Tesadüfleri Herkes Sever

10 dk

Katar 2022 heyecanına sayılı günler kaldı. Grup analizi, grubun maçı, yıldız oyuncular, çıkış yapabilecek genç isimler... İngiltere, ABD, İran ve Galler'in mücadele edeceği B Grubu sizlerle...

"Tesadüfler..." demişti sevdiğim bir romancı. "İyi bir hikâyede onlara fazla yer yoktur."

Ona göre öykü gereğinden fazla rastlantılara yer veriyorsa, yazar kolaya kaçıyor demek. Ancak her tesadüf illaki kötü hikâyeler mi doğurmak zorunda? Bence değil. Bazen kimi denk gelişler, kendiliğinden bile bir şeyleri anlatabilir. Tıpkı 1998'deki gibi. Tıpkı, ABD'nin 'yakın dostu' İran ile aynı gruba düşüp şok bir mağlubiyet alması gibi.

Tesadüf, geçen 24 seneden sonra yeniden yazar koltuğunda. Tercih ettiği kahramanlarda ise çok fazla değişiklik yok. İran ve ABD, büyük ses getiren ilk romanın ardından yerlerini koruyor. Devam serisinde ise Almanya'nın yerini Galler, Yugoslavya'nın yerini İngiltere alıyor. Ve her karakter, kendine dair bir şeyler anlatmak adına Katar'a seyahat ediyor.

"Sporda en zorlu şey, favorisi olduğun zorlu karşılaşmaları kazanmaktır" der Sasha Djordjevic. Bu söyleminin altında yatan neden favori olarak çıktığı maçlarda aldığı tat kaçırıcı sonuçlar mıdır yoksa karşı cephede olduğunda gülen taraf olması mıdır bilinmez. Fakat benzer cümleleri İngiltere'nin Dünya Kupası maceraları için kurmakta da muhtemelen niyet aranmaz. 2006 ve 2010'un ardından bir kez daha grubunun en iddialı takımı olarak Dünya Kupası'na gelen İngilizler, önce favorisi olduğu İran maçında galip gelip sonrasında rahat bir şekilde üst tura çıkmanın yollarını arayacak. 2020 Avrupa Şampiyonası'ndaki yıkımdan sonra bu rahatlığa ne ölçüde ulaşacaklarını kestirmek güç olsa da grubun ve turnuvanın en kaliteli kadrolarından birine sahip olmaları, kara bulutları dağıtmak için hâlâ yeterli bir sebep.

Dünya üzerindeki en iyi sağ bek rotasyonuna sahip olan Gareth Southgate, 2018'de beklentilerin üzerine çıkarken de 2020'de beklentilerin altında kalırken de kadro tercihleri nedeniyle eleştirilmişti. Rusya'da geçiş savunmasının usta ismi Kyle Walker'ı sağ stopere koyarak kurguladığı üçlü savunma alkış topluyor, 2020 Avrupa Şampiyonası'nda formda Harry Kane'nin aldığı süreler yergileri üzerine çekiyordu. 52 yaşındaki teknik direktör, milli takım ile geçirdiği iki turnuvada da tartışmalı kararların merkezinde olmaktan sıyrılamıyordu. Zira böylesi çekişmeli bir grupta biraz şansa biraz da tesadüflere ihtiyaçları olduğunu muhtemelen onlar da tahmin ediyorlar...

Bu trend, takımı Uluslar Ligi'nde hem savunma hem de hücumda çok büyük sorunlar yaşamışken de değişmeyecekti. Takım, akan oyunda üretmekte zorlanıyor; güçlü bir yapının eksikliği, parçaların etkinliğinin tartışılmasına sebebiyet veriyordu. Ortada çok geniş bir havuz vardı ama net bir 11 yoktu. Foden kazanıldığında oynamalı, kaybedildiğinde oturmalıydı. Benzer durum Jack Grealish, Bukayo Saka, Jadon Sancho ve diğerleri için de geçerliydi. İşte bu yüzden, tıpkı 2020'de olduğu gibi, Southgate bir kez daha sonuçlarla yargılanacaktı.

Bütün bu tartışmalar neticesinde İngiltere'nin grubunu kazasız şekilde tamamlaması önemli. Peki bu yolda onların canını kim sıkabilir? Doğrusu, ABD de Galler de bu haylaz çocuk tanımına fazlasıyla uyuyor. 2016'da İngiltere'yi altına alarak grubu lider olarak tamamlayan Galler, o günden bu yana kupa istikrarı anlamında Avrupa'nın en değerli ülkelerinden biri olmayı başardı. Altı sene önce yarı finale yükseldiler, 2020'de gruptan çıktılar ve 64 sene sonra Dünya Kupası'na gitmeye hak kazandılar. Tamam, kadrolarındaki yıldızlar eski formlarından uzakta. Gareth Bale golfe daha yakın olmak için ABD'ye uçtu, Aaron Ramsey'nin peşini sakatlıklar zaten hiç bırakmadı ve Joe Allen orta sahada bayrağı devretmek için gün saymaktan yoruldu.

