socratesXreflect_alt

Değişim

13 dk

2017'den beri Türkiye Kadın Milli Voleybol Takımı başantrenörlüğü görevini yürüten Giovanni Guidetti ile yollar ayrıldı. Süreci yakından takip eden üç isimle konuştuk.

Giovanni Guidetti; 2013'te Almanya, 2015'te ise Hollanda Kadın Milli Voleybol Takımı'nın başantrenörü olarak Avrupa şampiyonasında final görmüştü. 2017'de Türkiye Kadın Milli Voleybol Takımı'nın başına geçtiğinde ise bu, artık tam zamanlı olarak Türkiye'de olması anlamına geliyordu. Giovanni Guidetti ile birlikte geçen beş yıllık sürede Türkiye Kadın Milli Voleybol Takımı; dünya sıralamasında sekiz basamak yükseldi, olimpiyata katılmayı başardı, Avrupa Şampiyonası'nda ikincilik ve üçüncülük elde etti. Ancak son dönemde işlerin yolunda gitmediği çok açıktı. Voleybol Milletler Ligi'nde yarı finalde İtalya'ya elenen ve üçüncülük maçında Sırbistan'a kaybeden Türkiye, 2022 Dünya Voleybol Şampiyonası'nda da çeyrek finalde Amerika Birleşik Devletleri'ne hiç direnç gösteremeyerek kaybedince ayrılık sesleri de ayyuka çıktı. Nitekim Türkiye Voleybol Federasyonu, geçtiğimiz günlerde Giovanni Guidetti ile yolları ayırmaya karar verdi. Bu kararı, Burcu Hakyemez'e, Dağhan Irak'a ve Emre Yazıcıol'a sorduk.

Giovanni Guidetti, Türkiye Kadın Milli Voleybol Takımı'nın başında başarılı oldu mu?

Dağhan Irak: Bence Giovanni Guidetti dönemi başarılıydı. Genel olarak şuna bakıyorum: "Türkiye'nin dünya sıralamasındaki yeri, istikrarlı bir şekilde ne kadar değişti?" Türkiye bir sürpriz takımdan bir favori adayına dönüştü. Yani bir klasman atladı gibi görünüyor. Bu sadece dünya sıralaması ile alakalı değil, aynı zamanda takımın genel psikolojisiyle ilgili.

Daha önceki dönemlerde Türkiye, Guidetti döneminde yendiği takımları zaman zaman yenebiliyordu. Ama bunlar hep 'büyük sürpriz' olarak algılanıyordu. Şimdi o durumda değiliz. Artık biraz daha gizli favori konumundayız ama o gizli favori konumundaki durumumuzu hiç gerçek bir favori olma durumuna da döndüremedik. Büyük turnuvalarda beşincilik ve sekizincilik arasında bir yer buluyoruz kendimize. Bence Guidetti döneminde eksik kalan buydu.

Emre Yazıcıol: Giovanni Guidetti, dünya klasmanında Türkiye'ye basamak atlattı, bu bir gerçek. Ama Guidetti birlikteliğinden daha fazlası isteniyordu. Giovanni, uzun bir süredir ülkemizde olan ve ismi kupalarla özdeşleşmiş bir antrenör. Daha önce Almanya ve kapasitesi çok da yüksek olmayan bir Hollanda ile finaller oynadı. Dolayısıyla burada kupa isteniyordu. Evet, tamamen başarısız demek belki haksızlık olur ama beklenen başarının gelmediği de söylenebilir. Son dünya şampiyonasındaki çeyrek final kimseyi tatmin etmedi mesela…

Burcu Hakyemez: Bence başarılı bir dönemdi. Sonuçta oyuncularımızı fiziksel ve psikolojik olarak bu kadar iyi ve yakından tanıyan bir antrenör yoktu. Guidetti ile çalışmak takımın işine yaradı.

Bu ayrılığın sebepleri nelerdi?

Dağhan Irak: Bence Guidetti hem kulüp hem milli takım çalıştırma trafiğinden yorulmuşa benziyor. Milli takımda hem oyun içindeki çözüm denemeleri hem de kadro planlamadaki uzun vadeli kararları çok mantıklı olmamaya başladı. Yani öyle meseleler var ki herhalde milli takımı gözden çıkardı gibi düşünüyorsunuz.

Mesela biz dünya şampiyonasında durmadan oyuncu denedik. Dünya şampiyonasında oyuncu denenmez. Guidetti, oyun içerisinde hâlâ çözüm arıyordu. Son dünya şampiyonasında, okula ödevini yapmadan gelmiş de son anda bir şeyler karalayan öğrenci durumundaydı. Daha önceki Guidetti dönemlerinde durum böyle değildi. Biraz odağının VakıfBank'a kaydığını düşünüyorum açıkçası. Ya da enerjisi ikisine birden yetmedi ve milli takımdaki motivasyonunu kaybetti. O yüzden bence dönem, olabilecek en doğru şekilde bitti.

