
İtalya Günlükleri
9 dk
Kupa yolunda İtalya'nın önüne farklı engeller çıktı ama kenarda sakin kalan Roberto Mancini, her zaman yeni çözümler buldu. Tardini Büfe'de bu ay İtalya notları var...
İtalya'nın Euro 2020 şampiyonluğu son dönem büyük turnuvalar arasındaki en hak edilmiş milli takım başarılarından biriydi. Zaten Mancini'nin İtalya direksiyonuna geçer geçmez yarattığı fark üç yıla yayılmış ve Gök-Mavililer'in bu turnuvaya uzun bir yenilmezlik serisiyle gelmesini sağlamıştı. Bu turnuvadaki sağlam yapı için her şeyin başladığı yer ise açılış maçıydı.
İtalya-Türkiye
Roberto Mancini'nin özellikle son bir yıllık süreçte ortaya çıkardığı yapı, savunmada ağırlıkla dörtlü bir hatla oynayan ama hücumda farklı şablona geçen bir İtalya'ydı. Antonio Conte ve Gian Piero Ventura'nın kullandığı üçlü savunma Mancini için hiçbir zaman ana opsiyon olmadı. Top rakipteyken takımının dörtlü olmasını istedi, rakipten topu kazandığı anlarda ise İtalya üçlü savunma gibi dizildi. Hazırlık döneminde de bu görüntüyle mücadele eden İtalya, milli takımımıza karşı da beklenen şekilde sahaya çıktı.
Dörtlü savunmanın sol beki Leonardo Spinazzola, üçlüye geçişin anahtar oyuncusuydu. Hücum ve savunmada farklı dizilişleri kullanan teknik adamların bu çözümler için farklı rotasyonları mevcuttur. Mancini'nin çözümü ise sol beki (Spinazzola) kenar oyuncusu gibi ileri yollayıp sağ beki (Florenzi) üçüncü stoper gibi ChielliniBonucci ikilisinin yanında tutmaktı. Jose Mourinho'nun Tottenham'ın başına geçtikten sonra kısa vadede sağ bek Serge Aurier'yi hücum beşlisinin parçası haline getiren yapısının aynısı olan şablon, etkisini de gösterdi. İlk yarım saatte Spinazzola'nın önünde oynayan Kenan Karaman bir bek gibi rakip oyuncuyu takip etti ve İtalya sıkıştı. Top İtalya'daydı ama ilk yirmi dakikada Türkiye yoğun bir baskı yemiyor fakat hücuma da çıkamıyordu. Yarım saatin sonunda yavaş yavaş yoğunluğu artıran İtalya, 30-45 arası Türkiye'yi bayılttı ve Mancini ikinci yarıya altın hamlesiyle başladı. Türkiye öyle bir baskı yedi ki İtalyan teknik adam rakibin kontraya çıkacak halinin olmadığını fark etti. Spinazzola üzerinden oluşturulan 3-2-5, ilk yarıda bekleneni veremeyen Florenzi'nin yerine Di Lorenzo'nun girmesiyle 2-2-6 gibi görünmeye başladı. Şenol Güneş'in yaptığı hamleler de Türkiye'nin işine yaramadı ve ikinci yarıda Di Lorenzo üzerinden düğümü açan İtalya, 3-0'lık ezici bir galibiyet aldı.
Belçika-İtalya
Belçika'nın ikinci turda Portekiz'e karşı aldığı hasar büyüktü. Hem Kevin De Bruyne hem de Eden Hazard sakatlanmış, iki oyuncunun da İtalya'ya karşı oynamama ihtimali ortaya çıkmıştı. Hazard kadroya alınmadı, De Bruyne ise sürpriz bir şekilde ilk 11'de sahaya çıktı. Ama maç boyunca ortaya koyacağı performans kendi standardında olmadığını gösterecekti.

Federico Chiesa'nın problemli Avusturya maçında oyuna girdikten sonra yaptığı etki, genç oyuncuya ilk 11'i getirmişti. Onun dışında İtalya'nın kadrosu ve şablonu tamamen aynıydı. Oyun planı da. Bunun en büyük nedeni hasarlı Belçika'da Roberto Martinez'in biraz da mecburiyetten reaktif bir oyun planına dönmesiydi. Hazard'ın yerine tercih edilen Jeremy Doku'nun kontra temelli bir oyuncu olması Martinez'in niyetini gösteriyordu. İlk yarım saatte gol gelene kadar top daha çok İtalya'daydı. Belçika da derinde, bazen de orta blokta topsuz karşılama yapıyor ve kontra yakalamaya çalışıyordu. Karşılama planında De Bruyne'yi en uçta kullanan, Lukaku'yu da sağa çeken İspanyol teknik adamın Lukaku-Chiellini eşleşmesi üzerinden bir kazanım planı yaptığı açıktı. Ne var ki Mancini de Avusturya maçının moral bozukluğuyla birlikte temkinliydi ve İtalya, büyük bir geçiş tehdidine karşı hazırlıklıydı. İlk yarım saat sonrasında gelen iki gol İtalya için işi çok kolaylaştırmıştı. Ancak acemice bir penaltı maçı dengeye yaklaştırdı ve ikinci yarı İtalya farklı bir şey göstermek durumunda kaldı.
