
Bol Köpüklü Bir Ada Hikâyesi
9 dk
Ada Hegerberg, Altın Top kazanan ilk kadın futbolcu olmayı başardı. Şimdi belki de odaklanmamız gereken, ödül törenindeki münasebetsizlikten çok Ada'nın başarısı...
Hiçbir takım tutmuyorum,
yıldızların takımından başka
Bilirsin işte erkekler büyükayı,
kadınlar küçük cezve
-Didem Madak
İnsanın malzemesi hatıradır. Aslında hepimiz ayaklı birer hafızadan ibaretiz. Yaşamın tanıklıkları bizi bir topluluğun, kolektif bir tarihin, bir milletin parçası hâline getirmek için yeterli. Bu tanıklıklar aynı zamanda zihnimizde bıraktığı farklı yansımalarla varlığımızı da 'eşsiz' kılıyor. 24 Ocak 1993'te faili meçhul bir cinayete kurban giden Uğur Mumcu'nun ismi toplumsal belleğimizde müstesna bir yer işgal ederken, benim aklıma o meşum günün sabahında babamın omzunda gittiğim ilk miting geliyor. Geçmişimizi donatan anılar, geleceğimizi de şekillendirmekte. İşte bu nedenledir ki; insanın yaralarını anlamak için 'çocukluğuna inmek' gerekiyor. Yazar Brigitte Labbe'ye göre nisyan ile malul belleklerimizi ufak dokunuşlarla tazelemek mümkün:
"Bir müziğin tınısıyla, bir fotoğraf karesiyle, eski bir oyuncak ayının dokunuşuyla, bir pastanın tadıyla, bir bebek oyuncağı görünce uyanan bellek, bizi bizden alıp geçmişin tatlarına daldırır. O bellek, bize bizden söz eder; gerçek bizden. Üstelik ne tuhaftır ki; hatırladıklarımızı da unuttuklarımızı da seçemeyiz. Hatırlamak isteriz ama unuturuz; unutmak isteriz ama hatırlarız…"
2018 Altın Top ödüllerinin verildiği ve futbol tarihinin en özel anlarından birine tanıklık ettiğimiz 3 Aralık akşamı, hatırlamak istemeyeceğimiz ancak unutmamızın da pek mümkün olmadığı bir hadise yaşandı. Altın Top ödülünü kazanan ilk kadın futbolcu Ada Hegerberg, konuşmasını yaptıktan hemen sonra sunucu, DJ Martin Solveig'in kalça dansı sorusu ile karşılaştı. Solveig'in lafı Ada'nın başarısından fazla konuşuldu ve dünyanın en iyi kadın futbolcusunun en unutulmaz hatırasına bu münasebetsizliğin gölgesi düştü. Bugün hâlâ Ada'nın doyurucu bir portresine ulaşmak için Google aramalarında ikinci, üçüncü sayfaya dek uzanmanız gerekiyor. Ne yazık ki bundan 50 yıl sonra dahi Altın Top ödülünü kazanan ilk kadın futbolcuyu 'twerk skandalı'ndan bağımsız hatırlamak pek de kolay olmayacak.
Bu yazı, 23 yaşındaki Norveçli yıldızın 'cezve'sine sığmayan başarılarla dolu kariyerine odaklanıyor. Bir nevi onu söz konusu skandalla değil; başarıları ile görünür kılma çabası… Öte yandan Solveig'in kalça dansı sorusunda hâlâ iyi niyet arayanlar yahut meseleyi basit bir boşboğazlık olarak yorumlayanları da toplumsal cinsiyet gözlüklerini takmaya davet ediyorum. Lakin, en prestijli futbol ödüllerinden biri olan ve erkek oyunculara tam 63 yıldır verilen Altın Top Ödülü tarihte ilk defa kadın futbolculara da verilmeye başlamışken, bu tarihi ânı sunma vazifesi de bir toplumsal cinsiyet bilincini; 'ilk'i onurlandıracak sunuş maharetlerini zorunlu kılıyor.
"Rol Modeli"
Ada Martine Stolsmo Hegerberg, 10 Temmuz 1995 günü Norveç'in Molde kasabasında tepeden tırnağa 'futbolcu' bir ailede hayata gözlerini açar. "Ben ailenin en küçüğüydüm," der bir söyleşisinde. "Abim futbol oynamıştı, ablam Andrine, hatta anne ve babam Gerd ile Stein Erik de. Dolayısıyla bizim ailede hep 'Futboldan başka da şansımız yoktu' şeklinde espriler yapılır."

