
29 ≠ GSW
20 dk
NBA’de 2017-2018 sezonuna birkaç ‘Süper Takım’ ve bir mutlak favoriyle girildi. Kaan Kural ve Orkun Çolakoğlu ile değişen dengeleri konuştuk.
Uğur Ozan Sulak: Kural değişiklikleriyle başlayalım... NBA'in yenilikçi tutumu seyircilerin beğenisini kazanmış gözüküyor. Özellikle mola sayılarının 18'den 14'e, sürelerinin de 90'dan 75'e indirilmesi ve ligin normalden iki hafta önce başlayışı, sezonun en büyük reformları. NBA'in yeni hamlelerini siz nasıl yorumluyorsunuz?
Kaan Kural: Lotaryada ilk üç takımın şanslarının yüzde 14'te eşitlenmesi, All-Star'daki değişimler ve diğer reformların tamamı, Adam Silver'ın ürünü daha da izlenir kılabilmek adına iyi iş çıkarttığını gösteriyor. Molaların kısalması ve azalması, aslında korkunç bir para kaybı. Ama Silver'ın önceliği bu değil. Nakit parayı odak noktaya koymak yerine, ürünün detaylarını cilalıyor ve uzun vadeyi düşünüyor. Çünkü adamın kafa yapısı şu: "Cirom zaten belirli eşiği aşmış. Kârım biraz düşse de önemli değil, ürünün izlenirliğini düşüren faktörlerin tamamını gözden geçireyim ve markanın geldiği noktayı öyle görelim."
Orkun Çolakoğlu: Eskiden dakika bazında dokuz, altı, üç şeklindeydi zorunlu molalar. Hatta oyun durmadığı için dokuz dakikanın altında yakalayamıyordun bazen. Bu durumda da bir dakika arayla iki molanın denk geldiği oluyordu. Akıcılıktan uzak maçlarda azap oluyor, temposu iyi gidenlerde ise heves kırıyordu bu molalar. Çin'deki hazırlık maçlarını anlatırken tecrübe ettim; maç süresi de kısalmış böylece.
Kaan Kural: Silver zaten her şeye, "Neden bunu tartışmayalım?" kafasıyla yaklaştığından gelecek sene 82 maçın azalma ihtimali de var. Açıkçası bunun gündeme getirileceğini pek düşünmüyordum. Ama onu başarılı kılan, hem ligin taleplerine çabuk yanıt vermesi hem de Y-Z jenerasyonlarının isteklerini dikkate alması.
Uğur Ozan: Örneğin, geçen seneki GM anketinde en çok oy alan seçenek "Lotarya sistemi değişsin" çıkmıştı...
Orkun: Oklahoma City kesinlikle istemiyordu mesela; "Aynı kalsın, bir sezon yatacaksak da yatalım kardeşim. Suyumuzu kesmeyin" diyordu. Bakalım takımların tanking serüvenleri bu sezondan itibaren nasıl ilerleyecek...
Uğur Ozan: Gordon Hayward'ın açılış günündeki trajik sakatlığı Brad Stevens'ın tüm planlarını altüst etti. Boston'ı şimdi ne bekliyor? Aron Baynes istikrarlı bir çember koruyucusu sayılmaz ve Al Horford'ı yine zor bir sezon bekliyor gibi. Üstelik Hayward'ın sakatlığı; aynı geçen yıl olduğu gibi Horford'ın daha sık hücumun merkezine geçmesini beraberinde getirecek. Cleveland'ı alt edebilirler mi?
Orkun: Gordon Hayward sakatlanmasaydı normal sezonda Cleveland'ın önünde olurlardı. Ama yine de iki boy farkla değil, burun farkıyla ilk sırayı alırlardı diye düşünüyorum. Cleveland'ın sezonun ilk aylarındaki iniş-çıkışları malum. Burada, olası konferans finali eşleşmesini değerlendirmek lazım. Uzun vadede Cavaliers zaten daha iyi takımdı.
Kaan: Boston'ın artık ciddi anlamda skor problemi var. Kyrie Irving her ne kadar bu takımın yıldızı olarak gözükse de oyunun devamlılığını sağlayacak, sistemin temel taşı olacak kişi her daim Gordon Hayward'dı. Kyrie, gücünü patlayıcılığından alan bir oyuncu. Hayward, düzeni temsil ediyordu.
Orkun: Günümüz NBA'inde Irving'in birinci adam olduğu bir takım şampiyonluk adayı mı? Ben bu soruya şu anda "Evet" diyemem. Bu takımın tümüyle bir araya getirdiği savunma elit kategoride olur mu? Olumlu yanıt vermek kolay değil. Geçen sezon da gördük ki Cleveland normal sezonu yüksek viteste oynamıyor. Celtics cephesinde ise Jaylen Brown'ın daha büyük bir gömlek giymeye hazır olduğunu gördük. Normal sezon ölçeğinde de Gordon Hayward'ın skor katkısı belki bir nebze Jayson Tatum'la kapatılabilir. Ama nihayetinde geçici bir çözüm.
