
Mimar
5 dk
Yakın zamanda inşa edilen Formula 1 pistlerinin çoğunda Alman mimar Hermann Tilke’nin imzası var. O imzanın gerisindeki adamla konuştuk.
Bir dönem sürücüydünüz. Bu alandaki kariyeriniz tasarımlarınızı etkiledi mi?
18 yaşında yarışmaya başladım ve dört-beş sene öncesine kadar yarışlara katılıyordum. Önceleri pistlerin özellikleriyle çok ilgilenmiyordum ama tasarıma başladıktan sonra iş değişti. Dünyanın her yerinde araba kullandım; bu yüzden çok fazla piste ve viraja aşinayım. Daha inşa edilmeden nasıl bir pist olabileceğini hissedebiliyorum.
F1 pisti tasarlama süreci nasıl başlar?
En önemlisi, pistin inşa edileceği arazi; engebeli mi, düz mü ya da başka etkenler var mı? Ona göre bir plan yapmanız lazım.
Yeni bir pist yaratma aşamasında sürücüleri de düşünüyor musunuz?
Pisti, bir veya birkaç pilotu düşünerek yapamazsınız. Daha genel yaklaşmalısınız. Formula 1 veya MotoGP seviyesinde yarışan sürücüler her şeyin altından kalkabilecek kadar yetenekliler. Herhangi bir pisti diğerlerinden daha fazla sevebilirler, bu gayet normal.
Güvenlik endişesinin F1’i öldürdüğünü söyleyenler var. Buna katılıyor musunuz?
Hayır. Bir sokak pisti yapıyorsanız, bu saf bir F1 pisti olacaktır; orada sadece F1 araçları yarışacak. Ancak her serinin yarışabileceği bir pist yapıyorsanız, iş değişir. F1’de güvenlik, pistin bazı kısımlarında öne çıkabilir ama MotoGP’de böyle değil. İnsanların kendi araçlarını kullanabildikleri pistler için de bu geçerli. F1’de kaza yapıp aracı kullanılmaz hâle getirebilirsiniz ama insanlar kendi araçlarının hurdaya dönüşmesini istemiyorlar. MotoGP sürücüleri de öyle.
Yarış pisti tasarımı konusunda gelecekte neler değişecek sizce? İstanbul Park’ın tasarımı gelecek için uygun mu?
Güvenlik ve bazı detaylar konusunda değişiklikler olacak. Belki geçişlere daha uygun pistler olabilir ki bence İstanbul bu konuda mükemmeldi. Ama genel anlamda çok bir şey değişmeyecektir.
Sokak pistleri neden arttı?
Çünkü özel bir atmosferleri var. Bu hem sürücülerin hem de seyircilerin hissedebildiği bir şey. Mesela Bakü olağanüstü bir pist. Şehrin en güzel yüzünü gösterebiliyor, eski binaları ve özel mimarisini... Sokak pistlerinin bir diğer özelliği de sadece F1 için inşa edilmiyor olmaları, bunlar zaten var olan yollardan ibaret. Diğer pistler ise sadece motor sporları için tasarlanıyor.
İstanbul Park’a dönelim… Projeye başlarken aklınızda nasıl bir pist vardı?
Engebeli araziler, pist tasarlamak için ideal yerler. İstanbul Park’ın arazisini ilk gördüğümde engebeli olduğunu fark etmiştim. Öyle bir arazide pist inşa etme fırsatını yakalamak beni her zaman mutlu ediyor; çünkü iniş ve çıkışları piste yansıtmak, o pisti çok ilgi çekici bir hale getiriyor. Sanki pistin üçüncü bir boyutu varmış gibi... İstanbul Park’ta olan da buydu.
İstanbul Park artık F1 takviminde yer almasa da sekizinci viraj hâlâ oldukça ünlü. Bunu tahmin etmiş miydiniz?
Hem evet hem de hayır. Piste özel bir viraj olsun istiyorduk. Sekizinci virajı özel yapan da viraj içindeki yüksekliğin değişmesi. Dünyanın tek dört apeksli (ideal yarış çizgisinin virajlarda kesiştiği nokta) virajı ve eğimi iç tarafta yüksekken dış tarafta alçak. Bu da kusursuz dönmeyi epey zorlaştırıyor. F1 araçları çok hızlı ve yere basma kuvvetleri çok yüsek. Virajın yapısından dolayı, her apeks noktasına gelişte araçlar aerodinamik dengelerini yeniden bulmaya çalışıyor. Bu nedenle de sekizinci virajı dönmek oldukça zahmetli. Tabii ki bu zorluk önceden planlanmıştı, kâğıt üzerinde ne kadar zor olduğunu biliyorduk ama kimse piste çıkmamıştı. Takımlar hesaplamalarını yaptılar ve “Bu virajı dönemeyiz, fazla hızlı” gibi şeyler söylediler. Lastiklerin mahvolacağından korkuyorlardı. Pistteki ilk GP’de pek çok pilot o virajda pist dışına çıktı. Ben de gidip Michael Schumacher’e sordum ve bana “Her şey gayet iyi, virajla ilgili bir sorun yok. Diğerleri sorun yaşıyorsa yanlış ayar yapmışlardır” dedi. Ben de onun sözüne güvendim ve virajın sorunsuz olduğuna ikna oldum.
Sürücüler Ne Düşünüyor?
Socrates’in üçüncü sayısında yer alan Türkiye GP’si sözlü tarihinde Formula 1 pilotları İstanbul Park için şunları söylemişti:
Jenson Button: “Çok ‘safkan’ bir yarıştı. Teknik olarak da harika bir pistti. Değişik tipte viraj ve sektörlerin karışımıydı. Özellikle sekizinci viraja gelinirken pist genişler ve son üç viraja doğru yeniden daralırdı. Geçişe ikna etme konusunda gördüğüm en iyi pistti ve orada yarışmaktan hep keyif aldım.”
Felipe Massa: “İstanbul Park kendine has bir pistti. Sekizinci viraj inanılmazdı, G kuvveti bu virajdaki ana faktördü. F1’in en iyilerinden biriydi, ki bence takvim ve pilotlar bu tür virajları özlüyor. Farklı süratlerle girilen virajların müthiş bir kombinasyonuydu.”