Problem Çözücü

Hücum temelli teknik adamların yaşadığı problemler genellikle savunma üzerinedir. Ama her zaman değil. Bir pas takımı oluşturmaya çalışan teknik direktörler bazen oyunun en temelinde sorun yaşarlar ve kafalarındaki oyunu bir türlü oturtamazlar. Bu da oyunu rakip yarı sahada oynamak isteyen takımların üretkenlikte ciddi sorunlar yaşamasına sebep olur.

Üretkenlik, hiçbir zaman Pep Guardiola için bir sıkıntı olmadı. Barcelona'yla başlayan ve Bayern Münih'le devam eden teknik adamlık performansı Manchester City'de de benzer dinamikler üzerinden gelişti. Hiçbir takımında üretkenlik sorunu yaşamayan, kafasındaki pas ve set oyununu zirveye yakın oynatan Guardiola'nın kariyeri boyunca yaşadığı en temel sorun hep savunmadaydı. Geçiş savunması hep zayıf karnı oldu ve ikili eşleşmelerde rakip teknik adamlar bu zayıflığın üzerine gitti. 2011'den beri Şampiyonlar Ligi finali göremeyen Guardiola'nın dokuz yıllık Avrupa başarısızlığının temelinde de bu durum mevcut. Pandemi süreciyle ortaya çıkan ilginç Şampiyonlar Ligi formatındaki Lyon mağlubiyeti de benzer eleştirileri tecrübeli teknik adamın önüne bir kez daha getirdi.

"John Stones bu odada bulunan herkesten daha büyük bir kişiliğe sahip. Buradaki herkesten daha büyük bir yüreği var. Bu benim sevdiğim bir şey. Onu seviyorum. Baskı altında ve insanlar onu eleştiriyorlar. Ama ben John'a sahip olduğum için mutluyum. Yaptığı tüm hatalara rağmen onu seviyorum. Çünkü ben en başta böyle kişiliğe sahip insanları severim. Unutmamanız gereken bir şey var ki benim teknik direktör olduğum takımlarda stoper pozisyonunu oynamak kolay değildir. Arkadaki kırk metreyi savunmanız gerektiği gibi oyunu da kurabilmeniz gerekir."

2017'nin Mart ayında Liverpool'la 1-1 berabere kalan ve John Stones'un hatası nedeniyle kalesinde bir gol gören City'nin maç sonu basın toplantısında oyuncusuyla alakalı soruya sinirlenen Guardiola yukarıdaki yanıtı vermişti. Daha ilk sezonunda onun takımında stoper olmak için ne yapılması gerektiğine dair sarih ifadeler kullanan teknik adam, sonrasında gerçekten zor göreve sahip oyuncularının yaptıkları hatalar nedeniyle çok sıkıntı çekti.

Geçtiğimiz sezon Tottenham'a karşı çeyrek finalde elenen City'de özellikle 4-3'lük ikinci maçta iki büyük hata yapan Aymeric Laporte, Avrupa serüveninin erken bitmesinde büyük rol oynamıştı. Lyon'a karşı da aynı savunma hataları rol oynadı ve City, kendisinden çok daha zayıf rakibinden üç gol yiyerek turnuvaya veda etti. Laporte yine kötü günündeydi ama üçlü savunmada onun yanında görev yapan Eric Garcia ve Fernandinho da standart performanslar gösteremediler. Zaten bir maça üçlü savunmayla çıkan Manchester ekibinin Laporte'un yanındaki iki koltuğu Garcia ve Fernandinho'yla doldurması da aslında problemlerin büyük bölümünü açıklayan şeylerden biriydi.

Geçtiğimiz sezonu savunmada kaybeden City'nin Vincent Kompany'nin takımdan ayrıldığı 2019 yazında bu problemleri tekrar yaşama ihtimali az çok belirmişti. Yaşanan şanssızlıklar bu süreci çok daha travmatik bir hale getirdi. Takımın lider stoperi Laporte'un Eylül ayında yaşadığı diz sakatlığı nedeniyle dört ay kaçırması Guardiola'yı zor durumda bıraktı. Hemen arkasındaki Stones'un da benzer dönemlerde başlayan sakatlıkları ve dört farklı yaralanma nedeniyle 17 maç kaçırması Guardiola'yı bir tercih yapmaya zorladı. Rodri'nin gelişiyle zaten ikinci opsiyon olma durumuyla karşı karşıya kalan Fernandinho bu oyuncuların yokluğunda savunmaya çekildi ve savunmanın liderliği Brezilyalı orta sahaya verildi.

