
900
10 dk
Tony Hawk sadece tarihin en iyi ve en zengin kaykaycısı değil. Aynı zamanda bu sporun kabuğunu değiştirmesi ve popüler kültüre adapte olması için en büyük etkiyi yapan isim.
Aradan kaç yıl geçerse geçsin dün gibi hatırladığımız sahneler vardır. Arkadaşlarla birlikte izlenen bir Dünya Kupası maçı, grupça çıkılmış bir bisiklet gezisi ya da bir aile yemeği... Belki denize yakın yerde yaşamanın da etkisiyle küçükken yaz aylarında sahilde yaptığımız yürüyüşler en fazla hafızama kazınan anlar. Rengârenk boyanmış duvarlar, grafiti dolu rampalarda kaykay süren çocuklar, hoparlörlerden yükselen hip-hop şarkıları ve tabii ki onlarca kaykay tekerleğinin yere vurmasıyla birlikte çıkan sesler. Gözümün önüne gelen en pürüzsüz manzaralardan biri.
2000'li yıllarda kaykaya karşı masum bir merak duyduğumu söylemeliyim. Bu merakı uyandıran birkaç temel sebep vardı. Kaykay gruplarının takındığı tavırların döneme göre havalı ve cezbedici gelmesi, hafta sonları kaçırmadan izlediğim kaykay, sörf dolu Amerikan gençlik filmleri ve tabii ki bu satırları okuyor olmanızın asıl sebebi, kaykay efsanesi Tony Hawk. Hawk, milyonlarca insanı kaykay sporuna karşı cesaretlendiren isim ve bu sporun öncüsü. Her ne kadar benim bu alanda en ufak bir uğraşım ve başarılı bir kariyerim olamasa da kaykay kullanmaya devam eden arkadaşlarımın her daim en büyük ilham kaynağı. Aynı zamanda 1990'ların sonundan itibaren kaykayla ilgili yapılan her sohbetin de başkahramanı.
Kurtarıcı
1999 yılının Haziran ayı, San Francisco'da turuncu bir akşamüzeri… 1997 ve 98'de San Diego'da düzenlenen dünyanın en büyük alternatif spor organizasyonu X Games, o yıl San Francisco'ya taşınmıştı. ESPN tarafından desteklenen oyunlar, rekor sayıda izleyici çekmeyi başarmış ve tam 275 bin seyirci tüm yarışmaları izlemek için yer tutmuştu. O dönemde yani 31 yaşında dünyanın en büyük profesyonel kaykaycılarından biri olarak kabul gören Hawk da hiç şüphesiz yarışmacılar arasındaki en göz alıcı yüzdü.
Yıldız isim sıra ona geldiğinde o güne kadar sadece birkaç kişinin denediği ama hiçbirinin başaramadığı '900' hareketini deneyecekti. Rampadan kaykayla birlikte kaydıktan sonra zıplayıp 900 derece dönerek başarılı bir iniş yapması gerekiyordu. Efsane kaykaycı, bu zorlu hareketi ilk on denemede başaramadı. Pek çoğunda 900 derece dönmeyi başararak bitirmeye oldukça yaklaşmış olsa da net bir şekilde yere inemedi.

''Hadi ona son bir şans daha verelim.'' Bu anonsla birlikte Tony Hawk tekrar rampanın tepesindeki yerin almış ve rakiplerinin homurtuları arasında bir kez daha şansını denemeye koyulmuştu. Kaykay yarışmalarının doğası gereği birden fazla deneme yapmanın herkes için olası olduğunu ve '900' hareketinin zorluğunu da düşünürsek bu kadar denemenin normal olduğunu bile söyleyebiliriz. Hawk bu kez, yani on birinci denemede hem 900 derecelik dönüş hareketini yapabilmiş hem de başarılı bir iniş gerçekleştirmişti. Bu da onun, bu hareketi ilk yapan kişi olarak tarihe geçmesi için yeterliydi. Tony Hawk, X Games'te tarih yazmıştı. Fakat dört tekerin üzerindeyken tüm dünyaya yaptığı etki, San Francisco'da elde ettiği başarıdan çok daha geniş çaplıydı. Belki de bu yüzden, radyo programcısı ve aynı zamanda bir kaykaycı olan Jason Ellis, yarışma sonrası ''O tüm kaykaycıların kurtarıcısı, o bir tanrı'' diyordu.
Oyuncu
Çocukluğunda annesinin 'zorlayıcı bir çocuk' olarak tanımladığı Tony'nin anlatılanlara göre en belirgin özellikleri; zeki, sinirli ve hiperaktif olmasıydı. Dokuz yaşına geldiğinde abisinin ona hediye ettiği kaykay belki de en ihtiyaç duyduğu araçtı. Zira yeni uğraşı Tony'nin hayatını değiştirmiş, ona sahip olduğu enerji için bir çıkış noktası göstermişti. Sonrası çorap söküğü gibi geldi. 12 yaşındayken ilk sponsorunu aldı. İki yıl sonra, profesyonel bir kaykaycıydı. Otuzlu yaşlarının ortalarına geldiğinde ise, 1995, 1997 ve 1999'daki X Games oyunları da dâhil olmak üzere irili ufaklı 70 yarışma kazanmıştı.
