Münih'ten Kalanlar

12 dk

Fotofiniş ile belirlenen şampiyonlar, madalya özlemine son verenler, üçlemesini tamamlayanlar… Münih Olimpiyat Stadı'nda özel zaferlere ve sıradışı atletizm hikâyelerine tanık olduk. Orada olduğumuz için kendimizi şanslı addettiğimiz anlar…

Münih, 1972 Yaz Olimpiyat Oyunları'ndan elli, 2002 Dünya Atletizm Şampiyonası'ndan ise yirmi yıl sonra, bu sefer 2022 Avrupa Atletizm Şampiyonası'na ev sahipliği yaptı. Yedi gün boyunca birbirinden farklı hikâyelere sahne olan Münih Olimpiyat Stadyumu'nda Sandra Perkovic'in üst üste altıncı şampiyonluğunun yanı sıra iki olimpiyat, üç dünya ve bir Avrupa şampiyonluğuna imza atan Barbara Spotakova'nın vedasına da şahitlik etti. Geriye dönüp baktığımızda şampiyonada öne çıkan diğer sporcular kimlerdi, aklımızda neler kaldı? İşte birkaçı…

Yasemin Can & Yasmani Copello

2022 Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda saha oyunlarında finalde daha fazla sporcu ile yer almayı bekliyorduk. Hatta madalya çıkarmayı dahi umuyorduk. Madalyalar, Yasemin Can ve Yasmani Copello'dan geldi. Münih Olimpiyat Stadyumu'nda ülkemiz adına şampiyonanın ilk madalyasını Yasemin Can, 10 bin metrede kazandı. Bunu yaparken, birkaç gün önce 2022 İngiliz Milletler Topluluğu Oyunları'nda altın madalya kazanan Eilish McColgan'ı dokuz saniye geride bıraktı. Yasemin, altı yıl önce Amsterdam'da kazandığı şampiyonluğu tekrar ederken sadece bu başarıyla da yetinmedi. 5 bin metrede Konstanze Klosterhalfen'in ardından ikinci sırada yer alarak Amsterdam'da olduğu gibi kıta şampiyonasını da çifte madalya ile tamamladı.

Yasmani Copello da Münih'te üçlemesini tamamlayarak Türkiye atletizm tarihine geçti. 400 metre engellide Amsterdam'da aldığı altına 2018'de Berlin'deki şampiyonada Avrupa ikinciliğini ekleyen Yasmani, Münih'te de son andaki çabasıyla bronz madalya kazandı. Avrupa üçüncülüğünü, yaklaşık bir dakikalık bekleme sürecinin ardından, Ludvy Vaillant'ın bir salise önünde ve 35 yaşında elde etti.

Niklas Kaul

Niklas Kaul

Niklas Kaul İnanılmazı Başardı

Münih'te şahit olduğumuz sıradışı hikâyelerden biri, 2019'un dünya şampiyonu Niklas Kaul'un dekatlonda kazandığı altın madalyaydı. Alman dekatlet, sezonu iyi geçirerek gelmemişti Münih'e. Geçen sene Tokyo'da sakatlık nedeniyle yarışmadan çekilmek zorunda kalan Kaul, temmuzdaki dünya şampiyonasında da vasat performansıyla altıncı olabilmişti. Formda olmadan geldiği Münih'te, bu koşullar altında seyircisinin önünde başarılı olması zor görünüyordu.

Kaul, dekatlonun ilk sekiz yarışmasında sezonun genelindeki performansını sürdürdü ve hiçbir mücadelede ilk üçte yer alamadı. Son iki müsabakaya girilirken lider Simon Ehammer'in 520 puan gerisinde ve dokuzuncu sıradaydı. Bu tabloda Niklas Kaul'un podyuma çıkması bile mucize olacaktı. Fakat kimsenin beklemediği gelişmeler yaşandı…

