
M Grubu
11 dk
Katar 2022 heyecanına sayılı günler kaldı. Grup analizi, grubun maçı, yıldız oyuncular, çıkış yapabilecek genç isimler... Arjantin, Suudi Arabistan, Meksika ve Polonya’nın mücadele edeceği C Grubu sizlerle...
Messi. Amacım elbette diğer takımları küçümsemek değil, hâşâ Arjantin takımını da Lionel Messi'den ibaret görmüyorum. Ama C Grubu'nun her şeyden önce Messi'nin grubu olduğu ve tüm gözlerin onun üzerinde toplanacağı da bir vakıa olarak önümüzde duruyor. Tüm dünyada bu grup hakkında yapılacak analizlerde en çok ondan bahsedilecek, maçlar başladığında en çok o konuşulacak. Arjantin turnuvada ilerledikçe "Kupa nihayet Messi'nin ellerinde yükselecek mi?" soruları yankı bulacak, elenirse bu büyük yıldızın kariyerinin bir Dünya Kupası zaferi kazanmadan sonlandığından söz edilecek. Kazanırsa…
"Tarihe tanıklık ettik." Bu ifadeyi giderek daha çok duyar olduk. Aslında ne olursa olsun tarihe tanıklık ediyoruz. Evet, mecazi bir ifade bu ve önemli olaylar için kullanılıyor, biliyorum. Ancak kupayı kim kazanırsa kazansın bu önemli bir hadise olacak ve biz tarihe tanıklık etmiş olacağız. Her kazananın farklı bir hikâyesi olacak. Bir de değil, onlarca… Teknik direktörün, takımın yıldızının, sakatlıktan dönen bir futbolcunun, oyuna sonradan girip maçı çeviren bir başkasının, ülkenin hatta farklı farklı birçok vatandaşının hikâyeleri üzerinden anlatılacak o şampiyonluk. Arjantin kazandığında ise neredeyse tüm hikâyelerin başrolünde Messi olacak.
Yaşınız yetiyorsa muhtemelen Leo'yu 2004'ten beri izliyorsunuz. Haliyle Barcelona'da kazandıklarından, kişisel ödüllerinden ya da yeteneklerinden söz etmek abesle iştigal olur. İş milli formaya geldiğinde bir türlü o kupaya ulaşamadığını, 2014'te kaybettikleri finali, nihayet geçtiğimiz yıl Copa America'yı kazanana dek tek avuntusunun 2008'deki Olimpiyat altını olduğunu da biliyor, Copa America zaferi sonrası en azından üzerindeki baskının biraz azaldığını tahmin ediyorsunuzdur. Yine de son kez forma giyeceği Dünya Kupası'nda zafere ulaşıp kariyerinin tek eksiğini gidermeyi ne kadar istediğine dair fikir verebilecek bir anekdotu Tim Vickery'den alıntılayalım. İngiliz gazeteci, geçtiğimiz sezonun sonunda şunları söylemişti:
"Messi, Arjantin'den ayrıldığında 13 yaşındaydı. Arjantin basını ile arasında hep bir mesafe oldu. 'O bizden biri değil, o bir Katalan' diye düşünülürdü. Fakat Barcelona'dan ayrıldığı andan itibaren öncelikleri değişti, artık onun için en önemlisi milli takım. Dolayısıyla PSG'deki formu da bu konunun dışında. Orada hafif tempoda oynadığında bile Arjantinlilere göre bu, gücünü Dünya Kupası'na saklamak için."
Takımın geneline gelirsek; rüya gibi bir dönemdeler. 2018'deki tartışmalı seçimlerinin ve kötü performansın ardından Jorge Sampaoli, yerini Lionel Scaloni'ye bıraktı. Bu değişiklik, olağanüstü sonuç verdi. Tam üç yıldır kaybetmiyorlar. İtalya'nın 37 maçlık yenilmezlik rekorunu egale etmelerine iki maç kaldı. 28 yıllık Copa America hasretine son verdiler. Ardından Avrupa şampiyonu İtalya ile oynadıkları Finalissima'yı kazandılar. Belki de Messi'nin etrafına kurdukları en iyi kadro bu. Savunmada Cristian Romero âdeta yanıyor, Tottenham'lı oyuncunun sahada olduğu son 10 maçta Arjantin gol bile yemedi. Kaleleri ve savunma hatları genel olarak sağlam. Normal şartlarda Messi'nin etrafında Angel Di Maria ve Paulo Dybala'nın oynamasını bekleyebilirdik fakat ikisinin de sakatlıkları var ve Dybala öyle görünüyor ki turnuvayı kaçıracak. Brighton'da çok iyi bir sezon geçiren Alexis Mac Allister bu açığı kapatma yolunda fırsat bulabilir. Önlerinde, Lautaro Martinez gibi bir başka dünya yıldızı oynuyor. Tüm bu yıldızların arasında ise kilidi çoğu zaman Messi'nin bireysel yetenekleri açıyor.

