
Gerçekler ve Hayaller
21 dk
Doncic mi, Giannis mi? Türkiye, gerçekten madalya adayı mı? EuroBasket 2022 tahminlerimizi masaya yatırma zamanı...
EuroBasket 2022, süper yıldız bolluğu ve birbirine yakın seviyedeki favorilerle yakın tarihin en keyifli geçmeye aday turnuvalarından birine dönüştü. Biz de uzmanlarımızı çağırdık, yuvarlak olmasa da dikdörtgen bir masanın etrafında Türkiye'nin turnuvadan beklentilerini, favorileri, öne çıkan başlıkları tartışmaya başladık.
2010'dan sonraki FIBA turnuvalarında yalnızca tek bir çeyrek finalimiz var ama bir kez daha madalyanın dillerden düşmediği bir hazırlık periyodu geçirdik. Siz A Milli Takım'ın EuroBasket öncesindeki görüntüsünü nasıl buluyorsunuz?
Ertuğrul Erdoğan: Ergin Ataman'ın kadroda hemen hemen herkese belli oranda şans verdiği, birçok şeyi denediğini gördük. Dolayısıyla objektif bir yargıya varmak çok kolay değil. Elbette hedefimizde madalya olması lazım ama birbirine denk favoriler var. Kadrolar bu sene NBA'den gelen oyuncularla birlikte enteresan bir noktaya gitti. Oynanan basketbolda benim en çok dikkatimi çeken konu ise oyun kurucu meselesi. Şu anda bir 'point guard takımı' değiliz, saf bir oyun kurucumuz yok. Şehmus'un, Furkan'ın o role kaydığı, zaman zaman Cedi'nin topa yön verdiği bir basketboldan bahsediyoruz. Alperen'in alçak posttaki bire bir oyunlarından sonuca gitmeye çalıştığımızı görüyoruz. Ezcümle, bizim basketbolumuz düzen basketbolu değil de bireysel yeteneklerin şut imkânı bulduğu anda topu potayla buluşturacağı bir yapı.
Savunma tarafındaysa ben işi biraz sıkıntılı görüyorum. Takım savunmasında iyi çalışılmış rotasyonlara sahibiz ama bireysel savunma… Zaman zaman rakipler bunu iyi değerlendirdi. Yine de bizim takım hücum merkezli, duygusal bir takım. İyi bir hücumla oynanan grup maçlarının bizi başka bir yere götürebileceğini düşünüyorum. İnşallah sonu madalya ile biter.
Yiğiter Uluğ: Türk basketbolunun son 10-12 yıllık döneminde hep bir türlü tam takım olamama, yıldızlarından yeterince istifade edememe durumu var. İlk defa bu turnuvada böyle bir şey yok. Ömer Faruk'un (Yurtseven) son dakika attığı çalım dışında, herkes hazırlık kampına katıldı, canla başla mücadele ediyor oyuncular. NBA'den gelenler var, Sertaç Barcelona'daydı ve tabii ki Larkin'in devşirilmesiyle artmış beklentiler mevcut. Artan beklentileri kendisi için bir motivasyona, Türkiye'deki basketbol ailesi içinse bir enerji kaynağına çevirebilecek koç Ergin Ataman var. Peki madalya, realist bir beklenti mi? Onu bilemiyorum çünkü ilk defa bu takımla uluslararası bir sahnede yer alacağız. Cedi NBA'de oynuyor, Furkan NBA'de oynuyor, Alperen geçen sezon NBA'e gitti. Çıkışta olan Şehmus, Onuralp gibi oyuncularımız var. Efes'in EuroLeague'deki üst üste iki şampiyonluğu, Türkiye'de basketbolu takip eden insanların moralini çok yükseltti ama o şampiyonluklar ne kadar yerli oyunculara aitti? Onun tartışması ayrı.
