Bordo-Mavi Devrimin En Yakın Tanığı

4 dk

Ömer Seren Trabzonspor destanının en yakın tanıklarından biri… 1976 yılında kulüpten içeri girdi. Gelişinin ardından futbolumuzda İstanbul hâkimiyeti sona erdi. 34 sene boyunca bir futbol devrimine hizmet etti.

1975-76 sezonunun 16. haftasını Fenerbahçe lider kapatmıştı. Arkasından ligdeki ikinci sezonunu geçiren Trabzonspor geliyordu... Bordo-Mavililer, o hafta Galatasaray’ı Hüseyin Tok’un golüyle 1-0 yenmişti. İkinci devrenin ilk maçıydı. Sezonun ilk haftasında da Galatasaray’ı 2-1 mağlup etmişlerdi. Gazeteler haberleri İstanbul üzerinden vermeyi yeğlemişti: “Galatasaray Trabzon’a yine yenildi.”

Trabzonspor hâkim düzen için ‘yeni’ydi ve ihtilal yapacağı henüz fark edilmemişti. Galatasaray maçında ise Trabzonspor’un yeni bir transferi vardı. Bir futbolcu veya antrenör değil… Bir malzemeci; Ömer Seren… 1976 yılında girdiği kulüpten, 34 yıl sonra emekli olarak çıktı. Türkiye’de gerçekleşmiş en önemli futbol devrimine yakından tanıklık etti. Tanıklık etmekle kalmadı, devrimin malzemelerini hazırlayarak, zaferlerin en önemli parçası oldu.

Kulübe girdikten üç ay sonra Trabzonspor ilk kez şampiyon oldu. Ondan sonra beş sezon daha şampiyonluk Trabzon’a geldi... Türkiye Kupası defalarca müzeye girdi, tarihe Avrupa destanları yazıldı. Aston Villa maçında Orhan Kaynak’ın golünde de, Şenol Güneş’in devleştiği Fenerbahçe maçında da oradaydı. Birmingham’da kırmızı kart gören Ogün’e soyunma odasında gol haberi verirken bile, duştan koşarak çıkan futbolcusunun eşofmanını vermeyi ihmal etmeyen bir görev adamı... Sadece maçlarda değil idmanlarda da ter döktü. Futbolculardan bile çok koştu. Hatta onlarla idman bile yaptı. Kendi başına şut çalışması yapan Şota’ya orta yapmak da onun görevlerinden biri olmuştu.

Futbolun iki farklı çağına da aynı yerde tanıklık etti. Bir dönem; çimleri gözükmeyen, balçığa dönüşmüş sahalarda çamurlanan formaları yıkadı. Daha sonra milyon dolarlık futbolcuların şık ve renkli kramponlarını taşıdı. Bir röportajında ihtilal yıllarının zorluğunu anlatırken, aslında futbolun yıllar içinde yaşadığı değişimi de gözler önüne serdi: “Futbolcular, çamur içinde maçlarını oynardı. Bir gün çamurdan Şenol Güneş ile Bekir Barçın’ı karıştırmıştım. Her tarafları çamurdu. Futbolcuları su ısıtarak yıkardık. Formaları elde yıkar, soba kenarında kurutmaya çalışırdık. Ama tamamen kurumaz, futbolcular nemli formalarla sahaya çıkardı. Şimdi ise iki büyük yıkama makinemiz, üç kurutma makinemiz var. 45 dakikada formalar kuruyor. O dönemdeki futbolcular, çok zor şartlarda şampiyonluklar yaşadılar.”

Teknik direktör Özkan Sümer ile idmana çıktı, başkan Özkan Sümer’in yanında çalıştı. Kulübe ilk girdiği dönem takımın kaptanı Faruk Özak’tı. Özak sonra kulüp başkanı, hatta bakan oldu. Ömer Seren ise her zaman aynı yerdeydi. Seren kulübe ilk adımını attığında, sahada Dozer Cemiller, Ali Kemaller, Şenollar vardı.

Emekli olduğu gün Şenol Güneş takımın teknik direktörüydü, Yattara, Colman, Selçuk, Burak, onun son gününde yanındaydı. Fenerbahçe’yi yenerek kazanılan Türkiye Kupası, onun son dönemine tekabül ediyordu. Ayrıldıktan sonra (Mayıs 2010) Bordo-Mavililerin yaşadığı buhran ise ilginç bir sonuç doğuruyor. Trabzonspor bütün kupalarını Ömer Seren ile kazandı. Gidişinden sonra ise gücünü kaybetmeye başladı. İddialı bir betimleme olarak gözükebilir. Fakat bir kulüp için yıllarını vermiş insanların etkisini kim inkâr edebilir?

Socrates Dergi