Çok Bilinmeyenli Denklem

20 dk

6 Ekim'de başlayacak EuroLeague yeni sezonu, yine birçok soruya ve bilinmeyene gebe. Yuvarlak masaya oturduk, denklemi çözmeye çalıştık.

Son şampiyon Anadolu Efes ne yapar, Fenerbahçe Beko istikrarı yakalayabilir mi, Barcelona için "O sene bu sene" mi? Caner Eler, Uğur Ozan Sulak ve Buğra Balaban'la birlikte bu sorulara ve daha fazlasına yanıt aradık. Yuvarlak masamıza davetlisiniz…

Will Clyburn eklemesiyle birlikte Anadolu Efes, Larkin-Micic-Clyburn büyük üçlüsünü kurmuş oldu. LarkinMicic ikilisinin en başta uyuşamadığını hatırlıyoruz, topu elinde isteyen üç oyuncuyu nasıl idare edecek sizce Ergin Ataman?

Caner Eler: Clyburn elbette Anadolu Efes'in "Üç kişi topu nasıl paylaşacak? Almasak da olur" diyebileceği bir oyuncu değil. Avrupa'da, sürekli NBA'e giden oyuncularla beraber daralan bir yetenek havuzu var. O yüzden Clyburn gibi çok yönlü, hem hücumda çembere gidebilecek hem de ikili oyunda opsiyon olabilecek bir oyuncu çok önemli. Bazen ritim bulduğunda çok iyi şut da atabiliyor.

Ayrıca 3 numara eşleşmelerinde de atlet bir kanat var artık. Ama 4 numarada oynaması problem yaratabilir. Geçiş hücumlarında da aktif bir isim. Üçüncü bir oyun kurucu gibi topu isteyecek ve oyunu forse edecek biri değil. Tabii başta tereddütler olacaktır ama daha öncesinde, mesela CSKA Moskova'da da topu elinde tutmak isteyen guard'larla oynadı. 2019'da şampiyon olduklarında De Colo, Rodriguez ve Higgins vardı o takımda ama Final Four MVP'si Clyburn'dü. O dengeyi sağlayabilen bir oyuncu.

Buğra Balaban: "Sahada tek top var" klişesi, basketbolda hücum pastasını paylaşmaktan ziyade ego çarpışmalarını özetliyor bence. Bu açıdan bakarsak, Micic ve Larkin'in beraber kazanmanın yollarını buldukları bir denkleme, geride kalan sezonlarda hep iyi karakteriyle tanıdığımız Clyburn'ün eklenmesi, büyük bir çatışma yaratacak gibi gelmiyor. Öte yandan Larkin'in sakat başlayacağı aylar, Clyburn'ün takım içinde rolünü büyüterek sezona girmesine yardımcı olabilir. CSKA Moskova kadrolarını hatırlayalım: Nando de Colo ve Sergio Rodriguez'in olduğu 2018-19'da da Mike James'in ayrılışıyla hücum opsiyonları sınırlanan yapıda da verimli olmayı başardı Clyburn. O tarafta bir soru işaretim yok.

Büyük üçlülerin en büyük avantajı, sezon içindeki bir sakatlıkta sigorta görevi ifa etmesi. Bu açıdan, geçen sezonun ilk yarısını da rölantide geçen Anadolu Efes'te süper yıldızlar kendilerini tasarruflu kullanabilir. Her şey yolunda giderse... Uzun yıllar hatırlanacak bir kadro bu.

Uğur Ozan Sulak: Ergin Ataman'ın ihtisas sahibi olduğu konu bu… Modern koçlukta bu kadar başarılı olması ve fark yaratmasının birincil sebebi basketbol antrenörlüğünün yanında biraz da tırnak içinde çok iyi bir 'işadamı' olması. Oyuncularla kendi arasına mesafe koymayı çok iyi başarıyor. Yani bu bağlamda oyuncularla ne çok yakın ne çok uzak oluşunu konuşabiliriz. Oyuncular hem onun için oynuyorlar hem kendileri için oynuyorlar. İlişkiler bazen yıpransa da tek bir hedef etrafında kenetlenebiliyorlar sezonun önemli bölümünde.

