Çocukluk Hayali
8 dk
Melih Mahmutoğlu, son dönemin en istikrarlı Türk oyuncularından biri konumunda. Fenerbahçe’nin kaptanı, kendinden ve takımdan da emin görünüyor.
Başka takımlarda daha fazla oynayabileceğini bilse de Fenerbahçe’de aldığı sürede elinden gelenin en iyisini yapmak, Melih Mahmutoğlu’nu daha çok mutlu ediyor. Bu nedenle onun yakın zamanda bir yere gitmeye niyeti yok. Kaptanla, Ülker Sports Arena’da buluşuyoruz.
Sohbetimiz eski günlere, All-Star’a ve yeni yeni başlayan saat koleksiyonuna uzanıyor. Viktor Khryapa’nın ribaundu da tabii ki konularımız arasında...
Euroleague şampiyonluğuna geçen yıl bir ribaund uzaklıktaydınız. O ânı biraz tarif eder misiniz?
Unutabileceğiniz bir an değildi. Hâlâ maçlarda hücum ribaundu verdiğimiz zaman koç Obradovic bize kızıyor: “Khryapa’nın aldığı ribaundu hatırlayın! Khryapa’nın aldığı ribaundu hatırlayın!”
O top başka bir yere sekse şu an farklı şeyler konuşuyor olacaktık. 20 sayı geriden gelmemiz de işleri kolaylaştırmadı. Maç öyle bir farkla bitse “Olmadı, yapamadık” derdik. O kadar iyi savaşmışken birkaç saniye içinde maç, şampiyonluk ve tüm senenin emeği gitti. Maç sonrası soyunma odasında birbirimize söz verdik. Borcumuz var. Bu sene onu kapatacağız.
Orada sizleri teselli eden, Zeljko Obradovic olmuştu...
Maçtan sonra soyunma odasına gelip “Hepinizi çok seviyorum. Seneye hepiniz burada kalacaksınız. Ben size güveniyorum. Şimdi önümüzde Türkiye Ligi şampiyonluğu var” dedi. “Demek Obradovic, böyle olunuyor” diye düşündüm. Herkes orada toparlandı çünkü Türkiye Ligi play-off’u başlıyordu. Öyle bir finalden sonra sezonun biraz olsun iyi bitmesi için şampiyonluk gerekiyordu. Onu da başardık.
Fenerbahçe öncesinde birçok takımda oynasanız da hiçbirinde uzun süre kalmadınız. Ama tutunması en zor yerlerden biri olan Fenerbahçe’de dördüncü sezonunuzu geçiriyorsunuz. Nasıl oldu bu?
Benim amacım, her zaman yukarılarda ve taraftarı olduğum Fenerbahçe’de oynamaktı. Hep bunun için çalıştım. Fenerbahçe’ye gelmek ve burada kalıcı olmak zor ama bunu başardım. Üstelik takımın kaptanı da oldum. Fenerbahçe kaptanı olarak bir kupa kaldırmanın nasıl bir his olduğunu anlatamam. Çocukluk hayalimdi bu.
Kaptan olduğunuzu öğrendiğiniz günü hatırlıyor musunuz?
Milli takımdan dönmüştüm. Bir süre izin yapacaktım ama önce Obradovic’le bire bir toplantı için buraya geldim. “Bu sene sen kaptan olacaksın” dedi. Haberi duyduğum anı unutamıyorum. Özel bir his. İlk önce babamı arayıp haber verdim. O da bir Fenerbahçeli, neler hissedeceğini az çok tahmin edebiliyordum.
Hiç daha fazla süre alabileceğiniz bir yere gitmeyi düşündünüz mü? Ya da başka takımlardan teklifler oldu mu?
Doğrudan bir teklif olmadı ama Fenerbahçe’de hep sezon ortası kontrat imzaladım, boşta kalacağım bir dönem olmadı. Başka yerde süre falan... Bunları hiç düşünmüyorum. Fenerbahçe benim yuvam. Umarım basketbolu burada bırakırım.
Obradovic saha içinde çok sakin bir koç değil. Saha dışında durum nasıl? Beraber bir yemeğe gittiğinizde mesela...