Caner Eler: EuroBasket 1993'ten bu yana ne zaman büyük beklentiyle gitsek işler pek istediğimiz gibi olmadı. Beklentiler ne zaman az oldu, "Gençlerle gidiyoruz" denildi, o zaman iyi turnuvalar geçirdik. Ev sahibi olmadığımız her turnuvada beklenti ne zaman büyük olsa, yıldızlarımız gelse hep takım ahenginde problemler oldu. Psikolojik açıdan olumsuz etkilendiler, bireyselleştiler... Şimdi bu Avrupa şampiyonasına da beklentilerin biraz fazla olduğu bir düşünce bulutunda gidiyoruz. Son yıllarda Cedi ve Furkan'ın çekirdeğini oluşturduğu bu yeni nesil "Yıldız kim? Kim lider? Kim son topu kullanacak?" meselesinde zaman zaman sorunlar da yaşandı. Şimdi hücumda Shane Larkin gibi bir isim daha var. Hazırlık maçlarında NBA'de oynayan isimlerimize alan bırakırcasına çok top kullanmadan oynadı. Biraz ortama ve takıma ısınma evresinde gibiydi. Alperen de hücumda bir başka çekim merkezi fakat Ömer Faruk'un gelmeyişi, Sertaç'ın form bulma çabası derken savunmada alarm verdik son dönemde.
.jpeg)
EE: Ben milli takımda çeşitli dönemlerde görev aldığım için bir şekilde o mutfağın hep içindeydim. Bizde sık sık şöyle bir durum oldu: Tam insanların en verimli olacağı zaman, bir genç jenerasyon geliyor arkadan. Gençleştirme başlıyor. Biz daha yatırım yaptığımız jenerasyonun gerçek anlamda kalitesini, değerini anlayamadan bir değişime geçiyoruz.
Uğur Ozan Sulak: Koçluğunu yapması ilgi çekici ama çok zor bir kadromuz var. Mesela 2003… Kıyaslamıyorum ama 2001, 2003 ve 2005 kadroları Türk basketbol tarihinin en zor kadroları ki 2001 hariç hepsinde hayal kırıklığı yarattık. Bizim şimdi pek hatırlamadığımız iyi anı olarak 2009 Polonya çok iyi bir turnuvaydı.
CE: Evet 2009 biraz 2010'un da habercisi gibiydi. Öncekilere göre çok daha iyi geçmişti.
YU: Yunanistan maçı… Turnuvadaki en kötü maçımız onlara denk geldi.
UOS: Plansızlığı şöyle özetleyeceğim aklıma geldiği için: 2009 kadrosunu şu an kimse hatırlamaz. Bekir Yarangüme vardı. Biz Kerem'i ve Ömer'i (Onan) kestik yaşlılar diye. Bekir, mesela iki yaş büyük onlardan. 2009'da biz Litvanya'yı yendik grupta. İkinci grupta hem İspanya'yı hem Sırbistan'ı devirdik. Bu üç takımı da yendiği bir turnuva yoktur Türkiye'nin. Böyle turnuva oynadık. Gittik, Ender'in şutu girmedi uzatmada; Printezis attı, kazandılar. Bence bu turnuva 2009'dan sonra dışarıda oynanmış EuroBasket'lerdeki en iyi turnuvamız olacak.
EE: Geçmişten günümüze hemen hemen tüm takımlarımız için şu soruya geliyorum: Bizim milli takımda lider kim?
CE: Kâğıt üzerinde Cedi veya Furkan gözüküyor ama koç da takımın paratoneri.
EE: Kenardaki lideri söylemiyorum. Ergin Ataman zaten lider. Geçmişte liderlik çekişmesi yaşanmış takımlarımız var; rollerini kabul etmeyen, herkesin egosunu ortaya koyduğu yapılar... Slovenya'ya bak, bana göre iki tane oyuncusu dışında çok mütevazı bir takım. Mike Tobey ile üç... Kalanlardan kaç oyuncuyu Fenerbahçe'nin, Efes'in EuroLeague kadrosuna alırsın? Ama öyle bir kimya var ki; herkesin rollerden mutlu olduğu... Doncic mesela tatile gidiyor, kimse problem etmiyor. Düzen dışı bir atış yaptığında kimse surat asmıyor.
YU: Koca Goran Dragic, bir mimik bile yapmıyor. Bu kimyayı bulduklarında tutuyorlar. Mesela 2006'da bu kimyanın iyi tutmasının ekmeğini yedik. İbrahim'in (Kutluay) skorerliği, ikinci skorerin Serkan (Erdoğan) olabileceği kabul edildi. Geri kalanlar yolun başında, daha çok gençti; onlar canla başla savunma yaptılar, mücadele ettiler ve takım umulmadık bir noktaya çıktı.
