Adil Düzen

20 dk

NBA'de yakın dönemin ucu en açık şampiyonluk yarışı başlarken satır başlarını yuvarlak masaya yatırdık.

NBA'de yeni sezon başladı! Son yıllara damga vuran Warriors hanedanlığının güç kaybetmesi, herhangi bir takımın ikiden fazla süper yıldıza sahip olmayışı denk bir şampiyonluk yarışı vadediyor. Biz de sekiz aylık serüvenin sıfır noktasında, NBA spikerleri Orkun Çolakoğlu ve Uğur Ozan Sulak'ı, NBA yorumcusu Kaan Kural'la aynı masaya oturttuk; bir de üzerine aynı soruları Skype üzerinden The Ringer yazarı Jonathan Tjarks'a sorduk.

NBA'de sezon öncesi dönemi Daryl Morey'nin Hong Kong protestolarına destek veren tweet'i ve Çin'le gerilen ilişkiler üzerinden şekillendi. Sizce NBA'in 'ifade özgürlüğü' imajı zarar gördü mü?

Jonathan Tjarks: NBA'in özgür düşünce imajı biraz sarsıldı. Çok da büyük bir sürpriz değil aslında. Neticede NBA, her şeyden önce ticari bir kuruluş. Hiçbir şirket bir anda milyonlarca dolar kaybetmek istemez. İçten içe hepimiz bahsi geçen prensiplerin büyük şirket gelirleri karşısında güçlü kalamayacağını tahmin ediyorduk belki ama bunları gerçek hayatta, böylesi büyük ölçekte yaşayarak öğrenmek aydınlatıcı oldu.

Kaan Kural: Ekonomik tarafıyla başlamak lazım. Özgürlüğe, başka değerlere ne kadar önem verirsen ver; Çin'den gelecek olası bir ekonomik sınırlamanın, takımın hademesinden bilet görevlisine kadar herkesin hayatını değiştirebileceğini göz önünde bulundurmalısın. Olayın bu kadar büyümesinin sebebi de bu. Öte yandan fikirsel tarafta NBA'in kendisiyle çatıştığını söyleyebilirsin. Ama dikkatle bakarsan ben Adam Silver'ın verdiği en iyi sınavlardan biri olduğunu düşünüyorum. Başından beri olayları yumuşatmak için elinden geleni yapan bir yaklaşımda bulundu.

Tüm bu süreçte alttan alarak topu Çin'e attıktan sonra, onlardan da durumu yatıştırmalarını bekledi. Ama gerek yayın hakları sahibi Tencent gerek Yao Ming ve Çin Basketbol Federasyonu, gerekse de devlet televizyonu CCTV olayın iyice üzerine gidince Silver da "Tamam abi, Çin bizim için değerli ama başka değerli şeyler de var" mesajını iki defa verdi. "Siz Hong Kong bürosundaki insanların düşünce özgürlüğünü savunacak mısınız?" sorusuna "Sonuna kadar savunacağız" dedi mesela.

Orkun Çolakoğlu Bence Morey'nin istifa etmesi gerekiyordu. Krizin doğduğu ilk anda olmasa da sonuçlarını biraz gördükten sonra... Dışarıdan baktığında Morey'nin yaptığını yanlış olarak görmeyebilirsin. Fakat Kaan Abi'nin dediği gibi hademesine kadar uzanan ekonomik sonuçları oluyorsa ve şu da önemli; senin kulübün arkanda durmamışsa istifa edersin. Hem onurlu davranış olur hem de bırak, kendini oradan at, belki kriz çözülür. Artı Morey yarın bıraksa ertesi gün 10 takım sıraya girer kapısında. Dışarıdan konuşmak kolay belki ama istifa etse daha doğru olurdu. Bir de on gün ortalık yandı, Morey neredeydi abi?

Uğur Ozan Sulak: Talimat olabilir ama bence orada. NBA, Morey'nin ekrana çıkmasını engellemiş olabilir.

OÇ; Lakers ve Nets oyuncuları Çin'de bulundular ve gerilimin içinde kaldılar. Rahatsız olmakta haksız değiller. Kyle Kuzma sponsorluk anlaşmasını iptal etmek zorunda kalmış. LeBron da oyuncuların sözcüsü gibi bir misyon edindiğinden, belki biraz çizgiyi aşarak Morey'ye "Sen konuştuğun şeyi bilmiyorsun" minvalinde bir şeyler söyledi. Ozan'ın dediği gibi belki NBA mâni oldu ama Morey'nin en azından "Benim yüzümden bir şey oldu, ben aradan çekiliyorum" demesi gerekiyordu.

