Evlat

3 dk

Milan'da Vincenzo Montella'dan boşalan koltuğa tanıdık bir isim, bir evlat oturacak. Adı Gennaro, soyadı Gattuso ancak gündemdeki soru biraz karanlık: Onun ipi ne zaman çekilecek?

Geçtiğimiz sezonun sonlarına doğru, Çinli Li Yonghong ile Silvio Berlusconi arasındaki alışveriş, İtalyan futbolunun gündemine oturdu. Milan’ın 1980’lerdeki yükselişinin mimarı Berlusconi, birkaç sezondur kötü giden takımın hisselerini devretmişti.

Haberin yayılmasından itibaren, Milan’a sempati duyan futbolseverler ufukta görünen pahalı transferler ile tekrar ‘gerçek’ Milan’a kavuşacakları ertesi sezonu düşlemeye başladı. Hayallerin ilk aşaması yaz aylarında gerçekleşti ve Li Yonghong, yüklü meblağlar ödeyerek ‘yeni’ Milan için adımlar atmaya başladı. Fakat camianın gerçekle yüzleşmesi çok zaman almadı. Lige kötü bir giriş yapan takım, sahadan üst üste kötü sonuçlarla ayrıldı. Dahası üst sıradaki takımlar ile oynanan maçlarda hiçbir varlık gösteremedi. Çinli başkan da bu noktada eski bir İtalyan geleneğini sürdürdü ve Vincenzo Montella ile yolları ayırdı. Yerine ise genç takımı çalıştıran, Milan’ın son parlak döneminin ‘savaşçı’sı Gennaro Gattuso’yu antrenörlüğe getirdi.

Milan’dan yeni dünyaya ayak uydurmasını bekleyen taraftarlar, ‘antika’ bir yöntemle karşı karşıyaydı. Nitekim Berlusconi’nin başkanlığındaki son dönemin ‘tatsız’ Milan’ında da, işler sarpa sardığında Filippo Inzaghi ve Clarence Seedorf gibi son dönem kahramanları kulübeye davet edilmişti.

Gattuso, diğer iki isme nazaran San Siro müdavimleri ya da dünyanın herhangi bir yerindeki Milan’lılar için biraz farklı bir konumda. Onu Milan efsanesi yapan; kariyeri, doğal yeteneği ya da kusursuz taktik bilgisinin üzerine kurulmamıştı. Hırsı, zaman zaman sevimsizlik sınırlarını zorlayan agresifliği ve kazanma arzusu, yani ‘taraftarın sahadaki tezahürü’ diyebileceğimiz karakteri, ismini en çok sevilen oyuncular listesinin tepelerinde görmemizi sağlamıştı.

İtalyan futbolunun yakın tarihine yön veren Giovanni Trapattoni, Fabio Capello ve Marcelo Lippi gibi teknik adamlar, futbolculuk dönemlerinde Gattuso ile benzer karaktere sahip orta saha oyuncularıydı. Fakat Gattuso’nun, şampiyonluk hedefleyen bir takımı yönetmek için ceplerinde ne kadar tecrübe biriktirdiği konusu biraz tartışmalı. Trapattoni’nin ‘Avrupalı’ Milan’ı yaratan Nereo Rocco’nun, Capello’nun Rocco ve Arrigo Sacchi’nin tedrisatından geçtiğini, Lippi’nin ise Trapattoni’nin yarattığı ‘kazanan’ Juventus sisteminin içinde yükseldiğini göz önünde bulundurunca Gattuso’nun sadece Carlo Ancelotti ile geçirdiği yıllar biraz sönük kalıyor.

Evet, Ancelotti oyuncularla ilişkiler konusunda son dönemin en büyük ustalarından biri ve büyük ihtimalle Gattuso da ondan bir şeyler öğrenmiştir. Fakat unutmamak gerek ki Ancelotti’nin Milan’ı çok üst seviye futbolculardan kuruluydu. Zafer için ‘gönüllerini hoş tutmak’ yeterli olabilirdi. Gattuso’nun kadrosunda bu isimlerle mukayese edilebilecek tek futbolcu Leonardo Bonucci. Yani onun, iyi iletişimden daha fazlasına ihtiyacı var. Zaten Gattuso da Ancelotti’nin sisteminden farklı şeyler deneyebileceğini anlatıyor: “Oyuncuların kişiliklerine ve karakter özelliklerine göre davranmalıyım. Bazılarının sırtını sıvazlamak yetiyor, bazılarına da tokat gerekiyor.”

Buna karşın, Gattuso’nun iyi niyetine rağmen, kadro kalitesi ve takım uyumu gibi kritik detaylar dışında Li Yonghong’un maddi durumu ile ilgili dedikodular da karayı görmeyi zorlaştırıyor. Şimdilik görünen, Gattuso’nun Milan’da kalıcı bir kariyer edinmesinin zor olduğu. Milano’nun kırmızı-siyahlı tarafı, sanki yakın zamanda bir evladının daha ipini çekecek gibi...

Socrates Dergi