EE: Günün sonunda point guard'ı olmayan bir milli takımla gideceğiz ve üç tane topu elinde tutan oyuncumuz var. Alperen'i de oraya dahil eklersek, dört tane oyuncumuz topa yön verecek. Biz bu milli takımla nereye gideriz, bunu kafamda çok sorguluyorum. Madalya hedefi benim de çok hoşuma gidiyor. Hedefi bu yönde koymak güzel ama gerçekten madalyaya o kadar yakın mıyız, emin değilim.

Alperen Şengün
UOS: Onuralp, Şehmus gibi rol oyuncularının hepsi, geçmişte topu kullanarak fark yarattılar.
CE: Sahadaki beşte topa yön veren ikiden fazla oyuncu... Ataman'ın isteyeceği bir yapı. Topa yön vermenin akıcı olabilmesi için iyi alan paylaşabilen, şut tehdidi yoğun bir takım olabilmek kritik. Topsuz hareketlilik de öyle...
UOS: Kâğıt üzerinde bence tavanı en yüksek dört-beş takımdan biriyiz EuroBasket'te. Ama uyumu tartışabiliriz.
YU: Birbirine benzeyen çok oyuncu olduğunu da ekleyelim. Bir tane point guard'dan bahsedemiyoruz ama dışarıda birbirine benzer beş oyuncu var.
EE: Ben hepsini tek tek tanıyorum. Çok iyi çocuklar, koç ekibinin sorun yaşayacağını düşünmüyorum ama senin söylediğin tespit o kadar doğru ki… Birbirine benzer... Rolleri, dakikaları dağıtırken asıl sıkıntı orada başlıyor. Mesela benim için yılın en flaş Türk oyuncusu Onuralp Bitim, dakika bulmakta zorlanıyor.
UOS: Sertaç'ın alternatifi yok kadroda.
EE: Öyle ki Sertaç zaten bence 4 numaraya kayacak, Sadık Kabaca ve Ercan Osmani bu şekilde oynarsa. Topsuz oynayamayan, 3-4 oynayan Cedi'yi de dahil edersen dört tane pozisyon var ki herkes top istiyor. Çok zor bir şey.
CE: O zaman bu noktada Alperen kritik bir top dağıtıcı olacak…
EE: Öyle duruyor, Yunanistan maçından benim anladığım o yönde. Staff da buna karar vermiş, her üç toptan biri Alperen'e insin istiyorlar. Diğer taraftan, çekindiğim bir konu var: Bize karşı iyi bir switch savunması yapan takıma bizim hücum etmemiz çok kolay değil.
YU: Shane de henüz hazır değil, kendini tartıyor. Turnuvanın içine girdikçe vitesi artırabilir.
CE: Başkalarını da yukarı çeken bir Larkin'e ihtiyaç var bu takımda. Savunmadan hücuma, takım arkadaşlarının oyuna dahil olmasına yardım eden, maçın her yerine nüfuz eden bir Larkin bize lazım.
EE: Larkin, eğer top içeri gitmeyecekse, adam değişme savunmasına karşı en büyük silahımız. Cedi'nin açık saha hariç bire bir deliciliği yok. Furkan keza öyle. Bir de bu oyuncuların sağını kapattığın vakit, çok büyük sıkıntı yaratıyorsun. Dolayısıyla erken switch'e zorlamalıyız ki biraz zaman kalsın. İstisnası ne? Larkin. Larkin elindeyken başka bir dünya.

Cedi Osman
YU: Bana da Cedi'yi çokça 4'te görecekmişiz gibi geliyor. Dışarıdaki adam bolluğu ve bizim dört kısa oynadığımız zamanki akıcı oyunumuz, karşı sahaya daha çabuk geçmemiz, bize çok artı getirecektir. Burada boyalı bölgede zaman zaman ezilebiliriz ama Cedi değil başka bir 4 numara oynadığı zaman da buna pek bir çare bulamıyoruz. Hiç değilse Cedi'yle daha tempolu giden bir takım oluyoruz.
UOS: Sonuçta 80 dakika var 4-5'te. 25'i Alperen'e, 25'i Sertaç'a yazdın. Kaldı 30 dakika. O 30 dakikayı nasıl dağıtacaksın? 20'yi Cedi'ye verirsen 4'te, fazla olur. Muhtemelen 15'i vereceksin ama bence o da maçı kapatan beş olacak.
