Dönüşüm
8 dk
Türkiye'de konsol oyunu deyince akla gelen ilk şey hiç kuşkusuz FIFA. Futbolist'in profesyonel FIFA oyuncusu ve Red Bull sporcusu İsmail Can "Isopowerr" Yerinde ile bir araya geldik.
Evde geçen şu günlerde bazılarımızın konsol oyunlarına ilgisi arttı hiç şüphesiz. O konsol oyunlarının baş tacı FIFA'nın Ultimate Team modunda profesyonel olarak oynayan isimlerden biri de Isopowerr. Kendisiyle Skype'ta buluştu
Bir internet kafe turnuvasını kazanmakla başlayan bir espor kariyerin var. O dönemi biraz anlatabilir misin? Hangi FIFA oyunuyla başladı o süreç, nasıl gelişti?
FIFA 17'yi oynuyordum o sıralar yakın arkadaş çevremle. Mini turnuvalar yapıyorduk kendi aramızda ve bir yerden sonra sürekli kazanmaya başladım. Daha sonrasında bu bahsettiğim arkadaş ortamından birisi bir internet kafenin FIFA turnuvası düzenlediğinden söz etti, katılmamı tavsiye etti. Ben de şansımı denemeye karar verdim. Turnuvanın formatı şöyleydi: Çeyrek finalden itibaren maç kaybederseniz 'losers bracket'a düşüyordunuz. Tekrar final yoluna girmek içinse sonraki maçlarınızı kazanmanız gerekiyordu. Ben de çeyrek finalde mağlup olmuştum, final için artık kalan tüm maçlarımı kazanmam şarttı. Peş peşe galibiyetler alıp finale yükseldim, finalde de çeyrek finalde mağlup olduğum rakibimi yendim ve şampiyon oldum.
Turnuva sonrasında kafenin sahibi bana bir espor takımında oynamam gerektiğini söylemişti. Futbolist'le bu sayede tanıştım ve onlara katıldım. İşi profesyonel olarak yapmaya başlayınca da becerimin biraz daha üzerine koydum ve sonrasında önemli başarılar elde ettim.
Profesyonel kariyere geçtiğinde bırakmayı düşündüğün anlar oldu mu? Olduysa üstesinden nasıl geldin? Bundan birkaç sene önce Türkiye'de espora bakış açısı çok da iyi seviyede değildi…
Ne yazık ki esporu bırakmayı düşündüğüm bir dönem oldu. O dönem hem oyun anlamında iyi bir seviyede değildim hem de maddi kazancım yeterli olmuyordu. Fakat bu dönemde ailem ve takımım sağ olsunlar bana destek çıktılar, devam etmemde büyük rol oynadılar. Ben de onların sayesinde oyuna daha fazla vakit ayırıp günden güne daha iyi oldum ve kötü geçen o dönem Kasım 2017'de aldığım Türkiye şampiyonluğuyla sona erdi.
ESL Türkiye Şampiyonası'nın yanı sıra o yıl yükselişe geçtiğim 2018'in ilk aylarında Weekend League'de* ilk 3, ilk 5, ilk 10 gibi dereceler elde ettim ki bunlar her hafta kırk maçlık maratonda oldukça zorlayıcıydı. Her sene FUT Champions Cup adı altında birkaç turnuva düzenlenir ve o turnuvalara katılımınız bir ayda Weekend League'de aldığınız galibiyet sayısına bağlıdır. Bir ayda toplam 120 maç oynuyorsanız 118'ini kazanmanız gerekiyordu. Ben 116-117 galibiyet alıp birkaç sırayla kaçırıyordum turnuvayı. Sonrasında ise Türkiye'den ve Balkan ülkelerinden oyuncuların katıldığı bir Balkan Kupası düzenlendi. Kazanan da Amsterdam'da düzenlenecek FIFA e-Dünya Kupası Playoff'una katılım hakkı elde edecekti. Ben de o sene hiçbir turnuvaya katılmama rağmen mayıs ayında Balkan Kupası şampiyonu olup play-off'a katılma hakkı kazandım. Bu da ilk uluslararası turnuvam oldu. Tüm bunlar profesyonelliğe devam etmemi sağladı.
Geçen sene takımınla FIFA eClub World Cup'ta son dörde kaldın. O dönemi biraz anlatır mısın? King Esports'la oynadığınız yarı final maçında oyunun donması gibi garip bir durum da yaşanmıştı, finale çok yaklaşmıştınız...
