Geleceğin Yıldızları: #5 Kylian Mbappe

4 dk

Bu listede farklı nedenlerle seçilmiş 30 sporcunun irili ufaklı portrelerini okuyacaksınız. 1 Ocak 1993 sonrası dünyaya gelen bu isimleri yan yana sıralayan şey ise kendi dallarında birer efsaneye dönüşme ihtimalleri olması. Bazıları hâlihazırda yaptıkları işin en iyisi, bazıları da henüz yolun ortasında. Ama şimdiden birçok genç sporcuya ilham verdikleri bir gerçek.

“Gençler düşünebilse, ihtiyarlar yapabilse” aslında hayat tecrübesine atfedilen bir söz olsa da bunu futbola uyarlamak gayet mümkün... Sporcuların birçoğu bu sebeple kariyerlerinin zirvesini 20'li yaşlarının sonlarında görürler. Hem fiziklerinden pek bir şey kaybetmemişlerdir hem de nispeten tecrübelilerdir. Bu adeta zamana karşı bir yarış... Fakat insanoğlunun sınırlarını zorlayan özel örnekler de yok değil. Hem üst düzey tekniği fizikle birleştirip hem de olgun bir oyun ortaya koymak az oyuncunun sahip olabileceği bir kokteyl. Kylian Mbappe de son olarak Lionel Messi ve Neymar'da görülen bu seçkin kulübün kendi jenerasyonundaki temsilcisi.

Adeta Cem Yılmaz'ın AROG filminde kafesle getirilen Carlos'u andıran, 18 yaşına dek futbol topuna hasret bırakılmış gibi sahaya giren Mbappe, gelişmekte olan ortalama bir genç futbolcudan farklı gibi... Dünyaca ünlü birçok yıldızın 25 yaşından önce hayal bile edemediği birçok meziyeti reşit olur olmaz edinmiş bir görüntüye sahip. Premier Lig'de iki kez üst üste gol kralı olan Robin van Persie, kariyerinde ilk kez 15 gol barajını geçtiğinde 27 yaşındaydı. Mbappe'nin sıklıkla benzetildiği Fransız efsane, Premier Lig tarihine adını kalın harflerle kazımış bir başka yıldız Thierry Henry ise forvet olduğunu bile ancak 22 yaşında keşfedecek, kariyer zirvesine 25 yaşında çıkacaktı. PSG'nin genç Mbappe için 190 milyon Euro'yu gözden çıkarması bu sebeple pek yadırganacak bir girişim değil.

Bu noktada sorulacak soru şu: Mbappe harika bir çıkış yapmış olabilir ancak vatandaşı Henry'nin mirasını devralıp tarihin en iyi golcüleri arasına adını kazıyabilir mi? Bunun için yeterli donanıma sahip olmadığını söylemek ciddi görme bozuklukları gerektiriyor... Fransa, 1998 Dünya Kupası'nı alırken annesinin karnında olan bir genç için, atletizmi ve çevikliği abilerinin çok üzerinde. Bu atletizmin yanı sıra üst düzey bir dripling becerisi ve yüksek bir hava hâkimiyeti var. Son vuruşları gayet iyi düzeyde, ayrıca ara paslarla arkadaşlarını bulabilecek teknik kapasite ve oyun görüşüne sahip. Peki AROG'da sırıtmadan oynayabilecek Mbappe'nin heykelini diktirebilmesi için bunlar yeterli olacak mı? Elbette oyun bilgisini geliştirip aynı zamanda ekonomik oynayarak defansif zafiyet yaratmamayı öğrenebilir. Enerjisini hücuma saklama konusunda biraz abartılı bir tavrı olduğu söylenebilir. Zaman zaman ofsayta düşmesi golcülüğün şanından olsa da savunma çizgisi hâkimiyetini de geliştirebilir.

Büyük golcülerin mirası, ‘vadedilmiş bir yol’ demektir ancak önce o yoldan da yürümek gerekir. Tarihin en sansasyonel yeteneği Ronaldo dahi ağır sakatlık sınavlarından geçtikten sonra kendisini tekrar ispatlamak zorunda kalmıştı. Eğer Mbappe, Ronaldo benzeri bir sınava tabi olmayacaksa onun ve Henry'nin izinden gidebilecek gibi görünüyor. Gelişimi aksamaz, kafasını da oyuna vermeyi sürdürürse 25 yaşında ne hâle gelebileceğini düşünmek bile insanı hem korkutuyor hem de bir o kadar heyecanlandırıyor.

Socrates Dergi