EE: İzlerken hep "Onuralp'i bir şekilde kullanmak lazım" diyorum. Sezonun en iyi Türk oyuncusunu çok fazla kullanmıyoruz şu anda. Ona yer açmak için Cedi'nin bir yukarı kayması lazım. Aslında tehlike yarattığımız yer orası. Şut soktuğumuzda, açık sahayı yakaladığımızda yenilmesi zor bir takımız. O zaman savunmadaki defolarımızı da kapatıyoruz. Cedi'nin 4'ten süre aldığı senaryoda sen sahayı çok geniş tutabiliyorsun. Ergin Ataman da bunu pek göstermiyor, turnuvaya saklıyor gibi hissediyorum. Bir tek Yunanistan maçının üçüncü çeyreğinde bunu gördük, zaten orada da çok fark yarattık.
Grubumuzdan bahsedelim. İspanya jenerasyon değiştiriyor. Sergio Scariolo, hücumda üretim sorunu yaşayacaklarını söyledi. Gürcistan da çetin bir takım ve kendi sahalarında oynayacaklar. Geri kalanları düşündüğümüzde ise tercih edilebilir bir grup aslında bu. Grubun fotoğrafını nasıl çekebiliriz?
UOS: Ben öncelikle Christoph Daum'un İspanya'yı çalıştırmasına şaşırdım. (Gülüyor.) Yani bu açıklamalar… Geçenlerde Slovenya-Sırbistan maçını izlerken "Basketbol kalitesini görünce depresif bir hale büründüm. 'Maçı kapatsam mı acaba?' diye düşündüm" şeklinde bir demeci de vardı.
YU: Motivasyon olarak kullanmak istiyordur muhtemelen. Özellikle de gençler için…
UOS: Bence bu tip şeylerde kullanılabilecek bir tabir var. Güleceksiniz şimdi ama İspanya 'kaşar' bir takım kadroya baktığınızda…
EE: Tecrübeli tecrübeli…
CE: Şimdi Llull'un da yokluğuyla İspanya o özelliğini biraz kaybetti. Ancak öyle bir ekol ki bunu artık nesilden nesile aktarıyorlar. Elbette bu takım önceki senelerde kupalar kazanan kadrolara nazaran çok zayıf gözüküyor. Altın nesilden bir tek Rudy (Fernandez) kaldı. Yeni dönemden (Alberto) Abalde de gelemedi. Hernangomez Kardeşler ve (Usman) Garuba var. Garuba da tüm sezonu sakat geçirdi. Yine mücadele edecekler, kimliklerini ortaya koyacaklar ama hünerli elleri daha az. Grubu lider bitirmemiz için uygun bir ortam var.

İspanya Erkek Milli Basketbol Takımı
UOS: İspanya öyle bir takım ki sen beklentiyi dibe de koysan bir bakmışsın yarı finale kadar gelmişler. Yine de ben grubu lider bitireceğimizi düşünüyorum. Gruptaki son maçımızın İspanya'ya karşı olması da grubun dinamiklerini düşündüğümüzde çok iyi bir senaryo. Mesela 2014 Dünya Şampiyonası'na da çok yavaş başlamıştık. Yeni Zelanda maçında yine maçın bitimine beş dakika kala 10 sayı gerideydik. Oradan dönüp kazanmıştık. Finlandiya'ya karşı Cenk'in (Akyol) son saniye basketi var. Takım, turnuvada mesafe kat ettikçe iyi oldu ve son 16'daki Avustralya maçını da Emir'in (Preldzic) basketiyle geçtik. Bizim yine aynı şekilde turnuvada biraz mesafe kat etmemiz gerekiyor.
EE: Ben bizim grubu çok tehlikeli görüyorum. Grubu ilk sırada bitirebilir miyiz? Elbette. Ancak bana kalırsa oynaması zor bir grup. İlk maçtan grubu domine etmek istediğimizi göstermemiz lazım. Bizim grupta İspanya, Türkiye; karşı gruptan Slovenya, Litvanya… Bazı takımlar var. Bu takımları herkes kâğıt üstünde konuşurken yukarılara yazıyor. Biz o takımlardan biriyiz. Bir yandan da diğerleri var: Gürcistan, Bosna Hersek, Finlandiya… Bu takımlar, o tepeye yazdığımız takımların yolunu tıkayabilirler. Seni kendi seviyelerine indirip o günkü performansına göre mağlup edebilirler. Bizim grupta da Gürcistan var işte. Gürcü oyuncuların milli takımlarına çok enteresan bir aidiyetleri var. Ilias Zouros da çok tecrübeli ve iyi analizler yapan bir koç. Büyük takımlara karşı çok daha iyi 'coaching' yapıyor. Ben kâğıt üzerinde dediklerinize katılıyorum ama orası bizim adımıza çok zor geçecek. Akropolis'teki Gürcistan maçından sonra scouting raporuna göre bize karşı daha önce denemedikleri bazı şeyleri de deneyebilirler. Herkes üç aşağı beş yukarı birbirinin silahlarını biliyor. Buradaki hazırlık maçlarında kimse o silahlara yönelik bir şey yapmadı. Sahada genel sisteme yönelik bazı şeyler vardı.