Kaan: Celtics'in ribaund sorunu da çok dramatik seviyelerde. Brad Stevens eğer Gregg Popovich kalibresinde bir normal sezon geçirirse -ki teknik anlamda bunu yapabilecek bir koç- Boston hâlâ zirveyi alabilir. Ama Hayward'ın olmadığı denklemde Cleveland'ı eleme şansları yok denecek kadar az. Hatta play-off'ta artık Washington'ın da gerisindeler bana göre.
Uğur Ozan: Tyronn Lue'nun bu sezon Kevin Love'ı 5 numarada oynatma kararıyla alakalı ne söylersiniz? Jae Crowder-LeBron James iki kanat savunmacısı olacak ama ana planda Isaiah Thomas-Dwyane Wade-Love üçlüsünün savunma zafiyeti ne denli saklanabilir?
Kaan: Cleveland'ın Boston gibi bir ribaund sıkıntısı yok. Savunmanın senin dediğin kadar kötü olacağını da düşünmüyorum. İyi bir çember savunmacı olmadan da seni batırmayacak seviyede savunma yapabilirsin. Crowder-LeBron, kanatta olabilecek en iyi ikililerden biri. Ayrıca kendini oyuna vermiş JR Smith-Iman Shumpert ikilisi bu alanda fark yaratır. Dwyane Wade de takım savunmasını düşürecek bir oyuncu değil. Bahsi geçen oyuncu grubuyla birlikte büyük bir devinim ve fizik kalite avantajı sağlayacak Cleveland. Böylelikle penetre yeme ihtimalleri de düşecek. Geçen sene Tristan Thompson çok mu fark ettiriyordu savunmada? Kevin Love gibi elit bir ribaundçu, yanlarında LeBron-Crowder... Bence sorun yaşamayacaklardır. Problem şurada olabilir: Geçen yılki ideale yakın hücum planını koruyamayabilirler. Beton bir blok düşünün, 100 metre taşımanız gerekiyor. Geçen yıl tüm kararları LeBron veriyor ve JR Smith- Kyle Korver gibi ideale yakın uygulayıcılarla birlikte bloğu 95 metre taşıyordu. Kalan beş metreyi de Kyrie Irving hop diye atıveriyordu. Tüm NBA'de bulunması en zor şey de o son beş metreyi taşıyacak adam belki de... Kevin Durant-Kyrie Irving ikilisi bence bu departmanda başı çekiyorlar. Isaiah Thomas ise biraz 'light' versiyonu gibi Kyrie'nin.
Orkun: Wade'in ilk beş çıkması kararından Lue'nun da memnun olmadığından eminim. Ama adam kendi oyuncu değerlemesini pek yapamıyor, malum sebeplerden ötürü. “Aman kimseyi kırmayalım, LeBron tadımızı kaçırmasın” modunda. Miami 2014'te şampiyonluğu San Antonio'ya kaybederken LeBron'un yanında iyi bir parça değildi Wade. Topsuz oyuna adapte edilmesi çok zor, şutu zaten problemli... İlk beş çıkması ise bence Love'ın 5 numarada başlamasıyla da alakalı; "Bari böyle yapayım da birbirlerine çarpmasınlar" diyor olabilir Lue.
Kaan: Miami'de alfa erkeği olan Wade'in geçen yıl zihinsel anlamda evrim geçirdiğini de söylemek lazım. Kaybeden bir takımdaydı ama doğası gereği tamamlayıcı oyuncu rolünde olması zor bir adamken Jimmy Butler'ın takımında rolünü kabullendi. LeBron, şutörler ve ardından Wade... Tüm bunların tıkır tıkır işlemesi için, mahir ve otoriter bir koça ihtiyaçları var. Yoksa iyi gözükmeden, düşe kalka yine NBA finaline çıkabilecek güçteler. Hatta ciddi bir talihsizlik yaşamadıkları sürece yine Doğu'nun final biletini alacaklardır. Ama 2016 play-off’u kadar akıcı oynayabilmeleri için saydığım özelliklerde bir koç gerekiyor. O yüzden işleri kolay değil.
Uğur Ozan: Toronto derinlik kaybetti, John Wall kariyerinin en iyi döneminde ve Bradley Beal geçen yıl 77 maça çıktı. Washington Wizards'ın yeri kesin olarak bu ikilinin arkası mı? Celtics-Cavaliers'ın yeni takımlarla sezona girişi; Scott Brooks'u All-Star koçu yapmaz mı? Wizards bench'i hâlâ çok zayıf ama fırsattan istifade edebilirler gibi geliyor...
Orkun: Olabilir. Bir takımın, gelişmek için illa hamle yapması gerekmiyor zaten. Washington'un genç sayılabilecek bir çekirdeği var, Wall-Beal ikilisi artık kariyerlerinin en verimli döneminde. Otto Porter 106 milyon dolarlık kontratıyla artık başka bir döneme giriyor. Burada, takımın Scott Brooks'a emanet edilişinden ötürü benim soru işaretlerim var. Zira Oklahoma City de Brooks döneminde genç çekirdeğe sahip ve birlikte oynayan bir takımdı. Belirli bir seviyeye kadar ilerleyebildiler. Beklentim 50 galibiyet civarı bir sezonla Toronto'yla kafa kafaya gitmeleri. Toronto, PJ Tucker'ı tutamamış olsa da OG Anunoby'yi getirdi, CJ Miles’ı kadroya kattı. Cory Joseph ve Patrick Patterson önemli eksikler olsa da Wizards'la şansları eşit. Geçen yıla benzer bir tablo bekliyorum.