O turnuva bizim şu ana dek en başarılı olduğumuz, bizim için en heyecanlı turnuvaydı. Turnuvaya gittiğimizde kimse bizden yarı final yapmamızı beklemiyordu, favori değildik aslında. Grubumuzdan çıkıp yarı finale kadar ilerledik ve yarı finalde King Esports ile eşleştik. Format da şu şekildeydi: Her takımın bir PlayStation ve bir Xbox oyuncusu vardı, bu iki platformun oyuncuları birbirleriyle oynuyorlardı. Eğer galibiyet sayıları eşit olursa çekilen kura sonucunda ortak bir konsol belirleniyor ve ikiye iki şeklinde o konsolda karar maçı oynanıyordu.
Ben ilk maçımı kazanmıştım, takım arkadaşım Sanchez ise Xbox'ta rakibine kaybetmişti. İkiye iki bir maç yapacaktık finale çıkan takımı belirlemek için. Ne yazık ki o maçta 2-0 geriye düştük ancak 70. dakikada kaleciyle karşı karşıya kaldığımız bir pozisyon esnasında birdenbire oyun dondu. Sonrasında turnuva yetkilileri gerekli düzeltmeleri yaptıklarında ise maç santradan başladı. Oyun hatası olduğundan yapacakları bir şey olmadığından bahsediyorlardı. O pozisyonda golü atıp momentumu kendi tarafımıza alabilseydik şampiyon olabilirdik. Çünkü turnuva ağacının diğer tarafından gelen Dijon takımıyla aynı gruptaydık ve onları mağlup etmiştik, finalde o mental üstünlüğe sahip olacaktık. Çok yakındık ama şanssızlık oldu.
Oyunun biraz daha tartışmalı kısmına geçelim. EA Sports bazı problemlerden ötürü eleştiriler alıyor. Sen oyuna dair neleri değiştirmek isterdin?
Oyunda maalesef 'kick-off glitch' denen bir şey var. Biraz daha açayım: Gol attığınızda rakibiniz santranın ardından yaptığı ilk atakta daha kolay gol imkânı bulabiliyor, oyun buna müsaade ediyor. Topu almanız oldukça zorlaşıyor. Bunu kesinlikle oyundan kaldırmak isterdim. Bir diğeri ise özellikle oyuna gelen son güncellemeden sonra artan otomatik savunma müdahaleleri. Bilgisayar çektiğiniz şutları otomatik olarak karşılayabiliyor, kontrol etmediğiniz oyuncu müdahalelerde bulunabiliyor. Haliyle savunmada oyuncu yeteneği biraz daha arka planda kalıyor. Bu ikisi dışında FIFA 20'nin mevcut durumundan memnunum açıkçası.
FIFA 19'dan mı daha memnundun yoksa FIFA 20'den mi? Hangi oyunu oynarken daha rahat hissediyorsun? FIFA 19 biraz eleştirilen bir oyundu.
FIFA 20'yi oynarken kendimi daha rahat hissediyorum çünkü FIFA 19'da daha kolay gol atabiliyordunuz, birçok püf nokta vardı. Gelişine vuruş, plase vuruş, orta-kafa neticesinde atılan goller… Bunları gole çevirmek oldukça kolay olduğundan işin savunma tarafı da bir o kadar zordu. FIFA 20'de ise bunlar yok, daha rahat oynayabiliyorum ve bu sayede daha rahat savunma yapabiliyorum rakiplerime karşı.
Bir günün ne kadarını FIFA oynamaya ayırıyorsun? İnsanlar bu işi profesyonel olarak yapanların günde sekiz-dokuz saat oynadıklarını düşünüyor ancak durum pek de öyle olmasa gerek.
Ben oyun çıktığında günde beş-altı saatimi mutlaka oyuna ayırıyorum çünkü metaya alışmak bir noktaya kadar önemli. Metaya alıştıktan sonra da günde iki saatlik bir rutine bağlıyorum. Eğer günde iki saatten fazla oynarsanız oyununuz ezber üzerine olmaya başlıyor, özellikle hücumdaki yaratıcılığı kaybediyorsunuz. Ama tabii ki bu süreler oyuncudan oyuncuya değişiyor. Kimisi oyunu en ufak ayrıntısına kadar öğrenmek ve ezberlemek ister, daha fazla oynar. Fakat dediğim gibi, bence daha fazlası zararlı zira o yaratıcılığı kaybetmemeniz, tekdüze olmamanız lazım.

Oyunda her yıl belli bir metanın olması oyun anlayışını gözden geçirmene sebep oluyor mu?