"Giovanni'yle beraber Türkiye bir sürpriz takımdan bir favori adayına dönüştü." -Dağhan Irak

"Giovanni'yle beraber Türkiye bir sürpriz takımdan bir favori adayına dönüştü." -Dağhan Irak

Emre Yazıcıol: Bu kadar büyük bir figürü ortada çok somut bir başarısızlık olmadan, tam dibe vurmadan göndermek federasyon için de kolay değil. Bazı sıkıntıların olduğunu biliyorduk, duyuyorduk. Zaten dünya şampiyonasına kadar da tam olarak istenen başarılar gelmemişti. Bazı oyuncularla ilgili sıkıntılar vardı. Bu sadece son yaz döneminde olan bir şey değil ama sonuçta dünya şampiyonasından önce görevden almak çok kolay değildi Guidetti'yi.

Zaten dünya şampiyonasında varlık gösterilemeden 3-0 ile kaybedilen ABD mağlubiyeti de ona yöneltilen okların şiddetini epey artırmış oldu. Belki de bu çok fazla düşünülemeyecek bir şeydi aslında. Yani herkes Guidetti'nin Türk Milli Takımı'nın başında olmasını arzuluyordu ama işte hepsi üst üste geldi. Mesela olimpiyatta Güney Kore'ye yenilmek ve onun getirdiği hayal kırıklığı da var... Diğer yandan, ABD'ye tabii ki kaybedebilirsin, onlar da iyi bir takım ama direnç koyamadan kaybedilmesi Giovanni'nin de biraz gücünün bittiğini gösteriyordu.

Burcu Hakyemez: Milli takıma daha fazlasını veremeyeceği düşünüldüğü için bu noktaya gelindi diye düşünüyorum. Evet VakıfBank'ta her türlü başarıyı elde etti ve her türlü kupayı kaldırdı ama milli takımda her ne kadar "Evet başarılı oldu" desek de baktığımızda daha önce kazandığımız dereceleri kazanan bir Giovanni gördük. O başarıların üzerine ekstra bir başarı kazanamadı. Hem oyuncularla olan ilişkileri hem kendisinin de biraz yıpranmış olmasıyla beraber daha iyisini veremeyeceği düşünüldü bence.

"Giovanni milli takımı bıraktı" ya da "Federasyon başkanı Giovanni'den vazgeçti" gibi ofansif bir durum yok. Ortak bir noktada buluşuldu. Sonuçta ortada bir milli takım var. Onun da hiçbir senesini boşa harcamamak gerekiyor. Diğer yandan; VakıfBank'ta hem teknik hem de idari anlamda takımı idare etmek konusunda Neslihan Demir Güler'le biraz paslaşarak gittiklerini ve bunun Giovanni'nin omuzlarındaki yükü biraz aldığını düşünüyorum. Ben, aynı durumun milli takımda da olması gerektiğini savundum dünya şampiyonası döneminde. Onun eksikliği yorucu oldu. O çılgın Giovanni yoktu sahada…

Bu ayrılık kararının zamanlaması ile ilgili neler düşünüyorsunuz?

Burcu Hakyemez: Bence zamanlama doğru olmadı. Biraz erken bitti diyebilirim… Çünkü sonuçta hedefte bir olimpiyat daha var. O olimpiyata da ben Giovanni ile gidilmesi gerektiğini düşünüyordum. Çünkü onun bu dünya şampiyonasından dersler çıkarabileceği kanaatindeydim. Bu, milli takıma iyi yansıyabilirdi.

Emre Yazıcıol: Bazı ilişkilerde artık sona gelindiği anlaşılır ya, gerçekten de öyle bir zamandı. Giovanni, oyuncu değişiklikleri ve maç içi hamleler yapmakta epey sorun yaşamaya başlamıştı. Bazı oyuncuları bazı hesaplardan dolayı kadroya almamasıyla beraber kendi elini de sınırladı. Mesela daha geçen sezon, Tuğba Şenoğlu hamlesiyle giden bir seriyi aldı, şampiyonluk getirdi. Bir oyuncunun maç değiştirdiğini görmek çok mümkün değildir ama geçen yılki Sultanlar Ligi finalinde, giden bir seride o hamlesiyle şampiyonluk geldi.

Sonra o Tuğba'yı dünya şampiyonasında kullanmadı. Liberoda Simge (Aköz) ile beraber en iyi isim olan Gizem'i (Örge) kadroya almadı. Yani tüm bunları yaparak aslında kendi elini zora sokmuş oldu. Diğer yandan Guidetti, konuşmalarıyla da bildiğimiz karakterinden çok uzak bir görüntü verdi. Mesela ABD maçından önce "Çok az bir şansımız var, bu şekilde oynarsak kazanamayız" dedi. Çok negatif bir hava yarattı. Yani zaten Guidetti'yi 'Guidetti' yapan şeylerden biri de taktik ve teknik bilgisinin yanında enerjisiydi. Kenarda duruşu, yenilgiyi kabullenmemesi… Bu enerjiyi ondan aldığın zaman, belki her şey bitmiyor fakat ondan çok fazla şey götürmüş oluyorsun.

