Gereksiz Kaleci

4 dk

Yevhen Rudakov, 1970'li yıllara damga vuran Dinamo Kiev'in kalecisiydi. Fakat başarılarına rağmen Yashin ve Dasaev'in gölgesinde kalmaktan kurtulamadı.

Twitter/OldFootball11

“Dinamo kalecisi Rudakov, şu anda dünya futbolunun en lüzumsuz kalecisidir!”

9 Eylül 1975'te oynanan Süper Kupa Finali öncesinde rakip Dinamo Kiev'i izleyen Bayern Münih Yardımcı Antrenörü Werner Kern, Sovyet kaleci için bunları söylüyordu. Kiev'in hücum ve savunma hattına methiyeler düzen Alman antrenör, “Bu takıma gol atmak başlı başına bir mesele” derken, savunmanın Rudakov'a pek iş bırakmadığını ve Kiev kalecisinin boş yere sahaya çıkan bir oyuncu olduğunun altını çiziyordu. Peki, sahiden Yevhen Rudakov bu kadar gereksiz bir kaleci miydi?

Dinamo Kiev ilk 11'ine yerleşmesi, as kaleci Viktor Bannikov'un 1966 Dünya Kupası için İngiltere'ye gitmesiyle başlar. Bannikov'un dönüşünde, antrenmanlarda kendini gösteren Rudakov, antrenör Viktor Maslov'un gözüne girer. Üç yıl üst üste kazanılan şampiyonluktan sonra 1969 yılında Sovyet Ligi'nin en iyi kalecisi seçilir. Tabii bunda milli takım performansının da katkısı büyüktür. 1970 Dünya Kupası Elemeleri'nde oynadığı maçlarda gol yemez. Her ne kadar takımının Meksika'ya gitmesinde rol oynasa da Kolombiya'daki hazırlık döneminde Millionarios ile yapılan antrenman maçında sakatlanır ve 1970 Meksika'da takımdaki yerini alamaz.

Sakatlığının kariyerini bitirebileceği konuşulurken, tekrar sahalara döner ve 1971 yılında ülkesinde hem yılın kalecisi hem de yılın futbolcusu seçilir. Aynı sene Avrupa Şampiyonası eleme gruplarında İspanya ve Kuzey İrlanda'ya karşı oynadığı futbolla bir kez daha zirveye çıkar. O dönemki bir mülakatında penaltı vuruşlarının kendisi için en rahat olduğu anlar olduğunu belirten Rudakov, “Her takımın belli bir penaltıcısı vardır, eğer o oyuncuyu analiz ederseniz korkulacak bir şey yoktur” der. 1972'de Belçika'da oynanan Avrupa Şampiyonası yarı finalinde Macar forvet Sandor Zambo'nun 85. dakikadaki penaltısını kurtararak SSCB'nin final yürüyüşüne katkıda bulunur. Rudakov'un başarılı şampiyona performansı, finalde ise pek işlemez. Neticede rakip, Avrupa sahalarına hanedanlık tohumlarını serpmeye başlayan Batı Almanya'dır ve Avrupa şampiyonası koleksiyonlarına bu kupayla başlarlar. Buna rağmen 1972'de yılın Sovyet kalecisi yine Rudakov olur.

Pshenichnikov, Kavazashvili ve Pilguy gibi dönemin ünlü Sovyet kalecilerinin arasında gelip giden mili takım yarışında, en önemli maçlarda tercih edilen isim olsa da kariyerinin dönüm noktalarından olabilecek 1974 Dünya Kupası'nda bir kez daha makûs talihine yenik düşer. Pinochet rejimini protesto eden Sovyet hükümeti, Şili'deki play-off maçına takımı göndermez ve bir kupa daha boş geçer. Neyse ki beynelmilel sahnedeki eksiklik kulüp takımıyla kapanacaktır, bir nebze de olsa... Lobanovski ile altın dönemini yaşayan Dinamo Kiev, 1975'te ilk önce Kupa Galipleri Kupası'nı kazanır. Aynı yıl UEFA Süper Kupası cebe atılırken, kalede yine o vardır. Werner Kern'in korktuğu başına gelmiştir. Münih, iki maçta da gol atamaz Kiev'e. Yevhen Rudakov, 1977'deki yedinci Sovyet şampiyonluğu ile kariyerini noktalar.

Penaltı vuruşlarındaki başarısı ve yer tutma kabiliyetinin yanına Sovyet eğitiminde tenis toplarıyla yapılan kaleci antrenmanlarını da ekleyen Rudakov, 1.90'lık boyuna rağmen iyi reflekslere sahiptir. Sovyet şair İlya Reznik tarafından kendisine atfedilen bir şiir de bulunan Rudakov, iki kez de Ballon d'Or listesinde yer alır. Ayrıca, ülkenin dağılmadan önceki döneminde 'Yılın Futbolcusu' seçilen üç kalecinin ilkidir.

Rudakov, 1980 yılında Nicolas Zhigulin'in oluşturduğu ve Sovyet kalecilerin gol yemedikleri maçların listelendiği 'Lev Yashin Club' listesinde 206 maçla üçüncü sırada bulunuyor. İlk sırada Dasaev (235), ikincilikte ise Yashin (206) var. Sovyet kaleci ekolü dendiğinde bu iki isimle birlikte anılmayan Rudakov, en azından bir Dünya Kupası'nda oynayabilseydi durum farklı olur muydu dersiniz? Neticede, o dönemlerde birçok futbolseverin gözünde efsane mertebesine yükselmek için ya Di Stefano olmanız ya da Dünya Kupası'na katılmanız gerekirdi. Şampiyonluk yaşayamasanız dahi…

Socrates Dergi