Geçen sene mesela tam olarak böyle oldu. İlişkiler yıpranmıştı ve problemler vardı ama kazanmak öne çıktığında oyuncuların hepsi adım attı. Diğer taraftan, 4 numarada sıkıntı olabileceğini düşünüyorum Efes adına. Clyburn 3 numaradan ziyade beklenenden biraz fazla 4'te süre alabilir. Bu da bilhassa savunma ribaundu zaafı yaratabilir. Efes o pozisyonda hep ribaundcu oyuncularla oynadı şimdiye dek

Will Clyburn

Will Clyburn

Obradovic dönemi sonrası koçluk bazında istikrarı yakalayamayan bir Fenerbahçe Beko gördük ama Rus takımlarının men edilmesiyle de birlikte yeni sezon için Dimitris Itoudis şansı doğdu. De ColoVesely ayrılıkları sonrası yapılan yeni eklemelerle Fenerbahçe Beko'yu yeni sezonda nereye koymak lazım?

BB: Fenerbahçe Beko, ligin en derin kadrolarından birini kurdu. Yine de kadroda ciddi bir devinim varken, ilk hedef Final Four yerine play-off olarak biçmekte fayda var. Saha içinden evvel, en büyük ekleme bence Itoudis hamlesi. Panathinaikos yıllarından beri kazanan yapıların içinde yer aldı; gerek zengin gerekse de 2020-21 sezonunda olduğu gibi sınırlı oyuncu gruplarıyla başarmanın bir yolunu buldu. Fenerbahçe Beko'da iki senedir birkaç mağlubiyette hemen bench'e yönelik eleştirilerin bir tedirginlik yarattığını görüyorduk. Bu kez, tartışmasız bir figürle sezonu açmak, birkaç yıllık planlama için en umut verici adım.

Saha içindeyse tavanı, Carsen Edwards ve Scottie Wilbekin'in off-guard oynarken ne kadar verimli olacakları belirleyebilir. Nick Calathes'i biliyoruz, şut zaafı onu topsuz kullanmayı epey zor hale getiriyor. Hal böyleyken Edwards ve Wilbekin'in Calathes etrafında üretmeyi kabullenmeleri, bu yapıyı yukarıya taşıyabilir.

UOS: Fenerbahçe Beko tabii çok yetenekli bir kadro kurdu. Yüksek risk barındıran bir kadro ama aynı zamanda getirinin de yüksek olması anlamına geliyor bence. Mevcut bütçe dahilinde önemli hamleler yapıldı. Nick Calathes biraz soru işareti bence ama Carsen Edwards hamlesi 600 bin euro'luk bedeliyle bence kıtadaki en anlaşılabilir hamlelerden biri. Bu oyuncunun maliyetini düşündüğümüzde ve getiri projeksiyonu yaptığımızda ben başarılı bir transfer olarak buluyorum ama ne kadar uyumlu bir kadro ortaya çıkacak, soru işareti. Özellikle Dyshawn Pierre ve Nigel Hayes mesela birlikte biraz lüks kaçıyor rotasyonda. Hayes yerine daha yaratıcı bir oyuncu alınabilirdi ya da 4 numarada daha farklı kullanılabilecek bir oyuncu alınabilirdi Bjelica'nın arkasına. Çünkü 3.5 numara olarak düşünüyosun Hayes'i ama 3 numara oynatacaksın çoğunlukla. Daha iyisi olabilir miydi? Bence olabilirdi.

Sözün özü, Itoudis'le beraber hedefler tekrar eski seviyeye yaklaşacaktır. Şu anki kadronun karşılığı net bir F4 etiketi bence barındırmıyor ama bir yolculuğun başlangıcı gibi bakmak mümkün. Ve Carsen Edwards eğer ki verimli bir skorer olarak istisnai bir sezon geçirebilirse, Fenerbahçe Beko'nun F4 adaylığında da kısmen söz sahibi olacağını öngörebiliriz.

