinin geleceğe umutla bakması için bir fırsattır.

Ben de bir Türk genci olarak bu bayramı kutluyorum. Atatürk’ü saygı ve minnetle anıyorum. Bana verdiği emanete sahip çıkacağıma söz veriyorum.

Socrates Dergi