Darly Morey

Darly Morey

UOS: Orkun'un dediklerine katılıyorum, bir de işin profesyonel kısmı var. Kısmen de olsa baskı altında olan bir GM. Rockets bu sene de kötü giderse repütasyonu zarar görecek. Ama bıraksa, bir yıl yatsa seneye Lakers teklif getirirdi. Hong Kong-Çin muhabbetinde de farklı görüşler var. İngilizler bırakıp tekrar Çin'e geçtikten sonra çok da antidemokratik bir yönetim çizilmediği söyleniyor orada. Dünyanın ticaret merkezi ve diğer emperyalist ülkelerin Çin'e baskı yaratıp yönetime problem çıkarmaya çalıştığı da söyleniyor. Ben tabii ki uzman değilim, okuduklarımı söylüyorum... Demek istediğim, Kosova-Sırbistan gibi bir durum yok ortada. Orada katliam yaptı ya da içişlerini etkileyecek bir tasarrufta bulundu gibi bir mevzu da yok. Çin, bir tane tweet de olsa çabuk aksiyon alıp bunu içselleştirebilen bir ulus.

KK: Ya aslında olay da biraz fazla büyüdü. Tencent falan Silver'a karşı biraz alttan alsaydı uzamadan geçiştirilirdi bu konu. Morey önemli bir figür olsa da tüm NBA adına konuşmuyor. Maçlar başlasın, bir ay sonra pek bir şey kalmaz. Ama en kalıcı etki Houston'a olacak. Orkun'a katılıyorum, sırf kendi kulübüne verdiği zarardan ötürü yüzde yüz haklı olsa da istifa etmesi gerekiyordu. Rockets'a verdiği zarar kolay silinmez. Yıllık 25 milyon dolar kaybedebileceği söyleniyor takımın. Bu zararın yarısını falan anca telafi edebilirler ileride de. Houston şampiyon olsa dahi Morey'yi kovarlar bence bu yüzden.

JT: Morey bir karar vermek zorunda kaldı: Hong Kong'da olup bitenleri gerçekte ne kadar umursuyordu? Bir tweet atabilecek kadar umursuyor muydu? Elbette. Peki işini kaybedecek kadar? Pek değil. Bence kulüp yönetimi, ona açıkça şunu söyledi: "İşini korumak istiyorsan bu konuda konuşmayı kes." Çünkü Rockets tonlarca para kaybetti. Her birimiz medyada çalışıyoruz. Eğer içimizden biri şirketimize on milyonlarca dolar kaybettirecek bir hata yaparsak biz de kovuluruz. Bu kadar basit.

Draymond Green'le beraber ligde kısa beş trendinin yayıldığını gördük. Geride kalan birkaç yılda, Celtics'in Jayson Tatum seçiminde çok konuşulan, adam değişebilen, kulaç açıklığı geniş forvetler önem kazandı. Bu yıl büyümesini beklediğiniz bir trend var mı?

JT: Bence büyük soru şu olacak: Small-ball hâkimiyeti devam edecek mi? Lakers Anthony Davis'e sahip, Sixers da Joel Embiid'e. Embiid biraz daha eski model bir uzun ama Davis öyle değil. Kısalar gibi topu yere vurabiliyor. Bu anlamda Giannis de iyi bir örnek. Bir pivot bedenine sahipler ama kısa oyuncular gibi topa ve oyuna hükmedebiliyorlar. Bu yüzden uzunların yeniden önem kazandığı ama bunu yenilenmiş oyun stilleriyle yaptıkları bir sezon görebiliriz. Small-ball trendinin sonları yaklaşıyor olabilir. Göreceğiz...

OÇ: Load management (iş yükü yönetimi) diyeceğim ben. Futbolda da Dünya Kupası şampiyonunun sonraki dört yıla etki ettiğini görebiliyorsun. Kawhi Leonard ve Raptors, maç yükünü azaltmakta başarılı bir örnek sundu. Zaten NBA'de de çok konuşulan bir konu bu; maç sayısı çok fazla. Daha geçen Baxter Holmes'ün bir yazısı çıktı, uyku doktorlarıyla konuşup, NBA takviminin insan ve bilhassa sporcu sağlığına negatif etkileri olduğunu ortaya döktü. Kesinlikle takip edilecek Kawhi-Raptors örneği. LeBron'un 70 maçı görmesi bile büyük sürpriz olur mesela.

KK: Katılıyorum, yalnız bu trend değişimleri bir şey çok popüler olduğu için değil, oyunu daha iyi anladıkça oluşan şeyler. Small-ball örneğine bakalım; kısa oyuncular daha kuvvetli olduğu için ters eşleşmede eskisi kadar dezavantaj yaşamıyorlar. Basketbol son otuz yılda ana üretim unsuru olarak pick&roll'u kullandığı için bunun en büyük kontrası da switch savunması. Bu trendlerin devam edeceğini öngörmek mümkün.

UOS: Arka alan oyuncularında bir tema yavaştan oluşuyor. Sexton-Garland'ın birlikte oynaması bekleniyor Cleveland'da...

KK: Yazık o Cleveland'a...

UOS: O ayrı... Lonzo-Jrue birlikte oynayacak. Oladipo dönerse Brogdon ile oynayacak aynı şekilde. Yani iki numaralar da 'undersize' olmaya doğru gidiyor. Bir numaranın pozisyonuna göre kısa olmasını kabullendik basketbolda. Belki Boston da Kemba Walker'ın yanına Carsen Edwards'ı ekleyebilir. Genişlik olarak fizik arka alanda tamamen ortadan kalkıyor gibi.