Dimitris Itoudis

Dimitris Itoudis

CE: Bir türlü istediği o uzun vadeli koç ilişkisini kuramayan Fenerbahçe, Rus takımlarının menedilmesiyle bir Itoudis şansı buldu. Fenerbahçe için Final Four'a dönebilme iddiasını ortaya koyabilmek için iddialı da bir isim. Itoudis'i alıyorsanız "EuroLeague'de şampiyon olmuş, takımını daima Final Four'a taşımış bir ismi transfer ediyorum" demek istiyorsunuz. Bu zaten bir kere takım içindeki ve dışındaki atmosferi etkiler.

De Colo ve Vesely gibi kritik iki isim ayrıldı ama orada da bir tazelenme gerekiyor gibiydi. Itoudis'i biliyoruz ama kadronun önemli bir bölümünün yeni transferlerden oluşması konuşmamızı zorlaştırıyor. Oyun kurucu rotasyonundan uzun rotasyonuna kadar yenilenen bir kadro var. O yüzden de şu an öngörüde bulunmanın daha zor olduğu bir takım Fenerbahçe Beko. Carsen Edwards gibi EuroLeague tecrübesi olmamasına rağmen heyecan verici bir skorer, Scottie Wilbekin gibi her ne kadar tecrübeli olsa da riskleri de barındıran bir isim. Tabii diğer taraftan Nick Calathes… İnsanların kafasında Calathes, pasör rolüyle ön plana çıkan Avrupa'nın elit guard'larından biri ama Itoudis'in geçmişte beraber çalıştığı isimlere baktığımızda şut tehdidi olmayan bir guard'la oynadığını pek hatırlamıyorum. Benim için Fenerbahçe denklemindeki en önemli isim Calathes.

Tabii ki bir de ligin favorileri var. Barcelona'nın yine doğal bir favori olduğunu söylemek yanlış olmaz herhalde ama sizce Saras bu sezon bekleneni başarabilecek mi?

UOS: Barcelona'yla ilgili olarak Türkiye'deki algı biraz farklı. Ben çok başarılı görmüyorum elbette Jasikevicius'u ama iki yıl geçirdi Barcelona'yla. İki yılın birinde Real Madrid önünde lig şampiyonluğu, diğerinde Real Madrid'e karşı kaybedilen şampiyonluk. İkide sıfır yapmış olsa problem ama ikide bir yapmış. Problem değil çünkü Real Madrid'in bütçesi Barcelona'dan yüksek. Bu sadece İspanya basınında değil, her yerde ulaşılabilecek bir bilgi. Çünkü Mirotic transferiyle Barcelona'da şöyle bir algı oldu: "60 milyon, 80 milyon, 100 milyon harcıyor Barcelona…"

Burada Barcelona'nın oynadığı oyun eleştirilebilir evet ama "Saras rezil olmuştur, Barcelona rezil olmuştur" gibi şeyler bence saçma. Türkiye'de Xavi Pascual'e, Pablo Laso'ya neler denildi… "Bunlar hoca değil, bunlar koç değil…" O yüzden Jasikevicius ile ilgili buradaki kalıplaşmış görüşe ben katılmıyorum. Barcelona'nın şampiyonluk kazanamasa da hep rekabetçi olması ve hep son maça aday olması bence önemli bir şey. Yani başarıyı biraz istikrardan ölçersiniz, en azından benim kaidem biraz böyle.

CE: İki senedir EuroLeague'de büyük maçları kaybediyor Barcelona. O yüzden hem takım hem de Jasikevicius büyük baskı altında olacak. Transfer döneminde geçen senenin belli başlı problemlerini gidermeye çalıştılar. Geçen sene Calathes'le birlikte oyun kurucu rotasyonunda sorunlar yaşamışlardı. Oraya (Tomas) Satoransky gibi iyi bir ekleme geldi. Sezona bileğinde sakatlıkla giriyor, o form bulma süreci onları biraz zedeleyecek. Zaten (Nikola) Mirotic'in sakatlığı, rotasyonda ve genel planda ciddi bir hasara yol açtı. Uzun rotasyonuna tıpkı Sertaç gibi yardım savunmasında ve dış şutta iyi bir isim olan Mike Tobey geldi. Keza Jan Vesely ve Nikola Kalinic… Deneyimli bir oyuncu olarak o da katkı sunacaktır. İkili oyunları milli takımdan arkadaşı Satoransky'yle oynayacağını da unutmamak lazım. Kısacası, uzun rotasyonunda en büyük yıldızlarının devam eden sakatlığına rağmen iyi durumdalar.

