"Bir Eski Zaman İnsanı..."

4 dk

Süreyya Soner'i, Güzel Adam Süreyya belgeselinin yönetmeni Gökçe Kaan Demirkıran'a da sorduk…

Süreyya Soner hakkında belgesel yapma fikri nasıl ortaya çıktı?

Süreyya Abi'yle 2011 yılında İnönü Stadyumu'nda karşılaştık. Ben kendisini tanıyordum tabii. Belgeselci refleksiyle herhâlde, birkaç soru sordum ona. Sonra, "Belgeselini yapalım mı ne dersin?" diye sordum. Yeşilçam'da set işçiliği yaptığı dönemlerden sanırım, sinemaya bir ilgisi de vardı. Sinema tarihine merakı olan biri olarak birçok şey sordum ve çok şey de öğrendim ondan. Ama Beşiktaş hikâyesi bambaşkaydı. Endüstriyel futbol öncesine dair, merkezinde Beşiktaş olan bir hikâyeydi bu. Genel bir futbol tarihi ve kent tarihinin de izlerini sunuyordu. Ben toplumsal tarih üzerine çalışan bir belgeselciyim, benim için heyecan verici bir hikâyeydi.

Çekim sürecinde tanıdığınız Süreyya Soner ile dışarıdan tanıdığını Süreyya Soner arasında bir fark gördünüz mü?

Süreyya Abi'nin en önemli özelliği de bu; dışarıdan gözlemlediğiniz Süreyya Abi'yle arkadaş olduğunuz arasında fark yok. Onunla çok çabuk arkadaş olabilirsiniz ki belgeselde birçok futbolcu ve teknik adam da aynı şeyleri anlatıyor

Sosyal medyanın yükselişiyle birlikte bazı konularda duyarlılık artarken bazı konularda da içi boş bir romantizm ortaya çıktı - ya da yaygınlaştı diyelim. Bunun dengesini kurmak biraz zor. Süreyya Soner, sizce bu dengenin neresinde?

Tam ortasında. Çünkü o, romantik futbol dönemlerindeki Süreyya. Bir değişiklik yok. O nedenle bir romantizm var ise bu, onun karakterinde somutlaşıyor. Bugün yıldız olarak isimlendirilen futbolcularla kurduğu iletişim de bunu yansıtıyor. Anlayışı, yaklaşımı aynı. Futbol çok değişti, malzemeler değişti, sahalar değişti ama o değişmiyor. İstanbul da değişti, stadyum değişti, Şeref Stadı yok artık ama o aynı. Bizler için de bir ‘eski zaman insanı.’ Futbolun insani tarafının somutlaştığı biri, bir ortak hafıza… Ve asla atlanılmaması gereken bir konu; o bir emekçi. Büyük bir şöhreti var, farklı kuşakları ve dönemleri temsil ediyor ve hâlâ bir emekçi. Büyük yıldızların, şöhretlerin arasında ünlü olmak, sevilmek için özel hiçbir şey yapmadı o. Planlamadı. Kendiliğinden oldu her şey. O nedenle bir emekçinin böylesine sevilmesi bence Türkiye'deki futbol ortamı için umuttur.

Filme gösterilen ilgi, başlangıçtaki beklentilerinizin neresinde?

Bir yönetmen olarak üst düzey bir tatmin yaşıyorum diyebilirim. Tutarlı bir film yaptığımızı düşünüyordum, gelen tepkiler bunu doğruladı. Bu benim için önemliydi. Filmde dokuz bölüm bulunuyor. Bu bölümlerin hepsinin bir teması var. Kent tarihinin de, Yeşilçam'ın da izlerini sürüyoruz. Beşiktaş tarihi zaten hikâyenin büyük bir bölümünü kaplıyor. Sinemada vizyona girmesi bir riskti. Aynı zamanda zordu. Bunu da yapabildiğim için mutluyum.

Sizi daha önce müzik tarihi ile alakalı belgesellerinizden tanıyoruz. Bundan sonra yine spor temalı işler yapma planınız var mı?

Spor temalı birkaç film projesi daha var zihnimde. Ancak henüz erken bunlar için. Güzel Adam Süreyya'nın gösterimlerine devam ediyoruz. Nisan ayında İstanbul Film Festivali'nde Ulusal Belgesel Yarışma Bölümü'nde olacağız. Bunun dışında, bazı şehirlerde tek seanslık özel gösterimlere devam ediyoruz. İzmir, Aydın, Kütahya, Çanakkale, Mersin, Adana bunlardan bazıları. Bir süre daha böyle sürecek. Bunun yanında Süreyya Abi'nin anılarından oluşan bir kitap da hazırlıyoruz.

Socrates Dergi