
Numara 932
10 dk
Yarım asır önce Münih'te bir yaz fırtınası esti. Olimpiyat oyunlarına iki sprint şampiyonluğuyla imza atan Valeriy Borzov'du bu fırtına. Lobanovski'nin Dinamo Kiev'i kadar ünlü bir Ukrayna simgesi olan 932 göğüs numaralı Borzov...
Sovyetler Birliği, Soğuk Savaş boyunca ABD ile kültürel bir hegemonya mücadelesi içindeydi. Bu dönemin 70'li yıllara tekabül eden kısmında belki de en fazla 'ekmeğini yedikleri' karakter Valeriy Borzov olmuştu. Ukraynalı Borzov, sprint gibi ABD'lilerin nadiren geçildikleri bir branşta Sovyetler'e tarihteki tek olimpiyat şampiyonluğunu kazandırarak kült bir figüre dönüştü. Bununla da kalmadı; zaman içinde komünist gençliğin muzaffer komutanı olarak politik bir simgeye evrildi.
Valeriy Filipovic Borzov, 1949'da bugün Rusya işgali altındaki Ukrayna'nın 'Batı'ya açılan kapısı' olarak bilinen kenti Lviv yakınlarındaki küçük Sambir kasabasında doğdu. 12 yaşındayken kaydolduğu Kırım'daki gençlik merkezinin spor denemelerinde harikalar yarattığında, hiç vakit kaybedilmeden Kiev'e yollandı. Daha o yaşta Sovyet yetenek havuzundaki isim listesinde adının yanına 'özel' notu düşülen Valeriy, geniş olanaklara sahip, Kiev'deki meşhur Spor Enstitüsü'ne yerleştirildi.
Borzov'un Avrupa'ya açıldığı ilk yarışma, aslına bakarsanız bariz bir işaret fişeğiydi. Genç Ukraynalı, 1968'in Ağustos ayında Leipzig'deki Avrupa Gençler Şampiyonası'nda 100-200 ve 4x100'de altın almıştı. Bu üçlemenin ardından derhal Sovyet A takımına terfi etti ve bir sonraki yıl -henüz 20 yaşını bile doldurmamışken- 10.4'lük derecesiyle 100 metrede büyükler Avrupa şampiyonu oldu. İşte o an, erkeklerde tek bir sprint şampiyonu bile çıkaramayan Sovyetler'in elinde nasıl bir elmas bulunduğunu herkes idrak etmişti.
Valeriy Borzov, 1970 ve 1971 yıllarında -ikisi salonda- üç Avrupa Şampiyonası altın madalyası daha kazandı. Her çıktığı yarışta ya Sovyetler rekorunu ya da yarışma rekorunu yeniliyordu. 1971'de 16 Sovyet Cumhuriyeti'nin kendi aralarında yarıştığı prestijli 'Kızıl Olimpiyat' Spartakiad'da inanılmaz dereceler koşarak Ukrayna takımını turnuvanın en çok konuşulan ekibi yaptı. Aynı yarışmada 200 metreyi 20.1'le kazanırken Avrupa rekorunu da kırdı. Sovyetler'in dışına çıktığı andan itibaren girdiği her yarışı kazanan Borzov'un beklenen sınavı elbette olimpiyat oyunlarıydı. 22 yaşındaki Borzov'un Avrupa kıtasındaki tartışmasız en iyi sprinter olarak geldiği 1972 Münih, onun ABD'li sprinterlere karşı ilk kapışmasına sahne olacaktı. Gerçekçi olmak gerekirse -genç yıldızlarına toz kondurmayan Sovyet basını dahil- kimse, onun sprint dublesi yapabileceğini düşünmüyordu. Çoğunluk, Borzov'un 200'de altına daha yakın, 100 metrede ise kürsüde yer bulmasının muhtemel olduğu fikrinde birleşiyordu.
Fahiş Bir Hata
31 Ağustos 1972, Münih. Valeriy Borzov, o akşam 100 metre çeyrek final serileri yapılırken beklenmedik bir gelişme sonrasında yaşamını değiştirecek olan kavşakta kritik bir virajı döndü. O yıl 9.9 saniyelik 100 metre dünya rekorunu egale eden Eddie Hart ve Ray Robinson, akıllara ziyan bir ihmal sonucunda yarışa çıkamadılar! ABD'li sprinterler, deneyimli antrenörleri Stan Wright'ın elindeki eski yarışma programına göre stada geldiklerinde kayıtlı oldukları serilerin koşulduğunu gördüler. Atletler ve takım yöneticileri olayın şokunu yaşarken, çeyrek finale kayıtlı üçüncü ABD'li Robert Taylor birkaç saniye kala call-room'u yakalayıp kendisini yarışa atabildi ve doğru düzgün ısınmadan çıktığı yarışta Borzov'un ardından ikinci sırayı aldı. Borzov ise -pist kenarında ABD'lilerin yoğun itirazları sürerken- işine odaklandı ve muhteşem bir yarış koşarak 100 metre Avrupa rekorunu yeniledi: 10.07.

İnanılmaz bir ihmal sonucu elenen iki önemli rakip ve kırdığı Avrupa rekoru ile bir anda rüzgârı arkasına alan Valeriy Borzov, yarı finalde 10.21, finalde de 10.14 koşarak buz gibi bir zafere imza attı. Sovyetler Birliği, böylece tarihinde ilk ve son kez 100 metrede ABD'yi geçerek olimpiyat altın madalyası kazandı. 932 göğüs numaralı atletin finiş fotoğrafları, günlerce gazetelerin sayfalarından inmedi. Borzov, üç gün sonra da 20.00'lik derecesiyle ülke rekorunu kırarak ikinci şampiyonluğuna ulaştı. Sovyetler Birliği için bu zaferin sembolik anlamı, aşağı yukarı düşman karasularında denizaltı batırmaya karşılık geliyordu.
