Mesafeler

Altın için gidiyorum. Tüm dünya Pekin’de Michael Phelps’in sekiz altın madalya ile rekor kırmasını izlemek istese de ben kendi madalyamı ona vermeye niyetli değilim. Onun yolunun önünde durmayı umut ediyorum. Ejderhayı zincirlemeye hazırım. Herkes onun yenilmez olduğunu söyleyip duruyor. Bence değil. Bir şansım olacak.”

Milorad Cavic o şansı yakaladı. 2008 Beijing’de 100 metre kelebek yarışının son milimetrelerine kadar da şansını iyi kullandı. Hatta başta kendisi olmak üzere, Phelps’i geçtiğini düşünenler de az değildi. Buna “Son kulacı attığımda yarışı kaybettiğimi düşünüyordum” diyen Phelps de dahildi. Tarihin en görkemli ve tartışmalı anlarından biri. Saniyenin sadece yüzde biri… Havuzda birer Pegasus ve İkarus'a dönüşen Michael Phelps ile Milorad Cavic arasındaki fark sadece bu kadar... ‘Tek bir olimpiyatta sekiz altın madalya ile rekor kıran Amerikalı efsane yüzücü’ ile ‘Kaliforniya’da doğup büyüyen, Phelps'i rekorundan eden olimpiyat şampiyonu Sırp yüzücü’ yorumları arasındaki fark... Bir göz kırpmasının yirmi yedide biri kadar bir fark... Finiş anında Cavic uzanmayı, Phelps ise yarım kol üzeri tam kol atmayı tercih etmişti. Tarihi değiştiren kararlardan biriydi. Büyük tartışmalar yaşandı. Cavic’in iddiasına göre, aslında o önce dokunmuştu ama duvardaki cihaz doğru çalışmamıştı. Doğruysa bile geri dönüşü yoktu. İşin garip tarafı; bugünden geriye bakınca, aynı oyunlarda Phelps’in ardından üç gümüş alan ve yakın zamanda nihayet dünya şampiyonluğu yaşayan Macar Laszlo Cseh daha az hatırlanırken, Cavic neredeyse Phelps kadar ikonik bir figüre dönüşmüş durumda. Hem de bir kaybeden olarak...

“Ardımda bıraktım her şeyi. Fakat bazen o güne dönüyorum. Evdeki bilgisayarımda bir havuzun su altı fotoğrafı var. Aynı kazandığımı düşündüğüm yarışın fotoğrafı gibi. Fotoğraftaki duvara bakıp bazı şeyleri kafamda çözmeye çalışıyorum. Havuz hep bunu yapmamı sağlıyor.”