Kralın Oğlu

8 dk

Carlos Sainz Jr. Ferrari hanedanının yeni üyesi olarak farklı ve baskılı bir atmosferin içine girecek. Ama o zaten hanedan devam ettirmeye alışık. Doğduğu günden beri...

Carlos Sainz Jr. 11 yaşındayken iki şeyi keşfetti: Büyüyünce bir Formula 1 pilotu olmak istiyordu ve babası sandığından çok daha meşhur bir yarışçıydı. Bu iki büyük keşiften ilki Fernando Alonso taraftarlarının tribünleri doldurduğu 2004 İspanya Grand Prix'sinde gerçekleşti. V10 motorların cayırtısı, seyircisi önünde yarışan bir kahraman… Tüm bunlar bir araya geldiğinde zaten motor sporları ile birlikte büyüyen Carlos'un kararını vermesi hiç zor olmadı. Fakat hayallerini gerçeğe dönüştürmek için çalışması gerekiyordu. Hem de çok.

Carlos'un muhteşem keşiflerinden ikincisiyse Carlos Sainz'ın ralli kariyerine vedası için Madrid'de düzenlenen tören sonrasındaydı: "Babam yarışlardan sonra eve geldiğinde okuldan, futboldan ve gündelik şeylerden bahsederdik. Başarılı bir ralli pilotu olduğunu biliyordum ama bu benim için sadece onun mesleğiydi. Madrid'de meydanı dolduran binlerce insanı görünce ne kadar büyük bir etki bıraktığını anladım. Hemen araştırmaya koyuldum ve yarış kariyerine dair ne varsa izleyip öğrenmeye çalıştım."

Dünyanın geri kalanı için Carlos Sainz isminin anlamı, Junior'ın perspektifinden farklıydı. Kendi kariyerini özenle, her tuğla için ciddi emek ve disiplin sarf ederek inşa eden biriydi Sainz… General Franco'nun boyunduruğundan kendini kurtardıktan sonra 1990'larda her anlamda yükselişe geçen İspanya, yeni eriştiği ekonomik refahı bir spor ekolü oluşturmada kullandı. Baba Sainz da İspanya'nın büyük spor atılımında önemli bir yer tuttu. Neredeyse 15 yıl boyunca zirvede kalıp, bu süreçte pek çok kez takım değiştirdi. Onun efsanesini ele aldığımızda, elde ettiği iki dünya şampiyonluğundan çok daha fazlasına layık bir karakter görmek mümkün.

Junior'ın iki idolü de bu bakımdan benzer hikâyelere sahip. Alonso hakkında Sainz için söylediklerimizin çoğunu tekrar edebiliriz. Sainz'ın başlangıcını işaret ettiği altın yılların kapanışında Alonso vardı. Olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapan, her sporda yükselişinden söz ettiren İspanya da bir süredir bu altın günlerin bitmeyen kredisini kullanıyor. Her şey başa dönerken Carlos Sainz Jr. da babasına sırtını dayayarak değil, ondan örnek alarak kariyerini inşa ediyor.

Elinde bütün imkânlara sahip olan bir çocuğu disiplinli yetiştirmek hassas bir iş. Carlos Sainz Jr.'ın anne babası onu beklentilerin altında ezilmeden kıymet bilen bir insan olarak yetiştirmişler. Etrafındaki olayları ele alışı, mesleğine ve hayata yaklaşımı hep aklı başında ama özgür biri olduğunu gösterir nitelikte. Sainz Jr. kolaylıkla şımarık biri olabilirdi. Ya da ailesinin baskısını kaldıramayıp sürekli onları memnun etmekle kafayı bozabilirdi. Ama sağlıklı aile ortamı sayesinde bu dengeyi tutturmuş görünüyor. Bu işin sırrı biraz da iletişimden geçiyor: "Babam emekli olduktan sonra yarışlara beraber gitmeye başladık. Ona sürekli bir şeyler sorardım. Durmaksızın. O da her birini sabırla cevaplardı. Bana söylediği her şeyi can kulağıyla dinlerdim. Onun gibi olmak istiyordum."

