socratesXreflect_alt

Her Zaman İddialı

12 dk

Son iki yılın EuroLeague şampiyonu koçu Ergin Ataman hep yükseğe koyduğu hedef çıtasını bu kez de milli takım serüveninde yukarı çekme arzusunda. Her zaman olduğu gibi hedefleri büyük.

A Milli Basketbol Takımımız için uzun zamandır turnuva hatıraları pek de parlak değil. Geçmişte beklentiler ne zaman büyüse sorunlar da çoğalmıştı. 2014 FIBA Basketbol Dünya Kupası ve EuroBasket 2015 gibi iki büyük turnuvada milli takımın başında istediğini bulamayan Ergin Ataman, kulüpler seviyesinde Avrupa'nın zirvesine çıktıktan sonra milli takım üniformasını bir kez daha sırtına geçirdi. Bir süredir beraber oynayan genç bir kadroyla daha parlak hatıralar yaratmanın peşinde. EuroBasket 2022 öncesi beklentiler yine fazla. Biz de bu beklentileri büyütmeyi ve yönetmeyi seven Ergin Ataman ile turnuva öncesi buluştuk.

Bir Türk takımı turnuvaya giderken hedefini yükseğe koymak zorunda. O takımın başında ben varsam, kadroda da kaliteli ve üst düzey tecrübesi olan en az altı-yedi oyuncu bulunuyorsa, o zaman hedefi yukarıya koyarsın. Bizim gibi düşünen en az sekiz veya dokuz ülke daha var bu turnuvada. Yıldızlarıyla gelen çok güçlü kadrolara karşı mücadele edeceğiz. Çok üst seviye bir Avrupa şampiyonası bizi bekliyor. Hep dediğim gibi, bu bir mücadele meselesi… Doğru işleri yaparsan, iyi mücadelenin yanına akıllı basketbol koyup teknik taktik olarak aynı denklikte diğer rakiplerinle o savaşa girersen, sonunda buradan başarıyla çıkarsın. Şu anda Avrupa'da güç sıralamasında bizi altıncı sırada gösteriyorlar. Bu da demektir ki; bu takımın gücü var, hedefi anlaşılıyor. Bu sadece benim beklentim değil yani. Öte yandan altıncılıkla madalya arasında da atlanması gereken çok önemli basamaklar var. Biz bunu gerçekleştirmeye çalışacağız. Bunu gerçekleştirebilirsek önemli bir işi başarmış oluruz. Gerçekleştiremezsek de spor bu, bu turnuvadan başarısızlıkla çıkmış oluruz.

İyi bir kadromuz var ama bazı mevkilerde de ilk kez A Milli Takım'da oynayacak oyunculara sahibiz. Takımımızın yaş ortalaması 24.5 ama bunu "Biz ilerideki turnuvalarda daha başarılı ve iyi olacağız" gibi şimdiden bir mazeret üretmek için söylemiyorum. Yine de tecrübe bakımından biraz geride olduğumuz da gerçek. Özellikle de belli pozisyonlarda. Bu tecrübesizliği, çok sayıda hazırlık maçı yaparak kapatmaya çalıştık. Tam EuroBasket öncesi de 2023 Dünya Kupası elemelerinde de çok zorlu maçlara çıktık. Diğer ülkelerden farklı olarak, bu elemelerde en zorlu fikstür bizde. Bütün bunların, Avrupa şampiyonasına hazırlanırken tecrübe açısından pozitif yansımasını umuyorum. Bunu bekliyorum.

Kulüp takımı veya milli takım... Coaching yapmak ikisinde de o kadar zor değil. Sonuçta ikisi de takım yönetmek. Kulüp ile milli takım aynı oyunu oynuyor. Ama tabii ki sistemi oturtmak için daha az zamanınız oluyor. O çok kolay olmadı çünkü biz Anadolu Efes'te bu sistemi yıllar içinde oturttuk. Dört hatta beşinci yıla girecek bu sistem. A Milli Takım'da bu kadroyla üç haftadır, 1 Ağustos'tan beri çalışıyoruz. Onun için sahada her istediğim, tam bir Ergin Ataman felsefesi olacak diye bir şey yok. Bunu ben de görebiliyorum. Ama şu var, şartlar da eşit. Burada benim şartlarımın aynısı, Sırbistan'da Pesic için de geçerli, Itoudis için de... Özellikle de bu dönemde. Bir fark var; onların elinde daha tecrübeli kadrolar var. Tek başına maç kazanabilecek 'yıldız' oyuncular var bu kadrolarda. Biz ise gençliğimizi, dinamizmimizi sahaya yansıtacağız. Değişik bir süreç. Baktığın zaman, sonuna kadar gidersen üç hafta içinde 12 tane maç yapman gerekiyor. Bazılarında hemen ertesi gün maç yapacağız. Onun için daha çok sistemimizi oturtmaya çalıştık.

