Başkent

11 dk

Boston, bugün ABD'nin en büyük yirmi kentinden biri değil. Ama spor dendiğinde akla ilk gelenlerinden biri. Öncüleri, şampiyonları, mabetleri ve melekleri ile…

Boston, ilk Avrupalı yerleşimcisini 1625'te selamladı. Kısa süre içinde, William Blaxton'ın etrafı, yine İngiltere'den gelen kolonicilerle dolup taşmaya başladı. Yaklaşık 150 sene sonra Amerikan Bağımsızlık Savaşı'nı başlatacak 13 Koloni'den en büyüğü, 1700'lerin ortasına kadar Boston'dı. Bugün, Massachusetts Eyaleti'nin en büyük şehri olsa da yıllar içinde New York'tan Philadelphia'ya yirmiye yakın kent, Boston'ın nüfusunu geride bıraktı. Zirvede kalacakları alanlar da olacaktı. Harvard ve MIT gibi zirvedeki iki üniversite önderliğinde Massachusetts, bugün ülkenin öne çıkan eğitim merkezlerinden. Bir de spor var... İcat ettiği sporlarla, yüz yılı deviren geleneksel yarışlarıyla, takım branşlarındaki başarılarıyla Boston, ABD'nin parmak ısırtan spor duraklarından.

Mucitler

Boston ve ahalisinin spor külliyatına en büyük hediyesi, şüphesiz basketbol... Şehre doksan dakika mesafedeki Springfield'da, soğuk kış ayları boyunca sporcuların güçten düşmemesi için bir salon sporu ihtiyacı hasıl olur. Bu ödevi 14 gün içinde tamamlaması istenen Hristiyan Okulu'nun 'beden hocası' James Naismith de çalışmalara başlar. İlgi gören oyunları inceler, sakatlık riskini azaltmak için çeşitli yasaklar ekler ve nihayet, 21 Aralık 1891'de okulun hademesinden iki kutu getirmesini ister. Etrafta kutu bulamayan görevlinin çözümü şeftali sepetleri olur. Böylece belki 'kututopu' diye anılacak bu icat 'sepettopu' yani basketbol adını alır. Yüz yıl içinde dünyanın en meşhur sporlarından birine dönüşeceğinden habersiz, ilkel basketbol denemelerinin temelleri, bir futbol topuyla atılır.

Futbol demişken... Dünyanın en gözde sporunun kökenine dair her kıtanın kendi anlatısı var. Çin, milattan önceye dayandırdığı 'cuju' ile, Japonya ise onlardan uyarladığı 'kemari' ile övünür. Avustralya Aborjinleri, temeli topa ayakla vurmaya dayanan 'marn gook'tan iftiharla bahseder. İtalyanların 'calcio'su, vahşete varan fiziksel çarpışmaya müsaade etse de bugün dahi dilde futbolun yerini tutar. Kuzey Amerika'daysa adres yine Boston'dır.

İngiliz kolonicilerin notlarında, yerlilerin oynadığı kalabalık bir oyunun, telaffuzu zor ismi yer alır: Pasuckuakohowog. 1600'lerde bölgeye göç eden, Amerikan yerel dilleriyle ilgili ilk kapsamlı kitabı kaleme alan Roger Williams, bu çetrefilli kelimenin tam da futbolu tarif eden, basit bir anlamı olduğunu söylüyor: "Ayakla top oynamak için toplanıyorlar." Toplanma kelimesine ayrı bir parantez açılabilir; zira Amerikan yerlilerinin Boston civarlarındaki ilk futbol denemeleri plajda, aynı anda 500 ila bin kişiyle oynanır. İki kale arasının 1,5 kilometreye uzandığını hesaba katınca, bir meydan muharebesini andırır.

Futbolun kökenleri ihtilaflı bir konu belki ama müstesna bir ilkin altındaki imza, Boston'lı bir futbolcuya ait. 1930'da Uruguay'da tertip edilen ilk Dünya Kupası, Birleşik Devletler'in bugüne dek en başarılı olduğu turnuvadır. Yarı finalde Arjantin'e toslayacak takımın grup aşamasındaki yıldızı Bert Patenaude'dur. 17 Temmuz'da Paraguay filelerine üç gol birden yollayan Güney Massachusetts'lı, Dünya Kupası tarihinin ilk hat-trick'ini kaydeder. Uzun yıllar, FIFA kayıtlarında gollerden biri ortayı açan Tom Florie'ye yazılsa da spor tarihçisi Colin Jose'nin arşiv çalışmaları neticesinde ikinci golde de son dokunanın Patenaude olduğu ortaya çıkar. 1990'ların sonunda FIFA da bu ilk hat-trick'i resmen tanır.