Ailesi Carlos Sainz Jr.'ı el üstünde tutarak da bu noktaya getirebilirdi. F1'de bu örnekleri her zaman görürüz. Diğerlerininki yanlış değil ama Sainz Jr.'ın geçtiği yollar başka türlü aşılabilecek zorluklar değildi. Derslerinde başarılı olmazsa yarışmaya devam edemeyeceği söylendikten sonra ayrıcalıklarını hak etmek için elinden geleni yapan genç sporcu, bunun faydasını kariyeri boyunca gördü. 2013'te güçlü Arden takımıyla GP3'te kendini gösteremeyince pes etmedi. O zamanki konumuyla F1 öncesi son basamaklardan biri olan Formula Renault 3.5'ta şampiyon oldu ve 2015'te 11 yıl önce hayalini kurduğu gridde kendine yer buldu.

Soluklanmaya vakti yoktu: Takım arkadaşı bir buçuk yıl içinde kartingden F1'e çıkan istisnai yetenek Max Verstappen'di. Carlos Sainz ve Jos Verstappen takım içi çekişmenin politik kısmında karşı karşıya gelirken, oğulları pistlerde mücadele ediyordu. Sonraki sezonun ortasında apar topar birinci takıma çıkarılan Verstappen, yeni takımındaki ilk yarışında mucizevi bir galibiyet aldığında Sainz Jr. geri planda kaldı. Max varken bir gün oraya yükselse dahi Red Bull asla onun takımı olamazdı, o da çareyi Renault'ya gitmekte buldu. Ne var ki idolü Alonso'nun şampiyonluklarını elde ettiği takımdan geriye pek bir şey kalmamıştı. Sainz Jr.'ın bir sonraki hamlesi, buruk bir vedayla F1'den ayrılan Alonso'nun McLaren'daki yerini doldurmak oldu. Yarışlar sırasında pek ekrana gelmese de orta sıralarda sezonun en keyif veren pilotuydu. Üstüne yaklaşık bir saat geç gelen Brezilya Grand Prix'si podyumu, Sainz Jr.'ın rekabetçi bir koltuğa layık olduğunun altını çizdi. Ailesinden öğrendikleri ve yetiştirilme biçimi, düşüşlerini daha büyük çıkışlara dönüştürmesini sağladı.

Ferrari tüm dünyanın motor sporları haberine aç olduğu bir dönemde gündeme bombayı bırakıverdi: Sebastian Vettel ile yollarını ayıracaklardı. Alman pilotun yerine gelebilecek iki isim öne çıkıyordu. İkisi de Verstappen'e ait bir takımı bırakarak Renault'da teselli bulmaya çalışan ama umduğunu bulamayan yetenekli isimlerdi. Daniel Ricciardo gridin en hızlı pilotlarından biri. Sosyal medya ona bayılıyor. Tecrübeli. Fakat Ferrari, Carlos Sainz Jr.'ı seçti. Genç neslin en yeteneklilerinden, sempatikliği kadar ciddiyeti ve disipliniyle de dikkat çeken Sainz Jr.'ı Charles Leclerc'in yanına koyarak uzun yıllar başarılı olacak bir ekip oluşturdular. Birbirine saygı duyduğu kadar pist üstünde acımasızca davranabilecek, rakiplerinden puan çalabilecek genç ve dinamik bir Scuderia Ferrari.

Carlos Sainz Jr.'ın işi zor. Dört kez dünya şampiyonu ve şimdiden sporun efsaneleri arasına adını yazdırmış bir pilotun koltuğuna oturacak. Üstelik Ferrari ile ilk sezonunda o efsaneye kök söktüren bir pilotla garajı paylaşacak. Kariyeri boyunca önüne çıkan zorluklar karşısında ne denli güçlü durduğunu göz önünde bulundurursak, Carlos Sainz Jr.'ın korkacak hiçbir şeyi yok.

Socrates Dergi