Son iki yarışmadan ilki, Niklas Kaul'un en iyi olduğu branş olan cirit atmadaydı. 24 yaşındaki Alman sporcu, beklentileri boşa çıkarmadı; 76.05 metrelik derecesiyle ilk sırada yer alarak altı basamak birden yükseldi ve lider Ehammer ile farkı 200 puanın altına düşürdü. Bu kadarla kalmadı üstelik. Tribünleri dolduran seyircilerin pozitif enerjisinden mi yoksa cirit atmadaki performansından aldığı güçten mi bilinmez, dekatlonun son yarışı 1500 metrede kariyerinin en iyi derecesini neredeyse üç saniye geliştirerek yarışı ilk sırada tamamladı. Yine de bu performansı, şampiyonluk için yeterli olmayacaktı zira Simon Ehammer'in de beklentilerin altında bir yarış çıkarması gerekiyordu. Peri masalı, yazılmaya başlamıştı bir kere. Ehammer'in vasat bir performansla yarışı tamamlaması, Kaul için Avrupa şampiyonluğu anlamına geliyordu.

Avrupa şampiyonluğu, yarışı Alman dekatletin 38 saniye gerisinde bitiren Ehammer'in ellerinden kayıp gitmişti. Kaul sadece 77 puan farkla İsviçrelinin önünde yer alarak neredeyse imkânsız bir zafere imza atmıştı. Bir gün önce dokuzuncu sırada yer aldığı müsabakaları ilk sırada tamamlayarak, yalnızca 24 yaşındayken, dünya şampiyonluğunun yanına Avrupa şampiyonluğu ekliyordu. Üstelik bu mucizeyi, ülkesinde on binlerce seyircisinin önünde gerçekleştiriyordu…

Femke Bol’u Kimse Durduramadı

Hollandalı Femke Bol, geçen sene Tokyo'da Sydney McLaughlin ve Dalilah Muhammad'ın ardında olimpiyat bronzu alarak, 400 metre engellide madalyaları toplayacağının sinyalini vermişti. Temmuz ayı ortasında Eugene'deki dünya şampiyonasında 400 engellide McLaughlin'e geçilse de Muhammad'ı geride bırakarak gümüş madalyayı kazandı. Bunun yanı sıra 4x400 karışık bayrak yarışında da Hollanda'nın dünya ikincisi olmasını sağladı. Bol, Münih'te başarılarının üzerine koymaya devam etti...

İlk kez yarıştığı 400 metre finalinde Hollanda rekoru kırıp, kıtada sezonun en iyi derecesine imza atarken ikinci sırada yarışı bitiren Natalia Kaczmarek'e attığı yarım saniyelik farkla rakipsiz olduğunu gösterdi. Finalden sadece 11 saat sonra 400 metre engelli seçmelerinde yarışan 400 metrenin yeni kraliçesi, altın madalyayı şampiyona rekoru kırarak kazandı. Bol, 400'de olduğu gibi 400 engellide de rakipsizliğini kanıtladı.

Hollandalı, bireyselde altınları toplamakla kalmadı; 4x400 bayrak yarışında son koşucu olarak gösterdiği performansla tarihinde bu disiplinde hiç madalya almamış ülkesine bir altın daha sundu. Bol, son 400'deki performansıyla hem yarışmanın favorilerinden Polonya'ya yaklaşık bir saniye fark atılmasını sağladı hem de Hollanda'nın ulusal rekor kırmasına yardımcı oldu. Yarışın temposunu yukarı çeken Bol, ilk beşte finişi gören ekiplerden ikisinin ulusal rekor, diğer üçünün ise sezonun en iyi derecesine imza atmasına katkıda bulundu.

Yıldız atlet, rakip tanımayan yükselişinin yanı sıra tevazusuyla da dikkat çekti. Onu, yarışmadığı zamanda tribünlerde arkadaşlarını desteklerken ya da stadyumun hemen dışında şampiyonanın resmi ürünlerini satan standın önünde sırada beklerken görebiliyordunuz.

Unutulmaz 100 Metre Finali!

Münih'te belki de en unutulmaz yarıştı kadınlar 100 metre finali. Şampiyonanın ikinci günü akşam seansında tribünler tamamen doluydu. Seyircilerin enerjisi piste yansıyordu. Akşamın son yarışında Avrupa şampiyonası tarihinin en heyecan verici yarışlarından biri yaşandı. Öyle bir rekabet vardı ki, yarışın sonucu için birkaç dakika beklemek durumunda kaldık.