KK: Houston geçen yıl en fazla switch yapan takımmış. Harden, post-up savunurken pozisyon başına izin verdiği sayı miktarı 0.78. Dünyanın en iyi post-up savunucularıyla aynı ölçekte. Çünkü Harden öküz gibi güçlü abi. O zaman da uzun olmanın pek bir avantajı kalmıyor. Asıl 3&D denen, iyi üç sayı sokup savunma yapabilen kanatlar henüz üç-dört sene önce çok popülerken onların etkisi bayağı azalıyor. Belli şeyleri yapamayan oyuncuları diğerleriyle besleyip barındırabiliyorsun parkede. Çok değerli oyuncular olsalar da Trevor Ariza gibi Robert Covington gibi isimleri barındırıyorsan benzer zaafı olan başka oyuncuyu yanlarında tutamıyorsun. Mutlaka dripling üzerinden bir şey yapabilmesi gerekiyor.

OÇ: 3&D elbette değerli ama onu genişletmen gerekiyor. Uzunlar için de aynı. Onların devri geçmedi, eski tip uzunun devri geçti. Karl-Anthony Towns aklını tamamen bu işe verse dünyanın en iyi oyuncusu olur. Boyun 2.13 olunca direkt üstünü çizmiyorlar ki. Ya da sırtı dönük oynayabiliyorsan eyvallah ama bunların yanında şut atabiliyor musun? Ayaklarını hareket ettirebiliyor musun? Adam değişince kısanın karşısında kalabiliyor musun? Bunlar önemli. Yoksa pivotun devri toptan geçmedi. Ama oyununu çeşitlendiremiyorsan Bayern Münih'e gelen Greg Monroe oluyorsun.

Eskiden tek bir süper yıldıza sahip takımlara alışıktık. 1990'larla beraber Jordan-Pippen, sonrasında Shaq-Kobe'yle ikililere geçtik. Son 15 yılda Spurs ve LeBron takımlarıyla üçlemelerle tanıştık ve Warriors'la zirveyi gördük. Bu yaz yeniden iki süper yıldızlı bir iklim hâkim oldu lige. Bunun kalıcı olmasını bekliyor musunuz?

KK: Tamamen imkân meselesi bu abi. Kawhi'ı çok istedi Lakers. Yoksa yine üçlü olacaktı. Mümkünse dörtlü olurlar ama maaş sınırına sığdıramıyorsun kolay kolay. Oyuncu tercihi de buna eğilmiyor bence. Olsa olsa birlikte oynamak istedikleri yeri seçiyorlar. Mesela Kyrie ve Durant'in yakın arkadaşı olduğu için DeAndre Jordan Nets'e gitti. Atıyorum Kawhi onlarla yakın lsa Brooklyn'i seçebilirdi. Ama temel mesele maaş sınırıyla ilgili, yoksa ikiliye yönelme gibi bir durum yok bence.

OÇ: Bazı takımlarda bu üçlüler ya da dörtlüler organik büyüyor. Mesela Boston'da olabilirdi: Kyrie Irving takasla geldi, Hayward'ı serbest oyuncu olarak aldılar, yanlarına Tatum ve hatta Jaylen Brown gelecekti. Ama ne oldu? Tatum ve Brown diğer ikisinin sakatlığında beklenenden çabuk gelişim gösterdiler ve o dört büyüğü daha önce öngördüğün rollere sığdıramadın.

UOS: Golden State gibi...

OÇ: Golden State de onun ileri bir örneği. Steph Curry dünyanın en uyumlu karakterlerinden biri. Yine de senin takımının dağılması bir Green-Durant gerilimine bakabilir. Anında dağılmadı belki ama muhtemelen etkisi oldu. Her zaman olmuyor; üçlüyü kurdum gibi görüyorsun ama ikisi anlaşamıyor.

Kevin Durant ve Draymond Green

Kevin Durant ve Draymond Green

KK: Rock grupları gibiler abi. Dağılabilir ama Metallica, Iron Maiden dağılmadı mesela. Her şey çok güzel başlamışken zamanla oyuncular arasında fikir ayrılıkları oluşabiliyor.

JT: Büyük üçlülerden oluşan takımları hatırlarsak, aralarından bir tanesinin geri adım atması gerektiğini görmüştük. LeBron takımlarındaki Chris Bosh ve Kevin Love örneklerindeki gibi. Oyuncular, bunu yapmaktan pek mutlu olmuyorlar. Bu yüzden de ikişer gruplar oluşturup, istatistiklerinden ödün vermemek onlara mantıklı gelmeye başladı. Bu trend devam ederse şaşırmam.

Batı her yaz olduğı gibi biraz daha güçlendi. Şu an baktığınızda en sağlam yapıyı kuran taraf hangisi sizce?

