
En Dış Kulvar Survivor
12 dk
Her geçen yıl daha fazla atlet pistlerden kopup soluğu Survivor’da alıyor. Bu artışın sebepleri ve etkileri neler? Atletizm dünyasına sorduk.
Bu yılki Dünya Salon Atletizm Şampiyonası, İngiltere’nin atletizm başkenti Birmingham’da 1-4 Mart tarihleri arasında düzenlendi. 60 metrede şampiyona rekoru kıran Christian Coleman’dan ABD'nin önünde altın alan Polonya 4x400 bayrak takımına bolca hikâye, tarihteki yerlerini aldı. Türkiye ise şampiyonada tek sporcuyla temsil edildi. 60 metrede final koşan Emre Zafer Barnes, yarışı sekizinci sırada kapattı.
Öte yandan, birkaç hafta önce Dominik Cumhuriyeti’nde başlayan bir başka yarışmada ise Türkiye’yi geçmişte milli formayla temsil etmiş beş atlete rastlamak mümkündü. Burada -nispeten- ilginç olan ise bu beş sporcunun, Seb Coe başkanlığındaki IAAF’in organize ettiği bir buluşmada değil Acun Ilıcalı patronluğundaki Acun Medya’nın davetlisi olmalarıydı. Doğru tahmin ettiniz; ülkenin en fazla izlenen programlarından biri olan Survivor’dan bahsediyoruz.
Survivor, şu ana dek 50'nin üzerinde ülkenin televizyonlarına konuk oldu. Çoğunda da eski sporcularla karşılaşabiliriz. Sadece ABD Survivor'ına baksak dahi MLB’de 17 yıllık bir kariyeri geride bırakan Jeff Kent, NFL’de 11 sezon forma giyen Gary Hogeboom veya NBA geçmişli Scot Pollard ile Cliff Robinson'ı sayabiliriz. Bu yıl Türkiye’deki durumu istisnai kılan ise tek bir sezonda, sadece atletizmden, 2012 Londra Olimpiyatı’nda yer almış beş sporcunun bir arada olması. Üstelik birçoğu halen yarışabilecek yaştayken...
"Milli takım kampı gibi"
Survivor 2018’e sezon ortasında katılıp bu sezonki atlet sayısını altıya çıkaran Batuhan Buğra Eruygun, adadaki ilk izlenimlerini “Burası Milli Takım kampı gibi...” sözleriyle aktarmıştı. Katılımcı listesine şöyle bir göz atınca, 26 yaşındaki engelciye karşı çıkmak kolay değil. 100 metre engellide Avrupa şampiyonluğu bulunan Nevin Yanıt, 800 metreci Merve Aydın, engelci Birsen Bekgöz, Sema Aydemir ve Nagihan Karadere, atletik yeteneklerini televizyona taşımayı seçen isimler.
Peki bu furya nasıl oluştu? Atletlere Survivor kapısını ilk aralayan isim 2014’te henüz 24 yaşında olan eski orta mesafeci Merve Aydın’dı. Onun ardından, milli takım kamplarında birbirlerini tanıyan diğer atletlerin de rotayı Survivor’a çevirmesi, kendi aralarındaki bir tavsiye zincirinin sonucu olarak görülebilir. Ancak geçen yıl Survivor’da boy gösteren, hâlen Türkiye 400 metre salon rekorunun sahibi Pınar Saka’ya göre süreç pek de öyle işlemedi: “Katılımlar tamamen Acun Medya’dan gelen talepler üzerineydi. Yarışmayı takip ederseniz zaten oradaki atletlerin arasının çok iyi olmadığını görebilirsiniz. Acun Medya, Merve’nin (Aydın) başarılı olduğunu görünce muhtemelen eline 2012 Londra Olimpiyat Oyunları listesini aldı; sırayla davetlere başladı.”
Atletlerin fazlaca tercih edilmesinde fiziksel yeterliliklerinin rol oynadığını düşünen bir diğer isim de gazeteci Mert Aydın. “Nevin’i bir kenara bırakırsak diğer isimlerden hiçbiri, benim gibi birkaç atletizm meraklısı dışında, tanınan figürler değil. Tercih edilme nedenlerinin reyting olmadığı açık yani.” Peki Aydın’a göre Acun Ilıcalı, neden atletleri seçiyor? “Çünkü yarışmanın genel fikrine uygun fiziksel yeterliliğe sahipler, dayanıklılar, sporcu geçmişleriyle oradaki zorluklara dayanabilecek, birkaç haftada su koyvermeyecek isimler.”