Futboldan başka ihtimaller vardır elbette. Ama o kendi ifadesi ile her gün gittiği işin, hayatta en sevdiği şey olmasını tercih eder. Üstelik ilk başlarda 'kadın futbolu' ile çok da ilgili değildir. Arsenal maçlarının sıkı bir takipçisidir. Yalnızca gol iştahından değil; gol vuruşlarındaki bitiriciliğinden de ilham aldığı Thierry Henry'nin büyük hayranıdır. Çocukluğunun geçtiği Sunndal'de ablası Andrine ile beraber 9 yaşına kadar kız ve erkek çocuklarıyla karma bir şekilde oynamaya başlar. Annesinin koç, kendisinden iki yaş büyük ablasının kaptan olduğu karma bir takımda oynuyor olmak, onun cinsiyet eşitliği duygusunu küçük yaşlarda güçlendirir. Andrine yıllar sonra So Foot dergisine verdiği röportajda kendisini ve kardeşini bugün oldukları yere getiren temel değer ve becerileri Sunndal'de oynarken kazandıklarını söyler. Ada, 11 yaşına geldiğinde artık futbolcu olmaya karar vermiştir:
"11 yaşındayken babam 'Bunu gerçekten istiyorsan biz yüzde yüz seninleyiz' dedi. Senin için her şeyi yaparız; ama gerçekten istiyorsan. Ben de ona, bunu dünyadaki her şeyden çok istediğimi söyledim. Yüzde bin. Parayla ilgisi yoktu. Zaten para da yoktu. Tamamen tutkuyla ve futbolla ilgiliydi. Bir maç kaybettiğimizde o kadar üzülüyordum ki eve bisikletimin tepesinde ağlayarak dönüyordum. Bu, Norveç'in kuş uçmaz kervan geçmez bir yerinde çocukların oynadığı bir oyundu. Ama benim için fark etmiyordu..."
Ada 14 yaşına geldiğinde, Hegerberg'ler Norveç Kadın Ligi Toppserien'de mücadele eden Kolbotn IL takımına geçer. Ada, Fart'a karşı oynadıkları bir maçın ilk 35 dakikasında 5 gol kaydetmesi ile dikkatleri üstüne çekecektir. Hegerberg'ler sezon bitimi ile ülke de değiştirecektir. Almanya'nın Turbine Potsdam takımında abla-kardeş yine birlikte top koşturmaya başlarlar. Ancak 2014 yılına gelindiğinde kız kardeşlerin yolları ayrılır. Andrine Göteborg'da oynamak için İsveç'e, Ada ise Lyon'da oynamak için Fransa'ya gider. Belki de 'abla'dan ayrılmak, Ada için zorunlu bir büyüme halini de beraberinde getirmiştir. Lakin kendisinin de vurguladığı gibi, insanlar tutku ve ideallerinin sonuçlarına katlanmak zorundadır. Lyon günleri, Ada'nın kariyerinde kendini daha iddialı ifade ettiği bir dönemin kapısını aralar. Oyun felsefesini özetleyen cümleyi kurmuştur: Kazanma arzusu her zaman kaybetme korkusundan güçlü olmalıdır. Artık ne kazanma arzusunu ne de gol iştahını dizginlemek mümkündür. Ardı sıra gelir başarılar… 2014-15 sezonunu 34, 2015-16'yı 54, 2016-17'yi 27 ve bir sonraki sezonu 46 golle kapatır. 2015'ten 2018'e üç sezon üst üste ligin en golcü oyuncusu olur ve 23 yaşına rağmen kariyerine 300'e yakın gol sığdırır. 2016'da UEFA tarafından 'En İyi Kadın Futbolcu' unvanı verilen Ada, aynı yıl FIFA FIFPro tarafından Dünya 11'ine seçilir ve Norveç'te de 'Yılın Spor İnsanı' olarak onurlandırılır. Bir sonraki sene yine 'Yılın Futbolcusu' unvanına, bu defa BBC tarafından layık görülecektir Ada. 2018 yılında kazandığı başarı ve ödüller arasında ise kuşkusuz Altın Top ile göz dolduracaktır.
Ada Hegerberg'e göre tüm bu başarıların arkasında dünyanın en iyi takımında oynuyor olmak var. Lyon, Norveçli yıldızın gelişiyle birlikte lig şampiyonluğuna dört sene daha ambargo koyar. 2015-2017 yılları arasında üç sezon üst üste Fransa Kupası'nı kaldırır. Ve 2016- 2018 döneminde üç UEFA Şampiyonlar Ligi kazanır. Ada, kendini bildiğinden beri hep lider ruhlu olduğunu söylerken takım arkadaşlarına önderlik etmenin ve onları 'daha iyi'ye çekmenin kendi oyununu da motive ettiğini söyler.