JT: Los Angeles takımlarını NBA finali için en büyük iki aday olarak görüyorum. Onların yanında ise bence Houston var. En etkileyici basketbolu o ikisi oynayacak ama HardenWestbrook birlikteliğiyle bu üçlü Batı'nın en iyi üç ekibi bence. Rockets için zor olan kısım, bu ikiliden Harden daha iyi oyuncu olsa da topsuz verimlilikte Westbrook'un soru işareti yaratması. Bu yüzden Harden'ın fedakârlık yapması gerekecek. Çünkü top Westbrook'un elinde olmadığında rakipler onu savunmayacaklar. Bu da alan açmayı zorlaştırabilir. Bu yüzden topu Westbrook'a verip Harden'ın topsuz oyunda etkili olmasını beklemeleri gerekecek. Eğer iki oyuncu da fedakârlık yaparsa, Rockets deneyi sonuca ulaşabilir. Ama buna inanmak için önce parkede görmemiz gerekecek.

Clippers epey derin bir kadroya sahip. Kawhi veya Paul George bazı maçlarda dinlenirken dahi normal sezonu götürebilecek bir kadroya sahipler. Lou Williams, Patrick Beverley, Montrezl Harrell, Landry Shamet, JaMychal Green, Maurice Harkless... Lakers'ta özellikle Anthony Davis'i play-off'ta izleyeceğim için heyecanlıyım. O kadar uzun süredir kötü bir franchise'a bağlı kalmıştı ki... Sonunda, birbirine denk takımlara karşı ne kadar yetenekli bir basketbolcu olduğunu kanıtlama imkânı bulabilecek.

UOS: Bence Utah normal sezonu kazanacak Batı'da. İddialı bir tahmin yapayım. Play-off'u şu andan öngörmek imkânsız olsa da eğer sağlıklı olurlarsa Clippers en büyük favori final için.

KK: Takım mühendisliği, kimya, koç çok çok önemli. Fakat basketbolda, beşe beş oynanan bir sporda bazı oyuncular var, maçın kazanıp kaybedileceğini herkesten daha fazla etkiliyor. Bunların yarattığı etki, ahenge, düzene tüm o yapıya zarar vermiyorsa -Kyrie örneğinde gördük geçen sezonişi bunlar belirliyor. Bu kadar basit. 1980 sonrası modern NBA'de 2004 Pistons hariç bir örneği yok bunun. O yüzden Clippers diyeceksin abi. Kawhi'a sahip olmanın yanında geçen yıl onları bir noktaya getiren ahenkli yapının da büyük kısmını korudular. Ayrıca George ve Kawhi, şu an oyunda en büyük farkı yaratan pozisyonları oynuyorlar: Topla oynayan kanat. İkisi de oyunu iki yönlü oynadıkları için hem kendileri üretim sağlıyorlar hem de rakip kanatları felç edecek durumdalar.

OÇ: Başarılı hamlelerden bahsederken her takımı kendi ölçeğinde değerlendirmek gerekiyor. Kawhi dediğin adamı herkes almak ister. "Benim ihtiyacım yok" diyebilecek bir takım olduğunu düşünmüyorum. Utah Jazz isterdi ama alamaz. Maaş sınırında yeri olsa da alamazdı muhtemelen.

UOS: Salt Lake'le alakalı mı bu? Cıvıl cıvıl bir şehir...

OÇ: Şey, oradaki hareketli yaşam tarzı Kawhi'a çok uymayabilir... (Gülüşmeler) Utah imkânları dâhilinde çok iyi şeyler yaptı. Lakers'ın sonraki hamleleri tartışılabilir ama Davis'i alıyorsun ve bence ikili olarak baktığında kâğıt üzerinde hâlâ en iyi ikili Davis-LeBron. Nuggets'ın tek bir eklemesi var, Jerami Grant, imkânlar dahilinde bu kadar 'cuk' sesi getiren bir hareket olmayabilir. Bugün başlarken gerçekten tüm NBA'de çok öne çıkan bir takım yok. Her bir adayın büyük zayıflıkları var. Clippers'ın ne? Uzun zayıflığı. Ivica Zubac iyidir, hoştur da play-off'ta maç bitirirken tahayyül edemiyorum. Montrezl Harrell da uzun değil abi.

UOS: Geçen yılki kadar pick&roll da oynamayacaksın, o da var. Kawhi ve George varken Harrell'ın verimliliği geçen sezonki gibi olmaz ayrıca.

KK: Küçük bir avantajları var orada. George sezona sakat girecek. Hem o hem Kawhi'ın 50-60 maç bandında oynayacağını düşünürsek diğer oyunculara da beklediklerinden daha fazla rol ve zaman kalacak.

OÇ: George'un omzu da çok kıllandırıyor beni sezon başlarken. Omuz bela bir şey, iki omuzdan da sorun yaşadı üstelik. Geçen yılı hatırlayalım, George muazzam bir form grafiği yakalamıştı, omzundan bir sakatlandı, bir daha o eski George'u istikrarlı olarak göremedik.

KK: Kawhi için de benzer şeyler geçerli. Bir sezon oynamadı, sonra döndü parça parça oynadı, play-off'un son bölümünde bakma, ayağını sürüye sürüye oynuyordu.

