
Oyun Set ve Maç
15 dk
Roger Federer'in dünyayı ağlatarak sona eren kariyeri; inişler, çıkışlar, zaferler, kayıplar ve tarifsiz duygular ihtiva ediyor. Şimdi, 20 Grand Slam kupasıyla süslenen 20 yılı aşkın süreyi hatırlama zamanı…
Keskin Sirke
1998 Wimbledon'ın genç erkekler finalinde Irakli Labadze'yi mağlup eden İsviçreli yıldız adayı Roger Federer, aşikâr süper yeteneğine rağmen kariyerinin ilk yıllarında duygularını kontrol etme hususunda hep zorlanmıştı. Nitekim, "Kortta yaptıklarımla ailemi utandırıyordum; kaybettiği her puana söylenen, küfreden ve raketini sağa sola fırlatan bir oyuncuydum" şeklinde anlattığı günlerde bugünün tam zıddı bir Federer profili vardı. Akranı Lleyton Hewitt ondan çok daha önce olgunlaşacak ve erkek tenis tarihinin en genç 1 numarası olacaktı. Federer ise alışık olduğumuz sakin mizacını kazanmak için ciddi şekilde çalışmak durumunda kaldı. 2001'de Milano'da ilk turnuva zaferine imza atışı ve aynı yıl Wimbledon'da ortaya koyduğu sürpriz göstermişti ki dönüşüm başarıyla sürüyor; Robert ve Lynette Federer de artık oğullarını rahatça izleyebiliyordu. / Aras Yetiş
Elmanın Yarısı
Roger Federer ve eşi Mirka, spor dünyasının en ünlü çiftlerinden. Bu birlikteliğin filizlenmesi ise epey geriye, 2000 senesine dayanıyor. İki tenisçi de 2000 Sidney Olimpiyat Oyunları'nda İsviçre adına mücadele etti. Federer'in olimpiyat köyündeki oda arkadaşlarından güreşçi Ludwig Küng, "Roger, Mirka'ya deli gibi âşıktı ama ona yaklaşmakta da bir o kadar çekingendi" şeklinde anlatsa da Federer, ilk adımı atmak için çok beklemedi. Sidney'de başlayan ilişki, 2009 yılında Basel'deki törenle başka bir boyut kazandı. Mirka, Roger'ın her ânında yanındaydı. Maçlarda, kupa törenlerinde, tüm iyi ve kötü günlerde… Roger, Laver Kupası'ndaki son konuşmasında da elbette konuyu hayat arkadaşına getirecekti: "Mirka, uzun kariyerim boyunca bana her zaman büyük destek oldu, o harika bir insan. En iyi anne ve en iyi eş..." / Kaan Demirel
Dönüm Noktası
2001 Wimbledon, Goran Ivanisevic-Patrick Rafter finaliyle hatırlanan, unutulmaz bir turnuva. 19 yaşındaki Roger Federer de -büyük hayranlık beslediği- 7 kez Wimbledon şampiyonu Pete Sampras'ı dördüncü turda devirerek son sekize girmişti. Yıl içinde ilk ATP şampiyonluğunu alsa da henüz gözlerin üzerinde olmadığı Federer'in, Wimbledon'da 31 maçtır yenilmeyen Sampras karşısındaki efsanevi galibiyeti, onu büyük sahneye çıkaran olaydı. O gün çim tenisine has o bilindik bıçak sırtı koşullarda ilerleyen ilk set, gidişata büyük etki etmişti. Eğer Sampras tie-break 6-5 iken yakaladığı set puanını değerlendirseydi, işler farklı olabilirdi. Ancak genç Federer, 9/7'lik tie-break sonunda sadece öne geçmedi, mental kapasitesini perçinleyerek 7-6, 5-7, 6-4, 6-7, 7-5 sonuçlanan setlerle, bu dev maçtaki dillere destan zaferinin yolunu açtı. / Şevket Furkan Erbay
Uyanma Çağrısı