UOS: Ben de alternatif bir soru yönelteyim o zaman. Grupta karşılaşacağınız takımla hazırlık maçı yapılır mı?
EE: Ben tercih etmem. Galatasaray'da çalıştığım dönemde dört tane hazırlık maçı yaptık Efes'le. Beşinci maç lig maçı oldu. Kepaze bir başlangıç yaptık. (Gülüyor.) O yüzden işin doğrusu ben pek tercih etmem ama bazen de şartlar sizi oraya götürür.
YU: Beni de esas korkutan, Gürcistan maçı. Bir, kendi evlerinde oynuyorlar. İki, nerede oynarlarsa oynasınlar çok sert bir basketbol oynuyorlar. Kendi evlerinde sertlik dozunu oyunun bazı bölümlerinde bizim hiç dayanamayacağımız yerlere götürebilirler. İspanya'yı yensek de beklenmedik bir Gürcistan mağlubiyetiyle sarsılma ve bir anda sıralamanın averaj hesaplarıyla belirlenme ihtimali doğabilir. İşte o zaman yandaki grubun güç dengesi çok önemli hale geliyor. Orayı ilk üçte bitirecek takımlara karşı eşleşmede çok sıkıntı yaşarız. Slovenya ve Fransa zaten turnuvanın madalya favorileri. Fransızların eksikleri var ama yine de fiziksel kaliteleri ortalamanın çok üstünde. Litvanya da malum. Bu üç takımdan biriyle eşleşmek istemiyorsak grubu birinci sırada bitirmeliyiz.
UOS: Bence Gürcistan'la alakalı tek bir avantaj var, ayın 4'ünde oynuyoruz. 3'ünde onlar, İspanya'yla karşılaşacaklar. Arka arkaya iki gün sert maça çıkmak zorunda kalacaklar. Benim tahminim turnuvaya en üst viteste başlamayacağımız yönünde. Onun için hafif hafif form tuttuğumuz bir dönemde onlarla üçüncü maçta karşılaşmak bence gayet iyi. Biz Karadağ'ı yenersek zor yeneriz. Bulgarları rahat geçeriz. Üçüncü maç artık Gürcistan'la. Türkiye öyle bir yerde ki… 2009 örneğini o yüzden verdim. Gruba bakıyorum, bence tamamını alarak çıkabiliriz buradan.

Sandro Mamukelashvili ve Ilias Zouros
CE: Bizim gibi beklentilerle gelen takımlar da çapraz gruba odaklanıp asıl önündeki maçı ve takımı küçümseyebiliyor. Kendi grubumuzda iyi bir yerdeyiz, ilk sırayı hedefliyoruz ama otomatik olarak kazanmayacağız o maçları. Turnuva geçmişinde Makedonya'nın, Finlandiya'nın nasıl hikâyelere imza attıklarını hatırlıyoruz. Bu yüzden o tarz bir kazayla başlamamak gerek. Karadağ maçından itibaren bir özgüven inşa etmek çok önemli.
EE: İlla bizim için de bir kırılma noktası olacaktır. Sonuçta ikinci veya üçüncü çıkarsak şansımız yok diyemeyiz ama öyle olunca iş hakikaten çok zorlaşıyor. Akropolis'te oynadığımız Yunanistan maçına atıfta bulunmak istiyorum. Orada atletizmin bizi ne kadar hırpaladığını gördük. Fransa, atletizmiyle bizi hırpalayabilir. Slovenya ise yarı sahada çok iyi bir takım. Onlarla baş etmek de çok zor. Basketbol bu, oynamadan hiçbir maç kazanılmaz tabii ama inşallah grubu birinci sırada bitirip kendimizi biraz daha güvenli bir alana atarız.