O kadar zorlamıyor çünkü ben metayı öğrendikten sonra metaya bağlı kalmaktansa kendi oyun tarzımı oynamayı tercih ediyorum. Aksi takdirde metaya alışamazsanız başarı ihtimaliniz oldukça düşer. Dolayısıyla ben metaya yaklaşan bir oyuncu değilim, kendi oyun tarzımı oynamaya çalışıyorum. Geçen sene başarılı olup bu sene başarılı olamayan oyuncular var mesela, bence bu olay metaya alışamamalarından kaynaklanıyor. Geçen senenin dünya şampiyonu Mohammed "MoAuba" Harkous bu sene tek bir turnuvaya katıldı, onda da pek ilerleyemedi
Bu seneki performansından memnun musun? Atlanta'daki FUT Champions Cup'ta son sekize kalmış, dünya sıralamasında 13.'lüğe kadar yükselmiştin.
Elbette her zaman daha iyisini hedeflersiniz, kendim için de "Daha iyisi olabilirdi" derim ama bu sezonki performansımdan memnunum açıkçası. Şubat ayında, oynanacak dört turnuva daha varken FIFA e-Dünya Kupası Play-off'una katılmayı garantiledim mesela. Geçen seneye göre daha iyi noktadayım diye düşünüyorum. Sezonun akıbeti belirsiz fakat EA Sports bizlere bu sene bir şampiyon çıkarmak istediğini iletti. Dünyanın dört bir yanından oyuncular olduğu için bu turnuvayı online oynamak mümkün değil ama bir çözüm bulunacaktır diye umuyorum.
Bu sene itibarıyla Red Bull sporcusu oldun. Bu senin için ne ifade ediyor? Red Bull dünya genelinde kariyerli sporculara destek vermesiyle biliniyor neticede…
Red Bull'un her daldan 800'e yakın üst düzey sporcusu var. Onlardan biri olmak benim için ayrı bir gurur kaynağı. Kariyerimi yönlendirme konusunda bana yardımcı oluyorlar, spor kamuoyunda da ayrı bir bakış oluyor size karşı. Hatta bu sene milli takımımızı temsilen FIFA eNations Cup'ta oynayacağım. Red Bull'un ve kulübüm Futbolist'in bu konudaki katkılarını yadsıyamam.
Kısa Kısa
İlk Oynadığı FIFA Oyunu: FIFA 14
En Sevdiğin FIFA Oyunu: FIFA 18
En Unutamadığın Kart: Ryan Sessegnon, FIFA 18
Olmazsa Olmaz Dediğin İkon: Ruud Gullit'in 90'lık kartı
Sistemden bahsedebilir misin biraz?
İşin hem rekabet hem de eğlence tarafı var. Her ülkenin takımında bir esporcu ve bir profesyonel futbolcu olacak. Önce esporcular ardından futbolcular birbirleriyle karşılaşacak. Gruplarda alınan puanlara göre final yolu belirlenecek. Dört kişilik bir ekibimiz var: Ben, Kaan Ayhan, Oğuzhan Özyakup ve Galatasaray'ın FIFA oyuncusu Mert Altıntop. PlayStation üzerinden oynayacağız maçları. Dileriz ki hem eğlenir hem de güzel sonuçlar alırız.
Sence uzun vadede Türkiye'den bir dünya şampiyonu çıkabilir mi? Yerel bir ligimiz yok henüz fakat her sene FIFA'ya olan ilgi artıyor, yerel turnuvalarda ismini duymadığımız iyi oyunculara denk geliyoruz...
Bence bir dünya şampiyonu çıkarmamamız için hiçbir sebep yok. Halihazırda uluslararası turnuvalara katılmış toplamda dört ya da beş oyuncumuz var ancak yerel liglerin kurulmasıyla da farklı yeteneklere erişilebilir diye düşünüyorum. En son Türkiye ESpor Federasyonu'nun düzenlediği Evde Kal turnuvasında adını duymadığımız ama oldukça iyi mücadele eden birçok oyuncu vardı. Dediğim gibi, mühim olan bu sektörün biraz daha genişlemesi. Bir ligimiz olursa her şey çok daha farklı olacaktır.
FIFA dışında neler yapıyorsun? Bir müzik grubunuz var sanırım…
Beş kişilik bir grubumuz var. Normal şartlarda gitar çalarım fakat grupta bateri bende. Bir bas gitar, bir solo gitar, bir ritim gitar ve vokalden oluşuyor grubumuz; zaman zaman sahne de alıyoruz. Kariyerim ve karantina sebebiyle biraz kesintiye uğradı ama müzik benim FIFA'dan sonra en sevdiğim şey
*FIFA Ultimate Team'de oyuncuların her hafta sonu online olarak eşleştiği farklı rakiplerle 30 maç oynadığı turnuva.