Dört yıl önce Berlin'deki şampiyonanın gümüş madalyalı ismi Gina Lückenkemper'in; Dina Asher-Smith, Mujinga Kambundji ve Daryll Neita'nın olduğu finalde madalya almasını beklemek için iyimser olmak gerekirdi. Zaten yarış bittiğinde de Kambundji'nin çizgiyi ilk sırada geçtiğinden herkes emindi. Ama foto finişle Lückenkemper ile Kambundji'nin 10.99, Neita'nın ise 11.00 saniye ile yarışı tamamladığı ve Alman atletin Avrupa şampiyonu olduğu açıklanıyordu. Sonuca herkes şaşırmıştı ancak Gina en fazla şaşıran isim olmuştu. 25 yaşındaki Alman atlet, 2016 Amsterdam'da aldığı bronz ve 2018 Berlin'de elde ettiği gümüşün üstüne bir de altın ekledi.

Kambundji Nihayet Avrupa Şampiyonu

Mujinga Kambundji'nin İsviçre tarihinin en başarılı kadın sprinteri olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. 30 yaşındaki atlet, son altı yılda, olimpiyat oyunları dışında yarıştığı büyük organizasyonların en az birinde madalya almayı başardı. Kambundji, üç yıl önce Doha'daki dünya şampiyonasında, Dina Asher-Smith ve Brittany Brown'un arkasında üçüncü olmuş ve bir dünya şampiyonasında ilk kez podyuma çıkmıştı. Dünya ve Avrupa salon şampiyonalarında da madalya kazanan İsviçreli sprinter, Avrupa şampiyonalarında ise -altı yıl önceAmsterdam'da kazandığı 100 metre üçüncülüğü dışında podyumda boy gösterememişti.

Kambundji, Münih'te nihayet o madalyaya kavuştu. Sprinter, 100 metrede gümüş ve 200 metrede altın madalya kazanırken organizasyon tarihinin en sıradışı yarışlarından birinde sahnedeydi. 100 metrede çizgiyi geçtiğinde altın madalyayı kazandığını düşünen Mujinga, buna karşın fotofiniş ile ikinci sırada olduğunu öğrenince hayal kırıklığı yaşamıştı. Öte yandan kariyerinde ilk kez Avrupa ikinciliğiyle tanışıyordu. Altın için ise yalnızca iki gün daha beklemesi gerekecekti.

100 metrede bacağına kramp girdiği için yarışı bırakmak zorunda kalan Asher-Smith'in favori olduğu 200 metrede, Kambundji'nin altın kazanması pek de öngörülmüyordu. Şampiyonadan bir ay önce Eugene'deki 200 metre finali düşünüldüğünde, yarışın favorisi Asher-Smith'ti. Kambundji bir sürprize imza atarak 22.32'lik derecesiyle Britanyalı atleti geride bıraktı ve yıllardır amaçladığı, arzuladığı Avrupa şampiyonluğuna Münih'te ulaşmayı başardı.

38 Yaşında Çifte Avrupa Şampiyonluğu

Daha önce hiç şampiyonluğu olmayan bir sporcunun, 38 yaşında Avrupa şampiyonluğu ile tanışmasından, üstelik bunu beş gün içerisinde iki kere yapmasından daha sıradışı ne olabilir ki? Antigoni Drisbioti'nin geçmişindeki en büyük başarı, dokuz yıl önce Mersin'deki 2013 Akdeniz Oyunları'nda 20 km'de elde ettiği gümüş madalyaydı. Ancak Yunan atlet, Münih'te önce 35 km, ardından da 20 km yürüyüşte şampiyon olmayı başardı. Bir ay önce Eugene'de 35 km'de dünya dördüncüsü olurken Yunanistan rekoruna imza atan Drisbioti, Münih'te bu performansını zirveye çıkardı. Birçok sporcunun çoktan emekli olduğu yaşta, kariyerinin en büyük başarısını elde etti.

Socrates Dergi