
Dönüş
11 dk
Sophia Flörsch, korkunç bir kaza geçirdiği Macau Grand Prix'sinden yalnızca 106 gün sonra yeniden aracındaydı. Ekstrem bir alanda ekstrem bir geri dönüş yapan ekstrem bir sporcu ile konuştuk...
Sophia Flörsch'le röportaj yapmak için sıramı bekliyorum. Önce her zamanki gibi yayıncı kuruluşlar girecek içeri, sonra kendi ülkesinin medyası, en son yabancı basın. Çoğu zaman yabancı basına sıra gelene kadar sporcu çoktan yorulmuş ve sıkılmış olabiliyor, yanıtlar kısalıp yüze inceden bir bitse de gitsek ifadesi çökebiliyor. Ama bu kez beklemekten şikâyetçi değilim. Genelde kapının arkasındaki sporcuların hangi sorularınıza hangi yanıtları vereceğini tahmin edebilecek kadar uzun süredir bu işi yapıyorum ama uzun zamandır ilk kez, içeri girince, sporcunun ruh halinin nasıl olacağını kestiremiyorum. Macau Grand Prix'sinde geçirdiği kazanın görüntüleri gözümün önünde… Arabadan nasıl çıktı, kazayı nasıl atlattı, tekrar yarışmaya nasıl başladı… Ona değil, kendime soruyorum bunları ki kazanın görüntülerini izlerseniz ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Sonunda sıram geliyor. İçerde, kendi gözlerimle görmüş olmasam bu kadar iyi olduğuna belki de asla inanmayacağım; son derece dinamik, hırslı ve motive bir genç sporcu beni bekliyor. Şaşkınlığımı, "Nasıl geri döndün?" sorusunu olabilecek tüm kombinasyonlarıyla sormamdan anlayacaksınız birazdan. Röportaj biterken tamamen normale dönmüş, törende giydiği elbiseyi hangi dükkândan aldığını tarif edecek noktaya gelmiş durumdayız. Sophia, bir gün Formula 1'de yarışan ilk kadın olacak mı bilmiyorum ama ihtiyaç duyacağı en önemli özelliğe sahip olduğu kesin: Azim.
Laureus Spor Ödülleri'nde 'Yılın En İyi Geri Dönüşü' ödülünü aldın. Geri dönmek nasıldı?
Her şeyden önce, aday gösterildiğim için mutluyum. Hâlâ kariyerimin ortasındayım ve umuyorum ki önümde uzun yıllar var. 19 yaşındayken aday gösterilmek ve kazanmak benim için büyük bir sürpriz ama aynı zamanda da sabırsızlanıyorum. Dediğim gibi aday gösterilmek bile yeterince büyük başarı. Kazanmak, bir hayalin gerçekleşmesiydi….
Kaza geçirdiğimde bir gün geri döneceğimi biliyordum. Bu benim hayatım, yarışmaktan ve limitte gitmekten keyif alıyorum. Kaza yüzünden durmayacağımı hep söyledim. Biliyorum, kurtulmam büyük bir şanstı ama her şey yolunda gitti. Bu yüzden döneceğimi biliyordum.
Bir mucize gibi…
Öyle.
Araca tekrardan binmeye korkmadın mı peki?
Hayır, bir kez bile. Bunu dört gözle bekliyordum çünkü sürüş yapmadan 106 gün geçirmek korkunçtu. Kaslarımı yeniden iyi duruma getirmek ve her şeyi kaldırabileceğimden emin olmak için çok fazla çalışıyordum. Harikaydı.
Kazadan sonraki ilk zamanlarda karanlık anların oldu mu? İyileşme sürecinde kendinle ilgili neler öğrendin?
Hastanede zaman geçirmek elbette pek kolay değildi. Doktorlar inanılmaz bir iş çıkardı, çok iyi bakıldım ama yine de farklıydı. Mesela yemeklerin çok iyi olmadığını söyleyebilirim. Yine de ameliyatım çok iyi geçtiği için şanslıydım.
Babam yanımdaydı, annem ve kız kardeşimle de FaceTime'dan görüşüyordum. Motor sporları dünyasının çok farklı noktalarından destek mesajları yağdı. Nico Rosberg, Fernando Alonso gibi isimler bana mesaj attı. "Aman Tanrım, bu çılgınca" diye düşünüyordum.
Bir de bütün bu süreçte kendime dair yeni şeyler öğrendiğimi düşünüyorum. Vücüdumu daha iyi tanıyorum artık. Kaslarımı kaybetmiştim ve geri dönebilmek için inanılmaz yoğun çalışmam gerekiyordu.
Günleri sayıyor muydun?
Kesinlikle. 106 gün. Kaza 18 Kasım'da oldu ve martta İtalya'da tekrar araçtaydım.
Gerçekten inanılmaz, hiç kâbus görmedin mi? Bir tane bile?
