
'En İyi' Atlet
3 dk
Roman Sebrle bir zamanlar dekatlonu tanımlayan isimdi. Ta ki Ashton Eaton gelene kadar. 'En iyi' atlet, Rio'ya rekor için gidiyor.
Dekatlon kolay bir branş değil. Amaç; sırasıyla 100 metre, uzun atlama, gülle atma, yüksek atlama, 400 metre, 110 metre engelli, disk atma, sırıkla atlama, cirit atma ve 1500 metre branşlarının tamamında yarışmak ve ortalama en yüksek puana ulaşmak… Evet, dekatlonu sadece en hızlı koşan, en iyi sıçrayan ve en iyi fırlatan sporcu kazanabilir.
Roman Sebrle, bunları çok iyi yaparak 2008 yılında Wall Street Journal gazetesi tarafından ‘dünyanın en iyi atleti’ seçildi. 2001 yılında ulaştığı 9026 puanlık dünya rekoru ve devamında sürdürdüğü üst düzey istikrarı bu payeyi doğruluyordu. Yarışmada 9000 puanın üzerine çıkmayı başaran ilk dekatlet olan Sebrle, vatandaşı Tomas Dvorak’tan devraldığı rekoru 11 yıl gibi uzun bir süre elinde tutmayı başardı. Ta ki Ashton Eaton gelene kadar...
Eaton, 2012 yılındaki olimpiyat elemelerinde tıpkı Sebrle gibi 9000 puan barajını geçti. Bununla da yetinmeyip 9039 puanla yeni rekoru belirledi. Hemen ardından Londra’da gelen olimpiyat altın madalyası, onun dekatlonun yeni süper yıldızı olduğunu duyuruyordu. Artık yeni bir ‘en iyi’ vardı. 2013 Moskova’da kazandığı dünya şampiyonluğu da gösteriyordu ki Ashton Eaton’ın artık sadece bir tane rakibi vardı; kendisi...
Ancak Amerikalı atlet 2014 yılı başında o rakibe takıldı ve yılı yarışamadan geçirdi. Çünkü dekatlonun yıpratıcılığı, onu kafaca bitme noktasına getirmişti. Zaten kendisi de verdiği bir yıllık aradan bahsederken, “Zihinsel olarak öyle yorgundum ki kendimi tekrar nasıl motive edeceğimi bilmiyordum” diyecekti. Yine de bunu bir şekilde başardı. 2015 Beijing’de, 9045 puanlık yeni bir rekorla ikinci dünya şampiyonluğu geldi. Yorgunluğun izleri yavaş yavaş siliniyordu ve bir sonraki hedef 2016 Rio’ydu.
Yaklaşık dört senedir ‘dünyanın en iyi atleti’ unvanını hakkıyla taşıyan Eaton, Rio’ya kişisel şöhretinin doruğunda gidiyor. Sports Illustrated ve Vogue dergilerinin güncel kapaklarında kendine yer bulması, Aston Eaton’ın artık atletizmin en büyük yıldızlarından biri olduğunun kanıtı. Fakat antrenörü Harry Marra’ya göre, o sadece müthiş bir atlet değil, aynı zamanda çok iyi kalpli ve mütevazı bir insan. Öyle ki eşiyle birlikte, sahip oldukları tüm imkânlara rağmen hâlâ son derece mütevazı bir araba kullanıp sade ve spor odaklı bir hayat yaşıyorlar. Evet, Eaton belki çok fazla konuşmuyor ama pistte yaptıkları onun imzası.
Sırada o imzayı Rio Olimpiyat Stadyumu Engenhao’ya atmak var. Amaç; Bob Mathias ve Daley Thompson’ın ardından, tarihte birden fazla olimpiyat şampiyonluğu kazanan üçüncü dekatlet olmak. Ayrıca oyunlarda, Kanadalı heptatlet Brianne Thiesen-Eaton’ın, yani eşinin de madalya mücadelesi verecek olması, Ashton için ayrı bir motivasyon kaynağı. Gerçekçi olmak gerekirse ikinci altın madalyayı kazanmasına da çoğu otorite kesin gözüyle bakıyor. Kafalarda ise sadece tek soru var; 9045 puanlık dünya rekorunun, Rio’da kırılıp kırılamayacağı...