Ada Hegerberg'in lider ruhu saha dışında da kendini gösterecektir. 2017 yılında Norveç'te kadın futbolunun gelişimine yönelik çalışmaların kesildiğini ve bu yüzden diğer ülkelerin kendilerini yakaladığını ifade eden Ada, Norveç Milli Takımı ile yollarını ayırır. Bu, kendi kariyeri pahasına, mevcut spor politikalarını protesto etmek ve kız çocuklarının 'daha eşit' şartlarda futbol oynayabilmelerini sağlamak için aldığı fedakârca bir karardır. Genç kadının ilkeli duruşu konuyla ilgili yaptığı açıklamaya da yansıyacaktır: "Eğer hangi değerlerin savunucusu olduğunuzu biliyorsanız, zor kararları almak da kolaydır."

Ada, 2015 yılında milli takımı bırakmadan önceki son Dünya Kupası için Kanada'ya giderken yanına aldığı eşyalarından bir kısmını Instagram hesabından takipçileri ile paylaşır. Her fırsatta okumayı çok sevdiğini söyleyen genç oyuncunun valizine koyduğu birkaç kitap ile birlikte J.Cole'un 2014 Forest Hills Drive albümü de göze çarpmaktadır. Albümün popüler parçası No Role Modelz'ın sözleri ise, adeta onun için yazılmıştır:
Rol modeli yok ve ben tam buradayım
Konuşacak bir rol modeli yok
Hafızamı zorluyor, zorluyorum
Bir tane bile bulamıyorum
2010'lu yıllara kadar kadın futbolunda bir rol modeli bulmak zordu sahiden. Ada, saha içinde futbolu, saha dışında savunduğu ideallerle gelecek kuşaklar için ilham verici bir rol model oldu. Altın Top ödülünü almak için sahneye çıktığında kız çocuklarını "Kendinize inanın" diyerek cesaretlendirmek istedi.
Hemen sonra The Players' Tribune için yazdığı 'Dans Etmek için Burada Değilim' başlıklı yazısında da kadın futbolunun gelişimi için sergilediği çabayı bir defa daha ortaya koydu:
"Bu yazıyı okuyan her kıza tek bir şey söyleyebilirim: Ateşinizi kaybetmeyin. Kimsenin sizdeki ateşi çalmasına izin vermeyin. Eğer büyük hayalleriniz varsa, o ateş sizi oraya taşıyacak olan yegâne şeydir."
Ânı Yaşamak
Şimdi elinizdeki dergiyi bir kenara koyun ve YouTube'da Les Gones'in muhteşem 14 numarasına ait maç videolarına göz atın. Gol vuruşlarındaki ustalığına, oyun kurgusuna, takımı sürükleyişine… Gol sonrası tüm çehresini aydınlatan coşkulu sevinçlerine… Futboldan böylesi keyif alan bir futbolcuyu izlemek sizlere de iyi gelecek.
Ada'nın maçın tüm stresine, geçmiş başarıların ve gelecekte öngörülenlerin baskısına rağmen futboldan aldığı haz, Lyon Başkanı Jean-Michel Aulas'ın da tarif ettiği gibi, genç oyuncunun fiziksel ve mental olarak normların çok üstünde olmasından kaynaklanıyor. "Çok zor zamanlarım oldu ama futbol bana çok şey kazandırdı; en başta deneyim. Bu yüzden hiç pişmanlığım yok. Futbol benim için bir maceraydı ve hâlâ da öyle. Emekli olmuş pek çok kadın futbolcuyla sohbet ettim; bana zamanın çok hızlı geçtiğini ve her şeyin tadını çıkarmamı söylediler. Önce kendi kendime 'Hayır, o kadar da hızlı geçmeyecek' desem de sonrasında tıpkı hayatın kendisi gibi hızlı akıp gittiğinin farkına vardım. Bu nedenle artık her dakikasından istifade etmeye çalışıyorum ve biliyorum ki bu beni yeniden büyütecek."
Belki de Ada'nın Solveig'in sorusu karşısında sergilediği duruş ve daha sonra yaptığı açıklamada yaşananlara pek de aldırmadığını söylemesi, 'ânın tadını çıkarma' becerisinden kaynaklanıyor. Solveig'e verdiği tek hecelik soğuk bir karşılığın ardından sahneden indi. Hayatının en özel anının bir saçmalıkla gölgelenmesine izin vermedi. En azından kendi payına…
Carpe diem, Ada. Sen çok yaşa!