Ay Çok Uzak

9 dk

Takımlar çoğu zaman uzak deplasmanlardan yakınır. Nitekim futbol âleminde haritalar, atlaslardakinden çok daha farklıdır.

Stoke City’nin menajeri Tony Pulis, 2011 Eylül’ünde UEFA Avrupa Ligi’ndeki gruplarıyla ilgili, “Türkiye, Ukrayna ve İsrail’de maç yapacağız; Avrupalı takımlarla oynamıyoruz” diye mızıkmıştı. Manchester Havaalanı’ndan yola çıkıp otellerine yerleşene kadar 5-6 saat geçtiğinden yakınıyordu subay havalı menajer. Rakiplerinden Beşiktaş, İstanbul’un Batı yakasında mukim olduğuna göre teknik olarak Avrupalıdır ama Dinamo Kiev ve Maccabi Tel Aviv, evet, coğrafyanın bize söylediğine bakılırsa Asya’dalar.

Avrupa medyası, “Krasnodar nire?”, “Gabala (Azerbaycan) dünyanın hangi cehenneminde ola?” gibisinden mavraları seviyor. Lakin vakıa ortadadır: Futbol Avrupa’sı, coğrafî ve siyasî Avrupa’dan çok daha geniş. Socrates’in 6. sayısında Özgehan Şenyuva anlatmıştı bunu: Bütün Avrupa organizasyonları arasında Avrupa haritasını en fazla genişleten, UEFA’dır.

Avrupa'ya İlk Taşınan: Türkiye

1954’te kurulan UEFA’nın 2-3 Mart 1955’teki ilk kongresinin Viyana’da toplanması, kapsayıcılık iddiasına uygundu. Burası hem Avrupa’nın ta ortası idi, hem de hâlâ Fransa, İngiltere, ABD ve Sovyetler Birliği’nin ortak denetimi altındaydı. Nitekim Soğuk Savaş’a aldırmadan, hem Sovyet hem Batı bloku bu kongrede yer aldı. Bahis organizasyonu, yayın hakları, uluslararası turnuva düzeni yanında Futbol Avrupa’sının da sınırlarının çizildiği toplantının ilk gündem maddesi, Türkiye’nin UEFA’ya katılımı idi. Teklif Yunanistan’tan gelmiş, Yugoslavya destek vermişti. Önerge, “Türkiye’nin yönünü Avrupa sporuna çevirmiş olması” ile gerekçelendirilmişti.

Bu öneriyi yadırgayanlar az değildi. Hem FIFA’nın kuralına göre, merkezi Avrupa’da bulunan federasyonlar UEFA’ya üye olabilirdi ve Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) merkezi Ankara, Asya’da yer almaktaydı. Avusturya’nın Sport und Toto dergisinin haberine bakılırsa, toplantının ilk günü FIFA Başkanı Rous ve UEFA Başkanı Schwartz’la bir araya gelen TFF temsilcisi, federasyon merkezini İstanbul’a taşıyarak bu sorunu çözebileceklerini önermiş ve bu pratik çözüm, beynelmilel futbol bürokrasisinin zaten ultra pragmatizmiyle bilinen kodamanlarının aklına kolayca yatmış.

Asya'dan Avrupa'ya: Kazakistan

90’ların başında Sovyetler Birliği dağılırken UEFA, üyesi bulunan SSCB Futbol Federasyonu’nun bölünmesiyle oluşan bütün federasyonlara destek verme kararı aldı. Avrupa’ya dahil veya sınırdaş olan Estonya, Letonya, Litvanya, Ukrayna, Beyaz Rusya, Moldova, Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan hemen üye yapıldılar. Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan, Kırgızistan da UEFA tarafından ‘nezaketen’ davet edilmişlerdi fakat Asya Federasyonu’na katılmayı seçtiler.

Aslında Kazakistan da başta Asya’yı tercih etmişti. Futbolcuların çoğunluğunun ve medyanın UEFA’ya katılım lehine kampanya yürütmesine rağmen, federasyon yetkilileri 1994’te Asya Federasyona’na üye olma kararı verdiler. Temel gerekçe, Moskova’yla bütün bağları koparma iradesiydi. Ancak sonrasında baş gösteren büyük iktisadi bunalımdan futbol da ağır derecede etkilendi. Futbol kamuoyunun gözü zaten hâlâ Avrupa’da idi. Kazakistan Federasyonu, 2001 Haziran’ında resmen Asya’dan boşanma talebinde bulundu, ertesi ay UEFA’ya başvurdu. 2002 Nisan’ında UEFA’ya kabul edilişinin lig maçlarında muazzam bir tezahürata konu olduğu aktarılıyor. 2002’den beri katıldıkları turnuvalarda, Avrupa Ligi’nde ancak 2013’te Shakhtar Karagandi, Şampiyonlar Ligi’nde de ancak 2015’te Astana grup aşamasına erebildi. Irak deplasmanlar olarak Batılıları illet ettiriyorlar ama oradalar işte...

