Neden Olmasın?

12 dk

OKC Thunder, Russell Westbrook’un etrafını iki büyük yıldızla doldurdu. Peki bu Golden State Warriors’ı yenmeye yetecek mi?

Russell Westbrook, Oklahoma City Thunder ile beş yıl ve 205 milyon dolar değerindeki kontratı imzalarken heyecanlı olan, sadece kendisi, ailesi ve takımı değildi. NBA basını ve seyircileri de flaş gelişmeye aynı coşkuyla yaklaşmıştı. Bunun nedeni, geçen sezon ligin en değerli oyuncusu seçilen Russ’ın belki de tüm kariyerini tek bir takımda geçirme ihtimali de değildi. Asıl üstünde durulan, Westbrook’un yeni kontratını, uzun süre erteledikten sonra Kevin Durant’in 29. yaş gününde, 29 Eylül 2017’de imzalamasıydı.

Bir rastlantı olarak görülebilecek imza tarihi, planlanmış da olabilirdi ama magazin gündemindeki değerini geride bıraktığımızda aslında çok da mühim bir hadise değildi. Gerçekten önemli olan, kulübün geleceğiydi. Yaz aylarında ilk çocuğu dünyaya gelen, Paris ve Çin’e seyahatler yapan, sporculuğu kadar moda zevkiyle de dergi kapaklarına konuk olan Russell Westbrook, geleceğinin OKC’de yattığını görmüş ve şunu demişti: “Olduğum yerde mutluyum.”

İmza sırasında Kevin Durant’in ayrılışının üzerinden tam 452 gün geçmişti. O 452 günde Westbrook MVP ödülü kazanırken, takımı OKC de köklü değişimler yaşadı. Başarılı organizasyon, önce tek başına kalan yıldızı etrafına yeni bir yapı inşa etmeye çalıştı, sonra o yapıyı da değiştirip iki yeni yıldızı kadrosuna kattı. Her fırsatta “Asla ayrılmayacağım” diyen Russ’ın, imzayı attığı tarihte yanında artık Paul George ve Carmelo Anthony, aklında ise yeni hedefler vardı.

Geçmişin Peşinde

OKC, 2016-17 sezonunu Batı Konferansı play-off ilk turunda Houston Rockets’a 4-1 elenerek noktaladığında ESPN yazarı Royce Young bir analiz kaleme aldı. Deneyimli gazeteci, Thunder’ın ilginç sezonunu değerlendirirken şöyle bir ifade kullanıyordu: “Bu daha başlangıç.” Mevzubahis cümlenin altını kalın bir şekilde çizmesinin temelinde Thunder’ın süper yıldızı etrafına oluşturduğu çekirdek vardı. Genel menajer Sam Presti de birkaç gün sonra yaptığı sezon değerlendirmesinde aynı şeyi söylüyordu. Presti, “Biz geçmişimizle mücadele etmiyoruz. Yeni bir yapının temellerini attık ve onu geliştirmeye çalışacağız” minvalinde konuşurken “Westbrook 29 yaşında, onun etrafına yüzük için mücadele eden bir takım kurmakta hızlanmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna “İsabetli kararlar almak, acele etmekten çok daha değerli” cevabını veriyordu. O günlerde herkes; Steven Adams, Victor Oladipo, Enes Kanter, Domantas Sabonis gibi parçaların koç Billy Donovan’ın elinde daha da gelişebileceğini konuşuyordu.

Gerçek bir kitap kurdu olan ve okuduğu en etkili cümleleri kaydettiği defterlerle dolu bir evrak çantasıyla dolaşan Sam Presti, muhtemelen Süleyman Demirel’in “Siyasette 24 saat bile çok uzun süredir” lafına denk gelmemiştir. Ancak bu yaz, NBA’de aynı sözün farklı örneklerini gördü ve uyguladı. Takvimler 22 Haziran gecesini gösterdiğinde Indiana Pacers’ın yıldızı Paul George, Boston Celtics ya da Cleveland Cavaliers’a gidecek gibi görünüyordu. Hatta draft gecesi, George’u Carmelo Anthony ile birlikte Cavs’e yollayan anlaşmada sona gelinmişti fakat Pacers Genel Menajeri Kevin Pritchard son anda, farklı parçalara ihtiyaç duyduğuna kanaat getirdi ve planlar suya düştü. O görüşmeler sırasında kimse OKC’nin adını anmıyordu. Ancak kısa süre sonra, Sam Presti bütün NBA’i şok eden bir başarıyla George’u, Sabonis ve Oladipo karşılığında takıma kattı.

