Göztepe Basketbol Yeniden
6 dk
Bu sezon Türkiye Basketbol 2. Ligi’nde mücadele etmeye hazırlanan Göztepe Basketbol, yaklaşık 20 yıllık bir aranın ardından yarım kalmış bir hikâyeyi tamamlamayı amaçlıyor. Sezon hazırlıkları devam ederken biz de şube başkanı Atakan Atalar ile bir araya geldik.
Göztepe yaklaşık 20 yıllık hasretin ardından A takım seviyesinde basketbol faaliyetlerini yeniden başlattı. Yıllar önce takımın altyapısında oynayan Atakan Atalar ise şimdi Göztepe Basketbol’un yeniden doğuşuna liderlik ediyor. Ben de röportajımıza her Göztepelinin hafızasından silinmeyen kelimelerle başlayayım dedim, tam bitiremeden Atalar noktayı koydu:
– “Issız kuytu köşelerden and olsun ki…”
– “Döneceğiz.”
Kayıt devam ediyor…
Göztepe’de basketbol faaliyetlerine Ekim 2021’de başladınız. Şimdi de kulübün 100. yılı öncesi A takım kuruldu. Size “Tamam, biz hazırız” dedirten nokta neydi?
Filmi aslında biraz daha geriye sarayım. Göztepe çok büyük bir camia ve biz hep ‘Spor kulübüyüz’ diyoruz. Hatta ‘Sadece Göztepe, sadece futbol değil’ sözümüzün altını dolduran noktalardan biri de 17 tane olimpik branşımızın olması. Yüzme, jimnastik, yelken, voleybol, hentbol ve dahası… Üç yıl önce de ‘Artık basketbolda da olmamız gerekiyor’ diyerek yola çıktık. Geçmişimize baktığımızda, yerel liglerin farklı seviyelerinde yer almışız ama yaklaşık yirmi yıldır kapalı bir şube var. Altyapı organizasyonlarına da mütevazı bir şekilde devam ediyordu. Ama diğer tarafta, olimpik branşlarda durum biraz daha farklıydı. Yelkende dünya şampiyonluklarımız var, jimnastikte Türkiye’nin ilk olimpik madalyalı sporcusu Ferhat (Arıcan) Göztepe’nin sporcusu. Basketbolda bizi en çok heyecanlandıran şey; bir hikâyenin sıfırdan doğuşu. Start-up gibi de düşünebilirsin aslında... Yirmi yıl önce kapanan bir basketbol şubesi ve tekrar buna inanan sekiz kişilik yönetici kadrosu. Sonrasında bu sekiz kişiye katılan elli kişilik bir divan kurulu üyesi. Şu anda Göztepe Basketbol ailesi olarak tanımladığımız yapı yaklaşık 50-60 kişilik yönetimiyle, divanıyla kocaman bir aile. Bir şeyleri oluşturmak zordur, bir şeyleri oluşturduktan sonra sürdürülebilir kılmak ve yapıyı devam ettirmek daha zordur. O yüzden üç yıl önce geriye giderek altyapı yatırımı yaptık. Altyapı yatırımımızın amacı da bugünlerde, üçüncü yılımızda A takım organizasyonuydu. Ve o gün geldi. Artık heyecanla sahaya çıkmayı bekliyoruz.
Yönetim kadrosu ve teknik ekibe baktığımızda yolu hep Göztepe’den geçmiş isimler. Siz de şu an aşığı olduğunuz armanın profesyonel tarafındasınız…
10’lu yaşlarda Göztepe tribünlerine çıktım, aynı zamanda altyapıda basketbol oynuyordum. Yönetimde tribünden gelen dört arkadaşımız var. Staff’ta yola çıkarken ilk olarak Ali Abi’yle (Benli) başladık. 2000’li yıllarda takım kaptanımız hem de çok koyu bir Göztepeli. Ben, Göztepe’de minik takımda oynarken Servet Hoca (Özsuner) genç takımın antrenörüydü. Şahin Hoca (Ateşdağlı) A takım yardımcı antrenörlüğü yapıyordu. 2000 ruhunu tekrar bir araya getirdik. Duygu yüklü bir ekibiz ama başarıya da açız. Bu açlığı doğru kontrol edersek, doğru adımları atmaya devam edersek çok keyifli bir takım izleyeceğiz.
Yıllar önce takımın altyapısında oynayan Atakan Atalar ise şimdi Göztepe Basketbol’un yeniden doğuşuna liderlik ediyor.
Türkiye’de başarı sürekli satın alınmaya çalışılıyor ama günün sonunda elimizde bir şey kalmıyor. Sabır da uzak olduğumuz bir olgu. Şu an Göztepe’de anlık bir heves mi var yoksa dediğiniz yönetim ve divan kurulunun etrafında toplandığı, Türk basketboluna artı değer kazandıracak bir proje mi var?