Peter'ın hayatıma çok büyük etkisi oldu. Oyun tekniğim için birine teşekkür edeceksem bu Peter olur." 2019 Avustralya Açık öncesi CNN'e verdiği röportajda Federer, Avustralya bağlantıları konuşulurken Peter Carter'dan böyle bahseder ve gözyaşlarını tutamaz: "Onu çok özlüyorum. Ölümü benim için bir uyanma çağrısıydı. Sonrasında daha fazla çalışmaya başladım. Zira o, benim harcanmış bir yetenek olmamı istemezdi." Avustralyalı Carter, antrenörlük yaptığı Basel'deki Old Boys Kulübü'nde dokuz yaşındaki Federer'le tanışmış ve yeteneğine inanmıştı. Ancak öğrencisinin ilk Grand Slam zaferini göremeden 2002'de bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Federer bu travmayla bir çocuktan yetişkine dönüşmüştü. Sonra Tony Roche, Paul Annacone, Stefan Edberg gibi isimlerle çalışsa da sadece Carter'ı 'gerçek koç' diye andı. Neyse ki o büyük yetenek harcanmamıştı. / Caner Eler

Roger Federer ile Peter Carter
Nicelerin İlki
Zamanda geriye doğru bakınca, Federer hep kazanıyormuş gibi görünebilir ancak İsviçreli sporcu, ilk majör şampiyonluğunu Grand Slam sahnesine çıktıktan 4 sene sonra kazandı. 2003 Wimbledon Finali'nde güçlü servisleriyle çimleri sallayan Mark Philippoussis'in karşısında, 21 yaşındaki Roger Federer vardı. Bu maç, yıllarca konuşulacak bir tenis kalitesi sunmadı belki ama genç bir yeteneği şampiyona dönüştürdü. Federer, maçı üç sette kazandı. Popüler batı müziği takip edenler iyi bilir ki 2003 yılı, müzik tarihinde de mihenk taşıdır. Nasıl ki o yıl yayımlanan Beyonce-Crazy In Love, 50 Cent-In Da Club, Linkin Park-Numb şarkıları pop müziğe yıllar sürecek bir etki yaptıysa, Federer'in ilk Wimbledon şampiyonluğu da tenis oyununu kökten değiştirecek bir sürecin başlangıcıydı. / Nihan Cabbaroğlu
Son Puan
Son puanı kazanan, maçı kazanır; maçı kazanan ise şampiyonluğu. Marat Safin'in dışarı giden vuruşunda Roger Federer, dizlerinin üstüne çöktü bile... İsviçreli raket, iki saat 15 dakikaya sığdırdığı 7-6, 6-4, 6-2'lik üç setin ardından Avustralya'dan da şampiyonlukla ayrılıyor. Bahsi geçen son puan, 2003 Wimbledon'dan sonra Grand Slam sahnesinde gelen ikinci zafer anlamına geliyordu ve o gün için epey büyük bir anlama sahipti. İlerleyen yıllarda 'Ekselansları' olarak anılacak isim, artık yeni dünya 1 numarasıydı. Üstelik o puan; önce haftalar, daha sonrasında aylar ve en nihayetinde ise yıllar boyu sürecek bir hâkimiyetin de ilk işaretlerinden biriydi. Roger Federer, 2004 Avustralya Açık Finali'nden sonra oturduğu dünya 1 numarası koltuğundan 237 hafta boyunca kalkmadı ve korta yürüdüğü her gün birçoklarının ilham kaynağı olmayı sürdürdü. / Kerim Kılıç
Nadir Yenilgiler
Roger Federer, kariyer zirvesine tekabül eden 2004-2008 yılları arasında tam anlamıyla dokunulmazdı. Öyle ki; her biri Grand Slam şampiyonu olan Lleyton Hewitt, Andy Roddick, Juan Carlos Ferrero, Marat Safin ve hatta yaşı artık ilerlemiş olsa da efsane Andre Agassi'yi bile sıradan gösteriyordu. Bu dönemde Rafael Nadal başta olmak üzere aklına çok az oyuncu girebildi, çok azı onu mağlup edebilme şerefine erişti. Eski dünya 1 numarası, yetenekli ama haylaz Safin'in bu kısa listede müstesna bir yeri var. 2005 Avustralya Açık Yarı Finali'nin 9-7'lik son setinde Federer'i deviren Rus yıldız, tenisin o güne dek gördüğü en dominant güce zor da olsa "Dur!" diyecekti. Tabii bu yenilgi Federer için kısa bir duraksamadan fazlası olmadı. Paris'in kızıl toprağı hariç, tenisin oynandığı her yer hâlâ onun krallığına aitti… / Cemre Özdemir