Fernandinho pozisyon bilgisiyle bir yere kadar bu rolü taşımayı başardı. Ama biten atletizmi ve çabukluğu birçok maçta başına bela oldu. Savunmacılığı ve fizik kalitesi düşüşte olan Nicolas Otamendi'yle birlikte takımın beşinci stoperiyken bir anda oynama şansı elde eden Eric Garcia'nın da bu yöndeki eksikleriyle katkı yapamaması City'nin savunma tandemini ağır, arkadaki kırk metreyi koruyamayan, fizikli santrforlarla göğüs göğüse mücadelede sorun yaşayan bir yapı haline getirdi. Laporte'un sakatlık dönüşü eski formuna ulaşamaması ve pandemi arasıyla birlikte iyice geriye gitmesi de Şampiyonlar Ligi'nde bir kez daha hayal kırıklığını beraberinde getirdi.

Böyle bir anda yapılan Nathan Ake transferi Guardiola için büyük şans. Uzun süredir Bournemouth'ta forma giyen ve stoperliği her sezon biraz daha gelişen Ake'nin profil olarak City'nin tam aradığı oyuncu olduğunu söylemek mümkün. Topla oldukça rahat olan ve geriden oyun kurabilen Hollandalı oyuncu kısa boyuna rağmen çok iyi bir atlet. Dar alanda çabuk, kırk metrede hızlı ve geniş alanları da savunabilen bir yapıya sahip. Savunmacılığı da standartların çok üzerinde. Kendisini isteyen Manchester United ve Chelsea'nin kısa boyu nedeniyle Ake'de diretmedikleri İngiliz basınına yansıyan notlardan biri. Özellikle hem ocak ayında hem de yaz döneminde satın alma maddesine sahip olan Chelsea'nin yaşadığı büyük stoper problemlerinin ortasında onu transfer etmemesi ilerleyen dönemde başlarını ağrıtabilir.

Peki Ake hiç dezavantaja sahip değil mi? 1.80'lik boyu elbette problem fakat City, oyun yapısı itibarıyla savunmasından yüksek boy talep eden bir takım değil. Ayrıca Laporte, oyuncuyu bu yönden tolere edebilecek bir partner. Sol ayağıysa uzun vadede sorun olabilir. Zira Laporte'un da sol ayaklı olması sağ stoperde bir sol ayakla oynama durumunu beraberinde getirecek ve geriden oyun kurarken pas açılarına önem veren Guardiola için bu, çözülmesi gereken bir sorun haline gelebilir. Yine de Ake'nin asıl sorunu da sol ayak olmayabilir.

Lyon maçındaki hayal kırıklığı, savunmaya bir kez daha dikkat çekti ve orada hâlâ eksik olan City'de Guardiola bir stoper daha isteyebilir. Kalidou Koulibaly adı son dönemde dillendiriliyor ve benzer bir oyuncunun transferi kısa vadede Ake'yi zor durumda bırakabilir. Fakat Hollandalı stoper, ligin özel savunmacılarından biri. Kolay hata yapan bir oyuncu imajına sahip olmasına rağmen ligde oynadığı 146 maçta hatası nedeniyle takımlarına tek bir gol dahi yedirmemiş olan Ake'nin, sağ ayaklı yüksek profil bir stoperin takıma katılması durumunda Laporte'a zor anlar yaşatacağı kesin. Çünkü Laporte kadar iyi bir uzun topçu olmasa da açık alanları savunma konusunda ondan çok daha iyi bir oyuncu ve bunu Pep'e kanıtlayacak yeteneğe sahip.

City, 40 milyon sterline bu devirde bu miktarlara alınamayacak özel bir transfer yaptı ve savunma sorunlarının bir kısmını çözdü. Ama eldeki savunma grubuna bakınca Nathan Ake gerçekten tek başına bu arızaları giderebilecek bir oyuncu değil. Rotasyonu biraz daha uzatmaları gerekiyor ve benzer bir kalite daha gelirse City önümüzdeki sezon öndeki üretkenliğini çok daha rahat bir kafayla ortaya koyabilir. Eleştirilerin tekrar merkezine düşen Guardiola artık farklı düşünmek zorunda. 2018 Ocak'tan sonra yapılan ilk stoper transferinin bir ikincisiyle desteklenip desteklenmeyeceği önümüzdeki sezonun kaderini belirleyebilir.