Sarunas Jasikevicius

Sarunas Jasikevicius

BB: Başarı, biraz göreceli bir kavram. Evet, Barcelona geçen sezon EuroLeague'i ve İspanya Ligi'ni kupasız geçti ama her ikisinde de normal sezonu zirvede kapattılar. Burada, Saras'ın geçen sezonki Final Four yarı finalinin ardından söylediklerini hatırlamakta fayda var: "Takımla olduğum iki sezonda, birçok kritik maç kaybettik. 'Öldürücü' değiliz. Benim için kabullenmesi çok zor." Barcelona bu sezon da birçok maç kazanacak, her iki kulvarda tepeye oynayacak ama Saras'ın yakındığı o büyük maç defosu ortadan kalkacak mı? İspanya Süper Kupası'nda yine önde götürdükleri maçı üçüncü çeyrekteki geri dönüşle Real Madrid'e kaptırdılar. Jasikevicius'un Jan Vesely ve Nikola Kalinic eklemelerinden, işin taktik kısmında olduğu kadar mental tarafta da bir beklentisi olduğu açık.

Milano'ya dair neler söylersiniz? Şampiyonluk için en az Barcelona kadar şansları var gibi… Messina, 15 yıl sonra Avrupa'nın zirvesine çıkabilir mi?

UOS: Bence en iyi kadroyu kurdular. Geçen seneler çok vasat, paranın çok kötü kullanıldığı, çok yaşlı ve arkaik yani geçmişe dayalı bir kadro kurmuşlardı. Bu yıl her pozisyonda çok farklı alternatifleri var. Bu sebeple zaten diğer yıllardan ayrışan bir kadro Milano. Her ne kadar Efes Will Clyburn'ü alıp sezonun transferini yapsa da geçen seneye göre en çok gelişim kaydeden takım bence Milano.

Çok alternatifli bir takım oldular. Kevin Pangos'un Messina ile uyumu Pascual'le uyumu gibi olursa bambaşka bir şey izleriz. Biraz açayım: Yarı saha basketbolunu iyi oynayan ve tercih eden koçlar ikisi de. Pascual de tempoyu düşürmeyi çok sever, Ettore de. Burada pozisyon sayısı düştüğü için Pangos gibi oyuncuların kararları da haliyle çok önemli oluyor. Pangos'un iyi bir sezon geçireceğini ve kötü NBA tecrübesinden sonra basketbolu özlediğini de düşünüyorum. Milano'da beş pozisyonda da inanılmaz bir yaratıcılık problemi vardı. Yeni transferlere ve halihazırdaki kadroya baktığınızda, hepsini çözdüler.

BB: Geçen sezonu harika geçiren Naz Mitrou-Long var bir de. Chacho ve Delaney'nin kesik kesik verebildiği hücum katkısını bu ikiliden daha istikrarlı şekilde alabilirler. Ön alanda zaten harika bir derinliğe sahiptiler, bir de ligin en iyi uzunlarından Brandon Davies'i eklediler.

İki sezon önce Final Four, geçen yıl bolca sakatlıkla girdikleri Anadolu Efes serisinde kaçan bilet... Messina, o gelmeden önce sürekli beklentilerin altında kalan kulübün çehresini değiştirdi, onları düzenli zirve adayı haline getirdi. Şampiyonluk beni şaşırtmaz.