Neden Survivor?
Kafamı asıl kurcalayan soru ise şu: Hâlâ yarışabilecek yaştaki atletler neden Survivor’ı seçiyor? Sırasıyla 37 ve 34 yaşında olan Birsen Bekgöz ve Nagihan Karadere’yi ayrı tutabiliriz ancak henüz 32’sindeki Nevin Yanıt ve Sema Aydemir, pekâlâ son bir olimpiyat için hazırlanıyor olabilirlerdi. Atletizm antrenörü Ertan Hatipoğlu’na göre buradaki ilk neden, son yıllarda değişen atletizm algısı: “Dünyada ve ülkemizde atletizm itibarsızlaştırıldı. Atletizme o eski iştah yok.” Mert Aydın’a göre, Türkiye atletizminin 2012 Londra sonrası yaşadığı travmanın etkisi hâlâ taze. Son 10 yılda atletizmde önemli madalyalar toplamış Elvan Abeylegesse, Aslı Çakır Alptekin, Gamze Bulut, Nevin Yanıt gibi çok sayıda üst düzey atlet, kariyerlerinin bir noktasında doping cezası aldı. Bu da gelen her yeni başarıda “Acaba?” sorusunun sorulmasına yol açtı. “Burada yarışanlar, talihsiz bir kuşağın üyeleri” diyor Mert Aydın ve devam ediyor: “2012-2014 dönemini yaşadı bu sporcular. O sıralarda Türkiye’de atlet olmak, akla yatkın bir tercih gibi görünmüyordu. Başka yollara sapmalarında bunun etkisi mutlaka vardır.”

Survivor’a katılmaya karar veren bir atletin kafa yapısını öğrenmek için söz yine Pınar Saka’da: “Benim motivasyonum şuydu; kendi işletmem vardı, Survivor’a katılmamın tanınırlığıma, dolayısıyla da işletmeme geri dönüşü artıracağını düşünmüştüm.” Kulağa gayet makul ve profesyonel bir karar gibi geliyor. Ülkemizdeki birçok sporda olduğu gibi atletizmin de maddi getirisi oldukça düşük. Saka’ya kulak verelim: “Atletizm hiçbir zaman maddi anlamda bir destek yaratmıyor. Bir dünya şampiyonu, Avrupa şampiyonu olman gerekiyor ki para kazanasın. Bunları yapabil diye -eğer birilerine çok yakın davranıp onlara köprüyü geçene kadar dayı demiyorsan- sana kimsenin destek verdiği yok. Hâliyle hem bir para kazanma yolu olarak hem de oradan çıktıktan sonra gelebilecek bir reklam ya da başka proje teklifleri için Survivor tercih edilebiliyor.”
Hatipoğlu, aktif atletlerin kazançlarının son yıllarda iyice azaldığını söylüyor: “Hem spor kulüpleri hem de devlet, atletlere eskiye göre daha az imkân tanıyor. Eskiden bir sporcu, kulübünden beş kuruş alıyorsa artık üç kuruş alıyor.” Mert Aydın, maddi beklentiyle Survivor’ı seçenleri yargılamanın doğru olmadığını düşünüyor: “Bu utanılacak ya da eleştirebileceğimiz bir şey değil bence. Bu insanlar, artık mesleklerini yapmıyorlar ki zaten geçmişte de atletizmden çok para kazanmıyorlardı.” 30’lu yaşlarına gelen bir atlet aktif kariyerini sonlandırmaya karar verse de antrenör olarak pistlerde kalmayı seçebilir. Ancak Pınar Saka’ya göre, antrenörlük imkânları da yurt dışındaki örneklerinin çok gerisinde: “Bizde başarı geldikten sonra destek geliyor ama o başarı dağdaki bir kardelen gibi. Onun olup olamayacağını bilemezsin, açsa bile görüp göremeyeceğini süzemezsin... Gerçekten çok zor bir hedeften bahsediyoruz. Ülkemizde ne çocuklara ne antrenörlere maddi ve manevi olarak yeterli destek var. İsviçre’deki eski atlet arkadaşlarımla konuşuyorum. Oradaki sistem, sıfırdan birilerini yetiştirmek üzerine. Bizdeki gibi ‘birileri şampiyon olsun biz onu alkışlayalım’ değil. O motivasyon varsa, bu çarkın içinde olmak istersiniz. Ama öteki türlü, yel değirmenlerine karşı savaşayım, belki onları yenerim kafasıyla bu işi yapmak gerekiyor.”