Yeni Ufuklar
Rafael Nadal'ın toprak krallığına doğru attığı ilk adımlarda da Roger Federer vardı. O güne dek kazanamadığı tek slam Fransa Açık'la koleksiyonu tamamlamayı hedefleyen İsviçreli, henüz 19 yaşındaki bir İspanyola toslamıştı. Nadal ilk majörüne yürürken, çeyrek finalde geçtiği Federer'le bir slam sahnesinde 13 kez daha karşılaşacağından habersizdi. O sezon, takip eden yıllarına ışık tutarcasına denkti. Hem Federer hem Nadal 2005'te 4'ü Masters olmak üzere toplam 11'er turnuva kazandılar. İkili, takip eden yıllarda Novak Djokovic'in de eklenmesiyle, erkek tenisini yeni ufuklara çıkaracak bir rekabetin ortağı oldular. Federer'in 'kariyer slam'i içinse o maçın üzerinden 4 sene geçmesi gerekti. Üst üste 4 sene Fransa Açık'ta Nadal'a elenen Federer, dostunun 2009'da Robin Söderling'e elendiği Fransa Açık'ta fırsatı kaçırmadı ve dört yapraklı yoncayı tamamladı. / Buğra Balaban

Rafael Nadal ile Roger Federer
Rüya Gibi
2006 sezonu tenis tarihi açısından önemli bir sezondu. Zira bir oyuncunun tek başına en fazla domine ettiği sezonlardan biri, hatta belki de birincisiydi. Roger Federer, 4 Grand Slam'in hepsinde final görmeyi başarmış, 3'ünde mutlu sona ulaşmıştı. Tek slam mağlubiyeti, Roland Garros finalinde Rafa Nadal'a karşıydı. Zaten o sezonki 92-5'lik karnedeki mağlubiyetlerin 4'ünde de rakip, topraktaki efsanesi başlamakta olan Nadal'dı. O sezon onu yenebilen bir oyuncu daha vardı: Daha sonra kendi de bir efsaneye dönüşecek olan Andy Murray. 2006 bilançosu; Federer için üç slam'in yanında ATP Sezon Finali, dört 1000'lik, bir 500'lük ve üç de 250'lik ATP zaferi ile sezonu bir kez daha dünya 1 numarası olarak bitirmeyi ihtiva eder. Bir evvelki sezon olan 2005'teki 81-4'lük karne ile beraber düşünüldüğünde Federer'in zirve ambargosu 2006'da büyük ölçüde perçinlenmiştir. / Emre Yazıcıol
Başyapıt
Epik, destansı, muhteşem gibi sözcükleri bazen çok kolay kullanabiliyoruz. Bu sıfatları gerçekten hak eden spor olaylarından biri 2008 Wimbledon Tek Erkekler Finali'ydi. Bu maçı konu alan Strokes of Genius kitabının yazarı Jon Wertheim da kimilerine göre "Tarihin en iyi tenis maçı" olarak anılan mücadeleyi şöyle anlatır: "Tenisin tüm doğruları hakkında yapılmış dört saat 48 dakikalık bir başyapıt... Bir yetenek, beceri, incelik, keskinlik, zarafet, rekabet, güç, hız, takat, dayanıklılık, sportmenlik ve kararlılık festivali." Bu maç 'Fedal' rekabetinin de en büyük dönüm noktasıydı. Federer'i beş kez kazandığı yerde mağlup eden Nadal, rekabetin psikolojik denklemini değiştirmişti. Roland Garros ve Wimbledon mağlubiyetleri derken altı ay sonra Avustralya Açık finalinde de Nadal'a kaybeden Federer artık gözyaşlarını tutamadı ve Nadal'ın omzunda ağladı. Bu, birlikte döktükleri ilk gözyaşlarıydı. / Caner Eler

