.jpg?w=3840&fit=max&q=75)
Çamura Sor
11 dk
Bisiklet, yol yarışlarından ve erkek sporculardan ibaret değil. En azından Kuzey Avrupa'da... Ata Atay, Belçika'da takip ettiği cyclocross kadınlar yarışlarını Socrates için yazdı. Kaleminden damlayan çamurlarla...
Worst, Alvarado, Compton; Alvarado, Compton, Worst; Compton, Worst, Alvarado… Bu üç ismi altı farklı şekilde sıralamak mümkün. Bugün Nommay'de neredeyse hepsini duyduk. Son turda bile... Sprintte Annemarie Worst bu sezonki üçüncü Cyclocross Dünya Kupası yarışını kazandı. Ama bu sizi yanıltmasın. Erkeklerde Mathieu van der Poel'un kurduğu hegemonyanın benzeri kadınlarda yaşanmıyor. Orada Van der Poel yerine inanılmaz bir çekişme var. Ve ben bu çekişmenin peşinde Kuzey Avrupa'yı arşınlıyorum. Uluslararası Bisiklet Birliği'nin (UCI) cinsiyet eşitliğinde ilk seviyede akreditasyon aldığı bu günlerde, sizi de fedakârlık ve tevazu dolu kadınlar cyclocross etkinliğinin güzelliğine ikna etmeyi umuyorum.
Eduardo Chillida, eserlerinin soru sormak için bir yöntem olduğunu söyler. Yapıtları onun için birer sorudur. Bazıları cevapsız kalsa da... Chillida'dan aldığım ilhamla ben de hayatımın geri kalanında soru sormada uzman olmak için çalışmaya devam edeceğim. Bu süreçte bir tutkumun bana yardımı olacağını ve hiçbir zaman azalmayacağını biliyorum: Bisiklet.
Barselona'daki doktora günlerimden Budapeşte'de başlayan ve şu anda Brüksel'de devam eden post-doc deneyimlerime kadar bisiklet hep yanımdaydı. Bir zamanlar Eurosport Türkiye mikrofonlarına taşınan bu tutku, akademik yaşamımın da eşlikçisi oldu. Mart 2017'de tez savunma tarihim belli olduğunda bir hafta sonraki Milan-Sanremo için Barselona-Milano biletlerini almadan önce çok fazla düşünmemiştim. Barselona'dan Sant Pol de Mar'a ve ardından Collsacreu'ya gitmek ya da Orrius, Dosrius, Parpers ve Alella'yi tırmanmak dinlenmemi sağlamıştı. Volta a Catalunya ve La Vuelta'nın uğradığı yollardan geçmek yarışları daha farklı gözle izlememi sağlamıştı. Ama bu tutku bana her zaman iyi davranmadı. Carnegie Mellon'da okuduğum kısa sürede değnekle dolaşmamın sebebi, Barselona'da bisiklete binerken bana çarpan bir arabaydı.
Daha farklı bir gözle izlemek demişken... Ne zaman bir yarış bulunduğum yere uğrasa, bisiklet takımlarının amiyane tabirle ayak işlerini yapan soigneur'lerle konuşmak ilgi çekici gelmiştir. Azmin ve mücadelenin sürekli alkışlandığı yol bisikletinde dahi fedakârlığın ve özverinin ulaştığı noktayı görmek için bir soigneur ile konuşmaktan daha iyi bir yöntem olduğundan şüpheliyim. Soru sormak için doğru adres çoğu zaman onlardır.
.jpg)
Cyclocross, belki de en çok fedakârlık ve özveri isteyen UCI disiplini. Konu kadınlar bisikleti olduğunda daha da farklı boyutlarda bu durum. Bu sezon Overijse, Diegem, Brüksel gibi yerlerde birçok kez tanığı olma şansına eriştim. Üyesi olduğum araştırma grubunda çocukluğundan beri bisiklete binen, hatta profesyonellik yolunda hayaller kurmuş aile üyesi olanlar var. Ama Belçika'da buna kim şaşırabilir ki? Nadir güneşli kış günlerinde bisiklete binilen bir yer burası.
Ama bisiklete binmek kadar keyifli aktivitelerden biri cyclocross yarışlarını takip etmek. Her adımı eğlenceli bir seyahat. Öncelikle bir pazar sabahı yarışın olduğu kasabaya yolculuk. Çizmeler bagajda. Hava durumu koca bir ihtimaller denizi. Yağmurla birlikte soğuk bizi bekliyor. Muhtemelen yarışı farklı noktalarda izlemek için çamur deryasında, ağaçlar arasında bir o yana bir bu yana koşturacağız. Çamur, yağmur ve soğuğun dışında başka klasikler de olacak. Gotik mimariye sahip bir kasaba, parkur çevresine doluşan karavanlar, roller'ın üzerinde ısınan sporcular.
