İki Hayat & Tek Şampiyon

5 dk

George Foreman’ın hayatı geri dönüşlerle dolu. İki kez doğdu, iki kez yokluktan zenginliğe ulaştı ve iki kez ağır sıklet dünya şampiyonu oldu.

George Foreman, boks tarihinin en büyük geri dönüşlerinden birini tamamladığında 45 yaşında ikinci kez ağır sıklet dünya şampiyonuydu. Las Vegas’ta Michael Moorer’ı yendiği o maç sonrasında tarihe en yaşlı ağır sıklet şampiyonu olarak geçse de hayatı pek değişmedi. Kutlamaya vakti de yoktu. Herkes şampanya yudumlarken, o bir şişe suyunu içti ve uçağa doğru yola koyuldu. Çünkü Foreman, Houston’daki Lord Jesus Christ Kilisesi’nde sabah vereceği vaaza yetişmeliydi. Vaiz-boksör 20 yıldır yürüdüğü tanrının yolunda sorumluluklarından vazgeçemezdi.

Aslında Foreman’ın yaşamının ilk bölümünde dinle ilgisi, annesinin kendine verdiği İncil’in resimlerine bakmak kadardı. Altı çocuklu, yemek bulmakta zorlanan fakir bir ailede yetişen George, henüz çocukken okulu bıraktı. Meslek sahibi olmak için gittiği Job Corps’ta 15 yaşında boksla tanıştı. Dine dönmesi içinse kendi tabiriyle ‘yeniden doğması’ gerekti. Bu doğum sancılıydı. Yeni Foreman; Porto Riko’nun San Juan kentinde, boğucu sıcağın kapladığı bir soyunma odasında, 28 yaşında, karanlıktan dünyaya geldi.

Foreman, otobiyografisi God In My Corner’da yaşadıklarını ayrıntısıyla anlatıyor. 1978’de Porto Riko’da Jimmy Young’a kaybettiği maçın ardından, soyunma odasında tanrının sesini duyduğunu, öldüğünü ve annesine veda edemediğine üzülürken bayıldığını söylüyor. Devamında, düşmanının bile yaşamasını istemediği ‘derin, karanlık bir boşlukta, nihai umutsuzluğu deneyimlerken’, boşa harcadığına hayıflandığı hayatının sonunda tanrıya sığınıyor. Tanrıya inandığını söylediği anda bir el onu alıyor ve kendine geliyor. Yaşadığını söylediği teofani (tanrının görünmesi), İsa çarmıha gerilirken alnında ve ellerindeki kanamanın aynısını yaşadığı sanrısı (stigmata), İncil’den bilmediği ayetleri okuması ve “İsa benim içimde canlanıyor” sözüyle bir nevi ‘doğum’ tamamlanıyor. Odadaki takım üyeleri olanlara anlam veremeyip doktorlar başına aldığı darbeleri, sıcak çarpmasını, odanın boğuculuğunu yaşananlara neden olarak gösterse de Foreman için o gün her şey değişiyor.

Bu ölümle yaşam arasında boşlukta gelişenlerin aslında pek çok örneği var. Ölüme yakınsayan tecrübe (NDE-Near Death Experience) diye adlandırabileceğimiz bu olgu tamamen kişisel ve bilim de henüz açıklık getirebilmiş değil. Nihayetinde Foreman gibi benzer süreçten geçenlerin hayatları genelde eskisi gibi devam etmiyor. O gece de Foreman için milattı. Paranın da dolduramadığı bir boşluğu içinde taşıyan, amaçsız, öfke dolu Foreman, merkeze tanrıyı ve sevgiyi alıp düşmanları dâhil, herkesle ilişkisini baştan kurdu. Yumuşak başlı, hoşgörülü, güler yüzlü bir karaktere dönüştü. Boksu ve onun getirdiklerini bırakıp kendini hayır işlerine, gençlerin eğitimine adadı. Sokakta, kiliselerde, TV programlarında yaşadıklarını anlattı. Bazıları ona deli gözüyle baksa da kendi yolundan sapmadı.

Foreman huzuru bulmuşken, bokstan kazandığı 10 milyon doların hayatı boyunca ailesine yeteceğini planlarken, yatırımcısının parasının büyük bölümünü batırdığını ve ortağının onu dolandırdığını öğrendi. Aynı şiddette olmasa da çocukluğundaki o yokluk yine onu bekliyordu. Böylece ailesinin geçimini ve hayır işlerini sürdürebilmek için, 38 yaşında en iyi yaptığı işe; 10 yıl önce bıraktığı boksa geri döndü.

Foreman aklına koymuştu, geri dönen eski şampiyonların hatasına düşmeyecekti. Tüm eski maçları inceledi. Joe Louis ve Joe Frazier geri dönüşlerinde, zamanın acımasızlığını genç rakiplerinin ellerinden tatmıştı. Foreman gerçekçiydi. Her ne kadar gücü yerinde olsa da artık eskisi gibi hızlı ve hareketli olmadığını biliyordu. Boks stilini değiştirdi. Diğerlerinin bir hatası, kendilerini eski hallerinde zannedip, hemen şampiyonluk maçına çıkmalarıydı. Foreman ise en baştan başladı. Tıpkı Porto Riko’daki o soyunma odasında hayatına yeniden başlaması gibi, kendine ikinci bir boks kariyeri kurdu.

Foreman, kolaydan başlayıp gitgide rakipleri zorlaştırarak ilerledi. Maçları kazandıkça, sponsorlardan tanıtım yapması için teklifler de yağıyordu. Tanrının lütfu mudur bilinmez, iyi bir TV pazarlamacısı haline geldi. Kurduğu şirketle kendi adına ızgara imal edip bunlardan 100 milyondan fazla sattı ve tekrar zengin oldu. Parasal sıkıntısı kalmasa da içindeki boks tutkusu, 40 yaşın geç olmadığını gösterip Muhammed Ali’nin Zaire’de ondan kopardığı şampiyonluğu geri almak istiyordu.

İlk iki dünya şampiyonluğu maçında Evander Holyfield ve Tommy Morrison’a yenildi. 1987’de başladığı ikinci kariyerinden 7 yıl sonra ise Michael Moorer’ı nakavtla yenip 20 yıl sonra tekrar zirveye ulaştı. En yaşlı şampiyon ve 20 yıl arayla iki şampiyonluğu en fazla süre farkıyla kazanan boksördü. Öncesinde de Joe Frazier’ı iki kez, Ken Norton’ı bir kez nakavt etmiş büyük bir şampiyondu. Ama bu ikinci kariyer olmasa -belki de- akıllarda Zaire’de Ali’nin rope-a-dope taktiğine kurban giden Foreman olarak kalacaktı. Boksun altın çağında Ali’nin dev aurasının örttüğü diğer büyük şampiyonlar gibi.

George Foreman, ‘arınma’sı ile birlikte yaşadığı değişim sonunda içindeki boşluğu doldurdu. İki kez doğdu, iki kez yokluktan zenginliğe ulaştı, iki kez ağır sıklet dünya boks şampiyonu oldu. Şimdi 67 yaşında, Houston’da ailesiyle yaşıyor ve 1980’den beri, haftanın üç günü, kilisesinde vaaz vermeyi sürdürüyor.

Socrates Dergi