2008 Wimbledon Finali'nin ardından Rafael Nadal ile Roger Federer
Paris'ten Sevgilerle
27 sene. O dönem için tenis tarihindeki tartışmasız en önemli raket olarak gösterilen Roger Federer, kariyerindeki ilk ve tek Fransa Açık zaferini kazanmak için çeyrek asırdan daha uzun bir süre beklemişti. Kariyerindeki ilk Grand Slam zaferlerini 30'lu yaşlarının sonlarında kazanan tenisçilerin olduğunu düşününce 27 yaşında bir Roland Garros zaferi kazanmak çok büyük bir sürprizmiş gibi gözükmeyebilir. Ancak Federer'in Wimbledon'daki ilk şampiyonluğunu 21 yaşında elde ettiğini ve öncesinde ezeli rakibi Rafael Nadal'a dört kez takıldığını akla getirince, bu zaferin kendisi için ne kadar özel olduğunu anlamak daha da kolaylaşıyor. Hele de 2009'da Paris'te kazanılan bu şampiyonluk, İsviçreli için idolü Pete Sampras'ın rekorunu egale etme ve kariyer slam'ini tamamlama anlamını taşıyorsa… / Arhan Ata Pilavoğlu
Baba Federer
"İlişkimiz yıllar içerisinde bu noktaya nasıl geldi bilemiyorum. Özellikle son 10 senede epey yakın hissediyorum. Kimbilir, belki de baba olduğum içindir. Bu, rekabetimizi dönüştürmüş olabilir..." Roger Federer, 2022 Laver Kupası'ndaki son maçının ardından, Rafael Nadal'la olan ilişkisi hakkında bunları söyledi. Hayatındaki önemli eşiklerden biri, 2009'da ikizleri Myla Rose ve Charlene Riva'nın doğumlarıydı. 2014'te aileye katılan Leo ve Lenny, Federer'in slam zaferlerini hayal meyal hatırlayacak belki ama kızlar, babalarının son üç slam'ine dair daha berrak anılara sahip. Laver Kupası'ndaki o duygu selini Novak Djokovic'e sorduğumuzda da aynı konuya geliyoruz: "Beni duygusal olarak en çok etkileyen, çocuklarının korta gelişleri ve ağlamalarıydı. Üzgünüm Roger, seni bir kez daha ağlatmak istemiyorum ama çok güzel bir andı." / Buğra Balaban
Filenin Karşısı
Nasıl olur? O top nasıl dışarıya gider? Bir Andy Roddick hayranı olarak kalbim hâlâ 2009 Wimbledon'da kaldı. 21 yaşındayken 2003 Amerika Açık'ı kazanıp dünya 1 numarası olan Roddick, ne yazık ki tarihin en nazik bölüm sonu canavarına rastlamıştı. 2004 ve 2005 Wimbledon, 2006 Amerika Açık... Hepsinde Federer duvarına çarpmıştı. Ergenliğimin büyük kısmı "Bu adam nasıl yenilecek?" sorusuyla geçmişti. 2009, buna yanıt olabilirdi. Wimbledon finalinin ilk setini alan ABD'li yıldız, ikinci seti de tie-break'le kazanmak üzereydi. Set puanında Federer'i köşeye yollayan Roddick, file önüne koştu... Onu setlerde 2-0'a götürecek puan, basit bir backhand'di. Ne yazık ki topu dışarı yolladı ve sonra da beş sette kaybetti. 15'inci Grand Slam'ini kazanan Federer'in Pete Sampras'ı geride bıraktığı gün, hâlâ tarih kitaplarında yaşıyor. Ben de unutamıyorum. / İnan Özdemir
Simge
