Kim Kârlı?

9 dk

New York Times, ocak ayında spor gazeteciliğinin yeni merkezi The Athletic'i satın alarak yılın en önemli medya hareketlerinden birine imza attı.

The New York Times ile The Athletic arasındaki satın alma sürecinde iki taraf, yaklaşık sekiz ay önce görüşse de işin maddi tarafında anlaşma sağlanamamıştı. Ancak bu kez The Athletic, 550 milyon dolarlık teklifi kabul etti ve dev satış gerçekleşti. Tamamı nakit olarak gerçekleştiren alışverişin, bu yılın ilk çeyreğinin sonuna kadar tamamlanması beklentiler arasında. The New York Times, The Athletic'i abone başına yaklaşık 448 dolara denk gelen bir satın alma maliyetiyle bünyesine katmış oldu.

Zarar Ettiren Büyüme

2016'da kurulan ve 2020 sonuna kadar bir milyon aboneye ulaşan The Athletic, kurulduğu günden bu yana kâr edemiyor. Aralık 2021 itibarıyla 1 milyon 200 bin abonesi olan şirket, geçen mali yılı -65 milyon dolar gelir elde etmesine karşın- 55 milyon dolar faaliyet zararıyla kapatmıştı. The Information'ın haberine göre, 2019-20 arasında 100 milyon dolar harcayan The Athletic, buna karşılık 73 milyon dolar gelir elde etti. Abonelik geliri ve reklam satışları temelinde kârlı olsa da The Athletic'in diğer alanlardaki işletme maliyetleri, genel toplamdaki kârı engelliyor. Bu durum, NY Times'ın şirketi satın almasından sonra da devam edecek. The Athletic'in önümüzdeki üç yıl boyunca faaliyet kârı elde etmesi beklenmiyor.

Neden ve Nasıl?

Satın almanın ardından en fazla sorulan iki soru şu şekilde: The New York Times'ın The Athletic'i bünyesine katmasına ihtiyacı var mıydı? The Athletic neden The New York Times'ın görece düşük olan teklifini kabul etti?

Bu iki sorudan ilkinin iki cevabı var. 2021'in üçüncü çeyreği itibarıyla The New York Times'ın abone sayısı 8 milyon 400 bin. Gazetenin 2025'te 10 milyon basılı ve dijital abone hedefi olduğu da biliniyor. NY Times son dönemdeki dijital alanda büyüdü ve abone sayısını arttırdı. Bu gelişmelerin, Donald Trump dönemindeki yayıncılık anlayışı sonucu olduğu biliniyor. Fakat bu dönemin sona ermesi nedeniyle abone sayılarındaki büyüme yavaşladı ve gazetenin yeni bir yol bulması gerekti. 1 milyon 200 bin abonesi bulunan The Athletic, en kolay çözümlerden biriydi. Bu ilk soruya verilecek ikinci cevap için, işin gazetecilik tarafına bakmak gerekiyor. The New York Times'ın son birkaç yıldır diğer prestijli gazetelere oranla sporu büyük ölçüde görmezden geldiği düşünülüyor. Spor içeriklerinin yüzeysel olması nedeniyle NY Times, sporu derinlemesine takip eden insanlara ulaşamıyordu. The Athletic'in bu eksiği tamamen gidereceği öngörülüyor.

The Athletic tarafında ise gelişmeler şöyle seyretti: Oluşumun, geçen yılın başından beri bir alıcı aradığı biliniyordu. Bazı ortaklık/satış görüşmelerinin ve NY Times ile olumsuz neticelenen ilk görüşmelerin ardından The Athletic, satış süreci için LionTree adlı bir yatırım bankasını görevlendirdi. Süreci resmi olarak yürüten LionTree, The Athletic'in satın alma fiyatını artırdı. Üstelik LionTree, satış için sunum yaptığında Amazon, Conde Nast ve DraftKings gibi sektörlerinin önde gelen şirketleri oluşuma ilgi gösterdi. LionTree, The New York Times'ı yeni satış sürecine davet etmemesine rağmen gazetenin icra kurulu başkanı Meredith Kopit Levien görüşmelere tekrar başlanmasını istedi. Satışa ilgi gösterenler arasında teklifte bulunan tek şirket ise The New York Times'tı.