Kaan: Washington'la ilgili bir endişe de Marcin Gortat'ın düşüşü. Wall, Beal, Porter, Morris, Gortat beşlisi; birbirini mükemmel tamamlayan bir kadro. Wizards'ın guard ikilisi zaten Curry- Thompson ve Paul-Harden'dan sonra ligin en iyisi. Ian Mahinmi'nin bu yıl çok sağlıklı olduğu iddia ediliyor ama hadi Gortat'ın formsuzluğunu bir şekilde ikame ettiler, Bojan Bogdanovic sonrası bench nasıl toparlanacak? Ernie Grunfeld sanki kasıtlı olarak bench derinliği katabilecek bir oyuncu getirmiyor Washington'a...
Uğur Ozan: Peki, Milwaukee sezon sonunda nerede olur? ACL sakatlığından dönmeye çalışan Jabari Parker'ın çizilen takvimden önde olduğu söyleniyor. Dönüş tarihi yine de en iyi ihtimalle Ocak ayını bulacak gibi...

Kaan: Çapraz bağ sakatlıkları artık ölüm fermanı değil. Oyuncular eskiden yüzde 80'le geri dönüyordu, şimdilerde bu oran neredeyse 99-100'ü buluyor. Tabii, Jabari Parker ikinci kez koparttığı için işler biraz farklı. Ocak ayında dönse de kendini suyun içine atması biraz zaman alır. Ne olursa olsun, Bucks iddialı gözükecektir. Jason Kidd'in gelişinden bu yana fütüristik bir yapı kurmaya çalışıyorlar. "En önemli şey kulaç uzunluğu" mantığıyla bu alanda korkunç isimleri bir araya getirdiler; Thon Maker, Tony Snell, Khris Middleton ve tabii ki Giannis Antetokounmpo... Milwaukee'nin planı, aynı 2014 Miami gibi, tuzak savunmalarla rakibi zor duruma düşürmek. Bu kadar uzun kollu oyuncularla her ne kadar yardım savunmasını mükemmelleştirseler de sezon boyunca aynı konsantrasyonda olmak mümkün değil. Ama dedim ya; fütüristik bir takım, 2040 için ideal...
Uğur Ozan: Yani bir de Khris Middleton harici ana plana dahil şutörleri olmadan...
Kaan: Tony Snell belli bir seviyeye çıktı. Malcolm Brogdon da eh işte. Thon Maker da atıyor. Bana kalırsa takımın gelecek senaryosu belli; Giannis 5 numara olacak, Jabari Parker dörde kayacak. Yakında bunu izleyeceğiz diye düşünüyorum. Ama dediğim gibi, zihinsel ve fiziksel olarak Kidd'in aklındaki savunmanın sürdürülebilmesi mümkün değil. NBA'de hücumlar, tuzak savunmayı artık çok daha çabuk çözüyor. Milwaukee, 2016-17'de hem ligin en fazla boyalı alan sayısı yiyen hem de en fazla boş atışa izin veren takımıydı. Tamam tuzak savunmayla rakibin ritmini bozuyorsun da nereye kadar? Doğu'da 4-6 arası yarıştan çok düşmeyeceklerdir ama ötesi zor.
Orkun: Benzer durum üç sene önce New Orleans-Anthony Davis ikilisinde de olmuştu. Bir tane 'freak' adam çıkıyor, Giannis gibi, sonra bir yıl play-off yapıyorlar ve herkes "Bakın, işte bu takım ilerliyor, gelişiyor" diye düşünüyor. Aslında öyle değil. Pelicans döneminde ilerleyen ve gelişen Anthony Davis'ti, burada da Giannis. Bucks dediğin takımı izleme keyfi büyük ölçüde Antetokounmpo'dan ibaret. Jabari Parker'ın da sezonun yarısında oynamayacağını düşünürsek, ne kaldı ki? Khris Middleton çok değerli bir oyuncu olsa da bence daha çok gelişme kaydetmesi mümkün değil.
Kaan: Geçen yıl sakatlıktan gelmişti, bu sezon belki bir adım daha iyi olabilir.
Orkun: Ama kaç galibiyete tekabül eder ki? Brogdon, Dellavedova, Maker, Monroe... Hepsi büyük bilinmezler. Greg Monroe değerli bir altıncı adam ama alamıyorsun işte ilk beşe. Doğu’nun standartları belli olduğundan tabii ki Giannis'le birlikte hep play-off'ta olacaklardır. Ama şu yapıyla, atıyorum konferans finaline aday bir takım değiller.
Uğur Ozan: Geçen yıl play-off'ta olmayan iki takımı, Miami Heat ve Philadelphia 76ers'ı konuşalım... Pat Riley her ne kadar takımın başında olmasa da felsefesi Erik Spoelstra'yı ve Miami'yi etkilemeye devam ediyor. Heat geçen sezonu 30-11'le bitirirken fizik kalite yönünden her takımın önündeydi ama play-off'u yarım galibiyetle kaçırdı. 76ers da iki sezon önce 10 galibiyet alan koçu, üç adet draft 1 numarası ve 25 milyon dolarlık şutörüyle belki de tüm ligin en çok merak edilen ekibi...