Şu anda hayallerimizi, yapmak istediklerimizi anlatsam, bana ‘Hadi ya!’ dersin. Türkiye’deki spor kulüplerine baktığında iki şey yok: Para ve sabır. Parayı bulmak için sabretmen ve başarılı olman gerekiyor. Bunlar olursa para arkasından geliyor. Sabır kısmında ise bir anda başarılı olan birini, bir yapıyı tanımadım. Sayın başkanımız Mehmet Sepil inanılmaz destekliyor bizi. Kendisi 10 yıl önce kulübe geldiğinde birkaç şey ifade etmişti. Bunların çoğu gerçekleşti; basketbol, voleybol, olimpik branşlar üzerine çok şey söyledi. Biz de basketbolda 3 yıllık yapı oluşturduk.
Heyecanımız ‘medya tarafında bir şey olsun, yapalım, konuşulalım’dan ziyaden Türk sporuna altyapıdan güzel kaynaklar çıkaralım. İzmir'imizi, Göztepe’mizi, Türkiye’mizi Avrupa’da ve NBA’de temsil edecek oyuncularımız olsun. Kısa, orta ve uzun vadeli planlar yaptık, bunları da yavaş yavaş uyguluyoruz. Türkiye’de ilk defa olacak bazı şeyler yapacağız. Örneğin basketbol şubesinin mobil uygulaması olacak ve taraftarlarımızla etkileşimi oradan sağlayacağımız bir yapı oluşturmak istiyoruz. Etkinlik tarafında farklı düşüncelerimiz var. Denenmemiş şeyleri denemeye çalışıp hem taraftarımıza keyif verelim hem de biz yöneticiler olarak keyif alalım. Tabii bir de oluşturduğumuz takım ve staff’la bütün olarak Türk basketbolseverlere keyifli bir Göztepe izletelim. Planlamaları yaparken de içimize dönüp şu cümleyle başladık: Göztepeliyiz, sporseveriz ve bizim öncelikle keyif almamız lazım. Yönetim ve divan kurulunun ana unsuru keyif almak. Menfaat veya unvan kovalamadan keyif almak istiyoruz. Kravat takalım, takımın karşısına geçelim, protokole oturalım… Böyle bir yapıda değiliz. Geleneksel sporcu ve yönetici resmiyeti, ‘Sporcu bunu yapamaz’ kafasında değiliz. Oyuncunun ve staff’ın yanında olan, konuşulmaz diye hiçbir şeyi kabul etmeyen, ‘Her şey konuşulur ve çözülür’ diyen ve çocuklarla gençlere dokunmak ana prensibi olan bir yapıyız. Zaten bu yüzden üç yıl boyunca altyapıya odaklandık. Altyapısız kesinlikle hiçbir şey olamaz. Akademi ve altyapı yatırımı önceliğimiz olacak.
Halihazırda Süper Lig’de mücadele eden İzmir takımları var ancak Göztepe-Karşıyaka rekabeti basketbolda yeniden Süper Lig’e taşınırsa yerel rekabetle, iki takım da birbirini yukarı çekebilir sanki…
Göztepesiz Karşıyaka olmaz, Karşıyakasız da Göztepe olmaz. Rekabet her zaman başarıyı getirir. İzmir’in Karşıyaka’sında çok güzel basketbol işleri yapılıyor. Bizim amacımız da İzmir’i tamamen bir basketbol şehrine dönüştürüp daha fazla basketbolu anlatalım, sevdirelim hedefindeyiz. Bir gün Süper Lig’e çıktığımızda o maçı düşünemiyoruz bile… Bence bunu sadece biz değil, Karşıyaka taraftarı da hayal edemiyor. Şu anda TB2L’deyiz, tabii ki hedefimiz en üst seviye. Bu sezon en üst sırada bitirip gelecek sezon TBL’de yer almak istiyoruz. Sonraki sezon yine planlarımız en üst seviyelerde. Hangi spor branşı olursa olsun Göztepe’nin her katıldığı müsabakada hedefi en üsttür. Süper Lig’e yolculuk edene kadar planlarımızı istediğimiz doğrultuda uygulayabilirsek zaten güzel şeyler olabileceğini düşünüyorum. Göztepe-Karşıyaka, bir ikinci lig futbol maçında seyirci rekoru kırdı. 80 bin kişi… Hatta dünya rekoru olmalı. O zamanın şehir popülasyonuna endekslendiğinde ortaya bambaşka bir tablo çıkıyor. O dönem İzmir’de yaşayan 1.5 milyon insanın 80 bini maça gidiyor. İnanılmaz.
