Kayıp Giden Yıldızlar

9 dk

Buz pateni televizyon ekranından bakarken şık, estetik ve olağanüstü görkemli bir spor. Oysa perde arkasında genç yaşta yitip giden bedenler ve yıpranan ruhlar barındırıyor.

Getty Images

ABD'li buz patenci Rachael Flatt, 2014 yılında son ulusal şampiyonasına katıldı ve emekli oldu. Flatt sporu bıraktığını açıklarken "Ben bir büyükanneyim" diyecekti. "Aslında bu kadar yaşlı hissetmemem gerekirdi." Haklıydı çünkü sadece 21 yaşındaydı. Aynı yarışta birinci gelen ve 'geleceğin yıldızı' olarak gösterilen Gracie Gold ise Flatt'ten yalnızca üç sene sonra depresyon ve yeme bozukluğu tedavisi görmek üzere patene ara verdiğini duyurdu. Gold henüz spora geri dönmedi. Peki bahsi geçen genç kadınları bu kadar erken yaşlarda tüketen, 21 yaşında bir genci babaanne gibi hissettiren, anoreksiya, depresyon ve erken emekliliğe sürükleyen ve sporun yaş ortalamasını her geçen gün küçülten sebepler neydi? Ekran başında büyülenerek izlediğimiz, insan zihninden çıkma en seyirlik ve duygu yüklü icatlardan buz pateninin görünmeyen yüzüne gelin bir göz atalım.

Kadınlar artistik buz pateni sporun en cinsiyetli dallarından biri. Olimpiyatların çoğunda taçlandırılan güç ve dayanıklılığın aksine kırılgan ve zayıf görünümlü bir bedenin, ufak tefek ve kıvrımsız olmanın tercih edildiği, kolayca zıplayabilen hafif sporcuların teknik olarak avantajlı olduğu, "hanım hanımcık ve zarif" tavırların, feminenliğin övüldüğü bir spor. Sporcuların kıyafetleri, kiloları ve bedenleri hakkında yorum yapmanın olağan karşılandığı bir dal aynı zamanda. Bu niteliklerde bedenlere sahip olabilmeleri için sporcuların yaş ortalamasının giderek düştüğü, bir sene zirvede olan bir atletin ergenliğe ulaştıktan sonra madalya şansının neredeyse kalmadığı, ardında fiziksel ve mental sorunlarla mücadele eden genç kadınlar bırakabilen acımasız bir yarışma.

İşler her zaman bu kadar kasvetli değildi elbette. Michelle Kwan gibi arka arkaya şampiyon olan patenciler, Katarina Witt gibi kariyerini otuzlarında da devam ettiren ikonlar hâlâ hatırımızda. Mevzunun sarpa sardığı yıl ise 2002. Salt Lake City Olimpiyat Oyunları'nda çiftler yarışında hakemlerin şike yaptığı ortaya çıkınca çoğumuzun aşina olduğu altılık puan sistemi terk ediliyor. Takip etmesi 'Adam Olacak Çocuk'un "10 puan, 10 puan, 10 puanla şampiyon!" sistemi kadar kolay ve zevkli olan ancak şeffaflığı zorlaştırdığı söylenen bu sistemin yerine epey komplike ve her bir harekete bir baz puan ve bir mükemmellik puanı atayan yeni sistem geliyor. Böylece atlayış ve dönüşlerin önemi artıyor. Riskli hareketler yüksek puan getirmeye başlıyor. Eleştirenler yeni sistemin koreografi ve artistik ifade gibi sporcuların olgunlaştıkça mükemmelleştirdikleri unsurlar yerine, yaşları küçüldükçe başarma olasılıklarının arttığı teknik unsurlara önem vermesinin patenin yapısını değiştirdiğini söylüyor. Böylece patencilerin kariyer süreleri de kısaldıkça kısalıyor.

