Öncü: Damian Lillard

Spor dünyasında ayak bastığı sahanın dışında, farklı alanlarda da kendine meşgale edinen birçok sporcu mevcut. Ryan Babel'in kendi başına YouTube kanalını yönetmesi, eski beyzbolcu Derek Jeter'ın The Players' Tribune'ü kurması, Nuri Şahin'in belli bir süre boyunca Harvard Üniversitesi'nde eğitim alması örnekler arasında sayılabilir. Damian Lillard da yarattığı rap müzik kariyeriyle onlardan biri hâline geliyor. Fakat onu bu yazının ana konusu yapan birkaç özel nokta var.

Basketbolla rap müziğin, özellikle de Amerikan kültüründe iç içe olduğunu söylemek hiç yanlış olmaz. "Basketbolcular rapçi, rapçiler ise basketbolcu olmak ister" klişesi de buradan gelir esasında. Filmlerde bile böyledir: Gettonun çocukları bir arada basketbol oynar, teyplerinden rap müzik dinler ve hatta 'freestyle' yaparak kendi müziklerini yaratırlar. Oakland doğumlu olan ve o bölgenin kendine has rap ekolüyle büyüyen Damian Lillard'ın hayatında doğrudan böyle bir aksiyon yaşanmış olması da muhtemel. Netice itibarıyla o tarz 'kirli' bölgelerde yetişen tanınmış kişiliklerin "Rap müzik ve basketbol benim kötülükten kurtuluş yolum oldu" demesi bilinen bir hikâye. İlk olarak dördüncü sınıftayken Lil Wayne'in üyesi olduğu Hot Boys grubunun albümünü alması, 2000'de şarkı çıkaran Allen Iverson'dan idolü olarak bahsetmesi Lillard'ın benimsediği kültüre dair bazı ipuçları veriyor.

"Rap müzik yapan sporculara baktığımızda hepsi 'rapçi'nin ta kendisi olmaya çalışıyorlar. Sert adam olma çabaları, geniş kıyafetler giymeleri, olabildiğince fazla takı takmaları… Dame öyle değil. Onun yazdığı satırların tamamı 'Şiddeti durdurun' ayarında olmayabilir ama gayet pozitif. Ve ben bu tarz bir şeyi daha önce kimseden duymamıştım." Lil Wayne, Dame D.O.L.L.A mahlaslı Damian Lillard için bu sözleri söylüyor. Tüm bu övgülerin yanı sıra Lillard'ın kendi duygularını ve yaşamını da yaptığı parçalara koyduğunu söylemek mümkün. Lisesinin basketbol takımındayken takım için arkadaşlarıyla beraber bir şarkı yazması veya Paul Rey ile kaydettiği Bigger Than Us şarkısında değindiği toplumsal problemler sadece küçük birer örnek. Veya 2017'de sayı krallığında ilk 10'da yer almasına rağmen All-Star'a seçilemeyince "En son beni hafife aldığınızda, (Houston Rockets serisindeki) 6. maçta ne yaptım?" dediği They Sleep'i yazması… O rap müziği sadece bir hobi olarak değil, içinden gelenleri dökebilmesi adına bir araç olarak görüyor. Rap müzik yapan birçok sanatçının şarkılarında kullandığı küfürlü ifadeler onun şarkılarının hiçbirinde yok.

Profesyonel rap kariyeri öncesinde Instagram üzerinden #FourBarFriday etiketiyle herkesin belli bir beat üzerine '4 Bar' yapabildiği ve bu sayede kendini tanıtabildiği bir etkinlik başlatmıştı Lillard. Daha sonrasında Sway Calloway'in Sway In The Morning programında yaptığı freestyle ile SoundCloud'da 1 milyon, YouTube'da ise 9 milyonun üzerinde dinlenmeye ulaştı. Tüm bu başarının rap dünyasında yarattığı etki neredeyse Lillard'ın Houston Rockets'a 2014 NBA play-off'larında attığı seriyi kazandıran basketle eşdeğerdi. Artık sırada daha büyük adımı atmak, bu işi profesyonel sahneye taşımak vardı.

Ekim 2016'ya gelindiğinde Dame D.O.L.L.A o büyük adımı attı. İsmiyle Lillard'ın basketbol kariyerindeki üç kilometre taşını, Oakland, Ogden ve Oregon'u temsil eden The Letter O albümü yayımlanmıştı. Lillard albümün giriş şarkısını Portland Trail Blazers'a tarihindeki ilk şampiyonluğu yaşatan Bill Walton'a adarken geriye kalan 11 şarkıda Lil Wayne, Juvenile gibi rap müziğe ilgi duymasını sağlayan sanatçılarla ortak çalışmalar yaptı. 2017'de Confirmed, 2019'da ise Big D.O.L.L.A albümlerini çıkarırken aralara da RUN IT UP, Shot Clock gibi başarılı single'lar ekledi.

Basketbol dünyasında Damian Lillard dışında rap müzik yapan isimler de var elbette. Bir dönem polislik yapan Shaquille O'Neal, Iman Shumpert, Marvin Bagley III rap müzik dünyasına adım atan isimlerden bazıları. Lillard'ın yaptığı kaliteli parçalarla yakaladığı etki neticesinde bazı atışmalar da yaşanıyor tabii ki. Önce geçtiğimiz Haziran ayında Marvin Bagley III, Damian Lillard'dan daha iyi rap yaptığını, onunla kapışmaya hazır olduğunu söyledi ve No Debate isimli diss (atışma) parçasını yayınladı. Dame D.O.L.L.A'ysa sadece 3 saat sonra MARVINNNNNN???'i, 7 saat sonra da BYE BYE'ı yayınlayarak çifte cevap vermiş oldu. Bagley de Checkmate şarkısıyla bu tartışmayı 'şimdilik' noktaladı.

Shaq ise rap konusunda kendisinden daha iyi olduğunu iddia ettiği Lillard'a yazdığı Freestyle parçasında "Asla Westbrook ya da Curry olamayacaksın" sözlerini kullanarak tartışmayı daha sert bir noktaya taşıdı. Lillard da "O yüzükleri sana Kobe kazandırdı" diyerek sertlik dozajını sabit tutsa da hem Bagley'yle hem de Shaq'le olan atışmanın sportmence geride kaldığını ve bir sorun olmadığını söyledi.

Günün sonunda Damian Lillard'ın esas işi hâlâ basketbol. Marvin Bagley III ve Shaquille O'Neal ile yaptığı atışmalarda sert sözlerin kullanılmasına rağmen her iki isimle de arasında bir problem olmaması, öncelikli işinin ne olduğunu bilmesinden geliyor. 2012-13'te yılın çaylağı seçilen, özdeşleştiği Portland Trail Blazers ile yüklü kontrata sahip bir yıldızdan bahsediyoruz. Portland'ın play-off'a yönelik hedefinin arttığı dönemde, hele ki yakın tarihte yeni bir albüm çıkarmışken ilerleyen zamanlarda rap kariyerinde vitesi küçültmesi olağan. Ama belki de basketbol kariyerini noktaladıktan sonra rap yapmaya devam eder, hatta diğer NBA oyuncuları için net bir kariyer öncüsü olur... Kim bilir?