
Karmaşık
11 dk
KD, Kyrie ve Harden. Tarihin en özel büyük üçlülerinden birini kurmasına rağmen Brooklyn Nets'te işler neden hâlâ güllük gülistanlık değil? Sports Illustrated yazarı Howard Beck'le konuştuk.
2019 yaz döneminde Kevin Durant ve Kyrie Irving'le anlaşan Brooklyn Nets, o günden beri şampiyonluk için adı zikredilen takımlardan biri. Ancak ilk sezon Kevin Durant'ten, geçen sezon ise takıma yeni katılan James Harden'ın yanı sıra Kyrie Irving'den mahrum kaldılar. Şimdilerde, Irving'in aşı olmamasından ötürü yepyeni bir sorun ile karşı karşıyalar. Bu çıkmazla başladığımız sohbetimizde, Harden'ın uzatılmayan kontratını ve Durant'in mirasını konuştuk. Kapanışı ise Howard Beck'in Sports Illustrated'daki yazısında da bahsettiği "Büyük üçlü çağı sona mı eriyor?" sorusuyla yaptık...
Nets'in Kyrie'yi oynatmama kararı doğru muydu? Bence gerekli olandı. Aşı olmadığı sürece onu Barclays Center'da oynamaktan alıkoyan yasal düzenlemeler, Nets'i Kyrie'yi 39 maç kullanmakla hiç kullanmamak arasında bırakmıştı. Mesele, Kyrie'yi deplasmanlarda sahaya sürmek ve evinizdeki maçlarda dışarıda tutmaktan ibaret. Haliyle evinizdeki maçlarda ilk beşinizi, kadronuzu tekrar ayarlamak zorunda kalacaksınız. Ama bir devamlılık sağlamanız gerekiyor. Örnek olarak Patty Mills'i ele alalım. Spurs'teyken Tony Parker'ın yerine oyuna giren Mills, şimdi ise Irving'in yerine girecekti. Sadece o değil, hiç kimse "Evimizde ilk beş başlayıp 36 dakika süre alacağım. Önümüzdeki hafta deplasman turuna çıkıyoruz. Üç maç üst üste bench'ten gelip 15 dakika süre alacağım" diyemez. Dakikaları ayarlarken tutarlı olmanız gerekiyor. Buralarda yapacağınız değişiklikler, takımınızın sahadaki ritmini ve soyunma odasındaki kimyasını etkiler.
Takımın Kyrie için aldığı kararın bir ceza gibi yorumlanmaması gerektiğini düşünüyorum. Kyrie, aşı olmadığı için cezalandırılmadı. Nets, en iyi haline ulaşabilmek için yapması gerekeni yaptı. Bir noktada yasalar değişirse veya koronavirüs etkisini kaybetmeye başlarsa Irving'i tekrar sahalarda görebiliriz. Günün sonunda, bence Nets basketbol anlamında mantıklı olanı tercih etti ve onu kadronun dışında tuttu. Şu an yapmaları gereken şey, kadronun geri kalanının Durant ve Harden'la uyumlu bir şekilde hareket etmesini sağlamak.
Durant veya Harden asla "Evet, kararı bize danıştılar" demeyecek. Geçtiğimiz günlerde genel menajer Sean Marks, "Oyuncularla ve diğer başka isimlerle konuştum" dedi. Tabii! Elbette konuşmuştur… Biliyorsunuz, ligi artık süper yıldızlar yönetiyor. Yıldızlarınıza danışmadan büyük kararlar alamıyorsunuz. Bu onlara verilmiş bir taviz. Marks'ın ilk önce Durant'le Harden'a gittiğine ve "Yapmayı planladığımız şey bu" dediğine eminim. Bunu izin almak gibi düşünmemek lazım. Ama Marks'ın onların rahat hissedeceğinden emin olması gerekli. Durant'in bir basın toplantısında "Bence 39 maçlığına da olsa oynamalıydı" dediğini düşünün… Büyük bir problem doğardı, değil mi?
Kyrie'yi takaslama ihtimaline gelecek olursak, Nets'in bekleyip sezonun gidişatını göreceğini düşünüyorum. Unutmamamız gereken şey, Irving'in aşı olması ihtimalinde takıma yeniden dönebileceği. Öte yandan, yasal düzenlemeler de değişebilir. Bu tarz bir gelişme olursa Kyrie takıma katılır ve Nets yine ligin açık ara en iyi üçlüsüne sahip olur. Mesela Lakers da harika üç oyuncuya sahip ama Nets'inkiler daha uyumlu. Ancak ocak ayına geldiğimizde; Kyrie hâlâ aşısız, yasal düzenlemeler değişmemiş, yani her şey aynı kalmış olursa neden takaslamaktan yana olmasınlar ki? Yılda yaklaşık 35 milyon dolar alan bir oyuncu var ve bu para âdeta boşa gidiyor.