Boston, mucidi olmadığı birçok sporun ilk ve uzun soluklu meskeni olmayı başarır. 1896'daki ilk modern olimpiyattan ilhamla, ertesi yıl düzenlenmeye başlayan Boston Maratonu, bugüne dek devam eden en eski yıllık maraton. Pandemi istisnasına dek yüz yılı aşkın süre firesiz koşulan maraton, her sene 30 bini aşkın koşucuyla 500 bin izleyiciye kucak açıyor. Suyun üzerinde de meşhur bir maratonu var Boston'ın... Charles Nehri'nde tertip edilen 'Head of the Charles Regatta' Kürek Maratonu, dünyanın en büyük üç günlük kürek organizasyonudur. Çin'den Güney Afrika'ya dünyanın dört bir köşesinden katılımcıları ağırlayan yarışmaya, son yirmi yılda Fenerbahçe Kürek Takımı da sıkça katılım gösteriyor. Boston Business Journal'da 2018'de yayımlanan makaleye göre, her sene 10 bini aşkın kürekçiyle 200 binin üzerinde sporseveri cezbeden organizasyon, yerel ekonomiye 70 milyon doların üzerinde bir girdi sağlıyor.

Mabetler

'Basketbolun Mekkesi' unvanı New York'taki Madison Square Garden'a layık görülür. Ancak Boston'ın da tavaf edebileceğiniz bolca kutsal mekânı var. Tarihin bugüne dek kesintisiz, aktif şekilde kullanılan en eski stadyumu, 1903'te inşa edilen Harvard Stadyumu örneğin. Adından tahmin edebileceğiniz üzere, Harvard Üniversitesi'nin spor takımlarına tahsis edilmiş vaziyette. Yine bugüne dek kullanımda kalan en eski kapalı spor salonunun izini sürdüğünüzde, karşınıza Boston çıkıyor. Orijinal adıyla Boston Arena, bir süredir Northeastern Üniversitesi'nin kullandığı adıyla Matthews Arena, kapılarını 1910'da aralıyor ve top sesi bir daha salondan eksik olmuyor.

Brad Marchand - Patrice Bergeron - Torey Krug

Brad Marchand - Patrice Bergeron - Torey Krug

Boston Arena'nın ilk sakinlerinden biri, şehrin buz hokeyi takımı Boston Bruins. Ulusal Hokey Ligi'nin kurucu altı organizasyonundan biri olan Bruins, aynı zamanda ligin Kanada dışından ilk katılımcısı olma onurunu taşıyor. 1924'te kurulan NHL'de altı şampiyonluk yaşayan takım, buzdaki öncül adımlarını bu ikonik salonda atıyor.

Açık havaya dönecek olursak... Longwood Kriket Kulübü, adının tersine bugün kriket oynanan bir yer değil. Kurulduğunda hem tenis hem de kriket kulübüyken zaman içinde tamamen tenise odaklanan merkez, Boston'ın güneydoğusunda yer alıyor ve ABD'nin en eski tenis kulübü olarak kabul görüyor. Tenisçilerin ülkeleri adına yarıştıkları prestijli Davis Kupası müsabakalarının ilki de burada, Longwood Kriket Kulübü'nde tertip edilmiş. Hikâyesi şöyle: Harvard son sınıf öğrencisi Dwight Davis, bir Britanya takımını kulübüne davet eder. Uluslararası Çim Kort Tenis Mücadelesi adı verilen 1900'deki o müsabaka, bugüne dek prestijini koruyacak Davis Kupası'nın ilk adımına dönüşür. Longwood Kriket Kulübü, o gün dahil olmak üzere toplam 15 Davis Kupası eşleşmesine ev sahipliği yapar. 1999'daki sonuncusu, tam bir yıldızlar geçididir. Pat Rafter ve Lleyton Hewitt'li Avustralya, Jim Courier ve 14 slam sahibi Pete Sampras'ın başı çektiği ABD takımını saf dışı bırakır. Kimbilir, eski günlerini mumla aratan ABD erkek tenisi gün gelir yeniden çıkışa geçeceği Davis Kupası eşleşmesini burada oynar...

Bir de beyzbol var. Dört majör Amerikan sporunun en gelenekçisi, Boston'da da erken kök salar. 1912'de inşa edilen Fenway Park, bugün kullanımda olan 32 stadyumun en eskisi. Ve en lanetlisi... Red Sox'ın 86 sene şampiyonluk hasreti çekmesinin ardındaki sebep olarak anlatılan Bambino Laneti, spor külliyatının kendine has masallarından biri.