İkinci sorunun ise sadece bir yanıtı var: The Athletic'in satış fiyatı 750 milyon dolar olarak belirlenmesine rağmen şirket 550 milyon dolara satıldı. Şirketin sürekli zarar etmesi ve 2023'e kadar kâra geçemeyecek olması, bir yatırımcıya ya da bir satın alıcıya ihtiyaç duyulmasına, sonrasındaysa düşük bulunan bir teklifin kabul edilmesine neden oldu. Satış ile ilgili genel düşüncenin bu olmasına karşın, The Athletic'in kurucu ortakları Alex Mather ile Adam Hansmann geçen ay CNBC'den Alex Sherman'a verdikleri röportajda, NY Times'ın The Athletic'i tanımak için gerekli her şeyi yaptığını ve kendilerini kazandığını belirttiler. Mather ve Hansmann, NY Times'ın The Athletic'in misyonuna nasıl uyduğunu, misyonları için ne kadar önemli olduğunu ve The Athletic'in yaptığı işi güçlendirebilecekleri konusunda kendilerini kazanmasının satış kararında kilit nokta olduğunu belirtiyorlar.

Değişen ve Değişmeyen Stratejiler

The New York Times CEO'su Levien, The Athletic'in bağımsız olarak çalışmaya devam edeceğini duyurdu. 400'ü haber merkezinde olmak üzere 600 çalışanıyla ESPN'in ardından ABD'deki en büyük ikinci spor gazetecisi işvereni olan The Athletic'te ilk aşamada işten çıkarma yapılması planlanmıyor.

NY Times, başlangıçta gazetenin ve The Athletic'in ayrı abonelik paketleri olacağını, ardından daha geniş bir paketin parçası olarak okurlara sunulacağını açıkladı. NY Times'ın hedef kitlesini artırmak için bilim, teknoloji ve diğer özel ilgi alanlarında uzmanlaşmış siteleri gelecekte hedef olarak belirlediği düşünülüyor. The Athletic, bu hedefe yönelik ilk adım oldu. Şirket, The Athletic'i satın almasının ardından ikinci hamlesinde de gecikmedi. Ekim ayında kullanıma açıldığından bu yana büyük ilgi gören ve sosyal medyada popüler olan kelime oyunu Wordle, geçen ay The New York Times tarafından satın alındı.

Temel ürünleriyle birlikte pazarlayabileceği yeni bir aboneliğe kavuşan The New York Times, hareket alanını da genişletti. Çünkü insanlar The Athletic'in bir milyon aboneye ulaşmasını beklemiyordu. Sevdiği, taraftarı olduğu takım için para ödemeyi göze alacak bu kadar çok sayıda insan olduğu düşünülmüyordu. The Athletic, bunun olabileceğini gösterdi. Bu sayının, NY Times'ın büyük pazarlama olanaklarından yararlanarak daha da artırılabileceğine inanılıyor. Gelir kaynağı reklamdan ziyade abonelik gelirlerine dayanan bir platform için, NY Times gibi gelirinin yüzde yetmişini aboneliklerden, geri kalanının çoğunu ise reklamdan elde eden bir çatının altında yer almak önemli. The Athletic'in finansal geri dönüşümünü sağlamanın anahtarı, reklamlardan da gelir elde edilmesi.

Soru İşaretleri

The New York Times aynı zamanda önemli kararların da eşiğinde bulunuyor. Şöyle ki; The Athletic elliye yakın bölgede 270'ten fazla takıma ilişkin içerik sunuyor. Bunu, yerel gazetelerin hem büyük isimleri hem de büyük isimlerin arkasında sıkışıp kalan muhabirleri bünyesine katarak yapıyor. Yerel gazetelerin şikâyetçi olduğu bu durumun, söz konusu satın alım sonrasında devam edip etmeyeceği merak ediliyor. Öte yandan NY Times'ın piyasada agresif olup olmayacağı da merak edilen bir başka soru. Bu yaz ESPN'den Adam Schefter ve Adrian Wojnarowski ile The Athletic bünyesinde bulunan Shams Charania'nın sözleşmeleri sona eriyor. Önemli takipçi kitlelerine sahip olan bu isimler için NY Times'ın girişimde bulunup bulunmayacağı da henüz belirsiz.

Mather ve Hansmann, CNBC'ye verdikleri röportajda bu konuya da açıklık getiriyorlar. Daha fazla yatırım yaparak güçlü oldukları alanlara önem vermeye ve genişletmeyi bir varlık olarak görüyorlar.

The New York Times & The Athletic birlikteliği, şüphesiz ki spor medyası için çok önemli bir adım oldu. Bu şirketler kâr mı eder zarar mı, onu ileride göreceğiz ama umalım ki en kârlı olan taraf, biz sporseverler oluruz.

Socrates Dergi