
Altın Fikir
7 dk
Mayıs ayında vefat eden Zbigniew Brzezinski, Soğuk Savaş yıllarının en önemli siyasetçilerindendi ve politikanın yanında futbol üzerine de teorileri vardı.
24 Temmuz 1994 günü New York Times’ta ilginç bir okur mektubu yayımlandı. İmza kısmında kendisini "Çocukluğundan beri futbol hayranı" diye tanıtan bir beyefendi, penaltılarla sonuçlanan İtalya-Brezilya finalinden birkaç gün sonra bu kısa metni kaleme almıştı:
"Dünya Kupası'nda uygulanan final maçı sisteminin anlamsız olduğunu ifade eden eleştirmenlere katılıyorum. Bu dilemmayı çözecek bir önerim var. Beraberlik durumunda, oyun 'sudden death' (buz hokeyinde uygulanan altın gol sistemi) ile çözülmeli ancak bir farkla: İki takım da ikişer savunmacısını çıkarmalı, dokuz oyuncuyla sahada yer almalı. Bu, gol şansını artıracaktır. Uzatmada 10 dakika geçtikten sonra hâlâ gol olmazsa, oyun dört savunmacının da sahadan çıkarılmasıyla devam edebilir. Onların çıkarılması koordinasyon, paslı sistem ve savunma disiplininden çok şey kaybetmeden gol ihtimalini yükseltecektir. Eğer 30 dakika sonra hâlâ gol olmazsa daha da fazla oyuncu azaltılması söz konusu olabilir."
Bu beyefendinin başka, daha meşhur bir sıfatı daha vardı. Kendisi aynı zamanda ‘Başkan Carter döneminin Ulusal Güvenlik Danışmanı’ Zbigniew Brzezinski'ydi. 1928 Varşova doğumlu Brzezinski, Soğuk Savaş'ta ABD dış politikasını belirleyen en etkili isim olan Henry Kissinger gibi bir göçmendi ve hayatı boyunca Kissinger ile rekabete girmişti. İkili, önce 1950’lerde Harvard'daki bir akademik pozisyon için mücadeleye girmiş, kaybeden 'Zbig' olmuştu. Sonra Kissinger birçok farklı yönetimde kritik roller üstlenmiş, uzun süre Dışişleri Bakanlığı da yapmıştı. Brzezinski'nin Washington'daki yükselişi ise Jimmy Carter dönemine denk gelmişti.
Hayatı boyunca mücadele ettiği Kissinger’la savaşı siyasi kariyerinde de sürmüştü. ABD-Çin- SSCB arasında üçlü bir denge politikası güdülen Kissinger yıllarını akrobasi olarak yorumlayan Brzezinski, Soğuk Savaş'ta ülkesinden daha agresif bir tutum beklediğini ifade ediyordu. İran krizindeki tavrı, kimilerine göre Carter’a ikinci kez başkan seçilme şansını kaybettirmişti. Ama bu sadece onun suçu değildi; ABD’nin içinde bulunduğu dönem gerçekten de karışıktı. Zbig’in tek büyük yanlışı da İran olmamıştı. SSCB’nin Afganistan işgali sonrası ABD tarafından silahlandırılan mücahitler El Kaide’nin temellerini atmış, günümüzde Ortadoğu’da devam eden krizlerin birçoğu da o günlerde başlamıştı. Brzezinski, sonuç itibarıyla Kissinger kadar iz bırakmamıştı ama bir alanda rakibini geçmişti. Kissinger’ın Nixon ile birlikte yaptığı Çin gezisini düşünmüş, “Biz bunu geçebiliriz” demişti. Ve 1978 yılında, Çin Devlet Başkanı Deng Xiaoping’i ABD’ye gelmeye ikna etmişti. Bu temas, Kissinger karşısındaki en iyi golüydü.
Öte yandan, ünlü mektubu tarihin tozlu sayfaları arasında yer alsa da fikirleri birkaç yıl içinde futbola egemen olmaya başlamıştı. Altın gol uygulaması, ilk büyük turnuvasını EURO 1996’da gördü, 1998 Dünya Kupası’nda da daha büyük bir sahnenin parçası oldu. İki takımdan oyuncular eksilterek uzatmaları oynamak bir ütopya olarak kalsa da altın gol, kısa tarihi içerisinde birçok ülkenin ve oyuncunun kaderini değiştirdi. O yüzden teşekkürler Zbig. En azından Oliver Bierhoff, Laurent Blanc, David Trezeguet ve elbette İlhan Mansız, sen ve senin gibi düşünenlere çok şey borçlu.