Zamanında Kızıl Ordu saflarında İkinci Dünya Savaşı direnişine katılmış eski asker Valentin Petrovskiy, dünyanın en değerli atleti haline gelen Valeriy Borzov'un arkasındaki isimdi. Enstitüdeki günlerinden başlayarak değerli bir maden gibi işlediği Borzov'un elde ettiği başarılar, 70'li yılların önde gelen antrenman bilimi teorisyenlerinden Petrovskiy'i de parlattı. Neredeyse sprintin emeritus profesörüne dönüşen Petrovskiy'in antrenman metotlarıyla birlikte Sovyetler Birliği atletizmdeki etkisini katlayacaktı.
Silahlar, Silahlar...
Valeriy Borzov, Münih'te 200 metreyi kazandığı gece uyuyamadı. Zira o gece sabaha karşı üçte olimpiyat köyünde İsrail kafilesinin teröristlerce rehin alındığı kanlı olay yaşanmıştı. Borzov, sadece iki blok ötede Sovyet takımının kaldığı binada olayları pencereden izleyebiliyordu. Silahlı militanlar, pazarlıklar, patlayan silahlar ve asker müdahalesine tam cepheden tanıklık etmişti...
Aradan dört yıl geçti. Bu sürede şanına şan katan Valeriy Borzov'un 1976 Montreal'de grafiği merakla bekleniyordu. Oyunlara gelmeden bir ay önce bir kasık sakatlığı yaşayan Borzov; seçme, çeyrek final ve yarı finaldeki üç yarışta da geçilmesine rağmen final listesine yazılmayı bildi.
Ancak 100 metre finalinden sadece yirmi dakika önce kulağına eğilen bir görevli, Borzov'a stadyumda kendisini hedef alan bir keskin nişancı olduğuna dair ihbar alındığını iletti. Yarışın başlama saati ötelendi ve güvenlik tetkikleri artırıldı. Valeriy, o gerginlikle çıktığı finalde, dört yıl önce kendisine olimpiyat altını getiren dereceyi (10.14) tekrar ederek bronz madalyayı kaptı.
Şampiyonluk ise dört yıl önceki finalin hemen başında sakatlandığı için mücadeleyi tamamlayamayan Trinidadlı Hasely Crawford'a gitti. İkincilik ise Jamaikalı büyük sprinter Don Quarrie'ye. Yani, bir açıdan bakılırsa; Borzov ilk üçe giremeyen ABD'lileri bir kez daha yenmişti... Sovyet ikon bununla da yetinmedi, 4x100'de dört yıl önce olduğu gibi yine Kızıllar'ı kürsüye çıkardı ve toplamda beş olimpiyat madalyasına ulaştı.

Ludmila Tourischeva
Montreal sonrasında yarışmaya devam eden Valeriy Borzov, 'Gençlik Önderi' unvanıyla Ukrayna Komünist Partisi Merkez Komitesi'nde görev alarak spor politikalarından sorumlu başkanlık yaptı. 1980 Moskova Oyunları'nda bir spor abidesi olarak muhteşem bir vedaya hazırlanıyordu ki üst üste yaşadığı sakatlıklar nedeniyle çok sevdiği atletizme 1979'da otuz yaşında veda etti. Geride bir daha erişilmesi çok güç başarılarla dolu efsanevi bir kariyer bırakarak...
Yitik Yoldaşlık
Valeriy Borzov, iki olimpiyatta gösterdiği performansla Ukrayna'da bir anıta dönüşüp tarihteki yerini sağlama alırken, en az kendisi kadar kariyerli bir başka spor ikonuyla evlenmişti. Ünlü sprinter, Montreal Olimpiyatı esnasında tanıştığı dokuz olimpiyat madalyalı jimnastik yıldızı Ludmila Tourischeva ile 1977'de hayatını birleştirdi. Tüm dünyada on binlerce aşığı bulunan Tourischeva'nın da kalbini kazanmıştı. Onun gerçek bir 'kazanan' olduğunun bundan daha güzel kanıtı olabilir mi? Borzov, 1991'de Sovyetler dağılana kadar spor politikasının içinde kaldı. Akıl danışılan bir büyük olarak ülkesinde her zaman el üzerinde tutuldu.
Ukrayna bağımsız bir ülke olduğunda kurulan ilk kabinede hem spor bakanı hem de Ukrayna Olimpiyat Komitesi Başkanı yapıldı. Bu görevi eşzamanlı olarak 1997'ye kadar sürdürdü. Bakanlıktan ayrıldıktan sonra da parlamenter olarak Ukrayna siyasetinde söz sahibi oldu.
Bir süredir köşesine çekilen Valeriy Borzov ve eşi Ludmila Tourischeva, bugünlerde ne yazık ki içleri cız ederek yüceltmek için uğruna gençliklerini harcadıkları ülkelerinin bombalanışına tanıklık ediyor. Zamanında onurlandırdıkları ve artık külleri bile kalmayan 'büyük ülke' gibi, kaybolan değerlerin ve yitirilen yoldaşlığın da yasını tutuyorlar. Film gibi hayatlarının şu son demlerinde...