Aynı Masada

A Milli Takım'la ilk büyük turnuvasına katıldığında takvimler 2014'ü gösteriyordu. Türkiye grupta zorlansa da bir üst turda Joe Ingles, Matthew Dellavedova ve Aron Baynes'li Avustralya'yı Emir Preldzic'in beş saniye kala bulduğu üç sayı isabetiyle geçip adını çeyrek finale yazdırmıştı. O galibiyetin üzerinden geçen sekiz sene, son sekize kalamadığımız üç büyük turnuvayla ve ıskaladığımız iki olimpiyatla geçti. Ekibin tecrübelilerinden birine dönüşen Cedi Osman'a göre, artık büyüklerle aynı masaya oturmanın zamanı.

Cleveland'da hem kendim için hem de takım için güzel bir sezon oldu. Play-off'u bir maçla kaçırdık. Hedeflerimize yavaş yavaş ulaşmaya başladık. Çok yetenekli, genç bir kadromuz var. Her sene üstüne koyarak ilerledik, önümüzdeki sezonun çok önemli olacağını düşünüyorum. NBA'deki rolümden milli takımdaki beklentilere geçişte herhangi bir sıkıntı yaşamıyorum. Hatta çok daha rahat hissediyorum zira bunu yapabileceğimi biliyorum. Adaptasyon sürecine ihtiyaç duymadım.

Ömer'in kendi kararı. Burada olsaydı elbette ondan faydalanacaktık. İçeride, özellikle savunmada, ciddi bir tehdit. Bizim için artı olacaktı ama bu yaz NBA'deki sezonuna odaklanmaya karar verdi. Biz de elimizdeki kadroyla devam edeceğiz. Üst düzey oyuncularımız var; pota altında Sertaç olsun, Alperen olsun, Furkan ya da Muhsin olsun hepsi çok iyiler. Koçlar da söylüyor, hepsi harika iş çıkarıyorlar. Aynı şekilde devam edeceğiz.

Benim için Ergin Abi'yle çalışmanın en büyük artısı, geçmişte yaptığımız mesai. 2014-16 arası milli takımda yine beraberdik. Oyunculardan ne istediğini, benden ne beklediğini çok iyi bildiğimden oyun içinde rahat hissediyorum. Oldukça iyi anlaştığımızı düşünüyorum. Gerek benim için gerekse de takım genelinde bir artı bu. Ergin Abi bütün oyunculara özgürlük tanıyor. Elbette takım kimyasının dışına çıkmamanız şartıyla. Bu da herkesin özgüvenini yukarıya çıkarıyor.

Ergin Abi'nin madalya hedefi koyması bizde bir baskı yaratmıyor çünkü gerçekten çok yetenekli bir takımımız var. Bunu başarabilecek kapasitedeyiz. Burada önemli olan turnuvada takım olacak mıyız, olamayacak mıyız? İnişler çıkışlar olsa da şu an iyi bir noktadayız. Madalya şansımız var ama bu, konuşarak olmuyor. 1 Eylül'den itibaren en iyi basketbolumuzu oynamak zorundayız.

A Milli Takım için geçiş dönemi geride kaldı, artık tepeye oynayacağımız yıllar geldi. Yeniden bir jenerasyon yakalamaya başladık, kesinlikle ümit vadettiğimizi düşünüyorum. Geçmişte biraz zamana ihtiyacımız vardı ama bu sene artık o sene, bizim de bir adım daha atıp üstlere oynamamız gerektiğini düşünüyorum. Hazırız.

2019 FIBA Dünya Kupası, bizim için büyük bir tecrübe oldu. Tabii ki amacımız gruptan çıkmaktı, bunu başaramadık ama böyle şeyler olabiliyor. Her zaman ileriye bakmak lazım. Bu saatten sonra 2019'daki turnuvayı konuşmanın bir anlamı yok. Üstünden üç sene geçti, hepimizin oyunu olgunlaştı. O günden çok daha iyi bir noktadayız.

İspanya'nın eski gücünde olmadığı bir gerçek. Hepimiz bunun farkındayız ama ne olursa olsun İspanya'dan bahsediyoruz. Bir ekol neticede. Bizim amacımız, gruptan birinci çıkmak. Bunu başarabilirsek diğer grubun dördüncüsüyle oynayacağız ama hangi sırayla çıkarsak çıkalım, ileride bir yerde favori takımlardan biriyle karşılaşacağız. Benim açıkçası kimseden bir çekincem yok. Elbette hepsi iyi kadrolar ama bizim görevimiz, sahaya çıkıp en iyi basketbolumuzu ortaya koymak. Takıma güveniyorum.

Takım içinde bolca top yönlendiriciye sahip olmak, hepimizi rahatlatıyor. Özellikle hücumda epey tehlikeli bir takım olduğumuzu düşünüyorum. Parkede aynı anda üç-dört top yönlendiricinin beraber bulunabilmesi bizim için büyük bir artı. Shane'le sahayı paylaşmak çok kolay. Bizim için büyük bir koz. Planlarımız dahilindeki top yönlendiricilerden biri de o.

Rakip eksiltme özelliği denince EuroLeague'de aklımıza ilk gelen kısaları düşündüğümüzde Mike James vardır, bir de Larkin… O yüzden ona sahip olmak bizi daha güçlü kılıyor. Herkesin ondan beklentisi çok büyük. O da geldiği günden beri antrenmanda ve maçlarda en iyi şekilde takıma yardımcı olmaya çalışıyor. Herkes onun varlığından memnun. Karakter olarak da çok düzgün biri. Buraya gelirken gösterdiği özveri, istekli bir şekilde gelip bizimle çalışması oldukça önemli.

Aramıza yeni katılan oyunculara baktığımda, beni olumlu yönde şaşırtan Onuralp oldu. Bu sene oynadığı basketbolla kendini kanıtladı ve herkese kendini gösterdi. Potansiyeli çok yüksek, bana kalırsa önü çok açık. İleride daha da başarılı olacağını düşünüyorum. Keza Sadık da çok iyi bir sezon geçirdi. Üst düzey genç oyuncularımız var, iyi bir yolda olduğumuzu söyleyebilirim.

Luka Doncic, birçoklarına göre NBA'in en iyi beş oyuncusu arasında. E böyle olunca, gittiği her yerde karşılaştığı sevgi oldukça normal. Sinan Erdem'deki atmosferi, bizim evimizde desteklenmesini yadırgamadık o yüzden. Orada asıl hırslandığımız konu, Avrupa'da herkesin Slovenya'yı 1 numara gösteriyor olmasıydı. "Eğer turnuvada bir şeyler yapacaksak bu maçta bir şeyler göstermemiz gerekiyor" diye düşündük. Oradaki hırsımızın sebebi buydu. "Biz de bu masadayız" mesajını vermek istiyorduk ki bunu da başardığımızı düşünüyorum.

OAKA'daki atmosfer de çok iyiydi. Maç da bayağı bir gergindi. Bizim için iyi bir sınav oldu. Bir noktada onlarla eşleşebiliriz neticede, çok iyi mücadele ettik o maçta. Elbette çıkarabileceğimiz dersler var, özellikle de son çeyrekten ama genel resimde verdiğimiz mücadeleden memnunum.