İşin bir diğer tarafı da eyalet kısıtlamalarının New York ve San Francisco'da olması… Örneğin Kyrie'nin Pacers için oynadığını düşünelim. Evet, aşı yorumları yine tartışmalara yol açacaktı. Tıpkı Andrew Wiggins ve Bradley Beal'ın yorumları gibi… Ama olay şu anda aşı tereddüdünden başka bir noktaya evrildi. Kyrie, takımına zarar veren bir oyuncu konumunda ve Nets için bu durum her şeyden önce basketbolla alakalı. Birçok insanın bunu bir aşı olayı olarak gördüğünün farkındayım. Elbette bu bir halk sağlığı sorunu ancak tartışmaların devam etmesinin sebebi, Irving'in takımı için sahaya çıkamaması.

"Olay şu anda aşı tereddüdünden başka bir noktaya evrildi. Kyrie, takımına zarar veren bir oyuncu konumunda."
NBA'in son yıllarda salary cap (maaş tavanı) tutumu, yıldız oyuncuların sözleşme uzatmama ve gelecek yazı bekleme kararlarını destekler vaziyette. Uzatılan kontratlar genellikle bir sonraki yaz imzalayacağınız kadar kazançlı olmuyor. Bu yüzden oyuncular da beklemeyi tercih ediyor. Ama hâlâ sözleşmesini uzatmamasına rağmen Harden, Nets'te kalmaya niyetli olduğunu ifade etti. Doğru, oyuncular hep böyle der. Ama Harden'ın kararında mesele bu değil. Nets üzerinde bir baskı kurmaya çalıştığını düşünmüyorum. Sonuçta Nets, şampiyonluk mücadelesi verebilecek bir takım için yapabileceği her şeyi yaptı. Lüks vergisi ödüyorlar. Harden gibi bir süper yıldızın da maksimum kontrat almaya devam edeceği aşikâr. Fakat bir yandan da esnekliğe sahip olmak istediği açık. Şöyle bir senaryo düşünelim: Kyrie, oynayamıyor. Durant, sezonun ilerleyen aylarında sakatlanıyor ve kariyeri tehlike altına giriyor. Bu şartlar altında Harden başka bir takıma gitmek isteyebilir mi? Neden olmasın? NBA'de her şey çok hızlı değişiyor. Hiç kimse gelecek sezona kadar neler olacağını bilmiyor.
Brooklyn, Kyrie olmadan da kazanabilir. Ama hata payları artık daha az. Nets'in farkı, sahada çok uyumlu üç yıldıza sahip olmasıydı. Yine bir senaryo üzerinden ilerleyelim: Kyrie bu takımda hiç yer almasaydı ve Nets yönetimi "Durant ve Harden'ın merkezde olduğu bir takım inşa edeceğiz. Aldridge, Griffin, Mills ve Harris gibi oyuncuları kenardan getireceğiz" deseydi herkes "Bu takım şampiyon olur" derdi. Fakat Kyrie'yi ve bugünkü senaryoyu hesaba kattığınızda hata payınız artıyor. Durant ve Harden da savunulması çok zor isimler ama bu ikilinin yanına onun gibi her yerden skor üretebilecek bir oyuncuyu eklediğinizde rakip savunmaları çaresiz bırakabilirsiniz. Nets, yaşananlara rağmen hâlâ favori ama Durant veya Harden'dan biri play-off'larda sakatlanırsa her şey değişebilir.
Bu sezon Kevin Durant için belirleyici olabilir mi? Miami'deki LeBron'u düşünelim… İlk sezon Mavericks'e kaybetti. Sonraki sezon Thunder'a karşı zaferi, kariyerindeki belirleyici anlardandı. Ertesi yıl ikinci şampiyonluğu geldi. İkincisi, ilkini daha değerli kıldı. Daha sonrasında Cleveland… Orada da kazandı. Anlatmak istediğim, kariyeri yaklaşık yirmi yıl süren böyle bir efsaneden söz ettiğimizde çok fazla belirleyici an bulmak mümkün.
Eğer Durant için konuşacaksak, evet, birçok kişi Golden State Warriors'a gittiği için ona içerledi, orada kazandığı şampiyonlukları küçümsedi. O olmadan kazanabilirler miydi? Pek sanmıyorum. İki finalin de MVP'sine bakın. Bence o Golden State'in KD'ye ihtiyacı vardı. Ancak Warriors'ta kazandığı şampiyonluklara burun kıvıran insanlar var. Brooklyn'de kazanırsa, insanlar şampiyon bir takıma katılmadığı için bunun daha mı değerli olduğunu düşünecekler? Aslında buraya da Kyrie'yle geldiler. Daha sonrasında Harden onlara katıldı. Baktığınızda yine bir takım inşa etme felsefesi söz konusu. Bu olanların Warriors'ta yaşananlardan çok farklı olduğunu söyleyebilir misiniz? Bence bir fark yok. Durant'in herhangi bir şey kanıtlamak için Brooklyn'de şampiyonluğa ihtiyacı yok.

"Yine bir takım inşa etme felsefesi söz konusu. Bu olanların Warriors'ta yaşananlardan çok farklı olduğunu söyleyebilir misiniz? Bence bir fark yok."