Gareth Southgate

Gareth Southgate

Ancak tüm bu negatif ivmeye rağmen onları gruptaki gerçekçi rakipleri ABD'den ayıran temel bir nokta varsa, o da yine bu oyuncuların varlığı. Genç rakiplerine göre buraları oynamayı daha iyi biliyorlar, birlikte iki başarılı turnuva geçirdiler ve kulüp kariyerlerinde zirvede olmanın ne demek olduğunu tecrübe ettiler. Ve dahası, son altı yılda gösterdikleri her dikkat çekici performansa milli takım forması altında imza attılar. Bu nedenle Bale'ın futbol sahasının dışındaki çimlerden hoşlanması da Ramsey'nin tesisten çok hastanelerde zaman geçirmesi de çok önemli değil. Burası, onların sahnesi. Bu, onların zamanı. Ve gruptaki en büyük güçleri, ne İran'ın ne de Amerika'nın böylesi bir lükse sahip oluşu.

Peki ABD'nin hiç lüksü yok mu? Elbette var. Hatta bu lüks, Galler'i tanımlayan unsurlara keskin bir tezat oluşturuyor. Gregg Berhalter'in geniş oyuncu kadrosunu tanımlayan ilk şey, enerji. Sol bekten sağ kanada, savunma önü oyuncularından ileri uçtaki forvetlere kadar takımda hareketsiz sayılabilecek oyuncu yok denecek kadar az. Potansiyel geniş kadroda üçüncü kaleci Sean Johnson hariç 30 yaş üstünde bir ismi bile Katar'a götürmeyecek olan ABD, aynı zamanda son yıllarda ülkede yetişen ABD'li teknik direktörlerin felsefesini de ortaya çıkaran bir yapıya sahip. Bu sezon Jesse Marsch önderliğinde kurulan Leeds United kadrosunun simgesi olan Tyler Adams ve Brenden Aaronson ikilisi, tıpkı Premier Lig ekibinde olduğu gibi kendi ülkelerinde de benzer rollerde etkin olmaya devam ediyor.

Baskı ile top kazanma ve geri kalan savunma metriklerinde ligin zirvesine oynayan bu gençler, milli takımdan diğer arkadaşları gibi oyuna yoğunluk ve dinamizm katmayı kendilerine görev edinmiş durumda. Adams'ın orta sahadan partneri Yunus Musah'ın veya Aaronson'un aynı kanadı paylaşacağı Sergiño Dest'in benzer özelliklerde olduğunu söylemek de hiç zor değil. ABD, dört yıl içinde bir 'antrenör takımı' olmaya çalıştı ve yaratılan yeni bir nüve ile bunu başardı. Dinamik olmak, çok koşmak ve rakiplerini rahatsız etmek istiyorlar. Bir stilleri var ve bu stil onları tanımlanabilir kılabiliyor. Berhalter, 2026 öncesi 2022'de de adından söz ettirmek ama bunu stili ile yapmak istiyor.

Aslında benzer şey, gruptaki bir diğer antrenör için de geçerli. Carlos Queiroz da bir stil ile adından söz ettirmek istiyor fakat onun stili yıllardır değişmiyor: Kazanmak. Kolombiya'da, Mısır'da, İran'da, Manchester United veya Real Madrid'de... Portekizli hoca, ilk maddeye kazanmayı yazıyor ve bunu uzun süredir zorlu meydan okumalarla başarıyor. İran'ı 2022 Dünya Kupası'na götüren kişi olmasa bile hem oyuncular hem de koca bir ülke, hocanın ikinci dönemini Katar'da yaşamasını istiyorlar. Çünkü sekiz senelik Queiroz-İran birlikteliğinin hem 2014'deki Arjantin hem de 2018'deki Portekiz maçı gibi tesadüfi sonuçlar doğurabileceğini biliyorlar.

Zira böylesi çekişmeli bir grupta biraz şansa biraz da tesadüflere ihtiyaçları olduğunu muhtemelen onlar da tahmin ediyorlar…

Bu maç kaçmaz!

