
Dur Levhası
5 dk
Ekte Udoh, geçen seneki EuroLeague finalinden sonra “Çok üzgünüm” diye tweet atmıştı. Artık o mutlu bir adam. Sözü MVP’ye bırakalım…
Sezonun ilk bölümünde insanlar bizden şüphe etti. Üst üste mağlubiyetler aldık. UNICS, Baskonia ve Maccabi maçlarındaki yenilgiler bize dibi göstermişti. Sakatlık haberleri de bir yandan moralimizi bozuyordu. Ritim bulamıyorduk ve saha avantajını kaybettik.
Panathinaikos ile eşleştiğimizde iyi bir dönemden geçmiyorduk. Buna rağmen koç Obradovic'in bize güveni tamdı. Seriye hazırlanırken sakatlar yavaş yavaş takıma geri döndü, savunmaya ağırlık verdik ve OAKA'daki ilk maçla birlikte her şey değişti. Kısa savunmasında takım sınıf atlamıştı. Jan Vesely ile birlikte guard’ların üzerinde kaldığımız her pozisyonda, sezonun geride kalan altı aylık bölümünden daha farklı hissediyorduk. Hazırdık. Bunu tam olarak nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama Jan'la benim, sezon başındaki Zadar Turnuvası’ndan beri farklı bir iletişimimiz var. Oradan bu yana, savunmadaki şemaları daha çok konuşur hâldeyiz. Antrenmanda bire bir çalışmanın elbette önemi var; fakat bizi rahatlatan, neyi, nerede, nasıl yapacağımız üzerine daha çok konuşmak oldu. Bir sonraki maçımızı izlerken sadece Jan ve bana dikkat edin. Maç içinde kaç kere birbirimizi uyardığımızı görünce şaşıracaksınız.
Fenerbahçe'de geçirdiğim iki sene içinde her gün daha iyi bir basketbolcu oldum. Bunu da koç Zeljko Obradovic'e borçluyum. Benim oyuna bakış açımı değiştirdi. Birkaç yıl önce Los Angeles Clippers kadrosunda, bench’te oturuyordum. Neredeyse hiçbir şey yapmıyordum. Obradovic'le tanıştığım günden bu yana her şey değişti. Euroleague şampiyonluğu kazandım. Finallerin MVP'si oldum. Beni bu noktaya getirdiği için ona minnettarım.
Maç sonunda "OBRAAAAAAA!" diye ona koşuşum sevgimi anlatıyor. En sevdiğim anları, “DUR!” yazan levhaların kırmızılığına büründüğü zamanlar. Geride kalan iki yıl sonunda bir insanın nasıl bu kadar kızarabildiğini hâlâ anlamış değilim. Kızmak, bağırmak başka. Koç, gün içinde sayısız kez kızarıyor. Çok ilginç biri. Antrenmanda bizim canımızı çıkarıyor ama her şey bittiğinde, sanki o iki saatte her şeyi burnumuzdan getiren adam değilmiş gibi yumuşak bir ses tonuyla, "Ep, buraya gel. Biraz konuşalım" diyebiliyor.
Dokuzuncu kez Euroleague şampiyonu oldu. Bu gerçekten absürt ki bu rakamın artacağından eminim. Obradovic'in liderliğinde, savunmanın şampiyonluk getireceğini bir kez daha kanıtladık. Çok emek sarf ettik. Koçun "Bugün, dünden daha iyi bir oyuncu ve daha iyi bir insan olabilirsiniz" felsefesi herkes tarafından kabul gördü. Ezber yapmadık. Düşündük ve hep birbirimizin arkasını kolladık. Mayıs 2017, benim burada bulunduğum iki yıllık süre içinde en iyi basketbolu oynadığımız dönemdi. Ben blok rekorumu tekrar kırdım. Hücumda istasyon olup oyun görüşümü ön plana çıkarabildim. Bunların hepsinin olma sebebi de o kırmızı “DUR!” levhası işte.
Geçen sene, CSKA maçını son topta kaybettikten sonra, "Çok üzgünüm" diye bir tweet atmıştım. Bu yıl sözü taraftara bırakıyorum. Nasıl hissediyorsunuz? Biraz daha iyi mi? Öyle olmalı. Ben... Mutluyum.