Kariyerinin sonlarına yaklaşmış her bireyin Don Kişot’luğa soyunmasını beklemek, elbette biraz naif kalıyor. Öte yandan Saka, Survivor’a katılan her eski atletin şov dünyasında bir kariyer imkânı bulabileceğine inanmıyor. “Benim dışımdaki isimler BESYO bitirdiler ve daha sonra da öğretmen olmak üzere bir kariyer çizdiler. Spor dünyasından tamamen kurtulmayı düşündüklerini sanmıyorum. Survivor’ın ömrü altı aydır. Artık eskisi gibi çoğu katılanın kendine kariyer yaratabildiği bir yer değil Survivor. O dönem popüler olur ama sonra söner gider...”
Survivor'ın Mirası
Survivor’daki çoğu atlet 30’lu yaşlarda, kariyerleri sonbahara dönmüşken bu yolu seçti. Ancak Merve Aydın (27) ve Batuhan Buğra Eruygun (26), önlerinde daha uzun yıllar olmasına rağmen Dominik biletini ceplerine koymaktan imtina etmediler. Peki bu, gelecekte diğer genç atletlere de sirayet edecek bir kariyer tercihine dönüşür mü? Ertan Hatipoğlu, bu ihtimali oldukça gerçekçi görüyor. “Bu biraz Acun’a bağlı,” diye giriyor söze Hatipoğlu, “Acun onları reklamlarda, televizyonlarda ne kadar değerlendirirse o kadar fazla atlet bu yola doğru kayacak.”
Geçmişte Milli Takım kamplarından genç sporcularla da teması olan Pınar Saka’ya, yaşı küçük atletlerden Survivor soruları alıp almadığını soruyorum. Cevabı oldukça ilginç: “Birçok çocuk, Survivor’a katılabilmek için atletizme başladığını yazdı bana. Atletlerden ‘Nasıl katılabilirim?’ şeklinde bir soru gelmedi ama ‘Atletizme başladım, sekiz sene sonra ben de Survivor’a katılmak istiyorum’ diyen çok çıkıyor.”
Survivor, ileride daha da fazla genç atleti kendi kulvarına çekebilir mi? “Bence bu mümkün. Sonuçta bu bir tercih meselesi ve tamamen o atletin gelecek yıllarda kendi disiplininde ne kadar ilerleyebileceğine inandığıyla alakalı” diye cevap veriyor bu soruya Mert Aydın. Saka ise “Ben Survivor’ı bir tehdit olarak görmüyorum” diyor ve devam ediyor: “Atletizmle uğraşmak için -maddi bir tatmin olmadığından- biraz kafayı kırmış olmak gerek. Başarıya ulaşmak adına sporcuların iç motivasyonu çok yüksek. Ne zaman ki atletizmle ilgili bir hedefin kalmaz, o zaman diğer taraflara bakarsın. Mesela Mizgin Ay; öldürsek Survivor’a götüremeyiz onu.”
Geçen yıl Dünya Yıldızlar Şampiyonası’nda altın madalya alıp ‘dünya şampiyonu’ apoletini takan ilk sprinter olan Mizgin Ay’ın pistlerden kopmayacağını düşünen bir diğer isim de Mert Aydın. O hâlde telaşlanmak için henüz erken diyebilir miyiz? Kapanışı Aydın’a bırakalım: “Herkes nasıl katılıyorsa atletlerin de bu yarışmaya katılma hakkı var. Öte yandan atletizm için kaygılanılacak bir durum yok. Bu hafta Ramil Guliyev çıkıp ‘Ben katılacağım’ derse o zaman korkun işte...”
Ne Kadar Kazanıyorlar?
Survivor'da gönüllüler herhangi bir ücret almadan yarışırken, atletlere yarışmada kaldıkları hafta üzerinden ödeme yapılıyor. Yaklaşık da olsa miktarı öğrenmek için telefona sarıldığım Pınar Saka, bu konuda yardımcı olamayacağını söylüyor: "Ücretle alakalı detay paylaşmam yasak ama ortalama bir atletin spordan kazandığı para, Survivor'dakine yakın bile değil..."