
Geleceğin Yıldızları: #3 Garbiñe Muguruza
4 dk
Bu listede farklı nedenlerle seçilmiş 30 sporcunun irili ufaklı portrelerini okuyacaksınız. 1 Ocak 1993 sonrası dünyaya gelen bu isimleri yan yana sıralayan şey ise kendi dallarında birer efsaneye dönüşme ihtimalleri olması. Bazıları hâlihazırda yaptıkları işin en iyisi, bazıları da henüz yolun ortasında. Ama şimdiden birçok genç sporcuya ilham verdikleri bir gerçek.
Garbiñe Muguruza, eşsiz yeteneğini bir istikrara oturtabilecek mi? Allah'ın bir lütfu olarak kendisine bahşedilmiş o müthiş güçlü vuruşları kontrol altına alabilecek mi? Mental olarak kırılma eşiğini daha yukarılara taşıyabilecek mi? Venezuela doğumlu İspanyol tenisçinin kariyerinin nasıl şekilleneceğine büyük oranda bu sorular cevap verecek. Ya büyük bir yetenek ve turun önemli oyuncularından biri olarak hatırlanacak ya da jenerasyonunun en iyilerinden unutulmaz bir şampiyona dönüşecek. Fakat zaman hızla işliyor ve Muguruza artık 24 yaşında, kısacası elini çabuk tutması gerek.
İki kez Grand Slam şampiyonu Garbiñe Muguruza, daha 2014 yılında, sadece 20 yaşındayken Avustralya Açık’ta Caroline Wozniacki, Roland Garros’ta ise Serena Williams’ı devirerek dikkatleri üzerine çekti ve potansiyelini gösterdi. Özellikle Serena karşısındaki performansı ihtişamlıydı. Akabinde ilk WTA şampiyonluğu (2014), ilk Grand Slam şampiyonluğu (Roland Garrros 2016), ilk Wimbledon şampiyonluğu (2017) ve son olarak da ilk kez dünya 1 numarası olma onuru İspanyol yıldızın başarıları arasına eklendi. Muguruza konsantre olduğunda ve kendini iyi hissettiğinde dünya üzerindeki her oyuncuya hükmedebilecek bir oyun stiline ve yetenek yelpazesine sahip. Çok agresif bir oyunu olan İspanyol, topa iki kanattan da dümdüz ve çok sert vurabiliyor. Servisi güçlü, oyun aklı yüksek, kortta hareket kabiliyeti hiç fena değil. En büyük özelliklerinden biri de çok patlayıcı olması ve her sayıyı çok hızlı, üstelik agresif oynaması. Bu winner’a dayalı oyun stili onun en büyük silahlarından biri ama madalyonun diğer yüzünde kontrol edemediği bu güç ve patlayıcılık başına bela da oluyor.
24 yaşındaki Grand Slam şampiyonunun kariyerinin gidişatı için çözmesi gereken en büyük sorun bu. Bugüne kadar çıktığı dokuz finalde beş şampiyonluk kazandı ama onun yeteneğinde bir isim için 25 yaşına ilerlerken WTA turda dokuz final az kabul edilebilecek bir rakam. Bunun nedeni ise en başta belirttiğimiz devamlılık sorunu. Muguruza’yı bir hafta dünyanın en iyi oyuncularını darmadağın ederken, ertesi hafta ise adı duyulmamış bir isim karşısında dağılırken izleyebilirsiniz. Bu o kadar fazla yaşandı ki insanlar bunu kanıksar hale geldi. İspanyol yıldız için büyük tehlikelerden biri de bu.
2018 Avustralya Açık’ta yaşadığı şok ikinci tur yenilgisi ve Indian Wells’in ikinci turunda Sachia Vickery karşısında aldığı tuhaf mağlubiyet bunun en güzel örneklerinden. 2015 yılında kariyerinin başından beri koçluğunu yaptığı Alejo Mancisidor ile yollarını ayırıp turun en deneyimli koçlarından biri Sam Sumyk’e kendini emanet eden Garbiñe Muguruza ekibini Conchita Martinez ile de güçlendirmişti. Bu deneyimli kadronun Mugu’da tamir etmesi gereken nokta çok açık ancak üç senedir birlikte olmalarına rağmen bu sorun hâlâ tam olarak çözülebilmiş değil.
Bu yazının konusu çok rahatlıkla Sloane Stephens, Jelena Ostapenko, Daria Kasatkina, Madison Keys, Naomi Osaka veya Elina Svitolina olabilirdi. Onlar da 25 yaşının altında ve gelecekte önemli bir yere sahip olacak gibi görünüyorlar. Ama şahsen, her ne kadar tuhaf mağlubiyetler almaya devam etse de Garbiñe Muguruza’nın bu gruba liderlik edebilecek yeteneğe sahip olduğunu düşünüyorum. Mental anlamda biraz yükselmesi ve paralel olarak istikrarını oturtmasıyla önümüzdeki dönemin en çok konuşulan tenisçisi olmak hâlâ kendi ellerinde.