
En Büyük
10 dk
Babasının hayallerini gerçekleştirmek isteyen bir kız ve başlangıçta çok şey vadetmeyen bir yarış atı. Penny Chenery ve Secretariat'ın hikâyesi böyle başladı. Devamında ise rekorlar vardı...
Hayatı boyunca başarılı bir iş adamı olarak bilinen Chris Chenery, 1968 yılında amansız Alzheimer hastalığına yakalandı. Büyük emeklerle Virginia’da kurduğu atçılık operasyonu Meadow Stable, ABD’nin çeşitli yerlerine dağılmış üç çocuğunun ilgisini çekmekten uzaktı. Hastalığın ilerlemesiyle yılların kazanç kapısı hara, ciddi bir gider kalemi hâline gelmişti. Dünya Bankası’nda çalışan, ailenin tek erkek çocuğu Hollis, Meadow’un satılması gerektiğinden emindi. Ülkenin bir diğer ucunda yaşayan en küçük kız Penny’nin konu hakkında başka fikirleri vardı. 30 senelik aile mirası, bilançolara bakılıp bir kenara atılamazdı. Penny Chenery Tweedy, 46 yaşında Denver’daki dört çocuğunu ve rahat hayatını bırakıp operasyonun başına geçti. Tek hayali, babasının da rüyası olan Kentucky Derby’yi kazanmaktı.
Penny Chenery’nin ilk icraatı ekürinin antrenörünü değiştirmek oldu. Pek de babasına danışmadan yılların antrenörü Casey Hayes’in görevine son verdi. Gözü, genç ve yetenekli yardımcısı Roger Laurin’deydi. Oysa Roger, ABD’nin en büyük haralarının biriyle anlaşmıştı ve kendisi yerine emekli babası Lucien’ı tavsiye etti. Babasının antrenörünü kovan hanedan varisi hanımefendi ile oğlunun tavsiyesi aracılığı ile süresiz golf izninden geri dönen babanın birbirlerine ısınması zaman aldı. Lucien Laurin nevi şahsına münhasır bir Kanadalı’ydı. Atları duyabildiği konusunda Chenery’yi ikna etti. Gelecek, onu doğrulamaktan ibaret olacaktı.
Yazı Tura
Meadow Stable’ın, elindeki kan hatlarını kuvvetlendirmek için diğer çiftliklerin iyi aygırlarıyla kısraklarını eşleştirmesi gerekiyordu. Claiborne Farm’ın seri başı aygırı Bold Ruler da Penny Chenery’nin listesinin başındaydı. Bold Ruler’ın sahibi Ogden Phipps, aygırına gelecek kısraklar noktasında çok seçiciydi. Çoğu zaman kısrak sahiplerinden bir değil iki sene üst üste ve bir değil iki kısrağın Bold Ruler’ı ziyaret etmesini isterdi. İki senede doğan dört tay, yazı tura sonucunda aygır ve kısrak sahibine ikişer olarak dağılırdı. Kurayı kazanan ilk ve son, kaybeden ise ikinci ve üçüncü tayı seçerdi. Yazı tura sonucunda ilk seçme hakkını Phipps kazandı. Phipps’in Bold Ruler ve Somethingroyal’ın eşleşmesinden doğan The Bride’ı yarış hayatında hiç birinci olamazken kaybedenin aldığı Secretariat ise pek az geçildi ve yarışçılık tarihini değiştirdi.
Secretariat, ilk günlerinden itibaren değişik fiziğiyle sahibi Chenery’nin dikkatini çekti. Üç ayağındaki beyaz sekiler, alnındaki kartopu gibi başlayıp burnuna doğru ince bir çizgi şeklinde inen akıtması, güneşte bakır kırmızısına dönen rengi ve orantılı ama dev fiziği ile şampiyon alametleri gösteriyordu. Fakat 1971’in kışında idman pistine girince işin rengi değişti. Nam-ı diğer ‘Big Red’ yavaştı, kendinden beklenenleri vermekten uzak kalıyordu. Laurin, patronu Chenery’ye kendi üslubuyla durumu anlatmaya çalıştı: “Koca oğlan sizden ve benden yavaş. Şişman bir adamı geçebileceğini bile zannetmiyorum.”
Lucien Laurin, Secretariat’ın var olan gücünü idmanlarına yansıtamadığına emindi. Kapalı gözlük takmayı seçti. Tay bir anda vites değiştirdi. Dikkatini odakladı, koşarken bariyerlere yaslanmayı bıraktı. Akıl almayacak şekilde tam 18 günde kendini hazırladı. İlk yarışına favori olarak girdi. Laurin tayına kendisi gibi Kanadalı olan Ron Turcotte’un binmesini istiyordu. Fakat Turcotte'un birkaç hafta önce attan düşerek sakatlanması planlarını bozdu. Secretariat ilk yarışına Joe Feliciano ile katıldı. Kötü bir start ve yol boyu diğer atların arasında kalması nedeniyle koşuyu dördüncü tamamladı. At sahipleri locasında yarışı izleyen Penny Chenery, yarışın sonunda sinirlenip iskemlesini tekmeyelen antrenörünü görünce üzülmek yerine ümitlendi. Belki de ellerinde gerçekten iyi bir at vardı.