Saf üç oyun kurucuyla oynamakla değil de beşin içinde topa yön veren üç oyuncuyla oynayacağız. Aslında baktığın zaman, bu Anadolu Efes sisteminden çok da farklı bir sistem değil. Anadolu Efes sisteminde de bu takım kurulurken Micic, saf 1 numara olarak gelmedi. Efes'teki Micic-Larkin formülünü burada; Furkan-Larkin, Şehmus-Larkin, Furkan-Şehmus şeklinde planlamaya çalışıyoruz. Bir de Buğrahan var, o da ikili oyunları iyi oynayabilen bir oyuncu. Topa yön verecek olan üç numaralara baktığında, Cedi Osman ve Onuralp gibi ikili oyunu oynayabilen oyuncularımız var.

Neden klasik bir oyun kurucuya gitmedik? Bu teknik bir seçimdi. Hazırlık döneminde, klasik oyun kurucularımızın özellikle skor anlamında yeterli olamayacaklarını gördük. Uzunlardan da Alperen dışında 4 numaralardan büyük skor katkısı beklemediğimiz için bizim mutlaka 1-2-3 numaralardan büyük bir skor katkısına gereksinim duyduğumuzu düşünüp böyle bir karar verdik. Türk basketbolunda oyun kurucu yetişip yetişmemesi çok geniş bir konu. U18 Milli Takımı'nda yetenekli çocuklar var ama bu çocuklar ne kadar A takımlarda şans bulabilecekler soru işareti. Biz, geçiş dönemini çok iyi planlayamıyoruz. Planlayamadık bugüne kadar. Hepimizin payı var bunda. Bundan sonra bunu değiştirmeye çalışacağız.

Aslında Cedi'yi 4 oynatma planımız içinde 5 numarada Ömer Faruk Yurtseven oynayacaktı. Diğer bir deyişle pota altını iyi koruyan bir 5 numara vardı. Şu anda Cedi'yi uzun süreler dört numarada oynattığımız zaman savunmada düştüğümüzü görüyoruz. Taktiksel açıdan zaman zaman hücum akıcılığı için kullanabiliriz ama bu, bir devre boyunca değil de maç içinde bazı periyotlarda rakibe cevap vermek anlamında olabilir. Yani cepte bir silah olarak kalacak.

Alperen'in uzun rotasyonundan, özellikle de alçak posttan oyuna yön vermesi bizim sistemimiz için çok önemli olacak. Bu opsiyon sistemimizin önemli bir parçası zira Alperen bir pick&roll oyuncusu değil. Belki de şu an Avrupa'nın en iyi alçak post oyuncusu. Onu da bu verimli olduğu alanda kullanacağız. Bu da benim son yıllarda kullandığım sistemden ayrışan bir taraf olacak; hem Alperen'in hem de Cedi'nin alçak post oyunlarını kullanacağız.

Sertaç ve Alperen ikilisini zaman zaman yan yana oynatabiliriz ancak bundan da istediğimiz verimi aldığımızı şimdilik söylemem. Maçın içinde belki bir 10-15 dakika kullanabileceğimiz bir model olacak. Bu tip taktikler, denemeler çok uzun dönemli çalıştırma gerektiren şeyler. Bu kadar kısa sürede biz sadece büyük şablonu oturtmaya çalıştık. Taktiksel varyasyonlara geçtiğimiz zaman bazı sıkıntılarımız var ama maçın içinde zaman zaman bunu kullanabiliriz. Temel planımız olmayacak.

Shane Larkin takıma geç dahil oldu, İstanbul'daki hazırlık turnuvasında oynamadı. Geçen sene olimpiyat elemelerinde oynamadı. Cedi, Furkan, Alperen'le aynı takımda ilk kez bu dönemde oynuyor. Bence bir yandan da onların oyununu tartıp kendini adapte etmeyi bekliyor. Fiziksel olarak tam hazır değil. Her geçen gün daha iyiye doğru gidiyor. Bir de Efes'teyken de hazırlık maçlarında "Vay be!" dedirtmez Larkin. Oraya takılmadık o yüzden. Ama antrenmanlarda sistem olarak rolünü anlamış durumda. Ona da biz yön vereceğiz. Hedef maçlarda onun da kapasitesini kullanacağını düşünüyorum ki zaten bütün maçı Furkan ve Cedi'yle götüremezsiniz. Maçın içinde değişik beşlerde, varyasyonlarda farklı oyuncular sorumluluk alacaklar. Bunların başında da Larkin gelecek…