Yeni salon yetmeyebilir yani…
Evet, yetmeyebilir. (Gülerek)
Seneye maçlar Bornova’da oynanacak ama Güzelyalı’da inşaat var sanıyorum…
Ömer Başkan (Eşki), bize evini açtı. Bornova Atatürk Salonu’nda oynayacağız. 3 bin kişilik salon… İlk maçımızdaki atmosferi düşünemiyorum. Tüylerim diken diken oldu bile şu an. Gece saat 1’de Levent Yüksel’in Medcezir şarkısını atan arkadaşım var. Herkes çok heyecanlı, hayal edemiyorum ambiyansı. Stadımız Güzelyalı’da, stadımıza çok yakın İnciraltı diye semtimiz var. Orada şu an Olimpik Branşlar Yerleşkesi olmak üzere planlanan bir arsaya sahibiz. Yakın zamanda inşaat başlayacak ve sadece basketbol değil, tüm olimpik şubelerin mabedi olacak. Sporcu fabrikası kurmak adına ilk yatırım yapılıyor diyebiliriz. Bakanlıktan birkaç onay bekliyoruz. Mehmet Sepil buradaki finansmanı üstlenecek. Kendisi zaten Göztepe camiası için inanılmaz birisi. Bu tesisleşme sonrası altyapıda da farklı değişiklikler olacak.
Göztepe Basketbol, U14 takımıyla bölgesel turnuvada şampiyon olup 2022 Türkiye Şampiyonası'na katılmaya hak kazanmıştı. Türkiye Şampiyonası'nda ise finalde Beşiktaş ile oynayan Göztepe şampiyonayı Türkiye ikincisi olarak tamamladı.
İzmir Türk Koleji ile yapacağınız ‘Şehrimin Devleri’ projesini açıklandı. Orada okulun tam olarak rolü ne olacak?
Şehrimin Devleri Projesi’nde çocuğun içinde bulunması gereken çemberi yarattık. Çocuğun kalacağı yer, antrenman sahası ve okulu aynı yerde olacak. İzmir Türk Koleji’nin buradaki rolü ise bize İzmir dışından transfer etmek istediğimiz öğrencilere barınma, beslenme, eğitim gibi olanakları sağlayacak. Çocuklar İzmir Türk Koleji’nde kalacak, okulda yemeklerini yiyecekler, sabah kalkınca İzmir Türk Koleji’nde antrenman yapıp daha sonra İngilizce ders alacaklar. Okul bu destekleri sağlayacak.
Projeyi okul başkanı Sayın Yiğit Tatış’a söylediğimizde ‘Okulumun duyulmasına gerek yok, Türk sporuna faydalı sporcular yetiştirelim bizim için yeterli’ dedi. Bu mantalite bizim için çok önemli. Sonuçta reklam olarak yapmıyor bunu, tamamen inandığı projeye ve Türk sporcularına destek olmak için yapıyor. Zaten altyapıda değiştirmemiz gereken çok konu var. ABD veya Avrupa’ya baktığınızda sürekli alttan birileri geliyor. Eğitim sistemi ile kulüp sistemi birlikte çalışıyor. Sporcu, eğitim ve spor arasında bir tercih yapmak zorunda kalmıyor. Türkiye’de 14 yaşında bir çocuk, U14 şampiyonasına mı gidecek yoksa lise sınavına mı hazırlanacak? Ebeveynler de ‘Okul mu akademik başarı mı? Tercih yap’ diyebiliyor. Küçük yaşta tercih yapmak zorunda kalıyorlar. Resmin büyüğünde zaten sistemin değişmesi lazım, değişmediği sürece altyapıdan büyük başarılar beklemek doğru olmaz. Veli ile kulüp sürekli karşı karşıya geliyor. ‘Benim çocuğum iki ay okula gitmedi’ diyebiliyorlar ki bu ciddi bir problem. Biz de aslında böyle bir projeyi daha önce yapmadığımız için yapanlardan mentorluk aldık. Herkes kendi alanındaki bilgilerle, sistemin nasıl çalıştığı üzerine yardımcı oldu. Biz de ‘play’ tuşuna basacağız. Dersler çıkarıp öğrenmeye devam edeceğiz. Arka tarafta ‘data room’ yapıyoruz. Antrenman programları, psikoloğumuzun ve diyetisyenimizin analizleri, okul tarafımız… Takımları analiz ederek üç yıl sonra bu çemberin içindeki sporcunun neleri geliştirdiğini veya neden basketbolcu olamadığının verisini okuyacağız. Üçüncü yılın sonunda değerli bir data çıkacak.
Salonu konuştuk, olası bir derbiyi konuştuk, altyapıya da değindik. Son olarak taraftara mesajınız var mı?
Heyecan yüklüyorsun bana… Türkiye’de taraftar dediğinde ‘x’ kadar takım saysan Göztepe onun içine kesin girer. Göztepeliler cefakâr bir taraftardır, yeri geldiğinde toprak sahada desteklemiştir. Göztepe taraftarı en güzel şeyleri hak ediyor. Armadan sonra her zaman taraftar gelir bu camiada. Sakin oluyoruz, ayaklarımız yere basıyor. Göztepe’yi en üste çıkaracağımızın sözünü veriyoruz. Hatta Şahin Hoca’yla olan konuşmamızla bitireyim. Ona ‘Seni ne heyecanlandırıyor?’ demiştim. ‘Benim Göztepe’de yarım kalmış bir hikâyem var. Ben bu hikâyeyi tamamlamak istiyorum’ dedi. Hepimizin yarım kalmış hikâyesi var… Onun için buradayız.