Kısa bir süre sonra Secretariat, jokeyi Turcotte ile buluştu. Kazanmaya başladı, sonra bir daha kazandı, sonra bir daha... Yarışlara iyi başlayamıyordu fakat devrini bulup ivmelendiğinde bir ateş topuna dönüşüyordu, rakiplerini transit geçiyordu. İlk yarışından sonra tüm iki yaşlılığı boyunca bir daha hiç geçilmedi. Sadece Champagne Stakes yarışında rakibine faul yaptığı gerekçesiyle çekilen protesto sonucu ikinciliğe atıldı. Dokuz koşuda yedi kez kazandı, bir kez ikinci, bir kez de dördüncü oldu. Oy birliğiyle Yılın İki Yaşlı Tayı seçilmekle kalmadı, tüm kategorilerde Yılın Atı oldu. 1972, Chenery Ailesi ve Meadow Stud için çok iyi geçti. Bir diğer atları Riva Ridge, belki de yarışların en büyüğü Kentucky Derby’yi kazandı, baba ve kızın hayali gerçek oldu. 1973 içinse artık nefesler tutulmuştu.
Triple Crown
Secretariat’ın üç yaşına döndüğü 1973 yılının henüz üçüncü gününde Chenery Ailesi, uzun süredir hasta olan babaları Chris’in ölüm haberini aldı. Zamanın veraset vergisi, kızı Penny’yi zor durumda bıraktı. Eldeki en büyük değer olan Secretariat’ın sendika edilerek hisselerinin satılmasından başka bir çare kalmadı. Bir yarış atı için o güne kadarki en yüksek değer olan 6,08 milyon dolardan, her biri 320 bin dolara 19 hisse olarak sendika oluşturuldu. Penny Chenery hisselerin dördünü elinde tuttu. Daha önemlisi Secretariat’ın yarışlarına dair tüm karar verme hakkı yine onda olacaktı. Sezon olaylı başlamıştı.

Triple Crown, bir yarış atının koşu hayatı boyunca varabileceği en yüksek mertebe olarak kabul edilen bir üçlemedir. Değişik ülkelerde farklı isimlerdeki ve mesafelerdeki koşularda fakat her daim üç yaşlı atların hayatlarında tek kez deneyebileceği bir maratondur. Amerikan yarışçılığında üçü de ayrı şehir ve mesafelerde, beş hafta içinde koşulan Kentucky Derby, Preakness Stakes ve Belmont Stakes, Triple Crown’un ayaklarını oluşturur.
Üç yaşlı sezonuna iki kolay galibiyetle başlayan Secretariat’ın Kentucky Derby öncesi son hazırlık yarışı Wood Memorial idi. Büyük favori olarak girdiği yarıştan üçüncü ayrıldı. Yarışçılık kamuoyu Secretariat’ın ağzında onu rahatsız eden bir yaradan dolayı başarısız olduğuna inanmak istedi. Kimileri de jokey Turcotte'un bu baskıyı kaldıramadığını ileri sürdü. Yarışı kendi çalıştırdığı başka bir at kazanmasına rağmen büyük hayal kırıklığı yaşayan antrenör Laurin, aynı ekiple yola devam edeceklerini beyan etti. Kentucky Derby’nin kendi doğal ambiyansından oluşan heyecan kadar Secretariat hakkındaki dedikodular da yarışa dair beklentileri artırmıştı. Startla beraber her zamanki gibi geriye düştü. Ancak 1,25 mil (10 furlong, yaklaşık 2000 metre) üzerinden koşulan yarıştaki beş çeyrek her birini bir önceki çeyrekten daha hızlı koşarak inanılmaz bir zafere imza attı. Bu, tarihte iki dakikanın altında koşulan ilk Kentucky Derby’ydi.
Secretariat, Derby’den iki hafta sonra yine benzer rakipler karşısına Pimlico’da çıktı. Ezeli rakibi Sham’ın bu yarışa daha iddialı gireceği söyleniyordu. Yine kötü start aldı Secretariat, arkalara düştü. İlk viraja girerken jokey Turcotte büyük bir risk alıp atına “Hızlan” komutu verdi. Daha yarışın yarısından fazlası önündeyken böyle bir çılgınlık pek makul gözükmüyordu. Sadece bir furlong içinde Secretariat önündeki tüm atları geçip liderliği aldı. Daily Racing Form’un fotoğrafçısı Raymond Woolfe’nin pistin hemen kenarından bu cesur hamleyi yakaladığı kare daha sonra bir bronz heykel haline dönüştürülerek ölümsüzleştirildi. Sham ve diğerleri yarışın sonuna kadar Secretariat’a yaklaşamadılar. İkide iki yapan şampiyon, 25 senedir gerçekleştirilmeyeni başarmak üzere New York’taki Belmont Park’ın yolunu tuttu.