Hayır, gerçekten hiç. Her zaman diyorum, kazayla ilgili her şeyi hatırlamam benim için en iyisi. Her zaman bilincim yerindeydi. Bu iyi bir şey çünkü kazanın nasıl hissettirdiğini bilmeden videoyu şimdi izleseydim biraz farklı olurdu. Çünkü video korkunç. İzlediğimde bile o uçanın ben olduğuma inanamıyorum. Aracın içindeyken bu o kadar kötü hissettirmedi ve her şey çok çabuk yaşandı. Araca, aracın güvenli olduğuna inanmalısın. Bu garip ama kazayı o kadar korkunç şekilde hatırlamıyorum. Bu yüzden hep "Kesinlikle geri döneceğim" dedim.
İnsan böyle şeyleri hep yavaşlatılmış gösterimde hatırlar derler. Fakat senin için her şey hızlı, çok hızlı olmuş gibi...
Gerçekten de öyleydi. Sol taraftaki lastikleri kaybedince hiçbir şey yapamadım. Önce ellerini direksiyondan çekmen gerekiyor çünkü duvara çarptığında bileklerin kırılabilir. Ben de öyle yaptım, ellerimi çektim. Sonra durana kadar bekliyorsun çünkü bir noktada duracaksın. Elbette o an 270 ile gittiğimi biliyordum ama bunu düşünmedim. Kontrolü kaybediyorsun, sağa gidiyor ve bekliyorsun. Tabii ki yere indiğimde ağrım vardı ve şoktaydım çünkü kötü bir kazaydı. Ama yanıma gelen hakemler ve doktorlar ne yapacaklarını biliyorlardı. Harika bir iş çıkardılar. Onlara güveniyordum.
Her şeyi hatırlıyor olman gerçekten çok çarpıcı…
Kaza korkunçtu, benim için de. Çok şanslıydım. Sporumu bir daha asla yapamamaya çok yakındım. Öyle bir şey olsaydı, hayatım tamamen değişirdi ama yukarıda beni koruyan bir sürü meleğim vardı. Diğer yandan, konu hakkında çok sayıda röportaj yapmak da iyi geldi. Böylece kaza hakkında haftalar sonra bile çok fazla konuşmak zorunda kaldım ve bu bana yardım etti. Konuşmak iyi geldi.
Ailem de asla "Durmalısın" demedi. Hep "Bu senin kararın. İstediğini yap, seni destekleyeceğiz" dediler. Yine de geçen sene geri döndüğümde annem bundan pek hoşlanmadı. Ancak bu benim hayatım ve hayal kurmaktan vazgeçmeyeceğim.
Motivasyonunu yüksek tutmak için nereden güç alıyorsun?
Motivasyonum aslında hedefimin ta kendisi. Motor sporları benim hayatım. Hep "Her şeyin bir nedeni var" mottosuyla yaşıyorum ve bu kazanın da vardı. Pozitif yanları da oldu, negatif yanları da... Ama her zaman iyi taraflarını bulmalısın ve ben de bunu yaptım. Oldukça pozitif bir insanım ve bunu değiştirmeyeceğim.
Bu tecrübe hayatını nasıl değiştirdi? Neler öğrendin?
19 yaşındayken bunu söylemek oldukça ilginç ama hayatımı istediğim şekilde yaşayınca çok mutlu olduğumu öğrendim. Sağlıklıyım, ailem sağlıklı, o kazadan kurtuldum ve sporumu yapabiliyorum. Bunu yapmak isteyen ama fırsatı olmayan çok sayıda insan olduğunu da biliyorum. Hâlâ daha fazlasını alabilirim; para ya da daha fazla antrenman… Ama yaptıklarımı yapabildiğim için minnettarım. Kaza bana her şeyin bir anda değişebileceğini fark ettirdi.
Kadın sporcuların büyük bir destekçisisin. Motor sporları gibi erkek egemen bir sporda mücadele etmek kadınlar için ne kadar zor?
Dürüst olmak gerekirse meslektaşlarımın hepsi çok iyi. Bana saygı duyuyorlar, ben de onlara karşı aynı duygulara sahibim. Hızlı olduğunu her zaman göstermek zorundasın ama bunu erkek olduğunda da yapmalısın. Normal yani. En nihayetinde benim hızlı olduğumu biliyorlar. Tek sorun, politikanın bu işte kapladığı alan. Bence Formula 1 kadınlar için hazır ama hâlâ bunun gerçekleşmesini istemeyen insanlar var çünkü F1'in sadece güçlü erkekler tarafından yapılabildiğini düşünüyorlar. Neticede hidrolik direksiyonun var. Charles Leclerc geçen sene Suzuka'da en hızlı virajı tek elle dönmeyi denerken bunu kanıtladı. Sonra insanlar "Kadınlar bunu yapamaz, üstesinden gelemez" diyor. Ben de "Tabi ki halledebilirim" diyorum.