Kawhi Leonard

Kawhi Leonard

UOS: Play-off'u düşünüyorsun, orada son periyodu oynarken Beverley-Lou-George-Kawhi dörtlüsünü yan yana koyduğun zaman bu savunma yoğunluğuna sahip bir takım ben görmüyorum. Şu an takas edilmeyeceği ya da buyout'a bırakılmayacağı konuşuluyor ama Chris Paul'un durumu birçok şeyi değiştirecek. Kalacak mı, nereye gidecek? Lakers ihtimalini yabana atmıyorum. Bu gerçekleşirse her şey değişebilir. Ama normal sezon ve play-off farklı şeyler ve şu anki kadrolarla Clippers play-off'ta önde.

KK: Normal sezonu Clippers 3-7 arası bir yerde bitirir muhtemelen.

UOS: Bence en iyi ihtimal 3-4. Mümkün değil ilk iki yapması.

OÇ: Birkaç senedir Golden State'in unutturduğu bir şeydi ki şampiyonluğu kaybettikleri sene de dâhil buna. Son beş sene şampiyon olan takımların net zayıflığı yoktu. Şimdiki şampiyonluk adaylarının zayıflıkları var. Daha denkleşmelerini mümkün kılan da bu oldu.

KK: Normal sezonda ahenk, birlikte oynamak çok daha önemli. İç saha avantajı ve geniş kadro keza. Denver Nuggets'ta 15 kişi falan oynayabilecek durumda. Hele bir kısa rotasyonları var, akıl alır gibi değil.

JT: Grant, buradaki en değerli ekleme çünkü Denver, geçen sezon büyük kanat oyuncularını savunabilecek bir parçaya sahip değildi. Utah için LeBron'la ya da Kawhi'la eşleştikleri bir seri düşününce onları nasıl savunabileceklerine dair bir fikrim yok. Bana kalırsa Utah, savunma tarafında bir adım geri atarak hücumda bir seviye yükseldi. Yedi maçlık bir seride bu isimlere nasıl karşı çıkacaklarını bilmiyorum. Utah daha iyi bir takım ama şampiyonluktan bahsediyorsak kural belli: Ligin en iyi beş oyuncusundan birine sahip olmanız gerekiyor.

Play-off hesabı yapan takımlardan hayal kırıklığı yaratmasını beklediğiniz var mı?

UOS: Her sene Portland diyoruz buna...

KK: Üç yıldır bu soruya Portland ve San Antonio diyorum, tokatlanıp duruyoruz abi...

UOS: Gerçekçi bir play-off adayı mı bilmiyorum ama Dallas büyük patlayacak bence.

KK: Rick Carlisle hocam var orada ya...

UOS: Porzingis ile Doncic'in arasındaki ilişki dışarıya yansıtıldığı kadar iyi değilmiş. Takım liderliği açık sonuçta ve ikisi de iyi çocuklar gibi görünüyor ama sıkıntılı karakterler. Porzingis zaten bir kısmını gösterdi. Doncic için de Real Madrid'deki son sezonunda çok konuşulan bir dedikoduydu takımda kimsenin onu sevmediği, Llull'ün onu takımda istemediği falan. Geçen yılki gibi bir çaylak sezonundan sonra dizginleri paylaşmayı çok kabul etmeyecektir.

KK: Kimya olmadığında her şey çöker ama bence iki tane hafifletici sebep var orada. İlki Carlisle, bence net en iyi maç içi koçu. İkincisi de lider ve takım yüzü olmak evet farklı şeyler ama saha içindeki rolleri birbiriyle o kadar örtüşmüyor ve bu sebepleri beraber değerlendirdiğimde bir yol açılır gibi geliyor bana.

UOS: Bir ve beş numara sıkıntılı. Doncic'i yarı sahada yönlendirici yaptın tamam ama Porzingis çember korur mu, korumaz. Ben kâğıt üzerinde Pelicans'ı da Spurs'ü de şu an itibarıyla Dallas'ın önüne koyuyorum.

KK: San Antonio, kâğıt üzerinde olduğundan daha acayip oynayıp duruyor ama bu sene spacing sorunu iyice artacak. Dejounte Murray çok değerli ama spacing sorununu derinleştirecek o da. Bir şekilde onlar yarışın içinde olurlar ama altlarda. Dışarıda kalır mı bilmiyorum.

Ben her sene beklenti altında kalacak bir takım seçerken Portland'ı yazıyorum ama orada Lillard olduğu sürece yine bir şeyler yaparlar. Hassan Whiteside da kontrat almaya çalışacaktır. Normalin biraz da olsa üzerinde oynar. Her maç, her dakika olmasa da...