Mesela doğum gününde, Baskonia maçından sonra herkesi yemeğe davet etti. Çok güzel ortam vardı. Maçı kazansak daha iyiydi tabii ama sonuçta onun için önemli bir gündü. Dışarıda çok cana yakın ve istediğiniz zaman rahatlıkla derdinizi anlatabileceğiniz biri. Sahada tabii ki farklı ama onun da özelliği bu yani. Herkes de onu bu şekilde tanıyor ve ona saygı duyuyor. Ama antrenmanda kalbinizi kırdıysa sonrasında gelip sizinle mutlaka konuşur.
Milli takımdaki Melih Mahmutoğlu ile Fenerbahçe’deki arasında önemli bir fark var. Bunun nedeni ne?
Sistem... Obradovic’in sistemiyle milli takımda oynadığımız sistem çok farklı. Herkes milli formayı giymeyi ister. Fakat orada sisteme alışmak için daha dar bir süreniz var. Milli takım olarak da iyi bir dönemden geçmiyoruz. Her oyuncu gibi ben de bazı sorunlar yaşayabiliyorum. Ama milli takımda önemli olan, sahada var gücünüzle savaşmaktır. Bunu yapıyorsanız bir problem yok bence.
Obradovic’in milli takımın koçu olacağına yönelik dedikodular vardı. Orada da onunla çalışmak ister miydiniz?
Sistem açısından daha kolay olurdu. Fakat Ufuk Sarıca da çok iyi bir koç. Bu tercih, umarım hem onun hem de bizim için hayırlı olur. Zira bu sene Avrupa Şampiyonası çok önemli. Özellikle de grup aşamasının İstanbul’da olduğunu düşünürsek... Kendimizi ispatlamamız için güzel bir fırsat.
Altyapının yıldız oyuncuları, A takım seviyesinde yıldız olarak görülmediklerinde kariyerlerinde düşüşe geçiyorlar. Siz de o potansiyele sahiptiniz. A takımda belki o role bürünemediniz ama iyi bir rol oyuncusu oldunuz. Bu geçişi nasıl sağladınız?
Altyapıda yetenekli birçok arkadaşım vardı. Benden de daha iyi oldukları da söyleniyordu. Ama yukarılara gelince kayboldular. Önemli olan bu seviyelerde kendinizi göstermek. Ben 18 yaşındayken Pertevniyal ile ikinci ligde oynadım. Yine aynı şeye geliyoruz; bu noktada, süre almak belirleyici oluyor. Altyapıda MVP olunca hemen büyük kulübe gidenler oldu. Oynayamayınca kayboluyorsun. Benimse 20’li yaşlarımın başında oynayacağım bir yere gitme şansım vardı. 25-30 dakika süre aldığım takımlara gittim. Bu da beni o yaşlarda çok geliştirdi. Yabancı sınırlamasının o dönem 3+2 olması da lehimeydi. Ben de bulduğum süreleri iyi değerlendirdim. Maalesef şu an kimse genç oyuncu oynatmıyor. Altyapıdan yetişen oyuncuların oynaması, milli takımın başarısı için de çok önemli.
All-Star’da son iki sezonun üçlük şampiyonusunuz. Üzerinizde bir baskı oluşturuyor mu bu?
Oluşturmuyor, aksine bu ayrı bir motivasyon benim için. All-Star bir eğlence ama iki yıl üst üste kazanmak önemliydi. Böyle şeyleri, kendimi ispat etmek için bir fırsat görüyorum. Katıldığım sürece de kazanmaya devam edeceğimi düşünüyorum.
Luigi Datome Boston’da oynarken, Celtics’in koçu Brad Stevens tarafından takımdaki en iyi şutör olarak gösterilmişti. Ama burada sizin gibi bir rakibi var. Antrenmanlarda yarışıyor musunuz?
Datome çok çok iyi bir şutör. Birçok hareketini inceleyip örnek de alıyorum. Oyunculuğu dışında çok da iyi bir karakter aynı zamanda. Ama o da benim daha iyi bir şutör olduğumu söylüyor.
Takımdaki en iyi şutör olduğunuzu söyleyebilir miyiz o zaman?
Estağfurullah ama hadi öyle demiş olalım....