Yetmişinci dakikaya kadar İtalya'nın istediği gibi giden maç, Martinez'in Mertens, Chadli ve Praet'ı oyuna almasıyla Belçika tarafına döndü. De Bruyne derine çekildi, iki kanat beki de hücumcu oldu ve Lukaku'nun arkasına bir hücumcu daha geldi. Tam o bölümde Spinazzola'nın aşil tendonunu koparması İtalya'yı zorladı. 70. dakika sonrasında İtalya, turnuvada o âna kadar çok göstermediği kimliğine bürünerek derinde savunma yapmaya başlamıştı. Bu, yıllar boyunca İtalya'nın en sevdiği futbol hadiselerinden biriydi ama Mancini o alışkanlığı değiştirmek için takımın başına gelmişti. Ne var ki bazen istediklerinizin dışına çıkmak zorunda kalabiliyorsunuz. İtalya bunu İspanya maçında da 120 dakika boyunca deneyimleyecekti. Belçika'ya bazı şanslar verildi ama Spinazzola şokuna rağmen Mancini maçı iyi idare etti ve İtalya adını yarı finale yazdırdı.
İngiltere-İtalya
Spinazzola'sız bir şekilde İspanya'yı çok zor geçen İtalya'ya karşı üçlü savunma bir risk olabilirdi fakat Gareth Southgate, Emerson'un etkinliğine bakmadan bu tercihi yaptı ve erken gol İngiltere'yi finalde öne fırlattı. O 15 dakikalık periyotta İngiltere ikinci golü bulup kapıyı erken bir şekilde kapatabilirdi. Önden bir oyuncuyu çekip arkaya ekstra bir stoper olarak ekleyen Southgate'in topla oynamak istemediği açıktı ve erken üstünlük büyük bir avantajdı.

On beşinci dakika sonrası İtalya, topa daha fazla sahip olmaya ve rakip yarı sahaya yerleşmeye başladı. Fakat böyle bir İngiltere'ye karşı, 1-0 geriye düşmüşken mevcut orta saha kalitesiyle bu zaten olması gerekendi. 15-45 arası İtalya'nın muazzam bir topla oynama üstünlüğü vardı fakat üretim neredeyse sıfırdı. Mancini ikinci yarıya değişiklik yapmadan çıktı. 45-55 arası değişen bir şey de yoktu. İtalya'nın topla oynama üstünlüğü yüzde 78'lere çıkmıştı ama üretkenlikte bir değişim yoktu. İşte o anda Mancini'den turnuvanın en iyi hamlelerinden ikisi geldi. Takımın belki de en değerli oyuncusu Nicolo Barella'yı Bryan Cristante'yle, turnuva boyunca beklentileri çok az karşılayabilen Ciro Immobile'yi de Domenico Berardi'yle değiştirdi. Maça sağda başlayan Chiesa'yı sola, Berardi'yi sağa, sol kenardaki Lorenzo Insigne'yi ise en uca, sahte dokuz rolüne alan Mancini tam bir topa sahip olma yapısı düşündü. Üçlü savunmaya karşı santrforsuz oynamak riskti ama orta saha hâkimiyetini İtalya'ya getirecek ve pasla yoğunluğu artıracaktı. Öyle de oldu. 55 dakika boyunca ceza sahasına giremeyen Barella'nın yerine Cristante'nin koşuları ve sahte dokuz Insigne'nin iki ters ayaklı kenar oyuncusuyla birlikte ortaya çıkardığı uyum İtalya hegemonyasını da beraberinde getirdi.
Golü bulup oyun üstünlüğünü devam ettiren İtalya'nın yaşadığı şanssızlık maçı değiştiren oyunculardan Chiesa'nın sakatlanmasıydı. İngiltere uzatmalarda tekrar oyuna tutundu ve özellikle son bölümde maç boyu çok eforlu oynayan İtalya'ya karşı iyi bir on dakika yakaladı. Fakat İtalyanlar, penaltılarla Avrupa şampiyonu oldu. Roberto Mancini'nin çok büyük risk alan o iki değişikliğiyse turnuvanın en iyi teknik direktör hamlelerinden biri olarak tarihe yazıldı.