İsrail'in İlticası

“Avrupa’da ne işi var?” hayretinin bir başka konusu ve tabii bir başka uzak deplasman, tabii İsrail. (Yine Avrupa’nın göbeği diye Viyana’yı esas alırsak, buradan İsrail büyük şehirlerine kuş uçuşu mesafe 2 bin 400 kilometre civarında)

İsrail Futbol Federasyonu, 1950’lerde Asya Futbol Federasyonu’nun aktif bir üyesiydi. Ulusal takımı 1964’te Asya şampiyonu olmuş, Maccabi Tel Aviv 1969 ve 1971, Hapoel Tel Aviv de 1967’de Asya Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazanmıştı. Arap-İsrail savaşlarıyla birlikte, 1960’larda ara ara İsrail takımlarıyla maçları boykot eden Arap ülkelerinin tepkisi gitgide büyüdü. Mısır-Suriye ittifakının ağır yenilgisiyle sonuçlanan 1973 savaşının ardından, 1974’te İsrail, Kuveyt’in önerisi üzerine Asya Futbol Federasyonu’ndan ihraç edildi.İsrail Futbol Federasyonu, bunun üzerine yönünü Avrupa’ya çevirdi. Avrupa futbolu iktisadiyatı, kalitesi ve itibarıyla cezp ediciydi. Ayrıca elbette ‘fıtraten’ ve kültürel açıdan ‘tam Batılı’ oldukları tezini de işliyorlardı. Daha sonra 1978’de UEFA’ya başvurdular. Ne var ki Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa federasyonları, Arap ülkeleriyle dayanışma icabı, kabule karşı çıktılar. Bunun üzerine FIFA İsrail’i Okyanusya’ya havale etti! Avustralya’yla, Yeni Zelanda’yla (16 bin 323 km.) boy ölçüştüler. 1990 Dünya Kupası elemelerinde Okyanusya grubundan çıkmayı başarıp son elemede Güney Amerika temsilcisi Kolombiya’ya yenildiler.

1991’de SSCB sisteminin çöküşüyle, veto kalktı. İsrail takımları 1991’den itibaren Intertoto’dan başlayarak Avrupa turnuvalarına kabul almaya başladılar, 1994’te İsrail resmen UEFA üyesi oldu. Spor araştırmacıları, İsrail’in durumunu ‘sportif iltica’ diye tanımlıyorlar.

FIFA başkan adaylığına heveslenen Katarlı Muhammed Bin Hammam, iki-üç sene evvel İsrail’in Asya’ya geri alınabileceğine dair ılımlı açıklamalar yaptı. Fakat hem Arap ülkelerinde anti-İsrail husumet sürüyor hem de İsrailliler artık orayı istemiyor. Hem zaten kendilerini ‘ziyadesiyle’ Avrupalı addediyorlar. 2011’de bir federasyon yetkilisi “Onlar bile Avrupa kuparalarında yer aldıktan sonra biz haydi haydi…” faraşıyla Türkiye, Makedonya, Kıbrıs ve Yunanistan’ı süpürüvermiş.

Deplasman Rekorları

Geçtiğimiz yılın Ağustos’unda Avrupa Ligi ön elemelerinde UEFA deplasman mesafe rekoru kırıldı. Kazak kulübü Kairat Almatı, Bordeaux deplasmanına giderken 5 bin 947 kilometre yol kat ederek kırdı bu rekoru. Aynı ayın sonunda Kairat Almatı deplasmanına gelen İskoçya’nın Aberdeen takımı 5 bin 500 km. kat ederken, 85 Aberdeen taraftarı, kulübün kiraladığı bir charter uçağıyla bu sefere katıldı.

Önceki rekor, 2002’de Intertoto Kupası ilk turunda Portekizli Santa Clara’ya aitti. Azor Adaları’nın sakini olan kulüp, Ermenistan’ın Gümrü şehrinin Şirak takımıyla karşılaşmak için 5 bin 824 km. tepmişti. Üstelik gidişte Teplice üzerinden aktarma yaptıkları için yaklaşık 7 bin kilometreye çıkmıştı yol.

Avrupa Ligi grup aşamalarındaysa rekor, 2013- 2014 sezonunda Hollanda’nın AZ Alkmaar’ı ile yine Kazakistan’dan Shakhtar Karagandi arasındaki 4 bin 418 km.’lik ziyaretler. Kairat Almatı ayrıca, şampiyon olduğu 2015 UEFA Futsal finalleri için çıktığı 6 bin 911 km.’lik Lizbon seyahatiyle de bir rekorun sahibi.

1960-2004 arasında Avrupa ve Güney Amerika şampiyonları Intercontinental Kupası için kapışırdı. Bu turnuvanın rekoruna da İskoç Celtic’le Arjantin şampiyonu Racing Avellaneda sahip; 1967’de 11 bin 304 kilometre gidip geldiler.

Daha Dur...