Presti’nin ‘altın yaz’ı bununla da bitmedi. Draft gecesi Carmelo ile Cavs’te buluşacağını düşünen George, aylar sonra yıldız isimle OKC’de bir araya gelecekti. Anthony, bütün yazını New York Knicks ile küskün bir şekilde geçirmişti ve ayrılacağı konuşuluyordu. Ama hazırlık kampları başlarken masada henüz bir anlaşma yoktu. Houston Rockets, Anthony’yi kadrosuna katmak için yoğun çalışıyordu ama 22 Eylül’de artık bu imkânın suya düştüğü anlaşıldı ve devreye OKC girdi. Ve 24 bile değil, 16 saat sonra Melo yeni takımına kavuştu; Enes Kanter, Doug McDermott ve ikinci tur draft hakkı karşılığında Oklahoma’nın yolunu tuttu. Geçen sezonun sonunda “Yeni sezonun hemen yarın başlamasını istiyorum” diyen, genç çekirdekli takımından aldığı olumlu enerjiden bahseden Presti, acele etmeden hızlı koşmuş ve Durant’in ayrılışından bir yıl sonra yeniden şampiyonluk adayı olacak bir takım inşa etmişti.

Fakat değişim sürecinde, geçmiş bir kez daha peşlerini bırakmamıştı. Eylül ayında, bir Twitter kullanıcısının yönelttiği “Sana çok saygı duyuyorum ama OKC’den ayrılmak için -şampiyonluk dışında- geçerli bir sebebin var mıydı?” sorusuna Durant şöyle yanıt vermişti: “Organizasyonu sevmiyordu ve Billy Donovan için oynamak istemiyordu. Kadroları çok iyi değildi, sadece o ve Russ vardı” demiş, arkasından eklemişti: “Russ’ı o kadrodan çıkar, ne kadar kötü olduklarını gör. KD, bu kedilerle şampiyonluk kazanamazdı.” Durant, tweet’leri birkaç dakika sonra silmişti. İlginç olan, Reddit kullanıcılarının bu işin üzerine gitmesi ve farklı bir gerçeği ortaya çıkarmasıydı. Durant’in Twitter ve Instagram’da fake hesapları vardı ve bu mesajları fake hesaplarından gönderdiğini sanmıştı. Warriors’ın yıldızı, iki gün sonra özür diledi ama mesele orada bitmedi. Westbrook, OKC’nin Melbourne United’la oynadığı maçın ardından kameraların karşısına çıktığında üzerinde şu sloganın yazdığı bir tişört vardı: “Adopt a Cat.” (Bir Kedi Sahiplenin.)

Geleceğin Gölgesinde

2017-18 sezonu başlarken OKC, ligin süper güçlü takımlarından biri. Westbrook’un akıl almaz ortalamalarla (31.6 sayı, 10.7 ribaunt, 10.4 asist) bitirdiği geçen sezon, takımı için ilginç bir geçiş süreciydi. Yıldız oyuncu, Oscar Robertson’dan sonra sezonu triple-double ortalamalarıyla tamamlayan ilk oyuncu olmuş, 1962’den beri yapılmayanı yaparken takımının toplarının yüzde 41.7’sini kullanmıştı. Rockets’a elendikleri seride de vahim bir manzara vardı; Russ kenara oturduğunda, OKC hiçbir şey üretemiyordu.

Ama şimdi işler değişecek... OKC, büyük üçlü üzerinden dönecek yeni hücum planını bulmak durumunda. Presti, Koç Donovan’ın en büyük özelliklerinden birinin ‘şartlara hızlı uyum sağlamak’ olduğunu ifade ediyor. Şimdi koç, Russ’ın elinden ipleri çok almadan George’a “Sen de bizim yıldızımızsın” demek ve Melo’yu başka yıldızlarla oynamayı sorun etmediği, hatta onlara liderlik ettiği ‘Olimpik Melo’ hâline getirmek zorunda. Yaz aylarını kapüşonla basketbol oynayarak geçirdiği için ‘Hoodie Melo’ lakabını da alan Anthony’nin, uzun forvet pozisyonunda oynamayı kabul etmesi de değişime sıcak baktığının kanıtı. Melo başka yıldızlarla yan yana oynayamayacağını söyleyenler hakkında da “Beni tanımadıkları için böyle konuşuyorlar” açıklamalarında bulundu. Ama gerçekten de 82 maç+play-off boyunca bunu sorunsuz bir şekilde yapabilir mi? Donovan, çareler aradığını hazırlık maçlarında gösterdi; özellikle efektif kullanabilmek adına George’u biraz yalnız bırakmanın iyi olacağını düşünüyor. Bu yüzden George’u ikinci ve dördüncü çeyreklerin başında, yedek beşin lideri olarak sahada tutması olası.