Belçikalı arkadaşlarımla on yıl öncesini konuşuyoruz. Şu anda her şeyin daha iyi olduğundan dem vuruyoruz. Yol bisikletinde bile on yıl önce kadınlar kaldırımlarda ya da arabalarda kıyafetlerini değiştiriyordu. Maalesef hâlâ bazen bunu gözlemlemek mümkün; İspanya gibi ülkelerde dahi... Disiplin cyclocross olduğunda özverinin boyutları başka noktaya ulaşıyor. Arkadaşlarım sporcuların kasabadaki ailelerin garajlarını kullanmak için izin istediklerini ya da en azından yarış sonrası bisikletlerini temizlemek için garajlardan su istediklerini hatırlıyorlar. Mevcut koşullar daha iyi ama erkeklerde takım otobüsleri sürpriz değilken kadınlarda ailelerin sporculara destek için karavanla saatlerce direksiyon başında yolculuk ettiğini fark etmek tuhaf hissettiriyor.
Yarışlar yeni jenerasyon ile Katie Compton, Ellen Van Loy gibi tecrübeli isimler arasında rekabete de sahne oluyor. Ancak yaştan bağımsız şekilde her sporcunun ortak noktası onlara eşlik edenler tarafından yarışa hazırlatılan bisikletlerini beklerken roller'da ısınmaları. Yarış sonrasında da bisikletleri yıkanırken soğuma için yeniden roller'a yönelmeleri.

Kadınlar yarışı erkeklerden önce koşulduğu için, öğlen parkura gittiğimizde ısınmaları da takip edebiliyoruz. Karavanların etrafında aileler ve her yarışı takip eden Belçikalılar var. Bir klasik olarak 2000'lerin Eurodance şarkıları da bize eşlik ediyor. Tabii ki patates kızartması (bu kez hangi sosu istesem sorusuna da kafa yormayı atlamıyorum) ve sosis kokusu da...
Yara Kastelijn her yarış öncesi olduğu gibi stresli. Eva Lechner de hazırlık sürecinde eli ayağına dolanan isimlerden. Worst'un sakatlıklarla boğuşmasına rağmen Ceylin Alvarado ile rekabeti öncesi yüksek watt ısınması ve 21 yaşındaki Ceylin'in soğukkanlılığı... Hepsi sırayla dikkat çekiyor. Ama yalnız değiller. ABD'nin yetenekleri federasyon programı ile Avrupa'da. Compton'ın hükümdarlığını sonlandıran Clara Honsinger ve Rebecca Fahringer ile sohbet ediyoruz ama onları tanıyor olmamıza şaşırıyorlar. Yarım saat sonra Dünya Kupası, Superprestige, DVV Trofee ayağı başlayacak ve inanılmaz bir rekabet yaşanacağı açık. Kadınlar bisikletini çok fazla takip eden olmadığı için yarış sonrası muhtemelen sporcularla selamlaşacağız. Sonuçta geniş bir ailenin küçük parçaları sayılırız seyirciler olarak. Onlarla birlikte hafta sonları biz de köy köy Flandra geziyoruz.
Evet, bu sezon kadınlar yarışında heyecan eksik olmadı. En güzel örneklerinden biri Superprestige'in Diegem ayağı. Noel tatilinde Diegem'de koşulmuştu akşam yarışı. Gerçek bir parti ortamı vardı; bira, patates ve DJ'in art arda çaldığı Het Goede Doel'in Belgie parçası. Belçika'ya dair en meşhur şarkılardan birinin Hollandalı bir gruba ait olması aslında ülkeyi güzel anlatıyor. Diegem'de Worst, Alvarado ve Kastelijn podyum için mücadele etti. Son sprintte Worst, yarışı kazandı. Bir saat sonra erkeklerde Mathieu van der Poel dördüncü turda atağını yaptı ve peşine takılan kimse olmadı.
Brüksel'de Kastelijn bisiklet değiştirmek için geri dönmek zorunda kaldığından Laura Verdonschot ile çarpıştı. Yarış sonunda Yara karavanına ağlayarak giderken, son turda düşüp Alvarado'ya kaybeden Worst onu teselli ediyordu.
Son yıllarda post-doc ve doktora öğrencileri arasında mental hastalıkların alarm verdiğini duymuşsunuzdur. Worst'un Kastelijn'i teselli edişine bakarken burs, proje ve "Yayınla ya da yok ol" kültürüyle boğuşurken arkadaşlarımızla nasıl birbirimizi dönüşümlü sakinleştirdiğimiz geldi aklıma. Klişe ama bisiklette hayatın izdüşümünü gözlemlemek o kadar kolay ki...