Örneğin yeni sistemde atlayışları program sonuna bırakanlar daha yüksek puan alıyor çünkü yorgun bacaklarla atlamak çok zor. Son olimpiyat şampiyonu 2002 doğumlu Alina Zagitova tüm atlayışlarını sona bırakarak olimpiyat tarihinde kısa programda alınan en yüksek teknik skoru aldı. Yetişkinler klasmanında henüz ilk yılında yarışan Alina, artistik buz pateninde altın madalya alan en genç kadın sporcu olarak da tarihe geçti. Ancak Alina'nın üçlü dönüşlerle dolu muhteşem programı gelecek olimpiyatlar için çoktan yetersiz kalmış olabilir. Zira Rusya'nın yeni starı Alexandra Trusova, 13 yaşında ve kadınlar buz pateni tarihinde ilk dörtlü lutz atlayan sporcu oldu bile. Zagitova'nın aralık ayındaki Rusya seçmelerinde beşinci olduğunu ancak ilk üç sıradaki patencilerin yaşları yetişkin klasmanına yetmediği için milli takıma girebildiğini de hatırlatalım. 2006'dan beri olimpiyatlarda madalya yüzü görmeyen ABD ise Rusya'nın erken gelişim programlarının benzerini uygulamaya çoktan başladı: Ocak ayında ulusal şampiyonayı kazanan Alysa Liu, 13 yaşında. Bazı ülkelerin patencilerinin yaşlarını büyüttüğü ise hâlâ bir şehir efsanesi...

Tuğba Karademir, Türkiye'den olimpiyatlara katılan ilk buz patenci. Patene beş yaşında başlayan Karademir, 2006 ve 2010 olimpiyatlarında yarışarak göğsümüzü kabartmış ve Vancouver'da bayrak taşıdıktan sonra aktif spor yaşamını sonlandırmıştı. Karademir, şu an Kanada'da yaşıyor ve kariyerine antrenör ve teknik uzman olarak devam ediyor. Karademir yeni sistemin yan etkilerini bizzat gözlemleyenlerden ve sistemin atlamada iyi ama toplamda daha zayıf sporcular yarattığını düşünenlerden: "Atlamaya odaklanınca kayış, denge, jenar es geçiliyor ve sporcular en basit kayış hareketlerini yapamıyor. Örneğin bana junior programı için gelen bir sporcu dört triple atlıyor ama sadece atlama çalıştığından bağlama hareketlerinin en basitlerini bile zar zor yapabiliyor."

Genç yıldızların dörtlüleri kimilerince sporun gideceği yönü işaret etse de kimileri tarafından da "kısa ömürlü bir hadise" olarak tanımlanıyor. Zira Trusova ve diğer çocuk yıldızların ergenliğe eriştikten sonra quad atlayışları gerçekleştiremeyeceği iddia ediliyor. Bunun iki sebebi var. İlki ancak ergenlik öncesi bir bedenin bu hareketleri yapacak esneklik ve kapasitede olması: Ufak tefek ve kıvrımsız bedenler daha yükseğe zıplayıp havada daha hızlı dönebiliyor. İkincisi, henüz gelişimini tamamlamamış bedenlerin bu riskli hareketler sonunda sakatlanmaları. Üçlü ve dörtlü dönüşler kalça, bacak ve ayak kasları üzerinde büyük baskı yapıyor, rotasyonlarsa kemik gelişimini bozabiliyor. Bir sezonluk olimpiyat zirvesinden sonra sakatlanıp erken emekliye ayrılan yıldızların hikâyeleri neredeyse sıradan: 17'sinde Soçi'de altını kucaklayan Adelina Sotnikova'nın sakatlanması ve bir daha yarışamaması; PyeongChang'da gümüş kazanan Evgenia Medvedeva'nın ayağını sakatladıktan sonra bir türlü toparlayamaması; 1998'de en genç olimpik şampiyon unvanını alan Tara Lipinski'nin zorlu dönüşler yüzünden kronik kalça problemleri yaşaması ve sporu bırakmak zorunda kalması…

Sakatlıkların bir diğer sebebi de yetersiz beslenme. Ergenliğe girerlerse teknik becerilerinin düşeceğinden korkan atletler aç kalarak bu süreci ertelemeye çalışıyor. Koçların, hakemlerin ve yorumcuların kurdukları zayıf olma baskısı da cabası. Karademir, yarışma kariyeri boyunca rakiplerinde ve şimdilerde de öğrencilerinde yeme bozukluklarına çokça şahit olduğunu söylüyor. Yetiştirdiği sporcularda anoreksiyayı önlemeye çalışan, hâlihazırda hasta olarak kendisine gelen atletleri de iyileştirmeye çabalayan Karademir "Gençlerin spor aşkının ölmesine, gözlerindeki ışığın sönmesine tanıklık etmek çok zor. Ama maalesef bu hastalık çoğu zaman sporcuları ömür boyu etkilemeye devam ediyor" diyor.

