
Egalite
5 dk
UEFA Finansal Fair Play (FFP) Direktörü Andrea Traverso ile Neymar transferi sonrası Paris Saint-Germain’in durumunu ve sistemin geleceğini konuştuk. Gündemimizde eşitlik (égalité) vardı.
Neymar’ın Paris Saint-Germain’e transferi, Finansal Fair Play (FFP) tartışmalarını da beraberinde getirmişti. Sistem gerçekten de kulüpleri caydıracak bir yapıda mıydı? Arkadan dolananlar regülasyonları çiğneyebilecek miydi? Bazı kulüpler daha mı ‘eşit’ti? Bu ve benzeri sorular geçtiğimiz aylarda sıklıkla soruldu. Neymar özelinde ise farklı bir gerçek ortaya çıktı; Barcelona’ya ödenen 222 milyon Euro’luk ücret, UEFA kayıtlarına göre Paris Saint-Germain’in kasasından çıkmıştı. Bu da sezon sonunda Fransız temsilcisini zorlu bir denetim sürecinin beklediğini gösteriyordu. Peki, FFP uygulamasında durum ‘gerçekten’ neydi? Sorularımızı UEFA Finansal Fair Play (FFP) Direktörü Andrea Traverso’ya yönelttik...
Paris Saint-Germain’in Neymar ve Kylian Mbappe transferlerinin ardından FFP sıkça eleştirildi. FFP denetimlerinin sezon sonunda yapılması, büyük bütçeli kulüpleri uzun vadeli büyüme planları yerine, ceza gelmeden tek bir yazda birkaç büyük transferi tamamlamaya teşvik ediyor mu sizce?
Finansal tablolar üzerinden yapılan herhangi bir denetlemede olduğu gibi, FFP düzenlemeleri de sezon sonunu beklemek zorunda. Bu finansal denetimin temel kuralıdır. Bu yüzden aksiyonlar ve değerlendirmeler arasında doğal bir zaman farkı var. Bunu bir kenara koyarsak, UEFA Kulüp Finansal Kontrol Organı, Paris Saint-Germain’e bu iki transferden ötürü bir soruşturma da açtı. Elbette bu soruşturmanın tamamlanması için sezonun sona ermesini beklememiz gerekecek zira kulüpler sezon başında yaptıkları transferleri sezonun geri kalanında başka oyuncular satarak telafi edebilir ve FFP yönetmeliklerinin gerekliliklerini sağlayabilirler.
Sonuç olarak, denetimlerin daha sonra yapılmasının kulüplere bir teşvik sağladığını düşünmüyorum. Tüm kulüpler biliyor ki kurallara uymazlarsa çok ciddi sonuçlarla karşılaşırlar.
Hâlihazırdaki FFP kuralları içerisinde oyuncuların bonservis bedellerini kendi ceplerinden ödemelerini engelleyen bir madde var mı? Bir oyuncu, imza atacağı kulübün sponsorlarından birinin marka yüzü olarak alacağı parayla FFP’ye takılmadan bu işlemi halledebilir mi?
Aslına bakarsan, bu soruyla doğrudan Neymar transferini soruyorsun bence. (Gülüyor) Regülasyonlar bu tür durumları öngörmüyor. Bunlar kendine has örnekler. Kurallara göre, ortada bir transfer varsa bu harcama oyuncuya imza attıran kulübün tablolarında yer almalı. Bizler de bu finansal tablolar elimize geçtiğinde her şeyin düzgün şekilde not edilip edilmediğini kontrol edeceğiz.
FFP kurallarındaki denetimlerde, altyapı ve tesis yatırımlarına harcanan paralar gider olarak değerlendirilmiyor. Sizce gelecekte bazı kulüpler bu kuralı kendi çıkarları için kullanabilir mi? Örneğin PSG, yeni Mbappe’sini transfer etmek istediğinde o kulüple bir altyapı yatırımı için anlaşma imzalayamaz mı?
Bir kural koyduğunuzda her zaman o kuralın etrafından dolanmaya çalışanlar ve ‘yaratıcı çözümler’ üretmeyi deneyenler çıkacaktır. Yıllar boyunca birçok farklı örnek gördüm. Söylediğiniz konu için özellikle telaşlanmıyorum. Çok güçlü bir uyum sistemimiz var ve genelde bu tür hilelerin farkına varırız. Pek endişeli değilim bu yüzden.
Birçok kulüp transfer harcamalarını şişirmemek için önce kiralama, sonraki transfer dönemlerinde de bonservisi alma yoluna gidiyor. Bu konu için bir düzenleme söz konusu mu?
Aslında bu, yeni bir yöntem değil. Birçok kulüp geçmişte de benzer şekilde transferler yapıyordu. Kulüp Finansal Kontrol Organı, bu senaryo için çok net bir duruş belirlemiş durumda. Birçok kulübe, daha sonra oyuncuyu satın alacaklarını garanti ederek yaptıkları anlaşmaların kiralama olarak değil, doğrudan satın alma şeklinde kayıtlara geçeceğini bildirdiler. Kulüpler, eğer anlaşmaya kiralama süreci sonunda oyuncuyu satın alma garantisi koyarlarsa bunun satın alma olarak değerlendirileceğinin farkındalar.