Sezon sona ermek üzere. Yavaş yavaş yol bisikletine döneceğiz. Ulusal şampiyonalar koşuldu. Erkeklerde Belçika, kadınlarda Hollanda en keyifli olması beklenen yarışlardı. UCI, cyclocross'un görünür olmasını sağlamaya çalışırken (takvime eklenen Belçika dışı yarışlar, yenilenen yarış statüleri ve puanlama sistemi) Hollandalılar ufak bir değişiklikle kadınlar yarışının izlenirliğini de arttırdı. Belçika'da kadınlar yarışı cumartesi günü, erkekler pazar koşulurken Hollanda'da kadınlar, erkeklerin hemen ardından parkura çıktı. Dolayısıyla, evet, Hollanda Ulusal Şampiyonası daha ilgi çekiciydi. Ve bu takvim değişikliği hem sporcuların hem de yarışın görünürlüğünü farklı bir boyuta taşıdı.
Sonuçta kadınlar bisikletinin en büyük sorunu görünürlük. Yol bisikletinden cyclocross'a kadar... Bu sorunun ardında cinsiyetçilikten başlayan birçok sebep sayılabilir. Ancak yarış programında yapılan ufak bir değişiklik bile neleri değiştirebiliyor, kadınlarda rekabetin olmadığı gibi önermeleri tersine çeviriyor.

Dünya Kupası'nın sondan bir önceki ayağı koşulduktan sonra bu yazıyı yazmaya başladım. Soğukla birlikte geceden kalan kırağı zorlu bir ilk tura sebep oldu. Fransız şampiyon Marion Norbert-Riberolle, Dünya Kupası zaferi için yarışan isimlerin önündeydi. Ta ki soğuktan donan çamur ve çim, zincirini kırana kadar.
Sporcular cyclocross yarışlarında bisiklet değiştirebiliyor. Ancak bunun için belirlenmiş bir alan var. Eğer mekanik bir problem yaşarlarsa bisikletlerini değiştirmek için belirli alanlara ulaşmaları gerekiyor. Yeni ulusal şampiyon, Fransa'daki tek Dünya Kupası ayağında yarışa çok iyi başlamışken, dördüncü turda zincirini bu noktadan uzakta kaybetti. Yapabileceği tek şey, rampalarda hızlanmak ve geri kalan kısımlarda bisikletini omzuna alıp koşmaktı. Bisiklet değiştirme alanına geldiğinde onuncu sıraya kadar gerilemişti bile. Parkurun yarısını koşarak ve diğer isimlerin ardında kalarak geçiren Marion, yeni bisikletini aldığında bir yandan pedal çeviriyor, bir yandan da ağlıyordu. Beş turluk yarışta geri dönme şansı da yoktu.
Önde kalanlar ise Ceylin Alvarado, Annemarie Worst ve Katie Compton'dı. Ceylin, daha yarışın başında mekanik problem yaşayıp startta geride kalmış, üstüne de tekrar eden mekanik sorunlardan dolayı bir dönüşte düşmüştü. İlk tur bitmeden Worst ile Ellen Van Loy öndeydi. Compton çok formda olan Alvarado-Worst ikilisini takip edebilirken, Van Loy geride kaldı. Alvarado, ulusal şampiyonada Worst'u geride bırakmıştı. Tıpkı 5 Ocak'ta VUB Kampusu'nda koşulan DVV Trofee ayağında olduğu gibi. Teknik dönüşlerde Alvarado üstünlüğünü gösteriyor ve sürekli olarak dar açıları kapayıp Worst'un önüne geçiyordu. Worst ise ani ataklar ile Alvarado'ya cevap veriyordu. Compton ise son tura girerken iyiden iyiye kendini gösterdi. Son turda üç isim belirli anlarda öne geçti. Alvarado, dönüşlerde inanılmaz bir açıyla öne çıkarken art arda gelen sağa ve sola dönüşlerde üç isim de kendini yerde buluyordu. Ancak cyclocross bisikletlerinin sağladığı o manevra imkânı, farklı nesilden gelen yıldızlar tarafından harikulade bir şekilde bizlere sunuluyordu. Elbette bu riskler Dünya Kupası puanları için alınıyordu. Asfalttaki son düzlüğe gelindiğinde Worst hem Alvarado'yu hem de Compton'ı geride bırakarak zafere ulaştı. Son turda yerimden zıpladığımı ve sporcuların temposuna alkışlarla eşlik ettiğimi fark ettiğimde kendi kendime gülümsedim.
Siz bu satırları okurken Dünya Kupası takvimi Hollanda'da noktalanmış olacak. Muhtemelen ben de orada olacağım. Patates kızartması, sosis ve 2000'lerin dans müziğiyle birlikte... Bir şeyden eminim; hiçbir unsur yarışın keyfini ve sporcuların özverisini geride bırakamayacak. Umarım önümüzdeki sezondan itibaren kadınlar yarışına da göz atmanızı sağlayacak kırıntılar sunabilmişimdir size. Kadınlar bisikleti yok olmamayı hak ediyor.