Eşsiz Bir Makine
9 Haziran 1973 günü Belmont Park’taki rekor sayıda yarışsever bir tarih yazılacağından emin gibiydi. Rakipler de öyle düşünmüş olacaktı ki yarışa sadece beş at deklare oldu. Secretariat’ın namı, ay başında Sports Illustrated, Newsweek ve Time’ın kapak konusu olunca katlanmıştı. Penny Chenery muazzam medya baskısını yönetmek ve doğru kararlar vermek için bir medya ajansı ile anlaştı. Geriye sadece 1,5 millik Belmont Stakes’i kazanmak kalmıştı.
Yarış başladığında Turcotte bu sefer başka bir yol seçmişti; atının özgürce ve sınırsızca koşmasına izin verecekti. Çok hızlı geçilen ilk yarım milde, Secretariat ve Sham rakiplerine on boy fark atmışlardı bile. Temponun yumuşaması icap eden ikinci yarım milde Secretariat hızlanmaya devam etti. Sanki arkasında hiç rakip yokmuşçasına ilerledi. Son düzlüğe dönerken en yakın rakibiyle fark 18 boy idi, Sham gerilerde kalmıştı. Laurin, atını izlerken bu sefer sadece “Ronnie, lütfen bu atın üstünden düşme... Lütfen düşme!” diyordu. Turcotte yapmaması gerektiğini bile bile ne kadar önde olduğunu anlamak için arkasına baktığında diğer dört atı göremedi. Secretariat, finiş çizgisini 31 boy farkla önde geçti. Tarih; geriye dönülmez, üstüne geçilmez bir şekilde yazılmıştı.
Gerçek üstü bir şey yaşanmıştı. Daha önce Count Fleet, 1943 yılında rakiplerine üç yarışta toplam 25 boy fark yapmıştı ki Secretariat bundan daha fazlasını tek yarışta yaptı. Yaklaşık yarım asır geçmesine karşın Amerika kıtasında herhangi bir yarış atı 1,5 mili Secretariat’tan daha hızlı koşamadı. Son yılların efsane şampiyonu American Pharoah 2015 yılında Belmont’ta Triple Crown yaparken Secretariat’ın 1973 Belmont’undan iki buçuk saniye daha yavaş koştu. Secretariat’ı izlemeye gelenlerin oynadığı 5000’den fazla kazançlı biletin ödemesi tahsil edilmedi, o günün anısına bir hatıra tutmak muhtemelen daha kıymetliydi. 2005 yılında ESPN, “Tarihin En Büyük Spor Performansı” yarışmasında Secretariat’ın Belmont zaferini Wilt Chamberlain’in 100 sayılık maçından sonra ikinci seçti. Babe Ruth’un beyzbola, Michael Jordan’ın basketbola, Muhammed Ali’nin boksa getirdiği ‘tanımı' at yarışına Secretariat hediye etmişti.
Kalbü Büyük
Üç yaşlı sezonunun sonunda Secretariat, sene başında yapılan sendikasyon anlaşmasına binaen aygırlığa ayrıldı. Aqueduct’ta yarış olmayan bir günde yapılan jübilesine 33 bin yarışsever katıldı. Aygırlık kariyeri yarış hayatı kadar parlak olmadı. 19 yaşında arpalama denen bir ayak komplikasyonuyla hayata veda etti. Usulen yapılan otopsisinde veterinerleri hayrete düşüren bir tablo ortaya çıktı. Secretariat’ın kalbi tüm sağlıklı görüntüsüyle normal bir yarış atına göre iki buçuk kat daha büyüktü. Hikâyedeki tek büyük yürek ise şampiyona ait değildi...
Ailesinin değerlerine sahip çıkan, bunun için rahatından ödün verip özveride bulunan Penny Chenery’nin yüreği de büyüktü. 2016 yılında 95 yaşında hayatını kaybeden Chenery, babasının adını ve mirasını, vergilerde kaybetmek pahasına sahiplendi. “Büyük atlar sahiplerine benzer” denir, Secretariat’ın hikâyesi de buna işaretti...
Her atçılık mirası, Secretariat kadar epik bir hikâyeye dönüşmese de o kadar kıymetli olabilir. Bunu bilmek; ikinci, üçüncü nesilde aile kültürünü atçılık değerleriyle harmanlamak demektir.
*Dedem Avram Barokas’a saygılarımla...