Robert Lewandowski
2021 Ballon d'Or birincisinden, ikincisine; Robert Lewandoski'nin Polonyası'na geçelim. Bu bilgiye bir süre daha şaşıracağım: Ülkesi adına bugüne dek 76 gol kaydeden Robert Lewandowski'nin henüz bir Dünya Kupası golü yok. Bu bile, kaliteli ve kariyerli oyuncuları hesaba katılarak yıllardır her turnuva öncesi sürpriz adayı olarak gösterilen Polonya'nın yaşadığı hayal kırıklığını görmek için yeterli. Potansiyellerine asla ulaşamadılar ve artık o jenerasyon 'tecrübeli'den ziyade 'yaşı ilerlemiş' olarak anılmaya yakın. Elbette en başta Napoli'de harika bir sezon geçirmekte olan Piotr Zielinski, Arkadiusz Milik, Jan Bednarek gibi kariyerlerinin baharında oyuncuları da var ve yine hedefler yüksek. Önce buradan, ardından Fransa, Avustralya, Danimarka ve Tunus'un bulunduğu D Grubu'ndan gelecek çapraz eşleşmeden sağ çıkabilirlerse İngiltere, Hollanda ve Senegal gibi potansiyel rakipler önünde yarı final arayacaklar. İki defa Polonya Ligi şampiyonluğu yaşayan hocaları Czeslaw Michniewicz, bu aşamalara hazırlıklı. Ülkesinde 'Polonyalı Simeone' olarak anılıyor ve savunmayı derinde tutup hızlı hücumlarla gol aramak üzerine fazlaca kafa yoruyor.
Grubun bir diğer takımı Meksika. Men edildikleri 1990'dan bu yana her turnuvaya katılıyor, gruptan çıkıyor ve eleniyorlar. Gerçekçi hedefleri yine aynı aşamaya ulaşmak olabilir ki doğrusu, şu an için çok da pozitif bir hava içinde değiller. Teknik direktörleri Tata Martino, daha önce milli takımı bırakan Carlos Vela ve disiplin gerekçesiyle kadro dışı olan Javier Hernandez'i kadroya dahil etmeyeceğini açıkladı. 'Chicharito' mevzuuyla ilgili çok fazla iddia var fakat Hernandez tarafı bunların tamamını yalanlarken "Sportif bir karar ve bunu kabullenip çalışmaya odaklandık" diyor. Yine de bu açıklamalar, konuyu ülke futbolunun bir numaralı gündem maddesi olmaktan çıkarmıyor. Raul Jimenez'in turnuvaya az süre kala yaşadığı sakatlık, Katar'a doğru gün sayarken Meksikalıları kara kara düşündürüyor. Eylül ayında Paraguay, Peru ve Kolombiya ile yapılan hazırlık maçlarında da çok ışık vermediler. Fakat daha önce hem Arjantin'i hem de Barcelona'yı çalıştıran Martino, Arjantin'e kötü sürprizler yapabilir.
C Grubu'nun son takımı Suudi Arabistan da turnuvada sık gördüklerimizden. İlk deneyimleri olan 1994'ten bu yana sadece 2010 ve 2014'te vize alamadılar. Fakat ilk seferde son 16'ya kaldıktan sonra bir daha bu başarıyı gösteremediler. 2018'deki Mısır maçı hariç galibiyet bile alamadılar. Bu süreçteki en akılda kalıcı maçları, 2002'deki 8-0'lık Almanya mağlubiyeti olsa gerek. Bu kupaya muhtemelen tamamı yerel ligdeki oyuncular ile katılacak tek takım olacaklar. Japonya, Avustralya, Çin gibi ülkeleri yendiler ve pek çok otorite tarafından 'Asya'nın en iyi iki takımından biri' olarak görülüyorlar. Yine de "Bu yeter mi?" sorusunun cevabı pek de değişmiyor gibi: Büyük sürpriz olur…
Bu maç kaçmaz!