Acılar veya zaaflarla gölgelenmeyen bedensel bir özgürlük yaşamanın nasıl bir şey olacağını hayal etmek…" Böylesine şaşaalı bir cümleyi elbette ben değil, David Foster Wallace kuruyor ve bizleri yeniden YouTube'a götürüyor. Roger Federer, 2009 Amerika Açık Yarı Finali'nde Novak Djokovic karşısında 2-0 öndeydi. Son sette ise durum 6-5'ti ve Novak Djokovic'in servis oyununda 30-0'ı yakalayan Ekselansları, 'tweener'ı denemekten imtina etmeyecekti. O puan sonrasında Sırp raketin yüzüne bile acı da olsa bir gülümseme oturmuştu. Roger Federer, bir gün sonra finalde Juan Martin del Potro'ya beş set sonunda yenildi. Bu sonuç, New York'ta beş sene süren hükümdarlığının sonuydu ancak o puan hâlâ zihnimde. Wallace'la bitirelim: "Âdeta soyut bir yasa. Sporun insana verdiği kendini aşma potansiyelinin yaşayan bir simgesi…" Galiba o puan, o simge. / Kerim Kılıç

O Yaz
2012 Wimbledon başlarken, Roger Federer'in son Grand Slam zaferinin üstünden iki buçuk sene geçmişti. Nadal'ın 2010'da, Djokovic'in ise 2011'de üçer Grand Slam kazandıkları düşünüldüğünde, Federer devrinin bittiği sonucuna varılıyordu. Federer'in planları ise başkaydı. O sene Wimbledon üçüncü turunda Julien Benneteau'yu 2-0 geriden geldiği müthiş bir maçla geçti. Yarı finalde, son sekiz karşılaşmanın yedisinde de mağlup olduğu Nole'yi, finalde de ev sahibi Andy Murray'i yendi ve yedinci Wimbledon Kupası'nı kucakladı. Bir ay sonra Wimbledon çimlerinde, bu sefer olimpiyat altını için mücadele verdi. Beş saate yaklaşan ikonik Juan Martin del Potro yarı finalinden sonra karşısına dikilen yine Murray oldu. Federer belki maçı beklenmedik şekilde kaybetti ve hiç tekler olimpiyat altını alamadı ama o yaz tekrar zirveye dönmüştü. / Gökalp Taşkesen
Marka
2010'dan bu yana dünyanın en çok kazanan sporcuları listelerine baktığınızda değişen ve değişmeyen isimler görürsünüz. Tiger Woods, Cristiano Ronaldo ya da LeBron James gibileriyle beraber, Roger Federer de listenin gediklileri arasındadır. Kendini mükemmel sporculuğunun ötesine taşıyıp marka halini alan İsviçreli efsane, 2006'dan bu yana menajerliğini yapan Tony Godsick ile beraber bir imparatorluk kurmuş durumda. Yıllar içinde sayısız başka markanın da yüzü olan Ekselansları, bahsi geçen süre zarfında sponsorluklarından hep korttakinden fazlasını kazandı. Ayrıca Godsick ile ortak kurduğu Team 8 isimli şirket hem başka oyuncuları temsil ediyor hem de popüler organizasyon Laver Kupası'nı düzenliyor. Federer'in hem giydiği hem yatırım yaptığı 'On' isimli ayakkabı firması da son dönemdeki önemli girişimlerinden. / Alptuğ Uslu
Kaçan Balık
Roger Federer'in Novak Djokovic ile olan rekabetinin ilk yılları, İsviçreli yıldızın hâkimiyetinde geçti. 2008 Avustralya Açık Yarı Finali'nde rakibini ilk kez bir slam'de mağlup eden Novak, 2010 ve 2011 Amerika Açık'ta kazandığı maçlarla büyük sahnede psikolojik üstünlüğü aldı. Beş setlik 2014 Wimbledon Finali, Federer'in yakın olduğu ama kaybettiği bir randevuydu. 2015 Wimbledon'ın kupa maçı, Djokovic'in müthiş sezonundaki simge performansları arasına girdi. Aynı sene rakibini son kez çıktığı Amerika Açık finalinde de deviren Nole'nin eşleşmedeki özgüveni tavan yapmış durumdaydı. 2019 senesinde Merkez Kort'ta oynanan son finalleri ise tarihin unutulmaz maçları arasında yerini aldı. 38 yaşına günler kala kâinatın en formda oyuncusunu yenmek için servisinde iki maç puanı kaçıran Federer, son Wimbledon finalinden mağlup ayrılıyordu. / Aras Yetiş