Kevin Pangos

Kevin Pangos

CE: İtalya Ligi, geçtiğimiz senelerde daha tek taraflı olabiliyordu. Yeni sezonda Virtus Bologna'nın da EuroLeague'e dahil olmasıyla birlikte Milano o rekabeti de daha fazla yaşamaya başlayacak. Ettore Messina bu sene sonunda istediği optimum kadroya ulaştı. Özellikle guard rotasyonu problemliydi ki Kevin Pangos'la bunu çözdüler. Zaten uzun rotasyonu hiç fena değildi, bir de Brandon Davies geldi. (Stefano) Tonut ve Brandon Davies transferleri çok iyi. DeShaun Thomas genellikle negatif baktığımız bir oyuncuydu ama geçen seneyi çok iyi geçirdi. Uzun rotasyonuna dışarıdan şut tehdidi olan Johannes Voigtmann'ı eklediler. Voigtmann ne kadar değerli bir oyuncu olduğunu EuroBasket'te de gösterdi zaten. Eksiklerini iyi giderdiler. Kâğıt üzerinde şampiyonluk adayı bu takım.

Yeni sezonda beklentilerin dışına çıkmasını beklediğiniz bir takım var mı? Olumlu ya da olumsuz açıdan…

CE: Real Madrid'de Pablo Laso sonrasında asistanı Chus Mateo takımın başına geçti.Geçen sene Laso'nun hastalığı sırasında çok iyi iş çıkarmıştı. Enteresan bir kadro var. Mario Hezonja ile Dzanan Musa'nın top kullanmayı seven, düzen içinde oynama deneyimi az olan isimler olması kritik. Biz bunları konuşurken Süper Kupa'yı da kazandılar. Sergio Llull ve Sergio Rodriguez, Rudy Fernandez gibi isimler takımı çekip çevirecektir. Takımda zaten Vincent Poirier, (Guerschon) Yabusele, (Walter) Tavares gibi isimler var. 1 ve 2 numara rotasyonundaki oyuncularla birlikte zengin bir kadroya ulaştılar ama bir yandan da topu elinde tutan, top kullanmayı çok seven oyuncular da aldılar. Burada dengeyi yakalamak önemli olacak.

BB: Partizan'ın play-off şansını genel kanıya kıyasla daha düşük buluyorum. Kenarda Zeljko Obradovic gibi bir efsane, tribünde 10 bin civarı kombineyle elbette adaylardan biri olacaklar ama kadro, kanat rotasyonu dışında beni heyecanlandırmıyor. Aleksa Avramovic ve Yam Madar, sekiz yıl sonra EuroLeague'e dönen kulüpte bu yükü taşıyabilir mi? Kolay gelmiyor kulağa. Keza pota altı rotasyonu, EuroLeague'de fark yaratabilecek gibi görünmüyor. İyi parçalara sahipler ama iki ana sütuna daha ihtiyacı var gibi bu kadronun.

UOS: Panathinaikos'un beklenenden iyi olabileceğini düşünüyorum. Tabii ki bir F4 adaylığı değil ama geçen seneki Kızılyıldız gibi olabilirler. Tabii Radonjic'in oraya gitmesiyle birlikte bu benzetme daha yerine oturmuş oldu.

Zalgiris'i zor bir sezon bekliyor… Çok hamle yaptılar ama ne kadar sıyrılabilirler alt gruptan, tartışılır. Kızılyıldız çok para harcadığı ve yatırım yaptığı bir sezona başlayacak. Yani burada tabii Koç Jovanovic'in de pek tecrübeye sahip olmaması soru işareti hatta belki ilk gidecek antrenör bile olabilir. Geçmişte Nebojsa Covic'in işleri nasıl ele aldığını hatırlarsak bu tabii eklenmesi gereken bir şey bana göre

Yazın Hamlesi

Buğra Balaban: Kevin Pangos

Caner Eler: Will Clyburn / John Brown

Uğur Ozan Sulak: Will Clyburn

F4 Tahmini

Buğra Balaban: Anadolu Efes, Real Madrid, Barcelona, Olimpia Milano

Caner Eler: Anadolu Efes, Real Madrid, Barcelona, Olimpia Milano

Uğur Ozan Sulak: Olimpia Milano, Barcelona, Anadolu Efes, Monaco

Çılgın Tahmin

Buğra Balaban: Panathinaikos play-off yapar.

Caner Eler: Trinchieri Bayern Münih'le F4 yapar.

Uğur Ozan Sulak: Sergio Scariolo ve Sasa Obradovic sezonu tamamlayamayabilir, Monaco koç değiştirirse F4 yapar.

Socrates Dergi