Kaan: Joel Embiid geçen yıl çok heyecan yarattı.Ben Simmons da yaz liginde onunla iyi bir ikili olabileceğini gösterdi. Markelle Fultz topu pek elinde istemeyen bir oyun kurucu, Simmons da bu açıdan LeBron Jr. olarak hücumu yönlendirebilir ama sonuçta bu beklentiye girdiğin oyuncu bir çaylak. Embiid'in sağlık durumu yine soru işareti, süre kısıtlamasıyla sezona girecek ve 76ers da 148 milyon dolarlık kontrata sakatlık çekincesini yazdı.
Uğur Ozan: Burada tabii hem Markelle Fultz hem de Ben Simmons'ın kolejde de rekabetçilikten uzak sezonlar geçirmeleri soru işareti. Fultz, Washington Huskies'le, Simmons da LSU'yla sezon sonu turnuvası görmedi, pek test edilmeden NBA'e geldiler...

Orkun: Öyle tabii. Özellikle Simmons'ı hep deli gibi açık saha oynarken, müthiş paslar verirken gördük ama adam şut atamıyor. Sıkışan oyunda ne yapacak? Takımın maksimum kontratlı oyuncusu Joel Embiid üç yıllık NBA kariyerinde toplam 31 maç oynamış. Mart ayından beri hafif tempoda çalışıyor. Bence bu sene hiç sakatlık yaşamasa da en fazla 65 maç oynatır onu 76ers.
Kaan: Şimdi bakınca Fultz-Redick-Covington- Simmons-Embiid, birbirini çok iyi destekleyen oyuncular. Ortada bir süper yıldızı var, şutörü, iyi kanatları olan her şeye sahip bir takım. Ama teoride öyleler. Şubat'ta, Mart'ta nerede olacaklar görmek gerek.
Orkun: Aklıma geldi, Kaan Abi’nin çok söylediği bir şeydir; her şey tekdüze geldiğinde daha ilginç olanın peşinden gidebilirsin. Ama bu demek değildir ki daha ilgi çekici gözüken, tekdüze olandan iyi olacak... League Pass'i açtığımda en çok merak ettiğim takım Philadelphia. 30 takım aynı anda oynuyor olsa ve üç takım seçebilsem biri kesinlikle 76ers olur. Yani bunu söylemek artık kabak tadı verdi ama Doğu hakikaten kötü, Miami de o yüzden yükselecek. 47-48 galibiyet alacaklar bence.
Uğur Ozan: EuroBasket yorgunluğu Goran Dragic'i vurmazsa Miami'nin ilk altısı garanti, hatta beşi de alabilirler gibi geliyor bana...
Kaan: Aynen, ilk altı dışına çıkmazlar. Josh Richardson çok iyi döndü, Justise Winslow sakatlık sonrası daha da toparlanacak. Handikap şu: James Johnson, Rodney McGruder, Goran Dragic ve Dion Waiters kariyer sezonlarını oynadılar geçen yıl. Bu dörtlünün aynı seviyeyi koruması çok güç. Dragic zaten yorgun başlayacak sezona. Erik Spoelstra da bunları düşünüyordur.
Uğur Ozan: Mike Budenholzer'ın ardından Doc Rivers'ın da basketbol kararlarında son sözü söyleme yetkisi alındı. Arn Tellem'in Detroit'e gelişiyle Stan Van Gundy'nin yetkilerini kaybetmesi de an meselesi. Biraz havadan Avery Bradley'yi yakaladılar ama oyun kurucu Reggie Jackson, 5 numaraları Andre Drummond...
Kaan: Bir daha kimseye koç-GM görevi vermeyecekler zaten. Bu nedir ya?
Orkun: Bazı takımlar iç karartır ya, Detroit öyle. Baktıkça mutsuz oluyorum. "Abi yazık ya" diyorsun. Teknik anlamda, maksimum seviyede şutöre ihtiyacın var. SVG üç yıldır Howard-Drummond ekseninde düşünüyor ama takımın eli yüzü düzgün bir şutör bulamayışını anlamak mümkün değil. Drummond'ın karakteri DeMarcus Cousins seviyesinde, bunun yanına takımı silkeleyecek adamlar koyacağına Marcus Morris, Tobias Harris, Reggie Jackson'ı falan koyuyorsun. Hadi altıncı oldular, ne olacak ki?
Kaan: Mesela Reggie Jackson, şu an Dennis Schröder'in gerisinde. Drummond, dünyanın en tembel adamı. "Yüzde 70'imle oynasam bile yeter" diyor. Avery Bradley çok iyi bir oyuncu ama temel bu kadar problemliyken ne denli etki edebilir? Stan Van Gundy'nin iletişim yöntemi yeni jenerasyonla pek uyuşmuyor.
Uğur Ozan Nicolas Batum'un sakatlığına rağmen Kemba Walker-Dwight Howard ikilisi, Andre Drummond-Reggie Jackson'a göre daha çekici değil mi? Daha az iç karartıcı?