OÇ: Houston. Play-off dışında kalacaklar demiyorum ama Harden-Westbrook birlikteliğinin işlemesini hiç beklemiyorum. Son iki senenin beklenti altında kalan takımlarından biri OKC oldu. Mesela iki sene önce Utah'a elenmeleri bir rezaletti. Sadece Westbrook'un kabahati değil bu ama sorunların büyük ölçüde ondan kaynaklandığını biliyoruz. Westbrook, Harden'ın yanına gelip takımı yukarı çıkaracak bir oyuncu değil bence. Kaldı ki takımın geri kalanının da ne kadar sorunlu olduğu açık.

JT: San Antonio. Nihayet, bir adım geri atma vakitleri gelmiş olabilir. Gerçi bunu iki-üç sezondur söylüyoruz ve bir şekilde play-off yapmayı başarıyorlar, kim bilir? Günün sonunda, bu sorunun cevabını sakatlıklar belirleyecek. Eğer Davis ya da LeBron bir kez daha sakatlanırsa, Steph çok maç kaçırırsa...

Doğu'da daha iki başlı bir yapı var gibi görünüyor. Sizce Bucks ve Sixers'tan hangisi önde?

JT: Normal sezonda Milwaukee. Giannis'in daha fazla yardımcı parçası var. Play-off zamanı da Doğu'daki diğer takımlardan ayrışacak ikili Bucks ve Sixers. Yine de Philadelphia'yı yedi maçlık bir seride izlemek ilgi çekici olacak. Jimmy Butler'ı kaybettiler ve bu canlarını yakacak çünkü dördüncü çeyrekte ana skor kaynağı ve maç bitiricileri Butler'dı. Ben Simmons bu yıl üçlük deneyecek mi, göreceğiz. Bilmiyorum... Öte yandan Milwaukee, Brogdon'ı kaybetti. Geçen sezonki play-off'u hatırlayın; Brogdon, Bucks'ın en iyi ikinci veya üçüncü oyuncusuydu. Şu an birini final için seçmem gerekse Giannis farkıyla Bucks'ı yazarım ama sezon boyunca bu konudaki görüşümüz defalarca değişecek bence.

KK: Bu sezon 60 galibiyeti bir takım geçerse o Bucks olur. Philadelphia ise play-off odaklı bir takım olacak. Embiid-Horford ikilisi de 50-60 maç civarında geçirebilir sezonu zaten. Dar rotasyona, daha fiziksel oyuna yatkın, tam play-off'a uygun bir yapı. Ama Milwaukee normal sezona çok uygun. Tamam Brogdon'ı kaybettiler ama Sterling Brown'u, Pat Connaughton'ı, Donte DiVincenzo'su, bir sürü orta karar alternatif var. Bir yapı kurulmuştu, onu daha da ilerletirler.

UOS: Bence Doğu'dan finale çıkacak takım farklı olacak. Eğer Oladipo iyi dönerse, Indiana sonuna kadar gidebilir. Indiana ya da Boston sürpriz yapacak bence. Tam Brad Stevens için uygun ortam. Beklentiler aşağıya indi, Kemba Walker kötü bir lider değil, coğrafyaya da alışkın. Indiana da epey dengeli. Belki normal sezonda sorun yaşayabilirler ama play-off için özellikle daha uygun. Bucks tam bir normal sezon takımı. Philadelphia'nın patlayabileceğini düşünüyorum mevcut oyundan ötürü.

KK: Ben Sixers'ın play-off'ta çok iyi olacağını düşünüyorum. Orkun da Indiana'yı beğeniyor ama ben biraz karamsarım orada ya.

OÇ: Indiana kendisini yukarıya atabilir mi emin değilim ama çok iyi transfer yaptıklarını düşünüyorum. İki büyük kayıp var; Thaddeus Young ve Bojan Bogdanovic. Ama yerlerini ellerinden geldiğince doldurdular. TJ Warren'ı biraz dönüştürdüklerini görüyorum sezon öncesi. Hazırlık maçlarına fazla anlam atfetme taraftarı değilim ama şut sokmasından ziyade Indiana kültürüne girmeye başlamış. "Suns'ta sayımı atarım, öbür tarafa şeklen gelirim, sonra gidip yine şut atarım" kafasındaki Warren değil gibi. Jeremy Lamb gayet iyi transfer. Oladipo nasıl dönecek tabii, belirleyici kısım o.

UOS: O şerhi düştük zaten canım. Süper yıldız seviyesinde dönerse final hayali kurabilirler.

KK: Onların başarısı ahenk kaynaklı. Geçirgen roller üzerinden oynuyorlardı çok. Birbirlerini tamamlayan ve etkilerini artıran oyunculardı. Brogdon çok iyi ekleme bence. Çok iyi karar veren, şut atan bir oyuncu ama o da tam bir oyun kurucu değil. Aaron Holiday'in gelişimini bekleyecekler. Oladipo'nun dönüşü kadar Holiday'in gelişimi de tavanlarını belirleyecek bence. Indiana'nın kötü olacağını düşünmüyorum ama eskiden de ahenkli, güzel ama yukarıyı tehdit edemeyecek bir takımdı. Yine öyle bence.