ABD-Galler (21 Kasım 2022)

İngiltere'nin birincilik, İran dışındaki takımların ise ikincilik için mücadele edeceğini düşününce grubun akıbetini belirleyecek maçın Galler ile Amerika Birleşik Devletleri arasında geçeceğini düşünmek çok yanlış olmaz. Son iki Avrupa Şampiyonası'nda adından söz ettiren ve bu iki turnuvada da gücünü yıldızlarından alan Galler, kâğıt üzerindeki rakibi ABD ile bu konuda ayrışıyor. Gregg Berhalter'in 2018'den bu yana kurduğu genç nüve, içinde 30 yaşından büyük oyuncu barındırmazken gücünü dinamizmden alıyor. Kısacası bu ikincilik mücadelesi, bize tecrübeyle yoğunluğun çarpışmasını; yeniyle eskinin tezatlığını sunuyor. Kazananın çok şey kazanacağı bu gibi maçlar ise tarihteki yerlerini almayı genelde ihmal etmiyor.

Yıldızlar

Gareth Bale

Galler. Golf. Madrid. O meşhur pankartta değişen tek şey, önem sırasında Madrid'in yerini Los Angeles FC'nin almış olması. Bu değişim haricinde Galli yıldızın hayatında farklı diyebileceğimiz bir şey yok. Hâlâ golfü kulüp kariyerinin önüne koyuyor ama iş milli takıma gelince yıldız ibaresinin başına 'süper'i eklemeyi ihmal etmiyor.

Tyler Adams

Son dakikada attığı golle 2020'de takımını Şampiyonlar Ligi yarı finaline taşıyan Tyler Adams, iki sene sonra Jesse Marsch'ın isteğiyle rotasını İngiltere'ye kırdı. Milli takımında oynanan oyunun tüm özelliklerini bünyesinde barındıran Adams, Premier Lig'de olduğu gibi Katar'da da takımına dinamizm getirip baskının kilit adamı olmaya çalışacak.

Phil Foden

Foden'ın sezona flaş bir başlangıç yaptığını nereden anlayabiliriz? Asistleriyle mi yoksa golleriyle mi? Bence hiçbiriyle. Eğer bir oyuncu Guardiola rotasyonuna rağmen 11'deki yerini koruyorsa, bu, onun ne kadar iyi oynadığına dair yeterli bir gösterge. İngiliz yıldızın önündeki yeni sınavsa Southgate'in rotasyonuna vereceği cevap.

Ya tutarsa?

İngiltere, turnuvadaki gidişatı adına gruptan lider çıkmak zorunda. Galler, 2016'daki sürprizi tekrarlayacak kadar iddialı değil. Hatta ikincilik iddiaları da tartışmaya açık. Genç ve enerjik ABD kadrosuna tezat olan ana çekirdek, esas yükü yıldızlarının omzuna bindiriyor ve altı yıldır aynı ana plana hizmet ediyor. Bu nedenle ikincilik, bir sonraki Dünya Kupası'nın ev sahipliğini yapma motivasyonuna sahip ABD için daha heyecanlı bir hedef gibi gözüküyor.

Cevher: Yunus Musah

Adams, McKennie, Musah. Kâğıt üzerinde etkileyici bir orta saha mı? Pek sayılmaz. Üçünün de ne şaşaalı kari yerleri ne de olağanüstü yaratıcılık yetenekleri var. Ama hepsinin ABD için sunabilecek birçok meziyeti mevcut. Dribling, dikine oynama ve fiziksel mücadelelerde yaşına göre fazlasını sunan 19 yaşındaki Musah, Gattuso ile çalışmaya başladıktan sonra performansını artırdı ve Liverpool'un radarına girdi. Sıradaki hedefi aynı takımın formasını giymek olabilir mi?

Malumatfuruş

• Perküsyon sevdalısı Sergiño Dest, boş zamanlarını bateri çalarak geçiriyor ve doğduğu ülke Hollanda'da sokak sanatçılarıyla birlikte müzik yapıyor.

• Aaron Ramsey'nin en sevmediği yemek olan pırasa, Galler'in sembollerinden biri.

• Memleketi Günbedkavus'ta at yetiştiriciliği ile uğraşan ve 52 atı olan Serdar Azmoun, aynı zamanda iyi bir binici.

• Bir teetotalist olan Gareth Bale'ın doğduğu şehir Cardiff ile Teetotalizm'in başladığı ilk yer Preston arası yaklaşık 330 kilometre.

• Pep Guardiola'ya göre gördüğü en iyi frikikçi James Ward-Prowse.

• Jack Grealish'in çoraplarını kısa şekilde kullanmasının ilk nedeni, çoraplarının yıkandıkça kısalması ve o dönemki takımında yeni çoraplar istemeye utanması.

Socrates Dergi