İki İsim İki İnsan

5 dk

Muhammed Ali sadece ismini değiştirmemişti, kişiliği de sürekli bir değişimin veya farklılığın içerisindeydi. İki farklı isim ve iki farklı karakter. Kameralar önünde veya Joe Frazier'a ailesinden bahsederken.

“İnsanlar gerçek Muhammed Ali’yi bilmiyorlar. Tek bildikleri medyanın onlara teşhir ettiği adam, oysa Muhammed’in bilmedikleri birçok farklı yönü var. Derinden bağlı olduğu ilkeleri var ve her gününü bu ilkelere göre yaşıyor… İnsanların, Muhammed’in kim olduğunu, neyi savunduğunu ve neleri başardığını anlamalarını istiyorum.”

Muhammed Ali’nin eşi Lonnie Ali’nin bu sözleri, Amerikalı yazar Thomas Hauser’in 1991 yılında yayımlanan Muhammed Ali: Hayatı ve Farklı Dönemleri kitabının ön sözünde yer alıyor. Boks üzerine yazdığı yirmi ve Ali’nin hayatını konu edinen dört kitabıyla Hauser, Lonnie Ali’nin bu isteğini yerine getirebilecek sayılı insandan biri şüphesiz. Nitekim Hauser de kitabı yazarken, amacının defalarca kez okuduğumuz -ya da izlediğimiz- şeylere yer vermek ya da Ali’yi efsaneleştirmek değil de kendisini olduğu gibi anlatmak olduğunu söylüyor. Öyle ki görüşlerine başvurdukları arasında Ali’nin en önemli rakipleri Joe Frazier, Sonny Liston ve George Foreman’dan dönemin gazetecileri, sporcuları ve siyasetçilerine uzanan, çok geniş yelpazede bir insanlar bütünü var. Muhammed Ali: Hayatı ve Farklı Dönemleri -tam da bu sebepten- bir sporcu için yazılmış en kapsamlı sözlü tarih kitaplarından biri.

“Bazen yalnız kaldığımızda ve ailelerimizden söz ettiğimizde, Ali fena biri olmuyordu. Ama içeri biri girer girmez ters konuşmaya başlıyordu ve onunla konuşmaya devam edemiyordum.” Joe Frazier, kitapta Ali hakkında bu ifadeleri kullanıyor. Aslında sözleri, en büyük rakibinin hayatını olduğu gibi anlatmanın neden zor olduğunu açıklayabilir. Ali sadece ismini değiştirmemişti, kişiliği de sürekli bir değişim içerisindeydi. Lonnie Ali’nin bahsettiği ‘gerçek’ Muhammed Ali, belki de Frazier’a çocuklarının nasıl olduğunu soran kişiydi ama dünyanın geri kalanı boks kariyeri boyunca farklı bir insan gördü. O farklı insanı da kimi çok sevdi kimi ise -tıpkı Wilt Chamberlain gibi- kendisinin neden siyahların lideri olarak görüldüğünü sorguladı.

Oysa boks, Ali için bir sahneydi ve belki de emekliliğinin ardından, anlam ifade ettiğine inandığı başka şeylere vakit ayıracaktı, dünyanın farklı yerlerine gidip insanlara yardım olmaya çalışacaktı ama önüne bir engel çıktı: Parkinson hastalığı.

“İnsanlar hayatı doyasıya yaşadığımı söylüyorlar ama daha ölmedim. Tüm boks hayatım, ortalıkta koşturmalarım ya da reklamlarım, hayatımın sadece başlangıcıydı. Artık gerçek hayatım başlıyor. Adaletsizlik, ırkçılık, suç, cehalet ve yoksullukla dünyanın bu çok iyi tanıdığı suratı kullanarak savaşacağım, gerçekler ve farklı amaçlar için savaşacağım.”

Hastalığın henüz çok fazla ilerlemediği dönemlerde Hauser’e bunları söylüyordu Ali. Ancak ilerleyen yıllar ona iyi davranmadı; istediklerini hakkıyla yapamayacak bir noktaya itti ama hayatı boyunca zaten birçok kişiye ilham kaynağı olmuştu. Bu bile milyarlarca insanın kurmaya dahi cüret edemeyeceği bir hayal aslında.

Muhammed Ali: Hayatı ve Farklı Dönemleri’ne Olasılık Yayınları’ndan ulaşabilirsiniz.

Socrates Dergi