UOS: Bucks'ın arkasına Boston'ı yazıyorum. Sixers'ta kafamdaki ana soru işareti şu: Yarı sahada sorun çözücü Tobias Harris olacak gibi. Clippers'ta nasıl ikili oyun yönetti, benzerini göreceğiz. Philadelphia ligin en keskin hücum takımlarından biriyken şimdi Simmons'ı tam sahada Horford ve Embiid'le nasıl oynatacak? Kondisyon olarak belki de ligin en kötü üç pivotundan ikisi. Bir şekilde Sixers, play-off'a sorunsuz girerse orada kazanarak gider ama çok sorunlu bir yapı. Şutör yok bir kere.

OÇ: Sixers'ta benim için sahada kendisi aksini ispat edene kadar ciddi bir Ben Simmons problemi var. Mesela insanlar gülüyor falan da bu şut meselesine... Kaçıncı senesi oldu Simmons'ın? Hazırlık döneminde üçlük attı diye haber oldu. Kapris yapıyor bence. Yuh abi, kusura bakma da 2019 yılındayız, nasıl denemeyebilirsin? Herkes iyi şutör olacak diye bir şey yok. Yüzde 20 ile at ama nasıl denemezsin? Kimsin sen, neye karşı koyuyorsun? Bundan kaynaklı sebeplerle oyununun ne kadar sıkıştığını da görüyoruz. Normal sezonda istediği kadar yine 18-9-8 yapsın, play-off'ta bir şey ifade etmiyor ki. Oynatamıyorsun maçın sonunda. Dunker spot'a saklanıyor. E Horford-Embiid varken oraya nasıl koyacaksın Simmons'ı? Horford iyi transfer ama dört numarada Horford Celtics'teki kadar kıymetli bir şey değil. Celtics'te bütün kapıları açan beş numara Horford'dı. Artık 33 oldu, dizler problemli...

UOS: Horford'la bir nebze Embiid'siz kısımları tolere edeceksin ama büyük oyunu ne kadar değiştirdi, bilemiyorum.

OÇ: Bucks normal sezonda net bir şekilde önde ama Budenholzer'da beni rahatsız eden bir konu var. Tek plana bağlı bir koç ve Atlanta'dan beri bunu bir türlü geliştiremedi.

KK: NBA'in Xavi Pascual'i ya...

UOS: Çarpılırsın...

OÇ: Bu konuda hiç adım atamıyor. Antetokounmpo'nun etrafında herkesi şutör kılan yapı geçen sezon başarılı oldu mu? Oldu. Ama bunu uzun vadede karikatürleştirmemek gerekiyor. Houston bunu yaşadı mesela. Geçen izliyorum, Robin Lopez oyundaydı, geçiş hücumunda köşe üçlüğü attı. O kadar da değil abi. Koç buna da müdahale etsin ama. Bu seni yakalıyor play-off'ta.

KK: Boston'da benim endişem şu: Enes'in savunmayla hiç alakası yok, diğer uzunlar arasında en uygunu Daniel Theis gibi görünüyor ama onunla da nereye kadar gidersin savunmada bilmiyorum. Bir de üzerine hücumdaki pas aksiyonlarında sorun yaşarsın. Takımın genel yapısıyla Brad Stevens'a çok uygun olduğuna, Gordon Hayward'ın geçen sezonun son bölümünü iyi geçirdiğine ve güzel basketbol oynayacaklarına katılıyorum. Ama Smart hariç hiçbiri pozisyonu için fizikli oyuncular değiller. Bir de buna Daniel Theis'ı ekleyince kurguyu ne kadar iyi yaparsan yap iyi savunma ihtimali düşük bu takımın.

UOS: Onlar için de buyout önemli.

KK: Orada olay belli abi. Memphis'in draft hakkını veriyorlar, Steven Adams'ı alıyorlar.

UOS: Hocam o zaman başka şeyler konuşulur...

Peki size hangi peri masalı daha mümkün geliyor? Nuggets, Warriors, Nets, Boston ya da bir başkasından hangisinin final yapması sizi şaşırtmaz?

JT: Eğer bir Sindirella hikâyesi seçmem gerekirse bu Golden State olur. Hâlâ Curry ve Draymond Green'e sahipler. Üstüne belki Klay Thompson da ACL sakatlığından sezonun son bölümünde takıma dönebilir.

UOS: Milwaukee'yi play-off'ta çok kırılgan görüyorum. Giannis'in yavaşlatılabildiğini gördük geçen sezon. Kyrie yerine Kemba olsa geçen sezon bile geçebilirdi Bucks'ı Boston. Doğu'yu kazanabilirler. Boston ve Indiana diyorum ben.

OÇ: Nuggets'ı sayabiliyorsak burada bence onlar.

KK: Onlar da play-off'ta çok zorlanır ama ya.

OÇ: Zaten peri masalı ihtimali zorladığımız için hâliyle daha sıkıntılı takımları konuşuyoruz. Golden State'i şundan saymıyorum ben, çoğunluk All-Star döneminde Klay Thompson dönecek gibi hesap yapıyor. Klay askere gitmedi. Dizi sakatlandı. ACL sakatlıkları eskiye göre daha halledilebilir bir şey hâline geldi ama dönüş yine de bir yılı buluyor. Haziran ortası sakatlanan bir oyuncuyu Şubat'ta bıraktığı yerden devam ederken görürsek ben açıkçası şaşırırım. Ortopedist değilim ama...