Kaan: Geçen yılın başındaki Golden State ile sezon sonundaki takım arasında dağlar kadar fark vardı. Hâlihazırda tıkır tıkır işleyen bir yapıya, Kevin Durant profilinde bir oyuncunun monte edilmesi kolay değildi ama becerebilince de sonuç böyle oluyor. İddia ediyorum; şu an tüm NBA'den bir karma kursak bu Golden State Warriors takımından daha iyisini yapamayabiliriz. Stephen Curry-Klay Thompson- Kevin Durant-Draymond Green dörtlüsüne oranla birbirini daha iyi tamamlayabilecek başka dört oyuncu bulamayabiliriz.
Orkun: Kevin Durant diz sakatlığını ne zaman yaşamıştı? Şubat sonuydu değil mi? Hatırlayın, Stephen Curry orada dizginleri ele aldı ve Warriors şöyle bir silkelendi. Konuşulanları hatırlarsak, "Curry-Durant uyumlu değil. İşte görüyorsunuz; Curry'nin KD'siz performansı bunun kanıtı" deniyordu. Hadi, Kaan Abi'nin dediğini detaylandıralım...
Uğur Ozan: Mesela LeBron.
Kaan: Hah işte! LeBron, ligin en iyi oyuncusu değil mi? Kevin Durant'ten iyi olduğunda hemfikiriz. Warriors GM'i olsan kimi seçersin? Durant mi, LeBron mu? Durant. Hadi başka bir örnek verelim... Anthony Davis ve Draymond Green arasında normalde düşünmezsin ama bu takıma kimi alırsın? Ben yine Draymond'ı alırım. Klay Thompson mı, Kawhi Leonard mı? Yani işte. Böyle gider bu...
Orkun: Warriors için tek tehlike yönetim kademesinde meydana gelebilecek bir saçmalık. Belki bu seneyi etkilemez ama orta vadede takım sahibi Joe Lacob'ın araya kafasını uzatma eğilimi problem yaratabilir. Oyunculardan rol çalma derdi var.
Uğur Ozan: Stephen Curry'ye maksimum kontrat önermemeyi düşündüğüne dair çıkan haberleri diyorsun değil mi? Lacob'ı kararından GM Bob Myers döndürmüş...
Orkun: Charlotte'ın çok seksi bir kadrosu (3-4) olmayabilir ama profesyonellik seviyesi çok yukarıda. Steve Clifford gibi koçlar, normal sezonda sırf disipliniyle üç-dört maç fazla kazanıyor zaten. Bu bağlamda Detroit'ten daha güvenilir bir takım oldukları kesin. Doğu'dan bahsediyoruz. (5-6)
Kaan: Tavanları daha düşük ama... Batum dışında elit dış oyuncu yok.
Orkun: Brooklyn, Sean Marks'la yeni bir yola girdi. Indiana, Chicago, New York ve Orlando berbat yönetilen kulüpler. Indiana'da en sinir (7-8) olduğum şeylerden biri, kolej takımlarının NBA'deki organizasyona etki edişi. Bunu zaman zaman North Carolina'dan ötürü Charlotte da yapıyor. Indiana'ya bakıyorsun, kolej geçmişinden ötürü, ‘oranın çocuğu’ Victor Oladipo tercih edilmiş. Yapmayın abi...
Kaan: Ya bu arada GM anketinde Gar Forman'a (Chicago Bulls GM’i) bir oy çıkmış...

Orkun: Büyük skandal. Böyle bir şey durup dururken spekülasyon konusu edilmez NBA'de. Curry zaten yıllardır NBA'in en az kazanan süper yıldızıydı, herif bir de bunun üzerine maksimum kontratı pazarlığa açık hâle getirmeye çalışmış. ESPN'den ayrılmadan önce Ethan Strauss yazmıştı; Kevin Durant'in gelişiyle birlikte Joe Lacob'ın gözünde Stephen Curry'nin ne denli ikinci plana atıldığını...
Kaan: HOHOHO! Abi işte Golden State'te her şey o kadar iyi ki eksik bir şeyler arıyoruz. Kısmet.
Orkun: Ben işte sırf bu yüzden Danny Ainge'in gidip de Kyrie Irving'i almasını hâlâ anlayamıyorum. Ainge'in geçen iki yıldan beri demeçleri belli. Direkt olarak söylemese de "Golden State zaten bizi ve diğerlerini tokatlayacak. Bu dönemde riske girmeye gerek yok, ileri dönük draft haklarını falan bozdurursan ayağına sıkmış olursun" minvalindeydi açıklamaları. Paul George'a ya da Jimmy Butler'a bu yüzden gitmediler. Dolayısıyla 2018 Brooklyn hakkından vazgeçmeleri beni çok şaşırttı. Elbette geçen yıla oranla daha iyiler ama Golden State'e kafa tutabileceklerini hiç zannetmiyorum.
Kaan: Bu sezon tarihin en etkileyici takım performansını görebiliriz. Sezonu belki 67 galibiyetle kapatırlar, belki daha fazlası ya da daha azıyla... Önemli olan takımın ritmi ve akıcılığı. Böyle 47-22 biten ilk çeyrekler veya "Oğlum, fark ne zaman 20 oldu?" diyeceğimiz daha fazla maça tanıklık edeceğiz. Rakipleri yok. Olamaz da...
