Gelenek

5 dk

Amerika Birleşik Devletleri, uzun süredir basketbolun zirvesinde yer alıyor. Rio’da da kendilerini kanıtladılar. Ancak bundan sonra, yola Carmelo Anthony’siz devam edecekler.

Carmelo Anthony, 2004 Atina için takıma katıldığında büyük ihtimalle ABD Basketbol Milli Takımı’nın karşılaşacağı hüsrandan habersizdi. LeBron James ile beraber henüz 2003 yılında NBA’e adım atmışlardı ve genç yaşta elde ettikleri yıldız statüsünü pekiştirmekle meşguldüler. Atina’da gelen bronz madalya, şaşkınlık ve hoşnutsuzlukla karşılandı. 2008 ve 2012’de, Anthony yeniden kadrodaydı. Takım arkadaşları NBA’in dünyaca ünlü yıldızlarıydı ve bu sefer işlerini çok daha ciddiye alıyorlardı. 2004’te bozulan gelenek de yeniden rayına oturuyor, ABD altın madalyayla eve dönüyordu.

Sıra 2016 Rio’ya geldiğinde ise Carmelo Anthony milli takım davetini bir kez daha kabul ediyordu; ilk kez çaylak sezonunun sonunda katıldığı olimpiyatlara, bu sefer olgun bir basketbolcu olarak dönüyor ve dördüncü kez oyunlarda boy gösteriyordu. Daha maçlar başlamadan bir unvanı sırtlamıştı bile; basketbol branşında, ABD adına daha önce kimse dört olimpiyatta yer almamıştı.

2016 Rio’da takımın en yaşlısı Carmelo Anthony’ydi ancak liderlik görevi Kevin Durant’e yüklenmişti. Herkes Durant’in takımı bir adım daha ileri taşımasını ve yönlendirmesini bekliyordu. Sakatlıktan dönen Paul George, DeMarcus Cousins ve Kyrie Irving gibi isimleri içeren kadrosuyla Brezilya yolunu tutan ABD, son üç olimpiyattır kazandıkları altın madalyayı hiç de başkasına kaptırma niyetinde görünmüyordu.

Grup maçları nispeten kolay başladı; Çin’i 57, Venezuela’yı 44 sayı farkla geçtiler. Ancak güçlü rakipler altın madalyanın peşini kolayca bırakacak değildi; Sırbistan çekişmeli bir maçın sonunda, ABD’nin sadece üç sayı gerisinde kalmıştı. Yarı finalde de İspanya, final şansını altı sayılık bir farkla ABD’ye bırakıyordu.

Madalya maçında ise yeniden karşılaştıkları Sırbistan’a şans tanımadılar. Olimpiyat, ABD için maç başına ortalama 100.9 sayı ile tamamlandı.

Olimpiyatların gediklisi diyebileceğimiz Carmelo Anthony ise son üç olimpiyatta yan yana oynadığı LeBron James’in rekorunu henüz üçüncü maçta devraldı; artık kendisi, ABD adına en fazla olimpiyata katılan ve en fazla sayı atan oyuncuydu. Kevin Durant ise ilerleyen maçlarda LeBron James’i üçüncü sıraya itiyor ve olimpiyatlarda ABD adına en fazla sayı atan ikinci oyuncu unvanını kazanıyordu. ABD’nin önceki olimpiyatlara göre ne kadar başarılı olduğu tartışılabilir. Belki istenen, beklenen hâkimiyeti kuramadılar, belki de yeterince iz bırakamadılar. Tabii bunu gelin, bir de “Bana göre olimpiyatlarda altın madalya almak, NBA şampiyonluğundan çok daha önemli” diyen ve maçlarda gerçekten her şeyini ortaya koyan DeAndre Jordan’a anlatın!

2016 Rio biterken, ABD için de meşale el değiştiriyor. 32 yaşına gelen ve yaşıtları daveti nazikçe reddederken Brezilya’ya gelen Carmelo Anthony, olimpiyat meşalesini artık Kevin Durant ve ekibine devrediyor. Ancak takımın en deneyimli ve en skorer ismine kulak verecek olursak, 2020 Tokyo’da yer alacak ve art arda dördüncü altın madalyanın peşine düşecek takımın da aynı şevkle parkede olacağını düşünmemek elde değil.

“ABD Milli Takımı’nda oynama kararını almak oldukça zorlu oldu,” diyor Anthony ve ekliyor: “Ama benim için, bıraktığım miras daha önemli. Üç altın madalya kazanmak ve bu çocukların olimpiyat deneyimi yaşamasını sağlamak... Bundan daha değerli bir şey olamaz.”

Socrates Dergi