KK: Artı, D'Angelo ve Curry iyi bir ikili değil. İkisi de teması sevmeyen oyuncular. Russell, Curry'nin kötü bir kopyası gibi bazı açılardan. Tüm bunların yanı sıra, Kevon Looney'yi bir mucize eseri o paraya elde tuttular ve çok büyük avantaj. Ama kalanlar G-League oyuncusu...

Stephen Curry

Stephen Curry

OÇ: İnsanlar bu takım Durant'ten önce de şampiyon oldu diyorlar ama o takımı hatırlayalım, 'Strength in Numbers' mottosuyla hayvan gibi bir bench geliyordu arkadan.

UOS: Altının üzerinde bitirirse Golden State şok olurum ben.

KK: Yalnız peri masalı istiyorsan abi, Curry biraz Harden gibi oynamaya çalışırsa tarifsiz bir bireysel sezon izleyebiliriz. 500 üçlük barajını falan geçebilir.

UOS: Play-off adayı bir sürpriz seçeceksek ben Chicago'yu söyleyebilirim.

KK: Benim de en ilginç bulduğum takım Chicago. Eğer geçen sezonki Sacramento'nun izinden gider, sezonun en tempolu dört-beş takımından biri olurlarsa acayip işler yapabilirler. Ama tempolu oynamak zorundalar. Satoransky de yüksek tempoya o kadar uygun bir guard ki.

UOS: Bulls 7-8'den play-off yaparsa, tepedeki takımların kırılgan olduğunu düşünürsek... Satoransky en iyi döneminde, LaVine biraz törpülenmiş gibi, esas Otto Porter-Wendell Carter Jr. ve Markkanen inanılmaz bir üçlü. Carlisle'a şu takımı ver, Doğu'da ilk dört yapar. Ama koç yok...

KK: Fizik problemleri var. Ama tempolu oynarlarsa fizik dezavantajlarını dengelerler. Ama Jim Boylen'ın disiplin zihniyeti zarar verebilir. İlk maç 25 top kaybedince "Bu kadar koşmayalım" dememesi lazım.

Son 8-10 ayda süper yıldızlarını kaybeden Thunder, Grizzlies ve Pelicans'tan kısa ve orta vadede hangisi daha iyi durumda olacak?

OÇ: Thunder çok uzun vadede bakman gereken bir şey çünkü ortada Shai Gilgeous-Alexander dışında somut bir şey yok. Gallinari ve Chris Paul'un üç sene sonra dahi olmayacakları belli. Ama Pelicans hazır abi orada. Somut bir şeyler var ortada.

KK: Pelicans play-off yarışında olacak galiba.

UOS: Yapacak, yapacak...

OÇ: Her şeyden önce bu dönemin en büyük hype'la lige gelen oyuncularından birini aldılar: Zion Williamson. Takımda taşlar birbirini o kadar iyi tamamlıyor ki. Lonzo Ball tam bu temponun oyuncusu. Brandon Ingram için yine ideal ortam.

Favors'ı aldın, beş numarada başlatacaksın ama Zion'ı oraya çekebilirsin. Jrue gibi bir liderin var. JJ Redick tam ihtiyacın olan oyuncu. Josh Hart falan sekizinci oyuncu takımda.

JT: Zion, çok çok özel bir oyuncu. Daha önce konuştuğumuz, size şampiyonluk getirebilecek, ligin en iyi beş oyuncusundan biri olma potansiyeline sahip. Böyle bir oyuncunuz varsa en önemli eşiği atlamışsınız demektir.

Zion Williamson

Zion Williamson

Favori drama beklentiniz? Kidd-Vogel, Kyrie-Nets'in soyunma odası, Jimmy Butler'ın Miami günlükleri ya da size tuhaf gelen bir başkası?

JT: Jason Kidd, kesinlikle. Gizliden gizliye herkes orada bir şeyler yaşanmasını bekliyor.

KK: Jimmy'nin bir drama yaratmaması mümkün değil zaten. Ama "He, he" diyip geçeceklerdir. Minnesota gibi bir hâle çeviremez orayı. KiddVogel ilişkisinin bir yerde patlayacağını tahmin etmek zor değil hele LeBron gibi bir figür de varken orada.

UOS: Ben Divac-Luke Walton diyorum... Walton'ın yardımcısını da biliyorsunuzdur, Igor Kokoskov. Hayatta ikinci şanslara her zaman inanan biridir Divac...

OÇ: Morey kovulursa o sayılır mı bilmiyorum ama onların başkanı manyak. Tilman Fertitta'nın çok soğukkanlı hareket edemediği açık. Morey'yi de çok tutmuyor bence. Erken bir veda olabilir.


56. Sayı
Kasım 2019



Socrates Dergi