Melekler

Birleşik Devletler, olimpiyat tarihinin en çok madalya toplayan ülkesi. İş şehirlerarası rekabete geldiğindeyse geçer akçe dört büyük ligde ulaşılan başarılar. Cleveland'ın 2016 NBA şampiyonluğuyla derin bir "Oh!" çekmesinin, Minnesota'nın her bir ligde takımı olsa da otuz senedir zirvenin tadına bakamamasıyla dalga geçilmesinin sebebi budur. Boston'ın kimselerden geri kalmadığı bir alan da bu dört büyük ligde tırmandığı zirve basamaklarıdır. Dört büyük ligdeki başarıları kıyasladığımızda zirvedeki adres, toplam 56 kupa kaldıran New York.* Yankees'in 35 şampiyonluğu, kenti zirvede yalnız bırakan ana etken. İkinci sıradaysa Boston yer alıyor. Kırk şampiyonluğa uzanılan yolda, her biri kendi sporunun en iyi beş icracısı arasına girmiş melekler var.

2004 American League Championship Series yedinci maçında New York Yankees'i mağlup eden Red Sox oyuncularının sevinci.

2004 American League Championship Series yedinci maçında New York Yankees'i mağlup eden Red Sox oyuncularının sevinci.

Her şey Red Sox'la başlıyor. 1903'teki ilk modern World Series'i, yani beyzboldaki iki ana konferans şampiyonunu karşılaştıran final serisini kazanırken takımın adı henüz Boston Americans. Birkaç yıl içinde isim değişiyor, kazanma alışkanlığıysa baki kalıyor. 1920 öncesine tam beş şampiyonluk sığarken, son üçünün başrolünde beyzbolun en büyük efsanesi Babe Ruth yer alıyor. Hatta 1920'de Ruth'un Yankees'e satılması, New York ekibini sporun en sevilmeyen takımlarından birine dönüştürecek yolun temelini atıyor. Bir de aralarındaki ezeli rekabetin... Ruth'un ayrılışından sonra milenyuma dek kış uykusuna yatan Red Sox'tan bayrağı şehrin buz hokeyi takımı Bruins alıyor. 1920'ler, 30'lar ve 40'larda birer şampiyonluk çıkaran ekip, Celtics hâkimiyetinin şehri kasıp kavuracağı yıllar gelmeden komşularının ağzına bir parmak bal çalıyor. 1946'da kurulan Yoncalar, 1800'lerde ülkelerindeki kıtlıktan kaçıp şehre yerleşen 30 bini aşkın İrlandalı göçmene gerek ismi gerekse logosuyla selam duruyor. Sonrasındaysa kazanmaya başlıyor... 1956 Draft'ının iki numara seçimi Bill Russell, âdeta bir yüzük koleksiyonuna başlıyor ve 13 senelik profesyonel kariyerinin 11'inde takımını zirveye taşıyor. Russell'la Larry Bird arasındaki boşluğa Bruins formasıyla iki şampiyonluk sığdıran Bobby Orr, şehrin spor azizlerinin başında geliyor. Zira Boston Globe'un 1975'te yaptığı şehir tarihinin en büyük sporcusu anketinde Russell ve bir diğer beyzbol efsanesi Ted Williams'ın önünde zirveye çıkıyor. Bird'ün, Nemesis'i Magic Johnson'la beraber NBA'i kurtardığı 1980'ler, şehre üç basketbol şampiyonluğu daha hediye ediyor.

Milenyumla beraberse Patriots hanedanlığı doğuyor. 1960'ta Boston Patriots adıyla kurulan, 1971'den itibaren New England Patriots adını alan Amerikan futbolu takımı, sessiz geçen kırk yılın acısını 21. yüzyılda çıkarıyor. Artık "Tarihin en iyisi" tartışmalarında rakipsiz kalan Tom Brady, güneye demir almadan önce şehre 18 senede altı şampiyonluk getiriyor. O sürede Red Sox'ın dirilişi, Bruins ve Celtics'in zaferleri derken Boston, kazanmakla eşanlamlı hale geliyor.

Birleşik Devletler Olimpiyat Komitesi'nin, 2020'lerdeki olimpiyat evsahipliği için ilk aday olarak Boston'ı göstermesine şaşırmamalı. Her ne kadar olası finansal kamburu taşımak istemediği için şehir, teklifi geri çevirse de Boston sakinleri, bu onuru hak ettiklerini biliyor. Mucitleri, tarihi mabetleri, Red Auerbach ve Bill Belichick gibi kült koçları ile Tom Brady, Babe Ruth, Bobby Orr, Bill Russell, Larry Bird gibi efsaneleriyle Boston, spor evreninin çok yönlü başkentlerinden biri.

*: ABA şampiyonlukları da hesaba katılmıştır.

Socrates Dergi