Tony dünyanın en iyi kaykaycısıydı ama bunun ciddi anlamda bir maddi getirisi olduğundan da söz edilemezdi, en azından o dönem için. Her ne kadar çıtayı daima yükseltmişse ve adından söz ettirmişse de uğraştığı spor yeni yeni geniş kitlelere yayılıyordu. Tony o dönemki maddi birikiminin büyük kısmını, BirdHouse isminde bir kaykay şirketi kurmak için harcadı. BirdHouse, kaykayın ekstrem sporlar arasında yükselen bir değer olması için devamlı mücadele etti. Elbette Amerikan sinemasının ve başka pek çok unsurun yardımıyla bu sporun kültürel anlamda bir karşılık bulması ve Tony'nin başarıları birbirini destekleyen unsurlardı. Kaykayın çehresi gitgide değişti ve daha yaygın bir spor hâline geldi. Hawk ise artık yarışmalara katılıp altın madalya peşinde koşmuyor, sadece özel gösteriler düzenliyor ve vaktini şirketinin deposundaki rampada hareketlerini tasarlamak için harcıyordu. Tabii ki ismi de zamanla daha geniş kitlelere yayılıyordu.
1999 yılındaki X Games'ten bir yıl önce o dönem Neversoft'u da satın alan oyun yapım şirketi Activision, Tony Hawk'ın aklında bir kaykay oyunu olduğunu duymuştu. Hemen Tony ile irtibata geçildi: ''Bir kaykay oyunu fikrin olduğunu duyduk. Biz de bir oyun üzerinde çalışıyoruz ve gelip ne yaptığımızı görmeni isteriz.'' Oyunun prototipini gören Tony daha sonra o anları şöyle anlattı: ''Onlarla birkaç toplantıya girdik. Ortada bir oyun motoru vardı, çok heyecan verici olduğunu söyleyemem ama fena bir başlangıç değildi.''
Birtakım oyun geliştiricileri, kaykayın video oyunu için uygun bir spor olmadığından bahsediyorlar ve Tony ile bu konuda ayrışıyorlardı. Activision son bir deneme daha yaptı, artık bu vazgeçişten önceki son eşikti. ''Beni Santa Monica'ya çağırdılar ve 'Tony Hawk's Pro Skater' isimli oyunun son hâlini gösterdiler.'' Hawk o dönemi bu şekilde anlatıyor ve ekliyor: "Oyun pek çok sezgisel kontrole ve serbest dolaşım özelliklerine sahipti.'' Zaten o da bunun bir yarış oyunu olmasını istemiyor, insanların serbestçe dolaşıp kaykay kullanma deneyimi yaşayabileceği, özgürce hareketler deneyebileceği bir yapım ortaya çıkmasını istiyordu. Temel amaç, kaykay sürerek eğlenmeyi sağlamaktı. Fakat önce, bunun neden eğlenceli bir şey olduğunu herkese anlatmak gerekiyordu. Anlaşma imzalandı ve ekip, bu niş sporu daha popüler hâle getirmek için dizginleri eline aldı. 1999'dan sonra Activision ile birlikte dokuz video oyunu daha çıkardılar. Oyunlar çabucak dünyaya yayılıyor ve o kadar çok oynanıyordu ki üçüncü video oyunu piyasaya çıktığında ilk oyun hala en fazla oynanan oyunlar listesinde ilk üç sıradaydı. Ardından Hawk, diğer oyun şirketleriyle birlikte, sonuncusu 2018 yılında olmak üzere tam yedi oyunu daha piyasaya sürdü.

Marka
Tony Hawk, tıpkı Michael Jordan ya da Tiger Woods gibi isimleri ve markaları icra ettikleri sporu yukarıya taşıyan, hatta aşarak kültürel anlamda simge hâline gelen isimlerden biriydi. Dünyanın en iyi kaykaycısının bu sokak sporunu banliyölere ve alışveriş merkezlerine sunması, bunu kabul ettirip milyonlarca dolarlık bir sektöre dönüştürmesi aslında onun kaykaydaki yeteneği kadar pazarlamadaki yenilikçi görüşünün de kanıtıydı. Öyle ki Tony Hawk, geride kalan 15-20 yıl boyunca popüler hâle gelen video oyunları, kaykay teçhizatları, kıyafetleriyle ve sponsorlarla birlikte lisans anlaşmalarından milyonlarca dolar kazandı.
Tony'nin 1980'lerde San Diego'lu bir çocuk olduğu sırada kaykay, serseriliğin en temel dışavurumlarından kabul edilen bir sokak etkinliğiydi. Tony Hawk, kaykaya olan bakış açısının değişiminde ve kaykayın bir spor hâline gelmesinde bireysel anlamda en büyük katkıyı sağladı. Zaman ilerledikçe kaykay da popüler kültürün bir ögesi olmakla kalmadı, onu değiştirdi de. İlk önce Amerika Birleşik Devletleri'nde punk rock'ın ortaya çıkması ve kaykayı benimsemesi bu iki kültürü Kaliforniya gibi bir şehirde birleşti. Ardından internetle birlikte bu mecraya yüklenen kaykay videoları defalarca izlendi ve Vans gibi pek çok marka bu alana yatırım yapma kararı aldı. Yıllarca, The Simpsons, Teenage Mutant Ninja Turtles gibi çizgi dizilerden Dogtown and Z-Boys gibi belgesellere kadar kaykay temel unsur olarak kullanıldı. Ve elbette bütün bu değişimin başında, Tony Hawk vardı.
Kaykayın alt kültüre olan etkilerini ve bu sporun küresel çekiciliğini inceleyen belgesel dizisi Post Radical'e konuk olan profesyonel kaykaycı Rick McCrank'in de söylediği gibi, ''Paten yapmak artık sadece büyük boy pantolon giyen ve toplumda uyumsuzluk gösteren erkeklerin tekelinde değil. Köklerinden, kültüre karşı küçük bir faaliyet olarak yayılan kaykay, topluma nüfuz etmiş, popüler kültürde şaşırtıcı derecede büyük bir ayak izi bırakmıştır.''