Uğur Ozan: 19 yılın ardından Tim Duncan'sız çıktığı ilk sezonda 61 galibiyet alan San Antonio Spurs bu yıl nerede olur? Artık herkes, "Çok yaşlandılar, biraz gerileyeceklerdir" yorumlarını yapmaktan vazgeçti ama 67-15'lik sezonu da katarsak son iki yılda normal sezonda 128 maç kazandılar. Pau Gasol'ün üç yıl 48 milyon dolar ve LaMarcus Aldridge'in üç yıl 72 milyon dolarlık yeni kontratlarını nasıl buldunuz?
Orkun: Yani, bence felaket. Özellikle yazın Pau Gasol'ün takımda kalış süreci Golden State'le rekabette nerede olduklarını net bir şekilde anlatıyor bence. Hatırlayın, Pau'yu kontrat opsiyonunu kullanmamaya ikna ettiler. Herkes de gidip "Gasol fedakârlık yaptı. San Antonio şimdi oradan bir Andre Iguodala, Kyle Lowry ya da Chris Paul çekecek" diyordu. LaMarcus Aldridge takası da gündemdeydi. Yapamadılar. Planların hiçbiri tutmayınca da sanırım şöyle dediler: "Eeeeeh abi, olmuyor işte. Herifler uçtu gitti. Biz de kimseyi alamadık. Bari takımı koruyalım." Zach Lowe'ın yazısında vardı ya bir bölüm, San Antonio'nun aslında içten içe Golden State'i eleyebileceğine inandığına dair... "Kawhi Leonard sakatlığı olmasa biz zaten bunları geçiyorduk" diyorlarmış. O sebeple kadroyu tutma kararı aldılar sanırım.
Kaan: Set disiplini, birlikte oynamak, yüksek motor, oyuna saygı gibi konularda San Antonio Spurs'le kimse yarışamaz. Ama bunlar performansı tavana ulaştıracak şeyler. Spurs'ün tavanı ise gün geçtikçe alçalıyor. Jonathon Simmons'ı bir şekilde kaybettiler. Aşil tendonu sakatlığından dönen Rudy Gay'in bir şekilde ritim bulmasını umuyorlar. Gregg Popovich de ısrarla uzunlarla oynamak istiyor. Olmuyor abi, olmuyor yani.
Uğur Ozan: Batı'nın yeni süper güçleri, Oklahoma City ve Houston'a geçelim. "OKC Thunder, Warriors'ın ligdeki en büyük rakibi" tezine katılır mısınız? Billy Donovan geçen yıl çok tatmin edici bir performans ortaya koymadı belki ama takım yapısı ve geçen yılki maçlarda Golden State'e yaşattıkları problemler sanki bu açıdan onları GSW'nin en tehlikeli rakibi yapıyor...
Kaan: Katılıyorum. Hani illa bir rakip arıyorsak öyle gibi. 2016 play-off'ta çok zor duruma sokmuşlardı Warriors'ı. Tabii, basketbolun gördüğü en büyük anarşist Russell Westbrook'a dair tahmin yapmak, bu takımla daha zor. Asla kötü niyetli bir oyuncu değil ama onun başkalarına adapte olmasını beklemek hayalcilik olur. Carmelo Anthony ve Paul George, hayatları boyunca topsuz oyunla haşır neşir olmayan iki oyuncu. Öğrenmeleri lazım. Bekleyip göreceğiz.
Orkun: Paul George bu bağlamda adapte olmak için biraz daha uygun sanki...
Kaan: Olabilir tabii çünkü Carmelo arkaik bir oyuncu. Stil değiştirmesi, pozisyon değiştirmesi gerekiyor. Görünen, buna niyetli olduğu. Artık daha da olgun. Kariyerinin son dönemi için bu evrimi geçirmek zorunda.
Orkun: Neyse ki bu sezonla birlikte "Carmelo üç numara oynar" saçmalığı bitiyor. Kendi de kabul etti bunu. Biraz dört oynamanın pis tarafından kurtulmak için, "Ya ben istemiyorum" çekiyordu New York'ta. Orada da kolay yiyorlar tabii... Bence en az altı yıldır falan üç değil, dört numara oynaması lazımdı.
Uğur Ozan: Her açıdan Steven Adams'a çok yük binecek bir sezon. Geçen yıl Taj Gibson'ın takıma gelişiyle biraz rahatlamıştı, bu yıl yine +80 maçı maksimum yoğunlukta oynama zorunluluğuyla başlıyor sezona...
Orkun: Tabii öyle. Kevin Durant'in yalan hesaptan attığı tweet’lerin etik tarafı tartışılır ama içeriği boş değil. Billy Donovan'ın sınırlılığı falan bir noktada yakalayacak bu takımı.
Kaan: Bakmayın çok sert oyuncudur Carmelo. Gösterdiğinden daha sert. Steven Adams zaten beton, Westbrook ve George malum. Andre Roberson yine görevini yapacaktır. Hava yakalamaları, açık saha bulmaları lazım.
Orkun: Şutör yok abi, Alex Abrines falan işte... Patrick Patterson da yıllardır şutör taklidi yapıyor sadece.
Uğur Ozan: Geçen sezona maç başı 30 dakika ortalama süre alarak başlayan Kyle Singler...
Kaan: Singler'a dair ileri düzey istatistikleri içeren bir çalışma yapmışlardı. Reddit'teydi sanırım. NBA tarihinin en kötü oyuncusu çıkmıştı. Neyse işte. Normal sezonda bence yine Houston'ın gerisinde kalırlar.