UOS: Ben sizden bir tek Gürcistan maçında ayrışıyorum. Bence bizim kaybetme ihtimalimizin en yüksek olduğu maç Karadağ maçı.
YU: Son dakikada Rusların yerine girdiler diye pek kimse saymıyor onları.
CE: Açılışta Karadağ'a karşı kolay bir galibiyet almaktansa, başa baş, sert oynanan bir maç sonrası, sıkı bir mücadeleyle kazanmak çok daha iyi olur bizim için.
EE: Ben zaten farklı şekilde kazanacağımız her maçın bize zarar vereceğini düşünüyorum. Ben bizim takımları biraz biliyorum. (Gülüyor.) Bizde biraz olsun kırbacın ensede olması lazım.
Favorilerinizi soracağım ama yine çapraza gideceğiz. Fransa, Slovenya, Litvanya…
YU: Fransa'nın fiziksel kalite, atletizm, sahayı kaplayabilme özellikleri çok üst seviyede. Fransa'ya karşı hücum ederken zayıf taraftaki şutörünüzü görüp ona doğru pası çıkarmanız hatta o pas kanalını bulmanız bile dert oluyor. Onların tek zaafı, guard pozisyonundaki kayıpları olabilir. (Andrew) Albicy'nin durumu net değil. Yetiştirmeye çalışıyorlardır muhakkak ama o da müthiş katkı verecek bir oyuncu değil. Hiç değilse o pozisyonu derinleştirmeye yarar. Hal böyle olunca (Thomas) Heurtel ile (Theo) Maledon kalıyor elde. Hepimizin bildiği üzere Heurtel takımı oynatan bir oyuncu değil, daha çok kendi skorunu hedefliyor ama şimdi takımsız olması, kendine kontrat arıyor olması onu burada farklı bir seviyeye taşır mı? Onu bilemiyoruz. Maledon ise yeterince tecrübeli bir oyuncu değil.
CE: Fransa elbette en büyük favorilerden. Batum ve De Colo'nun olmadığı bir takımda Yabusele, M'Baye ve Luwawu-Cabarrot'nun şut ritimleri çok önemli onlar için. Rudy Gobert ve Vincent Poirier ile zaten pota altında iyi bir rotasyona sahipler. Fournier ve Okobo'nun formları da mühim olacak.
UOS: Fransa bir şekilde bu grupta ilk ikide yer alacaktır. O da olmazsa üç olur yani. Litvanya'ya ters gelecek takımları konuşuyorsak başta Fransa gelir.
EE: Litvanya iyi bir hazırlık dönemi geçirdi ama bu kadar çok kazanmak… Bilemiyorum, enteresan bir takım Litvanya.
UOS: Onlarda da kısa problemi var. (Rokas) Giedraitis'i 2'ye çektiğinde savunma çöküyor.
YU: Kısalarda problem var ama (Rokas) Jokubaitis yükseliyor. Başka seçenekleri de var. Boyalı bölgede gayet iyiler.
EE: Litvanya'nın şutörleri var ama yine de. O iki uzuna kanıp alan savunması yapmak büyük bir yanılgıya sebep olabilir.
CE: Litvanya'nın (Jonas) Valanciunas ve (Domantas) Sabonis'li uzun ikilisi çok ürkütücü. Skorerlerde de Giedraitis, (Marius) Grigonis ve (Ignas) Brazdeikis var. Gizli şampiyonluk adayı diyebiliriz aslında.
UOS: Brazdeikis çok iyi zaten. Ne olursa olsun benim 'dark horse'um Litvanya.
YU: Rakip seçme parantezine dönecek olursak, bu gruptan bir takım rakip seçme şansına sahip olacaksa o takım Slovenya olur gibi. Normal şartlarda bu grubu zaten birinci sırada bitirmeleri lazım ama belki yarım debriyaj gider, Doncic'i yıpratmamak isterler. İlk maçları Litvanya'ya karşı. Litvanya'yı geçtikleri takdirde kontrol onlarda olacak. O yüzden yan gruba bakıp "Ya biz ikinci sırada bitirsek daha iyi olabilir" diyebilirler.
UOS: İkinci sırada bitirirlerse tablonun üstüne çıkıp bizim grubun üçüncüsünü alıyorlar. Çeyrekte ise Yunanistan'ı... Bu yüzden Slovenler bracket'ın altına inmeyi isterler. Oradaki en güçlü takım D Grubu'nu birinci bitirmesi muhtemel Sırbistan olacak. Biz oraya gitmeyi istemeyiz ama onlar orada kalmayı ister.