Takımın şu anki tek problemi yıldızlarının bir arada oynaması değil. OKC’nin en büyük soru işareti de ligdeki bütün büyük takımlar gibi, Golden State Warriors karşısında ne yapabileceğinde saklı. Zira son şampiyon, neredeyse hiçbir eksiği bulunmayan bir takım ve üstüne üstlük yaz aylarında kadrosuna Nick Young, Omri Casspi gibi deneyimli isimleri ve Draymond Green ışıltısı veren çaylak Jordan Bell’i kattı. Warriors’ın en önemli özelliği de rakiplerinin sıkıntısını görüp çok iyi işleyebilmesi. OKC, üç yıldızının yanına Andre Roberson ve Steven Adams gibi iki özel savunmacıyı yerleştirip GSW ile eşleşmeyi denediğinde bunu bir kez daha anlayacak. NBA yazarı Zach Lowe’ın ifadesiyle, “En büyük sorunları Carmelo Anthony’nin savunmadaki, Andre Roberson’ın hücumdaki eksikleri. Bu eksiklikler normal bir takıma karşı o kadar da fark etmezdi. Ama karşınızda Warriors olduğunda işler değişiyor.”

İşin bir de ekonomik tarafı var. 2010 yılında, yüklü bir lüks vergisi ödememek adına James Harden’ı kötü bir anlaşma sonucu Rockets’a takas eden OKC, eğer bu çekirdeği korumak istiyorsa lüks vergisi ödemek zorunda. 2007’de Seattle’dan Oklahoma’ya taşındığından beri kulüp iki kez lüks vergisi ödedi; 2014-15 (2.8 milyon dolar) ve 2015-16 (14.5 milyon dolar) sezonlarında. Melo, OKC ile devam etme opsiyonunu kullanırsa gelecek sezon 27.9 milyon dolar alacak. Gelecek yaz Los Angeles Lakers’a gideceği söylenen George da kalmayı seçerse OKC’nin maaş yükü 138 milyon dolar olacak. Bu elbette yüklü bir lüks vergisini de beraberinde getirecek.

Her Şey Düşünüldü

Genel menajer Sam Presti, parkeleri temizleyen ve buzdolabını dolduran bir stajyer olarak San Antonio Spurs’e girmeden evvel yetenekli bir davulcuydu ve 1999’da All Things Considered adında bir albüm çıkarmıştı. Detaycılığıyla sadece müzikte değil basketbolda da başarılı olan Presti, stajyer olarak girdiği Spurs’ü 2001 NBA Draft'ında 28. sıradan Tony Parker’ı seçmeye yönlendiren isim olarak parlamıştı. 29 yaşında Supersonics’e genel menajer olduktan 22 gün sonra ise takımın yıldızı Ray Allen’ı takas etti ve kısa süre içinde başarılı draft seçimleriyle Durant’in yanına Harden, Westbrook, Serge Ibaka gibi isimleri ekledi. Harden takası gibi hataları da vardı ama kulübün en yıkıldığı anda bile, yani geçen yaz, Westbrook’un güvenini kaybetmedi. Russ, Sports Illustrated’a verdiği röportajda “Her zaman bize şans yaratmasını biliyor, ona güvenim tam” diyerek genel menajerini övmüştü. Bu da her şeye rağmen, Presti’nin koltuğunda rahatça oturabilmesini ve yeni/ büyük hamleleri yapabilmesini sağladı.

Thunder’ın önünde bir büyük şans daha var. Warriors’ın açık favori başlayacağı 2017-18 sezonunda son şampiyonu yenmek için kapıda bekleyen takımlardan biri de onlar olacak. Eğer George’u tutmak istiyorlarsa en azından kısa zamanda başarılı olmak zorundalar. Sam Presti, ne kadar sağlam temelleri olursa olsun, her yapının eninde sonunda yıkılabileceğini en iyi bilen isimlerden. Roma da bir günde yaratılmadı, Oklahoma da... Ama bir günde yıkılabilir. OKC’nin Durant yıllarından kalan bu korkuyu aşması için, Durant yıllarını da aşması gerekecek.

Socrates Dergi