Polonya-Arjantin (30 Kasım 2022 )
Arjantin'in turnuvaya rahat bir Suudi Arabistan galibiyetiyle başlayacağını öngörebiliriz. Fakat eğer bir sonraki maçta Meksika'ya takılırlarsa ortalık karışabilir. Polonya'nın altın jenerasyonu yalnızca bir Dünya Kupası gördü ve onda da grup sonunculuğundan öteye gidemedi. Bu son şansı kullanabilmek için her şeylerini ortaya koymaya hazırlar. 30 Kasım'ın son saatlerinde; Messi ve Lewandowski gibi nesillerce anlatılacak iki efsaneden birinin Dünya Kupası kariyerinin hayal kırıklığıyla bitme olasılığı var. Sadece bunu yaşamamak için ortaya koyacakları performans dahi merak uyandırıyor. Buraya kayıpsız geldikleri takdirde ise aynı performansı muhtemel Fransa eşleşmesinden kaçmak için göstermek durumundalar.
Yıldızlar
Lionel Messi
Bu kadar Messi yetmediyse, biraz da burada bahsedelim. Başka birine karşı 'Messi'ci' değilim. Diğer çok iyi futbolcuları izlemekten de keyif alıyorum. Fakat şahsi fikrim şu ki gelmiş, geçmiş ve gelecek en iyi futbolcuyu son Dünya Kupası'nda izleyeceğiz. Takımını zafere ulaştırabilirse, işte o zaman gerçekten tarihe tanıklık edeceğiz.
Piotr Zielinski
Polonya'nın yıldızı Lewandowski, buna şüphe yok ama en etkili ismi artık o olmayabilir. Napoli orta sahasında yıllardır çok yönlü işlevler yerine getiren Zielinski, belki de en etkili sezonunu geçiriyor. Şampiyonlar Ligi'nde şu ana kadar oynadığı 4 maçta 5 gole direkt katkı da veren oyuncu, turnuvada da öne çıkabilir.
Guillermo Ochoa
Sadece Dünya Kupalarını izlesek, onu dünyanın en iyisi sanabilirdik. 2014'te kurtardıklarıyla tüm dünyada konuşuldu. Takımı dört maç sonunda elenmesine rağmen 2018'de Thibaut Courtois ile beraber en çok kurtarış yapan isimdi. Bu turnuvada da ona çok iş düşecek. Yine spot ışıklarını üzerinde toplayabilir.
Cevher: Julian Alvarez
Julian Alvarez, görkemli bir 2021 yılı geçirdi. Kaldığı yerden devam ederken; Avrupa'da 2022-23 sezonu öncesi dünyanın en göz önünde iki takımından birine gitti. Manchester City'de henüz kendini kanıtlayıp büyük bir stara dönüşmüş değil ama belli mi olur, birçok büyük yıldız da ilk büyük patlamasını Dünya Kupası'na saklıyor. Üstelik son dönemde Scaloni, takımına 4-4-2 provaları yaptırıyor. 22 yaşındaki santrfor, bu kupa ile birlikte anılacak oyunculardan biri olabilir.
Ya tutarsa?
Her turnuvada kimsenin beklemediği sonuçlar, büyük sürprizler gerçekleşir. Son şampiyonlar, en büyük favoriler gruplarda elenir. Ama yo dostum, hayır, bu o gruplardan değil. Arjantin, bu gruptan en az 7 puanla çıkar. İlk Meksika-Polonya maçından galip ayrılan taraf da üst tura yükselen diğer ekip olur. Suudi Arabistan 1 puan alırsa kâr sayar. Arjantin'in yeri garanti demiş miydim? Evet, garanti.
Malumatfuruş
• Polonyalı Maciej Rybus, Spartak Moskova'ya transfer olunca Polonya-Rusya geriliminden ötürü kadro dışı kaldı.
• 2 numaralı formasıyla Polonya kalesini koruyan Jan Tomaszewski, Almanya 74'te iki penaltı kurtararak bir ilki başarmıştı.
• Messi'nin doğduğu Rosario'da, yeni doğan çocuklara Messi isminin verilmesi 2014 yılında yasaklanmıştı.
• Aralık 2001 ekonomik krizi sırasında Arjantin'de cumhurbaşkanlığı koltuğuna iki haftada tam beş kişi oturmuştu.
• 828 metre ile dünyanın en yüksek binası Suudi Arabistan'da. 312 metre ile en uzun fıskiye de. Evet, onlar da bununla övünüyorlar.
• Dünya Kupası tarihinin ilk maçını Meksika, Uruguay'a karşı 4-1 kaybetti. Ama yine de ilk golü atmayı başardılar