EE: Olası bir eşleşmede Slovenya, Sırbistan'ı yener mi yani? Bakıyorum da kimse Sırplara şans tanımıyor. (Nikola) Jokic orada, (Vasilije) Micic orada, (Nikola) Kalinic orada, (Marko) Guduric orada. Sayıyorsun işte böyle, hepsi çok iyi oyuncular. Koç 'old school' ama…

Nikola Jokic ve Giannis Antetokounmpo
UOS: Bjelica da oynayacak ama bir sıkıntı var. Vasa'nın yedeği yok. 2 numarada da alternatif hiç yok.
YU: Micic çıktığında (Nemanja) Nedovic'le bambaşka bir şey oluyorsun.
CE: (Ognjen) Jaramaz'ı değerlendirebilir Pesic. Daha tutarlı bir oyuncu savunmada ve hücumda. Ayrıca eksiklere rağmen Sırpların kadrosu hâlâ şampiyonluk için yeterli. Bogdanovic'in yokluğu bu şampiyonluk adayı algılarını biraz kırıyor elbette.
EE: Kesinlikle. Zaten Pesic'in basketbolunu kafamızda bir canlandıralım. Savunmadan başlayan bir basketbol var. (Milos) Teodosic'in dışarıda kalmasının sebebi de o aslında. Ben de Jaramaz'ın dakika alacağını düşünüyorum. Maçın ortalarında bir yerde bir sertlik olması gerekecek. Pesic de çıkıp "Ben Doncic'i pataklayacak birini koymalıyım" diyecek.
UOS: 1 ve 2 numarada yetenek tavanı düşük olunca günümüz basketbolunda beklenti de düşüyor. Mesela Bogdanovic olsa Slovenya'nın bile önünde, altın madalya adayı olabilirlerdi. O kadar kilit bir adam ki…
EE: Ezcümle Sırp takımının da öyle üstünü çizmemek gerek.
UOS: Pesic'in kariyerini herkes EuroBasket 2001 ve 2002 Indianapolis'teki altın madalyalar üzerinden okuyor. Bunların üzerine bir de 2003'te Barcelona ile kazanılan Euroleague var. Bu üç yılda Pesic, Avrupa basketbolunun zirvesindeydi ama bir de Almanya'yla kazandığı EuroBasket 1993 var. Üstünden 30 yıl geçti. 30 yıl sonra Pesic gelip altın madalya alırsa… Bence bunu bir daha dünya basketbolunda görmeyiz. Beğenelim, beğenmeyelim. Pesic, "Kimi oynatırsam altın madalyayı alabilirim?" diye bakan biri.

Svetislav Pesic yönetiminde EuroBasket 1993'ü kazanan Almanya takımı.
EE: Doğrusu da o değil mi zaten? Ben milli takım en iyi 12 oyuncudan oluşur fikrine katılmıyorum. Bu felsefe yanlış. O 12 oyuncu birbiriyle uyumlu olmayabilir. "Milli takım için en iyi 12 oyuncu kimdir?" Bakış açısı bu olmalı çünkü turnuvada egoyla uğraşmaman gerekir.
Diğer favori Yunanistan'sa C Grubu'nda İtalya ve Hırvatistan'la çarpışacak.
UOS: Hırvatlar her turnuvaya "Ne kadar yetenekliler!" diyeceğin takımlarla geliyorlar. Yine inanılmaz bir kadro: (Ivica) Zubac var, (Mario) Hezonja var. (Dario) Saric, Kruno (Simon), Jaleen Smith'i devşirdiler. Ama "Son madalyaları ne zaman?" diyorsun. EuroBasket 1995'te bronzları var. O tarihten bu yana EuroBasket, dünya şampiyonası, olimpiyat… O kadrolarla bir tane kürsü yaparsın yani.
YU: Bu ciddi bir şekilde araştırma konusu olabilir. Bu kadar iyi oyuncular çıkarıp da üst düzey turnuvalarda neden bir türlü olmuyor? Koç da yetiştiremiyorlar hiç.
EE: Temel konu yine ego. Roller asla tam olarak oturmuyor.
YU: İtalyanlar ise derece yapamayabilir ama turnuvanın favorilerinden birini de "Güm!" diye götürebilirler.