Yapabildiğimizi ispat etmemiz gerekiyor. Kadınlar için zor olan, size inanan sponsorlar bulmak. Günün sonunda herkes sadece sonuçla ilgileniyor. Alt yaş gruplarında seviyeler çok yakın ve kazanmak zorundasın. Kazanmak için de en iyi takımlardan birine ihtiyacın var. Denemelere gitmelisin, yani paraya da ihtiyacın var. O insanları, sponsorları bulmak zor…
İki şeyi açıkça söylemiştin: Kadınlar için eşit antrenman şartları ve 2022, 2023'e kadar bir F1 aracının koltuğunda oturmak. Bunlar hâlâ hayallerin mi?
Evet. Motor sporları erkek egemen bir branş ve F1'de başarılı bir kadın hiç olmadı. Bunu değiştirmek istiyorum. Başarmak için bana inanan sponsorlara, çalışma arkadaşlarına ihtiyacım var çünkü bu spor çok pahalı ve her sene yeniden yarışmayı umut ediyorum. Şu anda da böyle. Bu yüzden eşit şartlara ihtiyacımız var. Kadınlara ve erkeklere olan yaklaşım aynı olmalı, sponsorlar ve bütçeler de... Özellikle de aynı sayıda test günlerine ihtiyacımız var çünkü en büyük fark bu. İki-üç yıl içinde bir F1 aracında olmayı, en azından bir aracı test edebilmeyi umut ediyorum. Bence bu o kadar da uzak değil. Bana şans dileyin…
Bir gün F1'deki ilk kadın olmak… Kulağa çok iyi geliyor!
Evet ama yarışan değil kazanan ilk kadın olmak istiyorum. Benim için bu en önemlisi. Her şeyi başarabileceğimize, kadınların da bu sporu yapabileceğine inanmak istiyorum. Çoğu kadının bunları yapmak istediğini biliyorum ama henüz yapabileceklerinin farkında değiller. Beni tanımayan insanlarla konuştuğumda "Peki kaç kadın seninle birlikte bunu yapıyor?" diyorlar ve ben de "Erkeklere karşı yarışıyorum" cevabını veriyorum. Tepkileri her zaman, "Bunu bilmiyorduk" oluyor. Bence her şeyden önce bunun mümkün olduğunu, mücadele edebildiğini herkese göstermen gerek.
İlk kadın F1 sürücüsü olma hayalinin önündeki engeller neler?
Planım, European Le Mans Series'te LMP2 kategorisinde yarışmak ve Le Mans 24 Saat yarışına katılmak. Bu hem bir hayalimin gerçekleşmesi hem de 19 yaşında kariyerim için büyük bir adım atmak olur. Bunların dışında bu sene hâlâ FIA 3'te olmak istiyorum. Orada her şey parayla ilgili, bu yüzden dürüst olmak gerekirse koronavirüs bu konuda bana yardım etmedi... Sponsorlardan da daha az para almış oldum. Bu yüzden mücadele ediyorum ve yakında bir kontrat imzalamayı umuyorum çünkü orası, kazanmak ve öğrenmek istediğim yer.
Sen açıkça tüm bu engellerin üstesinden geldin ve hâlâ mücadele ediyorsun. Aynı şeyi yapmak isteyen genç kızlara mesajın ne olurdu?
Küçükken "Hedefine ulaşamayacaksın, kadınsın" diyenler olurdu. Bana inanan ebeveynlerim olduğu için şanslıydım ama her zaman sen kendine inanmalısın. Eminim ki kadınlar istedikleri her şeyi başarabilir. Sadece sporda değil, diğer mesleklerde ve hayatlarının geri kalanında da... Gerçekten kendine inanmalı ve her şeyi pozitif tarafından ele almalısın. Yaptığından keyif almalı ve onun için mücadele etmelisin. Son 15 yılda "Başaramayacaksın" diyen çok oldu. Ama kendini on sene sonra nerede gördüğünü düşünmeli ve onun için savaşmalısın. Hakkında söylenenleri kendini motive etmek için kullan. O zaman başaracaksın.
Dünyanın bazı bölgelerinde futbol bile kadınlar için ekstrem bir spor olarak görülüyor. Oralarda yaşayan kadınlar nasıl senin yaptıklarını yapmayı hayal edebilir?
Bu sporu yapmak isteyen ve ülkesinde imkânı olmayan kızlar, bence gençken karting ile başlayabilirler. Çoğu yarışçının yetişme yeri karting ve her yerde parkurlar var. Eğer gerçekten karting yapıp bundan keyif aldığını düşünüyorsan, o zaman hem seni destekleyen hem de Avrupa'da bağlantıları olan insanlar olacaktır. Onlara ulaşmaya çalışabilirsin. Tabii ki sana yardım edecek insanlara bir noktada kendini ispatlaman da gerekiyor. Ama her şeyden önce yapmak istediğin şeyi yapmaya çalışmalısın.
Çeviri: Başak Can