Uğur Ozan: Hücumun tepesinde tek bir oyuncu ve çevresindeki şutörlerle olağanüstü verimlilikte bir sezon geçiren Houston Rockets, Spurs serisinde uzatmaya giden beşinci maçı kaybedince belki de konferans finalinden olmuştu. GM Daryl Morey, bu yapıyla Golden State'e rakip olamayacağını düşündü ve Chris Paul eklemesine gitti. Hâlihazırda savunmada problem yaşayan takımın 1 numaralı kısa savunmacısı Patrick Beverley de gidince Houston'ın aslında lanse edildiği kadar güçlenmediğini söylemek yanlış mı olur?
Kaan: Bence iyi olacaklar.
Uğur Ozan: Chris Paul'ün savunması da son yıllarda biraz şöhretle sınırlı kalmadı mı? "Houston tepetaklak gider" demiyorum ama bana en iyi ihtimalle geçen yılki noktada olurlar gibi geliyor. Hatta olası play-off eşleşmesinde OKC sertliğine cevapsız kalırlar bence.
Orkun: Paul'ün Houston'a gelmesi, PlayStation'da daha değerli bir hamle. Baktığımızda geriye gittiler diyemem fakat bence de CP3 isminin yarattığı algı kadar fayda getirmeyecek. Harden'ı MVP seviyesine çıkaran, topun tamamen ona teslim edilişiyle alakalıydı. Paul bir kontrol manyağı. Önemli bir sıçrama yapmalarını beklemiyorum.

Kaan: Ben de Paul'ün ismi kadar katkı vermeyeceğini düşünüyorum ama sizin söylediğiniz gibi problem yaşayacaklarını da sanmıyorum. Bir kere, bana göre geçen seneden daha iyi durumdalar. Paul-Harden'ın uyumu da çok çok iyi olacak. Paul, belirli olgunluğa geldi, aptal bir adam değil. Söylemleri de hep D'Antoni'yi destekler nitelikteydi. Burada şunu konuşmak lazım; geçen sene Houston'ı başarıya götüren ama o noktadan ileri gitmesine engel olan husus, tek saldırı noktasına sahip olmalarıydı. Harden ileri, Harden geri... Paul'la bu durum değişti. D'Antoni sistemi de topa yön veren iki oyuncuyu barındırabilir. Savunma konusunda kısmen katılıyorum ama bence Paul hâlâ çok iyi savunmacı. Seviyesini korur.
Orkun: Olurdu, olmazdı bilmiyorum ama aynı adamları verip Chris Paul'ü değil de Paul George'u alsaydı Houston, bence Golden State'e rakip olma şansları daha yüksekti. Paul harika bir oyuncu ama Houston'ın en ihtiyacı olan parça değildi. O yüzden PlayStation tabirini kullanıyorum zaten.
Uğur Ozan: Batı'da bu takımların ardına kimi yazıyorsunuz? Timberwolves? Clippers?
Orkun: Minnesota'nın kısaları çok top tutuyor. Kötü niyetten değil, oyun içgüdüsünden. Öte yandan Karl-Anthony Towns bence jenerasyonunun en iyi oyuncusu ama gidip de Clippers'a geçilirlerse şaşırmam. Çok ciddi şut problemleri var. Tom Thibodeau belli ki Taj Gibson'a, "Oğlum sen at" demiş. Köşelerden boşluğu bulunca çat çut diye koyuyor. Sokamıyor ayrı mesele ama tereddüt etmiyor. Jamal Crawford da çok pas veriyor. Onu pek anlamadım, bir tuhaflık var. Bir şeyler olmuş.
Uğur Ozan: Thibs'in şöyle iki uzatmalı bir maçın basın toplantısında maçta 43 dakika oyunda kalıp hastaneye kaldırılan Jamal Crawford'a teşekkür ettiği anı görür gibiyim...
Kaan: Luol Deng bir keresinde hastanelik olmuştu, değil mi? Wolves'un esas problemi, geçen yıl da kötü bir savunma takımı oluşları. Taj ve Butler'la şimdi bir seviyeye çıkacaklar ama elit kategoriye girmeleri için zamana ihtiyaç var. Clippers'ta ise her şey Blake Griffin'in sağlığına bağlı. Griffin oyun kurucu rolünde oynayacak ki daha önceleri yanında Chris Paul olduğu için, bu alandaki mahareti pek göze batmıyordu. 6.0'ya yakın asist ortalaması yakalarsa şaşırmayın. Maç başına da en az bir üçlük sokar. 22 sayı, 7 ribaund, 6 asist civarı ortalamalar bekliyorum.
Orkun: Doc Rivers'ın DeAndre Jordan kenardayken Blake Griffin-Danilo Gallinari pota altını ne kadar deneyeceğini merak ediyorum...
Kaan: Rivers denemez abi öyle şeyler. Montrezl Harrell var bu takımda, onun da çember savunması Blake Griffin'den çok farklı değil. Rivers'ın rotasyonu yine tartışmaya açık olacaktır. Dakikaları 10-15'in üzerine çıktığı anda, Teodosic verimsizleşmeye başlar bence. Jordan'la alley- oop'lar güzel gözükecek ama net veriler hep eksi yazar Teodosic'in hanesine. Milos hangi guard’ın karşısında kalabilir ki NBA'de?