İkili oyun savunması modern basketbolun belirleyici noktalarının başında geliyor. Bunu iyi yapan takımlar Avrupa şampiyonasında daha yukarıya gidecekler. Şu anda orada bir sıkıntımız gözüküyor. Zaten kadronun çeşitliliği konusunda bir endişeye sahip değilim. Benim genel sıkıntım, sertlik ve agresiflik seviyemiz. Hücumda sistemi işletip akıcılığı sağlayabiliyor, çeşitliliği artırabiliyoruz. Savunmada aksaklıklarımızı çözüp azaltmamız gerekiyor. Alperen'in çok savunmacı bir uzun olmaması, özellikle daha ağır bir savunma oyuncusu olması... Sertaç'ın Barcelona'da geçtiğimiz sezon, bir önceki sezona göre daha az süre alması... Şehmus, Cedi başta olmak üzere kısalar önde baskı yapabiliyor ama arkası da çok önemli. Arkada 'kalecilik yapan' uzunlarımızın olması çok kritik. Onun için orada bazı sıkıntılarımız olabilir.

İspanya, grupta liderlik yolunda en büyük rakip gözüküyor ama Gürcistan'a da dikkat etmemiz gerek. Özellikle kendi evlerinde avantaja sahip olacaklar. (Tornike) Shengelia çok ciddi fark yaratıyor. Hazırlık maçında da gördük. Onun sakatlanması işleri değiştirebilir elbette. Ancak yine de çok iyi uzunları var. İspanya'nın tabii ki (Ricky) Rubio tarzı oyunu kontrol eden bir oyun kurucusu yok ama Barcelona ve Real Madrid'in oyuncuları, çok deneyimli isimleri de var. Keza Hernangomez Kardeşler de kadroda. Grupta en ciddi rakibimiz. Kâğıt üzerinde bu üç takımın, birincilik mücadelesi vereceğini düşünüyorum. Ama her maç tehlikeli. Karadağ da sürpriz yapabilir. Onlara karşı oynayacağımız açılış maçı kritik olacak. Belçika ve Bulgaristan'ı da küçümsemeden oynamamız gerek. Bu tip şampiyonalarda kâğıt üzerinde kolay gözüken maçlar hep daha zor geçmiştir çünkü bu ekiplerin kaybedeceği bir şey olmaz ve çok iyi mücadele ederler. O yüzden tek tek her maça ayrı konsantre olmamız gerekiyor.

Çapraz grup çok kuvvetli. Fransa, Slovenya, Litvanya ve hatta Almanya, Bosna-Hersek gibi takımlar var. Biz önce kendi grubumuza odaklanacağız. Çaprazı çok fazla düşünmüyoruz. Oyuncu oynayacağı maça bakar. Ben, İspanya'yı daha izlemedim. Karadağ'la oynayacağız ilk maçı, henüz izlemedim. Ben şu an tamamen Letonya maçını düşünüyorum. Sırbistan'ı bile izlemedim. O biter, ona başlarız… Aklımız hep önümüzdeki adımda.

EuroBasket'te bana göre; Yunanistan, Fransa ve Sırbistan altın madalyanın en büyük adayları olarak gözüküyorlar. Slovenya'yı da unutmamak lazım. Ama tabii ki grupta alınan sonuçlar, çapraz eşleşmeler, madalyaları belirleyecek. Oraya kafamızı sokmaya çalışacağız. Biz de madalya adayıyız.

Bir Daha Asla!

Ömer Faruk Yurtseven'e Atina'ya gitmeden bir kez daha haber yolladım. Özellikle İstanbul'daki hazırlık maçlarını görünce, bu takımı Ömer Faruk tarzında bir oyuncuyla tamamlamamız gerektiğini iyice görmüştük. Elimizde Alperen ve Sertaç gibi iki uzun var ama tam anlamıyla atlet bir uzun yok. Mehmet Okur vasıtasıyla haber yolladım, bu hafta başı İstanbul'a gelse bile Atina'daki turnuvadan sonra kadroya alabileceğimi ilettim ama hiçbir geri dönüş yapmadı. Takımın havası bozulmadı ama teknik anlamda bizi zor duruma düşürdü. Bütün planlarımızı komple bir şablon halinde yapmıştık, o parça yok oldu. Bir de bu kararına hazır değildik. 3 Temmuz'daki Büyük Britanya maçını oynadığı için hiç böyle bir beklentimiz yoktu. Bormio kampından bir hafta önce kadroyu açıkladık. O zamana kadar da hiçbir sıkıntı yoktu ama kadro açıklandıktan iki gün sonra bu haber gelince biz de şok olduk. Bundan sonra Ömer Faruk, Türk Milli Takımı'nda zor oynar.

Socrates Dergi