UOS: Yunanistan'a geçecek olursak... Slovenya'yla beraber benim altın madalya adayım.
EE: Yunanistan, 2 numara hariç her pozisyonda ciddi oyunculara sahip ama 2'de problem var.
UOS: Bana kalırsa problem 4'te. Giannis 5'te oynuyor diyelim. (Georgios) PapagiannisGiannis yan yana olacak mı sizce? Onlar da bizim gibi. Biz nasıl Cedi 4'ten süre aldığında daha rahat ediyorsak onlar da Giannis 5'ten süre aldığında daha iyi oluyorlar.
Yine Calathes-Papagiannis ikili oyununa kalacaklar gibi. O da Giannis'in açık saha isteğini, dinamizmini tıkıyor çünkü iş sete kaldığında Giannis'in FIBA basketbolunda neler yaşadığını 2019'da gördük. Açık saha oynaması lazım kesinlikle. Hele ki Calathes varken…
CE: O yüzden (Tyler) Dorsey'nin, (Giannoulis) Larentzakis'in şut sokabilmesi çok önemli. Onlar da daha önce o şutörleri tam bulamadıkları için Giannis'i iyi kullanamamışlardı.
UOS: Giannis'i ne kadar kısa mesafeye mahkûm bırakırsan o kadar kilitliyorsun oyunu çünkü takımda şutör yok.
CE: Papapetrou turnuvaya yetişebilirse çok rahatlarlar. 4 numaradan şut tehdidi gelir. Her pozisyondan şut tehdidi yaratmaları lazım Giannis'in verimliliği adına.
YU: Yunan takımının kâğıt üzerinde en fazla silaha sahip takım olduğunu düşünüyorum ama beraber nasıl oynayacakları mühim.
EE: Eğer Antetokounmpo'yu ikili oyuna sokacaklarsa başka bir uzunun pota altında dolaşması da enteresan olur ki ben Giannis'in elinde top olmadan oynama ihtimalini pek görmüyorum. O durumda kısa devrilmelerde çok seçenekleri olur. Bunu Arjantin yaptı zamanında, Luis Scola ile Fabricio Oberto alçak posttan oynarlardı. Biraz old school bir şey ama bu takıma da uyar yani. Aslında bizim takıma da uyar bu bahsettiğim...
Tahmin Masası: Gruplar
Ertuğrul Erdoğan
A Grubu: Türkiye, İspanya, Gürcistan, Karadağ
B Grubu: Litvanya, Slovenya, Fransa, Almanya
C Grubu: Yunanistan, Hırvatistan, İtalya, B. Britanya
D Grubu: Sırbistan, İsrail, Çekya, Finlandiya
Uğur Ozan Sulak
A Grubu: Türkiye, İspanya, Gürcistan, Karadağ
B Grubu: Slovenya, Fransa, Litvanya, Almanya
C Grubu: Yunanistan, Hırvatistan, İtalya, Ukrayna
D Grubu: Sırbistan, Çekya, İsrail, Finlandiya
Yiğiter Uluğ
A Grubu: Türkiye, İspanya, Gürcistan, Belçika
B Grubu: Slovenya, Fransa, Litvanya, Almanya
C Grubu: Yunanistan, İtalya, Hırvatistan, Ukrayna
D Grubu: Sırbistan, İsrail, Polonya, Finlandiya
Caner Eler
A Grubu: İspanya, Türkiye, Gürcistan, Karadağ
B Grubu: Slovenya, Fransa, Almanya, Litvanya
C Grubu: Yunanistan, Hırvatistan, İtalya, Ukrayna
D Grubu: Sırbistan, İsrail, Çekya, Finlandiya
Tahmin Masası: Final
Ertuğrul Erdoğan
Yarı finaller: Yunanistan-Türkiye & Slovenya-Litvanya
Final: Yunanistan-Slovenya
Şampiyon: Slovenya
Uğur Ozan Sulak
Yarı finaller: Yunanistan-Türkiye & Slovenya-Litvanya
Final: Yunanistan-Slovenya
Şampiyon: Yunanistan
Yiğiter Uluğ
Yarı finaller: Yunanistan-Türkiye & Slovenya-Sırbistan
Final: Yunanistan-Slovenya
Şampiyon: Yunanistan
Caner Eler
Yarı finaller: Yunanistan-Litvanya & Slovenya-Sırbistan
Final: Yunanistan-Slovenya
Şampiyon: Yunanistan