Baskı

4 dk

Christian Pulisic, Chelsea'de her şey sıfırdan başlayacak. Peki Dortmund macerası sonrası Ada'da onu nasıl günler bekliyor?

Getty Images

Milli sporu 'hype yapmak' olan ABD'nin Pulisic'i 16 yaşından itibaren geleceğin ilahı ilan etmesi şaşırtıcı değildi. Kaliteli bir kariyere sahip Clint Dempsey çaptan düşmüş, Landon Donovan ise muhteşem milli takım ve MLS, ortalamanın altındaki Avrupa kariyerine noktayı koymuştu. MLS projesi palazlanmış ve milli takımda gençleştirme operasyonuna gidilmişken bir isim lazımdı, o da Pulisic oldu.

Pulisic'i Dortmund'da A takıma çıkmadan önce 2015 U17 Dünya Kupası'nda, Hırvatistan'a karşı anlatma şansı bulmuştum. U15 ve U17 milli takım kariyerindeki akılalmaz istatistikler (62 maç, 49 gol) o yaş için olağanüstü görünen dripling yeteneği ve oyun zekâsı gerçekten müthiş bir oyuncunun geldiğini gösteriyordu. Dortmund'da kendisine kattığı oyun olgunluğu açıktı. Dedesinin ülkesi Hırvatistan'a karşı 20. dakikada golünü de atmıştı. Hakikaten ayrı bir seviyedeydi.

Yalnızca altı ay sonra genç yıldızın ilk kez Bundesliga'da forma giymesi ABD basınını zevkten dört köşe etmişti. Her hareketi gif 'e dönüşmeye, her düz pasından YouTube videoları yapılmaya başlanmıştı. Bunların tamamı abartıydı ama Pulisic hem basının ilgisine hem de beklentilerin artmasına olgunlukla karşılık verdi, dağılmadı. Yarım sezon oynadığı 2015-16'nın sonrasındaki iki sezon Dortmund için çok parlak geçmese de, Pulisic çizgisini hep yükseltti. Ta ki Lucien Favre takımın başına geçene kadar...

Pulisic'le ilgili iki soru işareti var ve hayır bunların ikisi de Chelsea'nin ödediği -evet, 64 milyon sterlin biraz fazla- bonservis bedeli değil. İlki tornasından geçirdiği gençleri inanılmaz seviyelere taşıyan Favre'ın ona sezonun ilk yarısında hemen hemen şans vermemesi. İkincisi, biraz ilkiyle de alaka kurulabilir, Pulisic'in son dönemde yaşadığı irili ufaklı ama sık kas sakatlıkları. Chelsea'nin onu gelecekte Eden Hazard'ın yerini doldurmak için aldığı söylentilerini de göz önüne alırsak, Pulisic'in son dönemde pek fazla 90 dakika oynamaması eksi olarak yazılabilir.

Hazard'ın ne yapacağı belli değil. Real Madrid hayali kurduğunu ama kariyerinin sonuna kadar Chelsea'de oynayabileceğini söylüyor. Pulisic'in profili onu Hazard sonrası planlar için ideal gösteriyor. Çok ortak yönleri var; dripling yetenekleri, oyun zekâları, hem çizgiyi hem de merkezi kullanmaları, fiziksel yapıları, dengeleri ve savunmaların altını üstüne getirebilmeleri... Evet, Pulisic henüz Hazard kadar ceza sahası etkinliğine sahip değil ancak 20 yaşında. Bu yüzden Sarri'nin kısa pas oyununa ve topu ayağında tutan takım yapısına uygun. Kaldı ki Sarri'nin Hazard, Insigne, Mertens veya Callejon dörtlüsünden aldığı verimi Pulisic'ten alma ihtimali yüksek. Transferdeki tek handikapsa Dortmund'a sezon sonuna kadar kiralık bırakılması gibi görünüyor. Eğer Favre işleyen takımı bozmayıp Pulisic'e ilk yarıda verdiği kadar şans verirse, gelişim çağındaki bir oyuncunun, Chelsea'ye maç eksiğinden dolayı sorun yaşayarak katılma ihtimali yüksek.

"Bonservisi çok fazla" düşüncesini ise artık Premier Lig takımları için kafamızdan çıkarmamız gerekiyor çünkü hemen hemen tüm transferleri böyle. Pulisic için en önemli sorunsa baskı. ABD'nin bayrak adamlığını 18 yaşından itibaren taşımaya başlaması ve olası bir Hazard halefliği. Şimdiye kadar, geride bıraktığımız yarım sezon hariç, tüm beklentileri karşıladı ama iş onun için yeni başlıyor.

Socrates Dergi