.jpg)
2019 Wimbledon Finali'nin ardından Novak Djokovic ve Roger Federer
Eksik Parça
O güne dek koleksiyonuna her kupayı koymayı başaran Ekselansları'nın hâlâ bir eksiği vardı: Davis Kupası. Zira mutlu sona senelerce yaklaşamamıştı. İyi gitmeyen, "Artık bırakma zamanı gelmedi mi?" yorumlarına maruz kaldığı dönem sonrası, 2014'te oyununu yeniden bulma emareleri gösterdi. İsviçre'nin gayet sert eşleşmeler sonunda finale yürüdüğü Davis Kupası macerası da bu yıla tekabül ediyordu. Federer final öncesi, "Ne zaman İsviçre'de oynasak Fransa, ne zaman Fransa'da oynasak biz kazanıyoruz" demişti. Eşleşmeler Fransa'da oynandı; tabii söylediğinin aksine üç maç sonunda tek kaybeden kendisiydi. Gael Monfils'e 3-0 yenildiği maçın moral bozukluğuna rağmen kritik mücadelede Richard Gasquet'yi deviren Federer, kupayı İsviçre'ye getiren isimdi. Son puan ardından yüz üstü toprağa yattığında gözyaşları akıyordu. Koleksiyon tamamlanmıştı. / Anıl Araslı
İkinci Bahar
Roger Federer ve Rafael Nadal arasındaki 2017 Avustralya Açık Finali tarihin en iyi maçlarındandı. Belki de 2008 Wimbledon Finali'nden sonra en iyi ikinci maçtı. Anlattığım en müthiş karşılaşma, spikerlik kariyerimin zirvesiydi. Federer, 2012 Wimbledon'dan beri Grand Slam kazanamıyordu. Şampiyonluk sayısı 17'de takılıp kalmıştı. Artık kazanması da beklenmiyordu. Diz sakatlığından çıkmıştı. Sıralamada, kariyerinin son 15 yılındaki en düşük noktasındaydı. Karşısında da 2007 Wimbledon Finali'nden beri slam'lerde yenemediği Nadal vardı. Federer bütün bu koşullara rağmen o epik maçı beş sette kazandı. Ezeli rakibini devirip 18'inci slam şampiyonluğuna ulaştı. O şampiyonlukla kariyerinin ikinci baharına girdi. 2007'den beri en iyi senesini geçirdi. Sonrasında slam şampiyonlukları 20'ye yükseldi. O şampiyonluk onu daha fazla izleyebilmemizin zeminini kurdu. / Yücel Tuğan
Buruk Veda
2021 Yazı'nda izlediğimiz birkaç turnuvalık sekansın Roger Federer'e veda anlamına geldiğini kimse bilmiyordu. Kendisi bile… Verdiği aradan döndükten sonra Doha ve Cenevre turnuvalarına erken havlu atan efsane; Paris'te son kez sahne aldığı Fransa Açık'ta dördüncü tura, âdeta ikinci evi olan Wimbledon'da ise çeyrek finale kadar yükseldi. Sol dizindeki sakatlık onu fazlasıyla rahatsız ederken hâlâ ortaya koyabildiği seviye, Federer'in sahip olduğu el becerisinin ve doğal yeteneğin dışavurumu gibiydi. Sekiz kez kazandığı Wimbledon'ın çeyrek finalinde Hubert Hurkacz'a kaybettiği 3-0'lık maç ve 6-0'lık son set de artık yolun sonunun geldiğinin kanıtı. Federer'in son rekabetçi tekler maçının bu skorla bitmesi efsanesinden bir şey götürmedi. Ancak onun yokluğu hepimizden birer parça koparacaktı... / Erman Yaşar