Carsen Edwards'ı Bir Purdue Mezunundan Dinledik

Küçük yaştan beri çeşitli spor dallarıyla uğraşan Carsen Edwards, Atascocita Lisesi’ne başladığında amerikan futbolu ve basketbola odaklandı. Lise üçten itibaren tüm ağırlığını basketbola vermişti. Her sabah 6’da başlayan ve iki seneyi aşan ağır bir çalışma temposunun ardından Purdue Üniversitesi’nin yolunu tutan Carsen, 2019’da NBA’e katıldı. Boston Celtics ve Detroit Pistons formalarını terleten Carsen Edwards’ı 2022/2023 sezonunda Fenerbahçe Beko formasıyla ülkemizde ve Euroleague’de izleyeceğiz.

Edwards, lise ikinci sınıfa geçtiğinde basketbol koçu onu bir alt takıma yollamıştı. Philadelphia 76ers tarafından draft edilip Boston Celtics’e takaslandıktan sonra ilk röportajında bu olayı “Bugün bile bu kararını anlamıyorum. Keşke şu an onu arayıp onunla konuşabilsem” şeklinde yorumlayacaktı… Lise koçunu bu kararından sonra tıpkı abisi gibi amerikan futboluna yoğunlaşmayı düşündü. Amerikan futbolunda “slot receiver” ve “running back” pozisyonlarında şans bulması ileride basketbol kariyerinde ona büyük katkılar sağlayacak patlayıcılık özelliğinin temellerini atmasını sağladı. Daha sonra annesinin de yönlendirmesiyle, bütün arkadaşlarının amerikan futbolu oynamasına rağmen, başta hiç istemese de tekrardan basketbola odaklandı. Çünkü en baştan beri hayali buydu: NCAA seviyesinde basketbol oynamak.

Üniversiteye giriş sürecinde çeşitli listeler tarafından kendi sınıfında 89 ile 118. sıralar arasında kendine yer buldu. Durum böyle olunca çok istediği ve bir dönem Doğuş Balbay’ın da formasını giydiği Texas Longhorns, Carsen’a teklif yapmadı. Sürecin ilk gününden itibaren Carsen’a yoğun ilgi gösteren koç Matt Painter, Carsen’ı Purdue Üniversitesi’ne kazandırdı. 2014’ten itibaren eski günlerine dönüş yolunda önemli adımlar atan Purdue, Carsen’in de takımda katılmasıyla vites arttırdı. Zaman içinde ülkenin en dikkat çeken skorer gardlarından biri haline gelen Carsen, West Lafayette’te geçirdiği üç senede iki konferans şampiyonluğu elde ederken özellikle ikinci şampiyonluğunda takımı sırtladı diyebiliriz. 2018’de NCAA’nın en iyi skorer gardı seçilirken, 2018 ve 2019’da konferansın en iyi beşinde 2019’da ise NCAA’nın en iyi ikinci beşinde yer buldu. Herkes onun en iyi beşi hakettiğinden emindi. Yine de kariyerinin doruk noktası bu değildi. 2019 NCAA Turnuvası’nda Carsen öyle bir basketbol oynadı ki, Amerika’da onun adını duymayan kalmadı. Carsen 2019 NCAA Turnuvası’nda tek bir turnuvada atılan en çok üçlük rekorunu kırdı (4 maçta 28 üçlük isabeti). Carsen aynı zamanda maç başına en çok üçlük isabeti bulan isim oldu (7). Maç başına 5,75 isabet ile önceki rekorun sahibi olan basketbolcuyu mutlaka duymuşsunuzdur: Stephen Curry!

Gelelim biz Purdue mezunları için hafızamızın en karanlık köşesini süsleyen o talihsiz güne: 30 Mart 2019. Purdue çeyrek finalde daha sonra NCAA turnuvasını kazanacak olan Virginia ile oynuyor. Virginia o dönem ülkenin en iyi savunmasına sahip takımı. Önceki üç turda rakiplerine sırasıyla 56, 51 ve 49 sayı imkanı tanımış. Carsen Edwards ceyrek final günü 10 üçlük isabeti bularak Virginia potasına %56 isabet oranı ile 42 sayı bırakıyor. Ancak 6 saniye kala Ty Jerome’un bilerek kaçırdığı serbest atışta savunma ribaundunu alamayan Purdue, son saniye basketine engel olamıyor ve maçı uzatmada kaybediyor; ve işte böyle keşkeler ve acabalar arasında son buluyor Carsen’ın Purdue ve kolej kariyeri…

Carsen NBA’e giderken Coach Painter onun için: “Onun yerine birini bulamayız. Onu baştan yaratamayız. Çünkü o eşsiz bir oyuncu ve skorer” demişti. Öyle de oldu, onun gibisi henüz gelmedi. Belki de hiç gelmeyecek…

Bugün itibarıyla NBA’de bir türlü aradığını bulamayan bir Carsen var. Peki neden? Çünkü Carlsen, oyunu dikte etmeyi seven ve genelde hücum aksiyonlarında rol sahibi olmak isteyen bir isim. Takdir edersiniz ki NBA seviyesinde bu ayrıcalıklara sahip olmanız için sıraya girmeniz gerekiyor. Edwards buna rağmen çalışmaya ve G-League’de adından söz ettirmeye devam etti. Mart 2022’de 46 sayı ile kariyer rekoruna imza attı.

Carsen oynadığı basketbolla seyirciyi ayağa kaldıran, seyirci oyunun içine girdikçe bambaşka seviyelere çıkabilen bir oyuncudur. Purdue’nün iç saha maçlarını oynadığı Mackey Arena, pek çok otorite tarafından Amerika’daki en güçlü iç saha atmosferine sahip arena olarak gösteriliyor. Türkiye’de birçok farklı salonda maça gitmiş biri olarak içtenlikle söyleyebilirim ki Mackey Arena’daki atmosferin bizim ülkemizden hiç aşağı kalır yanı yok. Ben böyle ortamlarda Carsen’ın neler yapabileceğine tanıklık ettim ve gerçekten korkutucu işlere imza atıyor.

Carsen Edwards saha içinde kazanma hırsıyla öne çıkan biri olmasına rağmen saha dışında bir o kadar sakin ve eğlenceli biri. Purdue’de senede bir kere sezon öncesi taraftar grubu (Paint Crew) ve oyuncular bir araya gelir, tanışırlar, pizza yerler ve Mackey Arena’da basketbol oynarlar. İşte bu günlerden birinde kendisiyle sohbetim olmuştu gerçekten çok cana yakın ve hayattan zevk alan birisi. Sürekli gülüyor, şakalar yapıyor ama konu basketbol olunca adeta gözüne bir perde iniyor.

Carsen’ın hayattaki temel amaçlarından biri yaptığı işte iyi olup ailesine çalışmak zorunda olmadıkları bir hayat sunabilmek. Carsen topu her eline aldığında bunu düşünüyor. Bu sebeple maçlardan önce sol el bileğine bir bandaj yapıyor ve bandajın üstüne şu kelimeleri yazıyor: “Anneye yardım et, Tanrı’ya şükret, eğlen ve her şeyi öldür”.

Umarım ki Carsen’ın potansiyeline ulaştığı bir Türkiye ve Avrupa kariyeri olur. Kendi ritmini bulduğu takdirde size daha önce bu coğrafyada izlemediğiniz bir skorer izleyebileceğiniz garantisini verebilirim. Ülkemize hoş geldin Carsen! Boiler Up!