Durant, Harden'la beraber NBA tarihinin en iyi 75 oyuncusu listesinde yer aldı. Zaten bir-iki tane şampiyonluğunuz varsa ve onunki gibi istatistiklere sahipseniz en iyi yirmi oyuncu listelerine de girersiniz. Öte yandan üçüncü, dördüncü hatta beşinci yüzüğünüzü kazandığınızda, "Bu adamı hiçbir listede ilk 10'un dışında tutamazsınız" diye düşünülür. Bundan sonra kazanacağı şampiyonluklar onu üst sıralara taşıyabilir ama Durant yarın çıkıp emekliliğini açıklasa bile mirası güvende.
Yıldızlarla dolu bir kadroyu yönettiğinizde hiçbir zaman hak ettiğiniz övgüyü alamazsınız. Steve Nash'in de benzer bir şanssızlığı var. Elbette kadro açısından büyük bir avantaja sahipti fakat egoları yönetmek ve herkesin mutlu olduğu bir yapı kurma konusunda da çetin sınavlardan geçti. Bu yüzden, geçen sezon yaşananlardan sonra Nash'in büyük bir krediye sahip olması gerek. Üç süper yıldıza sahip olmak beklenti yönetimi açısından büyük bir sorun iken, üç yıldızını sakatlıklardan dolayı yalnızca sekiz maçta birlikte kullanabilmesi bir meydan okumaydı. Tekrar söylüyorum, sekiz maç. Bu yüzden geçen sezon özel bir iş başardı. Bu yaz Sean Marks ve ekibi, o kadroyu daha da geliştirdi. Ama herhalde hiç kimse sezona Kyrie'den yoksun başlayacaklarını tahmin edemezdi. Yani Nash'i bir zorlu görev daha bekliyor.
Büyük üçlü modasının başlangıcı Boston Celtics'in oluşturduğu Paul Pierce, Ray Allen ve Kevin Garnett trio'suna dayanıyor. Bu şampiyonluk formülü, LeBron James'i 2010'da Miami Heat'e gitme yolunda motive eden diğer bir faktör. Diğer yandan, Golden State'in kurduğu üçlüyü hatırlayalım: Klay Thompson, Draymond Green, Steph Curry. Draft ettikleri oyuncularla Celtics ve Heat'e nazaran daha organik bir ekip bir araya getirmişlerdi. O üçlü, KD'nin katılımıyla büyük dörtlüye dönüştü. Ve doğrusu, her takım büyük üçlü kurma imkânına sahipse bunu yapar. Mesela New York Knicks... Amar'e Stoudemire'a sahiplerdi, yanına Carmelo Anthony ve Tyson Chandler'ı eklediler. Ama işe yaramadı… Şimdilerde hemen hemen her takım bunu kovalıyor ama hiç de kolay bir iş değil. Maaş tavanı bir yandan, lüks vergisi diğer yandan…

"Ve doğrusu, her takım büyük üçlü kurma imkânına sahipse bunu yapar. Mesela New York Knicks..."
Bazense mevcut kadronuz veya adresiniz büyük üçlü kurmanıza engel oluyor. Örneğin Giannis, Milwaukee yerine Los Angeles ya da New York'ta oynuyor olsaydı işler farklı olurdu. Fakat Milwaukee, küçük bir market oluşu ve soğuk havası itibarıyla bu tarz süper yıldızlar için pek de çekici değil. Hatta NBA'deki oyuncuların büyük bir kısmının gitmek isteyeceği bir yer değil. Utah keza… Donovan Mitchell ile Rudy Gobert'in yanına serbest oyuncu pazarından büyük isim çekmeleri zor. Küçük pazar takımıysanız işler böyle yürümüyor.
Aslında ligin büyük pazar takımları dahi insanların düşündüğü gibi kolayca kuramıyor bu üçlüleri. Knicks'e bakın, yıllardır çabalıyorlar. Lakers yine aynı durumda, büyük üçlüden ziyade büyük ikiliye sahipler. Russell Westbrook'u alma imkânları doğdu ama onun için de kadronun yarısını yolladılar. Westbrook onlar için çok uygun olmamasına rağmen büyük üçlüyü kurmak istediler. Kawhi Leonard sağlıklı olsaydı Clippers da bu yola baş koyabilirdi.
Öte yandan, büyük üçlü kurmak kimseye hiçbir şeyi garanti etmez. Ve aynı zamanda düşünüldüğü kadar uyumlu da olmayabilirler. Pierce, Allen ve Garnett, mükemmel şekilde uyumluydu. Birinin yapabildiği şeyler, bir başkasınınkiyle çakışmıyordu. LeBron ve Wade'i hatırlayalım, zaman zaman birbirlerinin üstüne basıyorlardı, ikisi de topu elinde isteyen oyunculardı ama yine de bir şekilde üstesinden gelmişlerdi. Orada Chris Bosh'ın ortama ayak uydurma konusunda sıkıntılı bir karakter olmaması da önemliydi. Ama dediğim gibi, her büyük üçlü birbiriyle çok uyumlu hareket edemiyor. Özetle: Büyük üçlü kurmak, hiçbir şeyi garanti altına almaz. İnanmıyorsanız, New York Knicks'e sorun...