Örnekler öyle çok ki… Soçi'deki Schindler's List performansı unutulmayan Julia Lipnitskaya, 2017'de 19 yaşında yeme bozukluğu sebebiyle pateni bıraktı. Koçunun teşvikiyle bazen sadece toz besinlerle beslenen Lipnitskaya'nın sosyal medya hesabından kilo aldığı için kendini eleştirenlere "Sırf sizi mutlu etmek için ömür boyu 37 kilo kalamam. Yeterince diyet yaptım. Yeter artık!" diye isyan etmesi koçlar ve hayranların da vaziyete katkısını göstermesi açısından göz açıcıydı. Gracie Gold'un anoreksiyası da dördüncü olduğu Soçi'de başladı. 2017'de dünya şampiyonasında bronz madalya alan 1998 doğumlu Gabriella Daleman da akıl sağlığına odaklanmak için 2018-2019 sezonunda yarışmayanlardan: "Ya çok kaslı dediler ya şişman. Ben de ya yemek yemedim ya da her kaloriyi yakmak için uğraştım." 2006 olimpiyat seçmelerinden önce pateni bırakmak zorunda kalan Jenny Kirk patencilerin yüzde 85'inin tıpkı kendisi gibi bu sorunla boğuştuğunu söylüyor.

Peki ne yapmalı? Pateni daha az cinsiyetli bir spor dalı hâline getirmek için spor medyası, seyirci ve profesyonellere düşen sorumlulukları masaya yatırmak elbette en elzemi. Yaş limitini yükseltmek ise akla ilk gelen çözüm. Mayıs ayında Hollanda delegasyonu Uluslararası Paten Birliği'ne (ISU) yetişkin yarışmalar için yaş limitini 15'ten 17'ye çıkarmayı teklif etti. Değerlendirilmesi için 95 oy gereken teklif yalnızca 63 'evet' aldı. Rusya ve Japonya hayır oyu verdi. Öneride "Olimpiyatlarda (artistik ve teknik kısmı) dengeli programlar ve olgun patenciler sunmalıyız. Bu buz pateninin imajını da düzeltecektir. Medya ve seyirciler uzun yıllar yarışan idoller izlemek istiyor" deniliyordu. Karademir de bu görüşe katılanlardan: "Buz pateni fanları çok sadıktır. Sporcuları yakından takip eder ve gelişmelerini izlerler. Eğer sporcular 18 ayda 'peak' edip yok olurlarsa seyirci onları tanıyıp, onlarla gülüp ağlayacak vakti nasıl bulacak? Eğer bu şans kaçarsa paten, herkesin sadece ülke sporcularını takip ettiği bir spora döner."

Ergenlik öncesi çocukları olimpik bir sporun fiziksel ve ruhsal baskılarına maruz bırakmanın ve pateni zorlu hareketler sergileyen küçük şampiyonları izlediğimiz bir yetişkin eğlencesine çevirmenin riskleri ekran başında geçireceğimiz birkaç büyülü dakikadan çok daha büyük. Karademir şöyle diyor: "Bazı ülkelerde spor sistemleri fabrika gibi. Milyon tane küçük şampiyon adayı var ve bu yüzden sistem çok acımasız davranabiliyor, çünkü devamlı yeni şampiyonlar çıkarabiliyor. Oysa küçük yaşta sporcuların bu kadar çalıştırılıp baskı altında tutulması çok yanlış. Aileler ve antrenörler sporcunun hem fiziksel hem ruh hâline çok dikkat etmeli; hele ki ergenliğe geçerken. Yoksa maalesef sporcularımızı çok çabuk kaybediyoruz. Sporcuların artistik yönleri gelişemeden sönüp gitmeleri paten sporu için de çok zararlı". Medvedeva, 2018 Olimpiyat Oyunları'ndaki unutulmaz dansında kırmızılar içinde bir Anna Karenina olarak çıktı karşımıza. Bir gazeteci "Aranızda bu kadar yaş farkı varken onu canlandırmak zor olmadı mı?" diye sorunca, Rachael Flatt'in "büyükanne" yorumunu hatırlatan, iç burkan bir cevap verdi Medvedeva: "Yaşlı bir kız olmadığımı kanıtlamak için kayıyorum." Bunu söylerken 18'ine henüz basmıştı. Onlar çalışkanlıkları, yetenekleri ve güçleriyle bizleri büyüleyen yıldızlar. Kayıp gitmelerine izin vermeyelim yeter.

Socrates Dergi