"'Evet başarılı oldu' desek de baktığımızda daha önce kazandığımız dereceleri kazanan bir Giovanni gördük. O başarıların üzerine ekstra bir başarı kazanamadı." -Burcu Hakyemez

"'Evet başarılı oldu' desek de baktığımızda daha önce kazandığımız dereceleri kazanan bir Giovanni gördük. O başarıların üzerine ekstra bir başarı kazanamadı." -Burcu Hakyemez

Dağhan Irak: Dediğim gibi bence olabilecek en doğru şekilde bitti. Yani çok emeği geçmiş, gerçekten yalnızca milli takıma değil aynı zamanda Türkiye'de voleybola çok şey katmış bir insanı kırmadan, emeklerinin hakkını vererek ve teşekkür ederek gönderdi Türkiye Voleybol Federasyonu. Zamanlama tartışılabilir elbette ama Guidetti gibi bir hocanız varsa ona bir dünya şampiyonası şansı daha verirsiniz.

Bence dünya şampiyonası öncesinde emareler başlamıştı ama ben de federasyondakilerin yerinde olsaydım yine Guidetti ile giderdim dünya şampiyonasına. Tabii şimdi olanı gördükten sonra geriye bakıp doğruydu, yanlıştı demenin bir anlamı yok. O zamanki karar mekanizması, Guidetti'ye o şansı vermeyi uygun gördü. Bence de bu çok yanlış değildi.

Giovanni Guidetti'yi amiyane tabirle kuyruğuna teneke bağlayarak göndermemek gerekiyordu, öyle de yapılmadı zaten. Çok klas bir şekilde teşekkür edildi. Kapı da kapatılmadı ki Guidetti daha VakıfBank üzerinden de Türkiye'ye fayda verecektir. O yüzden hoyratça eleştiri yapılmasını çok doğru bulmuyorum. Bence milli takımda son dönemde yaşadığı durum bir yorgunluktur. Dünyanın en önemli kulüp takımlarından birini ve dünyanın en önemli milli takımlarından birini aynı anda senelerce çalıştırmak kolay bir iş değil.

Giovanni'nin milli takıma ve Türk voleyboluna katkıları ile ilgili neler söylersiniz?

Dağhan Irak: Ben Guidetti geldiği günden itibaren en büyük destekçilerinden biriydim. Yani kapasitesi ya da iyi niyeti konusunda hiçbir tereddüdüm yok. Bazen eleştiriler, Guidetti'nin bazı şeyleri kasıtlı yaptığı varsayılarak yapılıyor, ben hiç o düşüncede değilim. Guidetti Türkiye'ye geldiği günden bu yana Türkiye'de voleybola çok samimi şekilde katkıda bulunmaya çalıştı. Kimsenin umursamadığı işlere el attı. Yani durup dururken Elazığ'a ve Bingöl'e gidip oradaki kız çocuklarına voleybol kliniği vermek onun iş tanımı içerisinde yok. O, tamamen kendi vizyonunun parçası olarak yaptığı bir işti. Yabancı bir antrenörün bunu bu kadar umursaması bence çok önemli. Bahar Toksoy'un da Guidetti'nin bu vizyonuna çok katkısı olduğunu düşünüyorum.

Emre Yazıcıol: Guidetti, dünya çapındaki iki-üç antrenörden bir tanesi. VakıfBank'taki oyuncular halihazırda onunla çalışıyordu ama Eczacıbaşı, Fenerbahçe ya da Galatasaray'da oynayan diğer oyuncuların da Guidetti ile çalışma fırsatını bulmuş olmaları elbette voleybolumuz için bir kazançtır. Onunla ilgili hep söylenen şeyler; çok çalışması, detaylara hâkim olması ve titiz bir koç olması. Mutlaka oyunculara, özellikle de genç oyunculara bireysel olarak kattığı bir şeyler olmuştur diye düşünüyorum.

Burcu Hakyemez: Giovanni 2008'den beri burada. Türkiye'de çok önemli voleybolcular yetişmesine önayak olduğunu düşünüyorum. Zaten Türkiye'ye geldiğinde de en önemli hedeflerinden biri milli takımın antrenörü olup olimpiyatlara gitmekti. Milli takım adına Ebrar Karakurt, Hande Baladın, Saliha Şahin, Meliha İsmailoğlu, Zehra Güneş gibi isimlere yer vererek onların motivasyonunu artırdı. Bu oyuncuların geldikleri noktada Guidetti'nin çok büyük emeği olduğunu düşünüyorum. Milli takımın oynadığı voleybol açısından da o savaşçı ruhu, Giovanni ile birlikte daha fazla sahaya yansıtabildik. Evet, son turnuvada belki sahada istediğimiz kadar mücadele eden bir takım yoktu ama onun sebeplerini zaten konuştuk...

Socrates Dergi