Uzak deplasmanlardan yakınan Batı Avrupalıların bunlar daha iyi günleri! Grönland Federasyonu, UEFA üyeliği için asılıyor. Özerk bölge olarak bağlı bulundukları Danimarka’nın futbol federasyonuyla bir anlaşma yaptılar ve bu buz ülkesinde futbol altyapısını geliştirmeye dönük adımlar attılar. En kuvvetli ret gerekçesi olarak ileri sürülen “Suni çim sahanız yok” bahanesini çoktan aştılar. Başkent NuukKopenhag arası 3 bin 548 kilometre, o kadar söyleyeyim.

Lig Maçı İçin 10 Bin Kilometre Deplasman

Rusya’da 2005 yılı sonunda Luch-Energiya kulübünün futbol liglerinin en üst seviyesi olan Premier Liga’ya çıkması, küçük çaplı bir infial yaratmıştı. Luch-Energiya, Vladivostok şehrinin kulübüydü ve Vladivostok, Japon Denizi’nin kıyısındaydı. Meşhur Transsibirya demiryolunun son durağı. İyice Doğu yani. Çok Doğu. Çok uzak.

Federasyon fikstürü özel ayarladı. LuchEnergiya’nın Rusya içlerindeki deplasmanlarını arka arkaya oynaması sağlandı. Moskova civarlarında kamp kurup üst üste üç-dört hafta o ‘bölgedeki’ maçlarını hallediyordu. Evlerindeki maçlar sabahın dokuzuna falan konuyordu ki Moskova’da televizyon başına oturanlar akşam saatinde seyredebilsin.

Rusya’nın batısındaki St. Petersburg’dan Vladivostok, 9 bin 635 kilometre çekiyor. Meşhur Transsibirya treniyle, altı günlük yol. Uçakla temiz dokuz saat. 2008’de Zenit St. Petersburg’un üç taraftarı, bu seyahati göze alıp Vladivostok deplasmanında takımlarına refakat ettiler. Üstelik otomobille! Arabaları pert oldu, mecbur trenle döndüler. Kulüp bu fedakârlığı öğrenince onlara bir ‘sıfır’ Toyota Corolla hediye etmiş.

Luch-Energiya Vladivostok’un 2008’de küme düşmesi, bu gaddar deplasmandan kurtulan rakiplerine bayram sevinci yaşattı. 2. Lig’de de çok uzun menziller var. Vladivostok ve onun 800 km. güneyindeki SKA-Energie Khabarovsk ile Kuban nehri kıyısındaki Torpedo Armavir arasındaki deplasmanların mesafesi 9 bin km.’ye yaklaşıyor.

ABD’nin ligi de kıta ölçekli ama görece insaflı. Batı Grubu’nun en uzak deplasmanı olan Houston-Vancouver topu topu 3 bin 184 km. Ama 2004-2012 arasında alt profesyonel liglerde boy gösteren Puerto Rico Islanders kulübü hayatta kalıp bu seviyeye çıkabilseydi işler değişecekti; zira ABD’nin güneydoğu ucundaki Florida, Porto Riko’ya 1851 km. mesafedeydi.

Bir başka kıtasal lig de Brezilya’da. Ulusal üst lig Serie A’da bu sezon en uzak deplasman, Gremio ile Sport Recife veya Santa Cruz arasında, tam 3 bin 736 km. tutuyordu.

Türkiye’de en üst ligde en uzak deplasman yolculuğunu, 1996-1998 arasında Vanspor’la Çanakkale Dardanelspor yaptılar, 1869 km. hiç fena değil. Halihazırda en uzak misafirlik, 1387 km. ile Çaykur Rizespor ile Akhisar Belediye arasında.

Sapa

Bazı yerler de uzak değil ama sapadır yahu!

Britanya’ya bağlı Manş adaları mesela, hemen Normandiya açıklarında ama ulaşımı zor. Bu adalardan 65 kilometrekarelik, 60 bin nüfuslu Guersney’in takımı 2012’de İngiltere lig sistemine dahil oldu. Southampton’ın Guersney’li kahramanı Matt Le Tissier’in şeref başkanlığını yaptığı kulüp, 8. Lig’de yer alıyor. Deplasman için charter seferiyle 45 dakikada Londra’ya uçuyor, karayoluyla en fazla bir buçuk saat mesafedeki rakiplerle karşılaşıyorlar. 8. Lig seviyesi için zahmetli ve pahalı... Mesele şu ki federasyon, rakiplerinin Guersney’e gelişlerinin finansmanını da üstlenmelerini şart koşmuş! Merkezi Guersney’de bulunan büyük optik zinciri Specsavers’ın sponsorluğu sayesinde altından kalkabiliyorlar.

Türkiye futbolunun sapasında, -Guersney gibi ada takımları olarak- Çanakkale Süper Amatör’de yer alan Bozcaadaspor ve 1. Amatör’de oynayan Gökçeadaspor geliyor aklıma.

Bir de Cizrespor’u düşünün isterseniz… Şehri başına yıkıldığı için bu sezon evinde maç yapamayan, nispeten yakın Mardin veya Sirt yerine 300 küsur km. ötedeki Urfa’ya sürülen, neticede 3. Lig’den düşen… Vicdanların sapasında gözden kaybedilen…

Tanıl Bora

16. Sayı
Temmuz 2016



Socrates Dergi