Uğur Ozan: Peki, son bölüme geçmeden; kimler play-off dışında kalır? Koç değiştiren ilk takım kim olur? Phoenix, New Orleans?
Kaan: NBA'de 10 sene öncesine göre kötü koç sayısı çok azaldı. Vasat koçlar var, belirli konularda demode kalan koçlar var ama gerçekten kötü olanlar çok az. Earl Watson (Phoenix) bunlardan biri...
Orkun: Bence ilk giden koç Alvin Gentry (New Orleans) olur.
Kaan: Bence de...
Orkun: Herkes Anthony Davis-DeMarcus Cousins üzerinden konuşuyor ama New Orleans’ta kadronun gerisi felaket. Dante Cunningham'in ciddi süre aldığı, Rajon Rondo'nun takıma katılıp bir de Tony Allen hamlesinin yapıldığı bir yaz dönemi geçti. Alay ediyorlar sanki insanlarla.
Kaan: Öyle deme ya, 1987'de şampiyonluğa oynardın bu takımla.
Uğur Ozan: Dell Demps'in Alexis Ajinca ve Ömer Aşık kontratları da NBA tarihinde özel bir yer edindi. Draft seçimleri zaten kâbus gibi.
Kaan: Play-off dışında kalan Memphis olur gibi. Onların basketbol kültürü çok iyi, heyecan verici bir kültürdü ama bir yere kadar. Artık demode kaldılar. Kimseye kolay yenilmiyorlar, kimseyi kolay yenemiyorlardı. Günümüz basketbolunda artık kolay da yeniliyorlar. Chandler Parsons'ın durumu yine belirleyici olacak. Tedavisi çok uzun süredir devam ediyordu ama bu yıl daha iyi olduğu söyleniyor ki geçen sene Türkiye 2. Ligi'nde oynayabilecek durumda değildi. Marc Gasol ve Mike Conley'nin yanında Parsons da gerçekten iyi dönerse işler değişebilir sadece.
Uğur Ozan: Portland iyi gözüküyor ama geçen yıl play-off yapamayanlardan da Dallas yukarı çıkar gibi geliyor. Clippers problem yaşayabilir bence.
Kaan: Emin değilim. Rick Carlisle hocama çok güveniyorsun.
Uğur Ozan: Tuhaf bir şekilde Dennis Smith Jr. güveni var bende. Noel-Carlisle ilişkisi de şöyle sezonun ikinci, üçüncü ayı gibi oturursa...
Kaan: Dirk Nowitzki artık mecburen 5 numara oynuyor. 4 numarada barınması mümkün değil. Harrison Barnes geçen yıl uzun rotasyonunun ikinci parçası olduğu için faydalı oldu. Barnes- Noel ikilisinin sürelerinin artması lazım, Carlisle bunu nasıl yapar bilemiyorum.
Orkun: Rick Carlisle'ın çaylaklarla ilişkisi de hep sorunlu oldu. Yani işler kızıştığında bakarsın bu çocuğun bir penetresi top kaybı, diğeri de el üstü saçma bir şut olur, "Hadi Barea kalk sen" der kenardan Carlisle Hoca.
Kaan: Mikro coaching olarak NBA'in açık ara en iyisi Rick Carlisle. Gerçek deha. O yüzden rekabetçi olacaklardır ama yetenek tavanı çok düşük. Barnes'ın geçen yılki istatistikleri biraz aldatıcı. Anca yukarıdan biri düşecek ki Dallas girsin.
Uğur Ozan: Memphis'i aşağı aldık, peki Utah? Portland, Dallas, Minnesota ve Denver dörtlüsünden birinin daha play-off yapması için geçen seneden Utah'ın da dışarıda kalması lazım. Ben son 4-8 arasına Clippers'ın sağlıklı kalacağına ihtimal vermeyip; Portland- Minnesota-Denver-Dallas dörtlüsünü koyuyorum...Hatta Clippers yerine bir ihtimal yine Utah bile olabilir.
Kaan: Minnesota-Denver-Portland bence. Denver geçen sezonun ikinci yarısını harika oynadı. Paul Millsap geldi. Nikola Jokic için ideal partner olabilecek bir oyuncu. Jamal Murray ile Gary Harris çıkış trendinde olan oyuncular.
Uğur Ozan: Yine de guard problemi var...
Kaan: Olsun, çok elit hücum takımı. Jokic zaten oyun kurucu. Jamal Murray yardım eder, Paul Millsap destek verir. Wilson Chandler bile sorumluluk alıyor zaman zaman.
Orkun: Kadroyu yan yana yazıyorsun; üç numara yedeği Juancho Hernangomez. Kenneth Faried'ı takas etmek kolay değil ama mutlaka kanat ya da guard eklemeleri yapmaları lazım.
Kaan: Denver bir şekilde içeri atar kendini. Portland da bir ara çok kötü savunma yapıyordu ama Jusuf Nurkic'in gelişiyle birlikte rahatladılar. Lillard-McCollum ikilisi herkesi kaçırırken ortanın delinmesini engelliyor Nurkic. Diğer bileti de onlara veriyorum ben...